İri yarı, guclu ve korkusuz bir şovalye olan Dunstan De Burgh’a hic istemediği bir gorev verilmişti. Hafızasını kaybeden ancak araştırmalar sonucu Lady Marion Warenne olduğu anlaşılan genc kadını, vasisi ve dayısı olan Harold Peasely’e sağ salim teslim etmek zorundaydı.
Ancak, gecmişini unutmuş olsa da Lady Marion, kendisini hatırlamaya zorladıkca dehşete surukleyen bir onseziyle, evine donmek istemiyordu. O yuzden de fırsatını buldukca Wessex Baronu olan, Kurt lÂkaplı Dunstan’dan kacmaya calıştı ama her seferinde yakalandı.
Paylaştıkları zorlu yolculuğun ve karşılaştıkları tehlikelerin ve katliamın birbirine yaklaştırdığı Marion ve Dunstan, farkında bile olmadan ortak bir kadere doğru yol alıyorlardı.
Marion, Wessex Kurdu’na Âşık olduğunu fark edince derin bir umitsizliğe kapıldı. Savaşların katılaştırdığı o korkusuz erkeğin kalbinde ona bir yer olması mumkun muydu?
Doğanın en zeki, korkusuz ve acımasız yaratıklarından biri olan kurdu evcilleştirebilecek miydi?