İskelenin en ucundaki, en gıcırtılı tahtanın ustune oturmuş, denizdeki nereye gittiklerini bilmediğim, bilmeyi de istemediğim parlak renkli balıklara bakıyorum. Bir sure izleyebiliyorum ancak onları, sadece bir yere kadar gorebiliyorum, sonrası gorunmuyor.
Nedense her duşuncemin arkasına bir olumsuzluk eki katılıyor bu gunlerde... Devrik duşuncelerle pekiştiriyorum bu ruh halini. Duşuncelerimin bağlacları yok, sırf kafiyeli olsun diye kurulmuş iki yabancı cumle gibi birbirinden kopuk ve anlamsızlar... Hava sıcak, su ılık, toprak soğuk, ben yanıyorum. Gitsem diyorum, şoyle yağmurları olan uzak bir yerlere...
Gunahlar gozyaşlarında yıkanır, diyor birisi, yağmurlar kadar cok gozyaşları istiyorum o zaman diyorum icimden... ve eğer ağlayabilseydim ne yağmuru ne de kucuk bir ağacın en kucuk yaprağına duşen yağmur damlasının suzuluşunu bu kadar cok sevmezdim herhalde...
Gitsem diyorum, balıklarda gitti zaten.
Yıllardır tanıdığım, bana yabancı olan bu evin derin sessizliğinde aslında normal cıkan butun seslere bile bile kulak verip, kendi kendimi bile bile korkutuyorum. Sonra korkuları susturmak icin, kendi kendimi susturup sadece yureğimi seslendiriyorum, cunku duymak duşunmekten daha az uzuyor insanı.
Yureğini ve beynini sırtlanmış, yukunden yorgun adamların halleri geliyor aklıma.
Herkes uyurken korkuyorum, sessizlikten, sessizliğimden... Gitsem diyorum acıları alıp, yalnızlığa sarılmaya..
Yıllardır bilip tanıdığın, yanlış şehirde, doğru otobuse binip, yanlış durakta indiğini fark ettiğinde yurumek zorunda kalmış gibi, gecte olsa gitsem diyorum...
Ve senden daha değersiz olan anlamsız şeylerin bekciliğini bırakıp, ayağını acıtan ayakkabılara, sıcağa, fırtınaya rağmen ne varsa yakıp yıkıp ardına bakmadan yurumek gibi... Gitsem diyorum biraz, olsem...
alinti
Gitsem diyorum biraz, olsem
Aşk0 Mesaj
●30 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Aşk
- Gitsem diyorum biraz, olsem