
Kişiyi sozun maskarası yapan sebepler nelerdir? Kucuk duruma duşmemek icin toplum icinde nasıl konuşmalı ve nasıl bir uslup takınmalıyız? Mesnevi'den kıssadan hisseler ile Mevlana Hazretleri cevaplıyor...İtirazlı ve capraz sualler, bomboş lÂkırdılardır. Hatt bu hususta Hazret-i MevlÂn şoyle der:
“Boş ve mÂnÂsız lÂkırdılarla meşgul olup, sozun maskarası olma!”
MESNEVİ'DEN KISSADAN HİSSE “Usta bir berberin dukkÂnına kır saclı bir adam koşarak geldi;
«–Yiğidim!» dedi. «Sakalımdaki ağarmış kılları bir bir yol! Cunku ben, yeni evlendim.»
Berber adamın sakalını tamamıyla tıraş ederek kılları onune koydu ve;
«–Benim bir işim cıktı, ben gidiyorum. Kılları sen kendin ayıkla!» dedi.
İşte bu siyah kıllar sual, beyaz kıllar da o kişiye verilmiş cevap. Din dertlisi olan Ârifler boyle şeylerle uğraşmazlar!” (Mesnevî

Kıssadan hisse şudur ki;
Ortaya bilgiclik ve itiraz mahsûlu, kelime oyunları ve mantık hatalarıyla dolu sualler atıp da, insanları bunlarla meşgul etmeye, genc gonul ve dimağları da bu suallerle bulandırmaya uğraşanlara aslında verilecek cevap;
“–Boş suallerinle kendin uğraş!” demektir. Boyle suallere aşırı kıymet vermek, surekli bunlarla meşgul olmak; aslında, bu itirazları uretenlerin maksadına hizmet etmek olur.
SOZUN MASKARASI OLMA Coğu kez bu itirazlı ve capraz sualler, bomboş lÂkırdılardır. Hatt bu hususta Hazret-i MevlÂn şoyle der:
“Boş ve mÂnÂsız lÂkırdılarla meşgul olup, sozun maskarası olma!”
MevlÂn Hazretleri, bu hakikati de şoyle anlatır:
“Birisi, Zeyd ’e bir sille vurdu. Zeyd de onu dovmek icin ustune atıldı. Silleyi vuran dedi ki:
«–Sana bir sual soracağım. Cevabını ver; ondan sonra sen de bana vur! Senin ensene sille vurunca; ‘Şırak ’ diye bir ses cıktı. Şimdi burada size dostca bir sorum var:
Ey buyuklerin kendisini ovdukleri er! Soyle bakalım; bu şırak sesi benim elimden mi cıktı, yoksa senin ensenden mi?»
Silleyi yemiş olan dedi ki:
«Ensemin acısı, o şırak sesinin nereden cıktığını duşunmek icin bana imkÂn vermedi. Dertli olmadığın, acı duymadığın icin boyle boş işleri sen duşun! Şunu iyi bil ki;
Dertli olan, acı ceken kişide boyle vesveseli duşunceler yoktur.»” (Mesnevî

Hakikaten kıssada olduğu gibi; boyle mÂnÂsız sualleri ureten mahfiller, hem mazlumları tokatlıyor hem de onlerine boyle sualler atıyorlar.
KOTU NİYETLİ SORULAR MeselÂ; devrimizde zÂlim batı, hem İslÂm beldelerini işgal ediyor, muslumanlara zulmediyor, multecîleri Akdeniz ’de boğuyor, ulkelerin petrollerini somuruyor, hem de donup;
“–İslÂm, şiddet dîni midir? Niye savaşı emrediyor?” diye iftir kabîlinden bir suÂli ortaya atıyor.
Bir başka misal:
Batıda kadın; bir met hÂline gelmiş, sokaklarda pespÂye hÂle duşurulmuş. TÂciz, istismar, fuhşiyat, kurtaj… her turlu mel‘anet kadınların başına dokulmuş. Fakat donuyor;
“İslÂm ’da niye cÂriye var? Niye birden fazla evlilik var?” diye soruyor.
Bu sualler; oyalamak icin, ÂmiyÂne tabirle, cambaza baktırmak ve kendi hilesini, kendi perişanlığını gizlemek icin.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, Yıl: 2019 Ay: Mart, Sayı: 169
İslam ve İhsan