Kapı calınınca irkilerek o yana yoneldi, ama iki adım bile atmadan,
yangın alarmı kulakları sağır edecek bir sesle calmaya başladı.
"Yangın sondurucu nerede!"
"Camaşır makinesinin yanında
Duman, tavana doğru hızla savrulunca.
Marty saclarının rengi guneşin etkisiyle dalga dalga beyaza donuşmuş adamla, bir an icin goz goze geldi.
Ve hemen silkinip, karşısındaki govdeye omzuyla yuklendi. "Cekil yolumdan!"
Ocağa koşup tutuşmanın eşiğindeki tavayı kaptı ve mutfağın arka kapısından bahceye savurdu.
Sonra donup ocağı kapattı, soluklanmak icin tekrar kapıya koştu.
Adam ellerini beline koymuş, onu hicbir şey soylemeden izliyordu.
Sonunda, "Burada neler olduğunu bana anlatacak mısın?" dedi.
Tek umudu olan evini, kendi eliyle yakmanın eşiğinden donen Marty,
soluklarının duzene girmesini beklemek icin, mutfak tezgÂhına yaslandı.
Adam başını yavaşca salladı, sonra havayı kokladı.
"Bu koku ne?"
"Poliuretan, tiner ve biraz da kimyon. Bazen işler insanın planladığı gibi gitmeyebiliyor."
Adam, onu bir uzaylı gibi suzuyordu. Gozleri yeşildi ve gozbebekleri altın parıltılı harelerle cevriliydi.
Marty, marangoz olduğunu umduğu kişinin kapıya doğru gerilediğini fark edince, telaşa kapıldı. Gitmesine izin veremezdi.
"Fırını en kısık dereceye ayarlamıştım. Garajda boya yaparken telefonu duyabilmek icin ara kapıyı acık bırakmıştım.
Ev o yuzdenoyle kokuyor. Bunun farkına varınca, duşa girerken biraz kimyon kullandım."
"Yani kimyonla mı duş aldın?" :fuu:
ABY
PDF