Aşkla ilgili herşey


anlamını senle yitirdi.


Cunku sen gittin.



dun


Dun başka bir şehrin kokusunda denizi soludum ozlemle. Ay denizin tepesindeydi. Bıraksalardı, kalsaydım kayalıkların başında. Dalgaların karşısında, butun dunya sırtımın arkasında.



Dun, bugun, yarın. Aslında ne zaman? Zaman ne? Zamanımız omrumuz kadar ancak. Yaşımızsa yaşamışlığımızdan daha az.



Yoktun! Huzun şarkıları vardı dilimde, duşlerimde. Gul bahcelerinin kokusu sinmişti uykularıma bilmezsin. Bir cumle değil ki aşklar, bir satır değil ki duygular. Duşlerim kadar uzun olamaz ki butun yazdıklarım, yazılanlar. Umutlarım kadar buyuk olmalı sevgilerim. Yazık şeyler, boş inanclar, duyarsızlık. Hic kimse değil herkes. Ama birşey, tek bir şey icin; Yaşamak mumkunken yaşamak icin.



Duzgun alıntıları var kararsız yaratmaların hayatımızda. Eğri birşey var aralarında, isteksizlik gibi, yılmışlık gibi. Bezgin bir goruntu var yuzumde savaşıyor da yeniliyor gibi.



O, benim! Yuzum aydınlatıyor gercekleri. Bir denemeydi yalnızca. Bir yaz sıcağı denemesi. Olası butun ozgurluklerle sarılmak guneşe. Sahip olduğum butun yalnızlıklarla, yalnız kalmak o uzak deniz şehrinde. Bir uzaklaşmak cabası kendimce. Bir boşluğu dolu dolu yaşamak .



Sozcukler maviye boyandı uzaklarda, ozlemler martılara yuklendi. Orası denizdi. Bir satır oncesiydi. Hicbirşey eskisi olamazdı!.. Olmamalıydı. Varlığını hissettiğin ama yaşayamadığın duyumsamalar vardır. Aslında gercektir, aslında yaşanasıdır, aslında senindir. Ama buna hazır değilsindir butunuyle. \"Bu bir başlangıc olmalı\" diye duşunduğun şey ne kadar somutsa, sen de o kadar soyutsundur. Seni gercekten rahatsız edense; bir sebep bulamayışındır davranışlarına.



Belki sebep oradaydı, yalnızca sen goremiyordun. Bir isimdi belki, bir gecmişti, gecmişindi, oncendi; duşunmekten korktuğun. Tekrar yaşamaya cesaret edemediğin bir surecti.



Bekledin oylece ve beklemeye aldığın diğer herşey vardı bir yanda, ben gibi. Ve aslında nedir olması gereken, yapman gereken bilmeden.



Dunyanın en tepesinde ve yalnız olmayı duşleyerek bakıyorum guneşe. Yalnızca bir bakış uzaklığında mavi. Suda mavi, havada mavi. Gorduğum ve duşunduğum herşey biraz mavi.



Sessizliği cozen dalga sesinde uyanıyor gercekler uykusundan. Bu umutsuzluk: Gerekcesiz gec kalması yaşamın anlamının...



Kapalı kapıların ardında kaldı yurekler


Yazamadı şiirini, soyleyemedi şarkısını sozcukler.


Siz, geniş zamanlar umuyordunuz,


cirkindi dar vakitte bir sevgiyi soylemek.


Ama hep dardı vakitleriniz,


cunku yureğiniz dardı sizin.


Bana hic sevmediğinizi soyleyin...



Ve sen, cocuk duşleriyle yarattığım sevgili, yalnızlığı seciyorsun belki zorlayarak kendini. Gidip de bir daha donmediğindir, ardında kalan. Sırasız yaşadığın butun o sevgiler boşluklarını tamamlayacak hayatının. Oysa koparıp almalıydın kendini butun o yanılgılardan.



Hic konuşamadıklarımızı yazıyorum şimdi. Gidiyordun. Gidiyordun zaten. Gidiyordun sen. Hic yaşamadıklarımızla gidiyordun. Hep yapmayı isteyip de yapamadıklarımızla. Daima ertelediğin herşeyle birlikte gidiyordun.



Seni değil kendimi son kez uğurluyordum. Giden bendim aslında. Sen kaldın. Sen hep o sende kaldın cunku. Butun celişkilerinde, butun korkularında kaldın.



