
Altın Silsile ’den Mûs Topbaş Hazretleri ’nin hikmetli sozleri.SÂhibu ’l-Vef HÂce Mûs Topbaş Hazretleri ’nden hikmetli sozler...
MUSA TOPBAŞ EFENDİ ’NİN HİKMETLİ SOZLERİ “İnsan ne kadar ibÂdet ederse etsin, butun omru secde ile ve oruclu gecsin, ancak sevap kazanır. MÂnen terakkî edebilmek, ancak seyr u sulûk yoluyladır.”[1]
***
“Bir kişi CenÂb-ı Hakk ’a vÂsıl olursa, her şeye vÂsıl olmuş demektir. CenÂb-ı Hakk ’a vÂsıl olamazsa, dunya kadar şohreti olsun, butun dunya onu alkışlasın, hic kıymeti yoktur!”[2]
***
“Şunu iyice bilmelidir ki, kulluğun nihÂyeti olmadığı gibi, seyr u sulûkun de sonu yoktur. «Benim işim tamam oldu.» diyenler yarı yolda kalmışlar, kendi noksanlarını gorenler ise yol almışlardır.”[3]
***
“Bir insan, kul olarak kendini her hususta CenÂb-ı Hakk ’­ın emirlerine itaate verirse cok yuksek mertebelere nÂil olur. Ancak bizler, mertebe Âşığı da olmayacağız. CenÂb-ı Hak bize neyi emrettiyse seve seve yapacağız. CenÂb-ı Hak neyi yasak ettiyse seve seve ondan da kacınacağız. CenÂb-ı Hakk ’a kulluğa devam ede­ceğiz. Devam ettikce, Rabbimiz nice guzel hÂlleri bizlere ihsÂn eder. Boylece Rabbimiz ’in izniyle kendimizi kurtarmış oluruz.”[4]
***
“Y Rab! Bizi muhabbet nîmetinden mahrûm eyleme! Her şey, Sen ’in sevginle yeşerir, canlanır, kuvvet bulur. Y Rab! Sevdiklerini sevdir. Başta Rasûl-i Ekrem -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri ’ni sevdirdiğin gibi, sevilmeye lÂyık olan her dostunu sevdir. Bizleri, sırasıyla butun Ehl-i Beyt ’in, ashÂb-ı kirÂm hazarÂtının, hulÂsa İslÂmiyet ’i seven ve ona hizmet edenlerin bilÂ-istisn hepsinin ayaklarının tozu eyle!”[5]
***
“Mu ’min, işlemiş olduğu kucuk gunahını dÂim buyuk gormelidir. Allah dostları en ufak zellelerini dahî dağlar gibi cesîm gorurler, derin bir mahviyet icinde CenÂb-ı Hakk ’a gozyaşları ve buyuk bir teessur icinde istiğfÂr ederler.”[6]
***
“Akıllı kişi, evvel cuvalın deliklerini yamar, ondan sonra icini doldurur. Delik yahut catlak olan kaba ne konursa konsun, icindekini muhafaza edemez.”[7]
***
“Akıllı insan; duşuk ahlÂklı, diyÂneti zayıf insanlardan hem kendisini hem de yakınlarını korumalıdır. Mumkun mertebe onlarla mesÂfeli kalmalıdır. Cunku kişi, kiminle ulfet ederse, onun hÂli ve ahlÂkı kolaylıkla kendisine sirÂyet eder.”[8]
***
“Kulu mÂrifetullÂhʼa ulaştıracak ozler, yani tohumlar, vucut toprağında hazır beklemektedir. Bunların filizlenmesi icin, hamd, şukur, zikir ve fikre devam etmek lÂzımdır… MÂrifet ilminin başı, ilÂhî sanatın sırları uzerinde tefekkurdur.”[9]
***
“SÂlim ve mÂsivÂdan arınmış bir kalple yapılan murÂkabe ve tefekkur neticesinde insan, kitaplardan oğrenemediği bircok rûhÂnî bilgilere sahip olur.”[10]
***
“Dînî hukumleri sÂlih Âlimlerden sorup oğrenmek lÂzımdır. Zira onlar takv sahibi oldukları icin fetvÂları daha isÂbetli ve daha tesirlidir. Diğer taraftan ilmi, mal ve mevkiye kurban eden dunyacı Âlimlerden de mumkun mertebe uzak durmalıdır.”[11]
***
“EvlÂdına dînini oğretmeyen ana-babalar, dunyanın en merhametsiz insanlarıdır… Dînî terbiye vermeden evlÂt yetiştirmek, sobada yakmak icin ağac yetiştirmek gibidir.”[12]
***
“Yuz tÂne yarım insanı toplasanız, bir (tam) insan etmez.”[13]
***
“İslÂm ’ın emrettiği ibÂdetler, hep kulların menfaat ve maslahatları icindir. Yoksa Allah TeÂl ’nın bunlara hic ihtiyacı yoktur. Hak TeÂlÂ, mustağnî olduğu hÂlde kullarını emir ve nehiylerle yuceltmiş ve onlara yukselme yollarını acmıştır. Biz Âcizlere duşen de bu buyuk nîmetin şukrunu tam olarak îf eylemektir.”[14]
***
“Hak dostları herkesin ağırlığını yuklenmeyi kendilerine dustûr edinmişlerdir.”[15]
***
“Gayretimiz hizmet etmektir, ama nefer olarak!”[16]
***
“Ben işin buyuğunu yapıyorum diye kucuğunu ihmÂl etmek olmaz. Zira kucukler birikince buyuk olur.”[17]
Dipnotlar:
[1] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, V, 42. [2] Allah Dostunun Dunyasından, s. 46. [3] Bkz. SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, I, 43; V, 79. [4] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, V, 82. [5] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, II, 189-190. [6] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, II, 63. [7] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, II, 36. [8] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, II, 33. [9] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, V, 35-36. [10] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, II, 89. [11] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, IV, 171. [12] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, IV, 116-117. [13] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, V, 56. [14] SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri, IV, 158. [15] Allah Dostunun Dunyasından, s. 81. [16] Allah Dostunun Dunyasından, s. 82. [17] Allah Dostunun Dunyasından, s. 105.
İslam ve İhsan