
Dış kapıya geldiğinde, kapı birden ardına kadar acılıverdi. Neredeyse ona carpıyordu.
"Uzgunum, iyi misiniz?"
Hayır değilim. Gormeyi en son beklediği adamın yuzune bakakalmıştı.Ozellikle de bir copcatanlık ajansının kapısında...
"Cara? Bu ne hoş bir surpriz?"
Matthew Byrne"nin guclu kolları onu kucaklamıştı. Butun eski duygular birden uyanmıştı. Bir erkeğe duyulan arzu ve ozlem, istemediği bir kadın olmanın verdiği rahatsızlık. Demek duygularını hic de dizginleyememişti. Bu adamın gucu onu sersemletmeye hala yetiyordu. Tabi ki bunu bilmesine izin verecek değildi.
"Selam Matt. Seni gormek cok guzel." Bu sozleri neredeyse boğulurcasına soylemişti. Başı donuyordu ve kalbi hızlanmıştı.
"Şu haline bak. kocaman olmuşsun."
Genc adamın gozleri onu baştan aşağı suzerken teninde bir urperti hissetti. Genc adamın bakışları yuzune donmeden once bir sure goğuslerinde takılıp kalmıştı.
Genc kadın doğal gorunmeye calışarak kollarını goğsunde birleştirdi ama bunu başaramadığını kendisi de biliyordu.
Genc adam sırıttı. Bu gulumseme yıllardır Cara'nın ruyalarında giren gulumsemeydi. Genc kadının tepkisini fark etmiş ve bundan da cok hoşlanmış gibiydi.
Cara cenesini dikleştirdi ve ona baktı.
"Evet, kucuk kızlar genelde buyurler." dedi.
On sekizinci yaş gununde Cara ya soylediği acılı sozleri hatırlıyor muydu acaba? Kalbini kırdığı o gece...
Orijinal adı : The Tycoon's Dating Deal