Cok zaman gecmedi. Yalnız kaldı, konuşamadı, icine dondu bir cicek. \"Boşuna bir bekleyiş.\" dedi butun dunya, inanmadı. \"Anlayacak\" dedi. \"Anlamalı sevginin gucunu.\"



İzleri bile kalmadı seninleliğin. Hevesleri yok ettin ya, umutsuz kaldı gozler, ağlayamadı bile.. Yokluğunla bitti sozcukler. Sen gittin.



Aynı sonların devamında aynı başlangıcları yaşamamak icin oğrenmeliydin bazı şeyleri.



Birgun kendi gokyuzune bakarken, hatırlayacak mısın soylediklerimi? \"Sevmek yurek ister. Sevgi yureğini ister, vermelisin. Sevgiye yureğini vermelisin!\"



Yarın uyanacağın yeni gun, yeni biri olmayacaksın. Ne yazık, dunya da aynı dunya olacak. Değişebilecek tek şey yaşama bakışın olabilir. İyimserliğin ve kotumserliğin cok ince bir cizgide ayrılıyor birbirinden. Bu icindeki sevgi cokluğuna bağlı. Mutlu yada mutsuz olabilirsin. Yaşamının anlamı kendi icinde saklı, aramaya hazır mısın? Aramayı ister misin? Sen ne kadar sensin, bu ne kadar senin yaşamın? Gorduğum sensin. Ya goremediğim sen? Bulmaya cabaladığım fakat bulamadığım sen... Ulaşamadığım sen...



Cok şeyi goze almıştım oysa. Yıkıntıların ardından yine yeni bir savaşı bile. Sen de savaşlardan geliyordun cunku. Yaraların vardı, anlıyordum. Olabilirdi, yapabilirdik. Korkmasaydın, vazgecmeseydin.
Bugun sana bunları yazarken duşunduklerim, duşlediklerimin yarısı bile değil. İzin verseydin.. Paylaşabilseydim. Anlatabilseydin. Dinleseydim. Soyleseydin!.. Soyleyebilseydin..



\"Umut ettiğim kadar olabilir miydi\" diye duşunduğumde, bir neden bulamıyorum. Ve sen ayrıntıları nasıl gozardı edebildin vazgecerken? Yaşadıklarımı, duşunduklerimi, ben kadar yakın hissederek paylaştım seninle. Belki alışık olmadığın kadar guvenerek. İcimden geldiği gibi, oylece. Ne yapayım ben boyleyim. Bu hataysa eğer, daha once de aynı hatayı yapmıştım. Keşke anlasaydın... Sevgiyi bu kadar kolay harcayamam ki.



Bir uzun yolun ortasında, kendi doğrularımdan yada yanlışlarımdan vazgecmeyi duşunerek gitmiştim sana. Ya sen bana gelmeyi başarabildin mi? Kendinle hesaplaşmaların vardı: Kabullenemeyişler, zorlamalar, geriye donuşler, donemeyişler... Bir gelecek endişesi taşıyordu korkuların pişmanlık duymamak icin. Peki ya kaybetmek korkusu yok muydu icinde? Kendi kendinden kacıyordun. Kendi sevgilerinden. Sevgi sadakat ister, ona sadık kalmalıydın.



Yarın bunları hic duşunmeden yaşıyorken, butun gercekliğin yığılacak ustune, belki hic anlamayacaksın neden bittiğini. Buna izin vermeyecek etrafına orduğun duvar. Dun de o duvar vardı, yarın da olacak. Sen onu yıkmadığın surece, o seni gizleyecek ardında.



Dun ardarda yaşadığımız yanlışlar icin gecmişi yargıladıysak eğer, bugun de aynısını dun icin yapacaktık. Bu yuzdendi, bugunu doğru yaşamak cabası. Bu yuzdendi, seslenişim. Bu yuzdendi, sessizce gitmeyişim...



Yıldızları gordum denizin hemen uzerinde. Yanyanayken, binlerce kilometre uzaklardı birbirlerine. Gozlerimde ac bir tebessum, bir kez daha yanıldığımı gordum yalnızlığımda. Boşuna bir caba gordum umutsuzluğunda. Sende ben, gecmişimi gordum, dunu gordum.. Dun sen o gecmişe gomuldun.

alıntıdırr