Kur ’an ’da akrabalık ile ilgili ayetler hangileridir? Akraba ile ilgili ayetler.Kur ’an-ı Kerim ’de akrabalık ilişkileri ile ilgili ayet-i kerimeler.
AKRABALIK İLE İLGİLİ AYETLER O fÂsıklar ki Allah ’a kesin soz verdikten sonra sozlerinden donerler, Allah ’ın korunup gozetilmesini emrettiği bağları koparırlar ve yeryuzunde bozgunculuk yaparlar. En buyuk zarara uğrayanlar işte onlardır. (Bakara sûresi, 27. ayet)
***
Hani biz, İsrÂiloğulları ’ndan: “Sadece Allah ’a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilikte bulunacaksınız!” diye soz almış ve: “İnsanlara guzel soz soyleyin, namazı hakkıyla kılın, zekÂtı verin!” diye emretmiştik. Sonra sizden pek azı mustesna, sozunuzden dondunuz ve hÂl yuz cevirmeye devam ediyorsunuz. (Bakara sûresi, 83. ayet)
***
Yuzlerinizi doğu ya da batı tarafına cevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik; Allah ’a, Âhiret gunune, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan; malını sevdiği halde akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, hurriyetine kavuşmak isteyen kole ve esirlere veren; namazı dosdoğru kılıp zekÂtı odeyen; antlaşma yaptığında sozunde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin yaptığıdır. Kulluklarında samimi ve durust olanlar işte bunlardır; gercek takv sahipleri de yine bunlardır. (Bakara sûresi, 177. Ayet)
***
Birinize olum yaklaştığı vakit, eğer geride mal bırakıyorsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya meşrû bir bicimde vasiyette bulunmak size farz kılındı. Bu, takv sahiplerinin yerine getirmesi gereken bir borctur. (Bakara sûresi, 180. Ayet)
***
Rasûlum! Sana, Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Sevap kazanmak icin harcayacağınız şeyleri oncelikle ananıza, babanıza, akrabanıza, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara verin.” İyilik olarak her ne yaparsanız, Allah onu mutlaka bilir. (Bakara sûresi, 215. Ayet)
***
Ana babanın ve akrabanın vefat edip geride bıraktığı mallarda erkek mirascıların bir payı olduğu gibi; ana babanın ve akrabanın vefat edip geride bıraktığı mallarda kadın mirascıların da bir payı vardır. Bunlar, gerek az olsun gerek cok olsun, Allah tarafından takdir edilmiş ve mirascıya verilmesi gereken paylardır. (Nis sûresi, 7. ayet)
***
Miras paylaştırılırken, mirascı olmayan akrabalar, yetimler ve fakirler de orada hazır bulunuyorlarsa, onlara da bu mirastan bir şeyler verin ve gonullerini alacak tatlı guzel sozler soyleyin. (Nis sûresi, 8. ayet)
***
Cocuklarınızın mirastan payları konusunda Allah size şu emirleri veriyor: Erkek cocuğun payı, kız cocuğun payının iki katıdır. Eğer cocukların hepsi kız ve ikiden fazlaysa, mirasın ucte ikisi onlarındır. Eğer kız cocuk tekse mirasın yarısını alır. Olenin cocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan ana-babasından her birine altıda bir pay duşer. Eğer cocuğu yoksa, tek vÂrisi de ana-babasıysa, o takdirde mirasın ucte biri annenindir. Olenin kardeşleri varsa, o zaman annenin payı altıda birdir. Butun bu taksimler, olenin yaptığı vasiyet yerine getirildikten ve varsa borcu odendikten sonra yapılacaktır. Ana babanız ve cocuklarınızdan hangisinin faydaları itibariyle size daha yakın olduğunu siz bilemezsiniz. Butun bunlar Allah tarafından belirlenmiş ve mutlaka sahiplerine verilmesi gereken paylardır. Şuphesiz ki Allah, her şeyi hakkiyle bilen, her hukmu ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (Nis sûresi, 11. ayet)
