Fatih Yaşlı - Nietzsche ve Marx

Bilim ve Gelecek Kitaplığı, 2. Basım, 2010









Baktıkları yer ve odaklandıkları gorunguler bakımından birbirlerinden cok uzak olsalar da, Nietzsche'nin de, Marx'ın da emin olduğu birşey vardı: Yaşanılabilir ve sevincli bir hayat, insanoğlu icin imkÂnsız hale gelmişti. İkisi de hayatın savunusu icin silah olarak kullanılabilecek olanın, hayatı olumlayan bir felsefenin peşindeydi. Nietzsche, saldırısını varolan ahlak anlayışı ile ondan kaynaklanan butun ilişki bicimlerine yoneltti ve hayatın olumlandığı bir dunyanın kurulabilmesinin ancak bu ahlak anlayışının aşılabilmesiyle mumkun olacağını iddia etti. Marx'ın saldırısı ise, kapitalist uretim ilişkileri ile bundan kaynaklanan tum tahakkum bicimlerine yonelmişti ve ancak ozel mulkiyetin ortadan kaldırılmasıyla ozgur ve yaşanmaya değer bir hayatın kurulabileceğini duşunuyordu.

Hem Marx hem de Nietzsche, modernitenin tam ortasına duşmuş iki duşunur olarak, tanıklık ettikleri şeye karşı buyuk bir hıncla doluydular. Nietzsche'nin cağına baktığında gorduğu bir cokuşten başka şey değildi: Tum Avrupa iyileştirilmesi imkÂnsız bir hastalığın pencesindeydi ve yok oluşa doğru hızla ilerliyordu. Marx'ın gorduğu ise insanın ne olduğunu anlayamadığı bir gucun karşısında varoluşsal ozerkliğini yitirdiği ve insanlıktan cıktığı bir dunya idi.

Fatih Yaşlı elinizdeki calışmasında, cağına ofkeleri ortak, ama cozumleri zıt olan bu iki buyuk duşunuru karşılaştırmalı olarak ele alıyor.




Teksayfa duzenlemesi icin "mucellit" dostumuza teşekkurle:

Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.