***
Ana baba ile yakın akrabanın olumden sonra bırakacakları her terike icin vÂrisler belirledik. Yemin ederek kendileriyle sozleşme yaptığınız kimselerin paylarını da verin. Muhakkak Allah her şeye hakkıyla şÃ‚hittir. (Nis sûresi, 33. ayet)
***
Allah ’a kulluk edin ve O ’na hicbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babanıza iyilikte bulunun. Akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışlara, elinizin altında bulunan kole, cÂriye, hizmetci ve işcilere iyilik yapın. Cunku Allah, kendini beğenen ve cokca ovunup duran kimseleri kesinlikle sevmez. (Nis sûresi, 36. ayet)
***
Ey iman edenler! Kendinizin, ana-babanızın ve yakın akrabanızın aleyhinde bile olsa, Allah icin doğru durust şÃ‚hidlik yaparak, adÂleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun! Hakkında şÃ‚hidlik yaptığınız kimse zengin de olsa fakir de olsa boyle davranın. Cunku Allah, ikisine de sizden daha yakındır, hÂllerini daha iyi bilir. Şu hÂlde, sakın Âdil davranmaktan yuz cevirip nefsin arzularına uymayın. Eğer dilinizi eğip buker, gerceği olduğu gibi soylemekten cekinir veya busbutun ondan yuz cevirirseniz, başınıza geleceği siz duşunun! Zira Allah, yaptığınız her şeyden hakkıyla haberdÂrdır. (Nis sûresi, 135. ayet)
***
Ey iman edenler! Birinize olum gelip cattığı zaman vasiyet esnÂsında sizden adÂletli iki kişi; şÃ‚yet olum musîbeti yolculuk yaparken sizi yakalarsa sizden olmayanlardan iki kişi aranızda şÃ‚hitlik yapsın. Eğer şÃ‚hitlerden şuphelenirseniz, namazdan sonra onları alıkoyun ve kendilerine şoyle yemin ettirin: “Vallahi, akrabamız bile olsa biz yeminimizi hicbir menfaat karşılığında satmayız ve Allah ’ın emÂneti olan bu şÃ‚hitliği de asla gizlemeyiz. Boyle yaparsak mutlaka gunahkÂrlardan oluruz.” (MÂide sûresi, 106. ayet)
***
Yetişkinlik cağına erinceye kadar, muhafaza ve yardım maksadıyla en guzel şekilde olanı dışında, yetimin malına yaklaşmayın. Olcuyu ve tartıyı adÂletle tam yapın. Biz hic kimseyi gucunun ustunde bir şeyle sorumlu tutmayız. Konuştuğunuz zaman, en yakınlarınızın aleyhinde bile olsa adÂleti gozetip doğruyu soyleyin. Allah ’a ve Allah icin verdiğiniz sozleri yerine getirin. İşte bunlar, duşunup ders almanız icin Allah ’ın size emrettiği hususlardır (En'Âm sûresi, 152. ayet)
***
Şunu bilin ki, ganimet olarak aldığınız şeylerin beşte biri Allah ’a, Rasûlu ’ne, onun akrabalarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Eğer Allah ’a ve iki ordunun karşılaştığı, hak ile bÂtılın birbirinden ayrıldığı gunde kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız bunun boyle olduğunu kabul edin. Allah her şeye hakkiyle guc yetirendir. (EnfÂl sûresi, 41. ayet)
***
Ne Peygamber ’in ne de inananların; şirk icinde olup de cehennemlik oldukları kesinkes acığa cıktıktan sonra, akrabaları bile olsa, boyle muşrikler icin bağışlanma dilemeleri doğru değildir. (Tevbe sûresi, 113. ayet)
***
Allah ’a kesin soz verdikten sonra sozlerinden donenler, Allah ’ın korunup gozetilmesini emrettiği hususları koparıp atanlar ve yeryuzunde bozgunculuk yapanlara gelince, işte lÂnet de bunlar icindir, varılacak en kotu yer olan cehennem de bunlar icindir. (Ra'd sûresi, 25. ayet)
***
Şuphesiz ki Allah adÂletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı gorup gozetmeyi emreder. Her turlu hayÂsızlığı, kotuluğu ve azgınlığı yasaklar. Duşunup ders almanız icin size boyle oğut verir. (Nahl sûresi, 90. ayet)
***
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya hakkını ver; fakat malını israf ederek sacıp savurma. (İsr sûresi, 26. ayet)
***
İcinizden fazilet ve servet sahibi kimseler, bundan boyle akrabalarına, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere mallarından bir şey vermeyeceklerine dÂir yemin etmesinler. Affetsinler, hoş gorsunler! Oyle ya, onları bağışlamanıza karşılık Allah ’ın da sizi bağışlamasını istemez misiniz? Allah, cok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. (Nûr sûresi, 22. ayet)
***
Rasûlum! Once en yakın akrabanı uyar. (Şuar sûresi, 214. ayet)
***
Oyleyse akrabaya, yoksula ve yolda kalmışlara hakkını ver. Allah ’ın rızÂsını isteyenler icin en hayırlı yol budur. Kurtuluşa erecek olanlar da işte bunlardır. (Rûm sûresi, 38. ayet)
***
O Peygamber, mu ’minlere kendi canlarından daha yakındır; onun hanımları da mu ’minlerin anneleridir. Şu kadar ki, aralarında kan bağı bulunanlar, Allah ’ın kitabına gore miras ve yardımlaşma hususunda birbirlerine diğer mu ’minlerden ve muhÂcirlerden daha yakın ve karşılıklı daha cok hak sahibidirler. Bununla birlikte, her zaman dostlarınıza iyilikte bulunabilir ve onlara vasiyetle mirasınızdan bir miktar mal ayırabilirsiniz. Bu hukumler, kitapta bu şekilde kaydedilmiştir. (AhzÂb sûresi, 6. ayet)
***
Hicbir gunahkÂr, başkasının gunahını yuklenmez ve onunla yargılanmaz. Ağır bir gunah yuku altında ezilen kimse, yukunu taşımak icin başkasını yardıma cağırsa, bu cağırdığı kimse akrabası bile olsa, onun gunahından en kucuk bir şey yuklenemez. Sen ancak gormedikleri halde Rablerinden korkan ve namazı dosdoğru kılan kimseleri uyarabilirsin. Artık kim gunahlarından temizlenirse kendi iyiliğine temizlenmiş olur. NihÂî donuş yalnız Allah ’a olacaktır. (FÂtır sûresi, 18. ayet)
***
Allah dilerse ruzgÂrı durdurur da yelkenli gemiler denizin uzerinde oylece hareketsiz kalıverir. Elbette bunda, cok sabreden ve hep şukreden kimseler icin dersler ve ibretler vardır. (Şûr sûresi, 33. ayet)
***
Ey munafıklar! Demek fırsatını bulup iş başına gececek olsanız, yeryuzunde bozgunculuk yapacak ve akrabalık bağlarını keseceksiniz, oyle mi? (Muhammed sûresi, 22. ayet)
***
Allah ’ın barış yoluyla fethedilen ulkelerin halkından Peygamberi ’ne nasip ettiği ganimet malları Allah ’a, Peygamber ’e, Peygamber ’in yakın akrabasına, yetîmlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. TÂ ki o mallar, icinizde sadece zenginler arasında dolaşan bir servet hÂline gelmesin! Peygamber size ne verdiyse onu alın; size neyi yasakladıysa ondan da kacının. Allah ’a gonulden saygı besleyip O ’na karşı gelmekten sakının. Cunku Allah ’ın cezası pek şiddetlidir. (Haşr sûresi, 7. ayet)
***
KıyÂmet gunu ne yakınlarınızın size faydası olacaktır, ne de cocuklarınızın. Cunku Allah o gun aranızı ayıracaktır. Allah, butun yaptıklarınızı gormektedir. (Mumtehine sûresi, 3. ayet)
***
Bugun burada onu koruyacak candan bir dostu yoktur. (HÂkka sûresi, 35. ayet)
***
Ya bir akraba olan yetîme, (Beled sûresi, 15. ayet)
***
Onlara şoyle de: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim: O ’na hicbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla cocuklarınızı oldurmeyin; cunku sizi de onları da biz rızıklandırıyoruz. Acık olsun, gizli olsun hicbir gunaha ve kotuluğe yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkca Allah ’ın oldurulmesini haram kıldığı cana kıymayın. İşte bunlar, akıl erdirmeniz icin Allah ’ın size emrettiği hususlardır.” (En'Âm sûresi, 151. ayet)
***
Sonradan iman edip hicret eden ve sizinle beraber cihÂd edenler de sizdendirler. Ama aralarında akrabalık bağı bulunanlar, Allah ’ın hukmune gore birbirlerine daha yakındırlar. Şuphesiz ki Allah, her şeyi hakkiyle bilendir. (EnfÂl sûresi, 75. ayet)
***
Onların sozlerine nasıl guvenilebilir ki? Eğer size ustunluk sağlayacak olsalar, hakkınızda ne bir yemin, ne bir anlaşma, ne de bir hukuk hicbir şey gozetmezler. Ağızlarıyla guya sizi memnun etmeye calışırlar; fakat kalpleri aksi istikÂmette atar. Cunku onların coğu, yoldan cıkmış hak-hukuk tanımaz kimselerdir. (Tevbe sûresi, 8. ayet)
***
Onlar, bir mu ’min hakkında ne bir yemin, ne bir anlaşma, ne de bir hukuk hicbir şey gozetmezler. Onlar, işte boyle sınır tanımaz saldırgan kimselerdir. (Tevbe sûresi, 10. ayet)
***
Elbette biz, senden once de peygamberler gonderdik; onlara da eşler ve cocuklar verdik. Ayrıca Allah ’ın izni olmadan hicbir peygamberin bir mûcize gostermesi sozkonusu olmamıştır. Her zamanın, kulların maslahatlarına gore yazılmış bir hukmu vardır. (Ra'd sûresi, 38. ayet)
***
Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenizi ve ana-babaya iyilik yapmanızı kesin olarak emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlılık cağına erişirlerse sakın onlara “Of!” bile deme, onları azarlama, onlara gonul alıcı tatlı ve guzel soz soyle! (İsr sûresi, 23. ayet)
***
En icten tevÂzu ve merhamet duygularıyla onlara kol kanat ger ve haklarında: “Rabbim! Nasıl onlar beni kucukluğumde şefkat ve sevgiyle terbiye edip yetiştirdilerse, sen de onlara oyle merhamet eyle” diye dua et! (İsr sûresi, 24. ayet)
***
Rabbiniz, icinizde taşıdığınız niyet ve duşuncelerinizi en iyi bilendir. Eğer siz bir kısım hatalardan sonra hÂlini duzeltenlerden olursanız, şuphesiz Allah, gunahlarından icten tevbe edip kendisine yonelenlere karşı cok bağışlayıcıdır. (İsr sûresi, 25. ayet)
***
Biz insana ana-babasına iyi davranmasını emrettik. Fakat eğer onlar seni hakkında bilgin olmayan bir şeyi koru korune bana ortak koşmaya zorlayacak olurlarsa, onlara sakın itaat etme! Donuşunuz ancak banadır. Ben de yapmakta olduğunuz şeyleri size bir bir haber vereceğim. (Ankebût sûresi, 8. ayet)
***
Elcilerimiz Lût ’a gelince, Lût onları halkın tecÂvuzunden koruyamayacağı endişesiyle uzuldu ve eli kolu bağlanıp goğsu daraldı. Elciler şoyle dediler: “Korkma, uzulme! Biz elbette seni ve Âileni kurtaracağız. Ancak hanımın mustesnÂ; o, geride kalıp helÂk edilenlerden olacak!” (Ankebût sûresi, 33. ayet)
***
Ey iman edenler! Eşlerinizden ve evlatlarınızdan size duşman olanlar cıkabilir; onlara karşı dikkatli olun! Bununla beraber eğer affeder, hoş gorur ve kusurlarını orterseniz bu sizin icin bir fazilettir. Hic şuphesiz Allah da, cok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. (Teğabun sûresi, 14. ayet)
***
Mallarınız ve cocuklarınız birer imtihan vesilesidir. Allah ’ın sevgi ve taatini mal ve evlat sevgisine tercih edenleri Allah katında buyuk bir mukÂfat beklemektedir. (Teğabun sûresi, 15. ayet)
Kaynak: kuranvemeali.com
İslam ve İhsan
KOTULUK YAPAN AKRABALARLA İLİŞKİYİ KESMEK CAİZ OLUR MU?