Kulağımın ici kaşınıyor.Felaket.Once azar azar başlıyor kaşıntı, geceleri.Sonra artıyor.Kaşımak da bir zor ki kulağın icini.Bir turlu gecmiyor.

"Ne yapsam acaba?" diyorum.Gunler gectikce daha da artıyor.Doktora gitmeye karar veriyorum. Arkadaşlarıma soruyorum

"Tanıdığınız iyi bir kulak burun boğazcı var mı?" diye.
"N'oldu ki?" diye soruyor arkadaşlarım.
"Kaşınıyor kulağım" diyorum. "Uyuyamıyorum geceleri, kulak kaşınmasından!"

Bir doktorun adını soyluyor bir tanesi.

"Cok iyi doktordur"
"Kimsenin cozemediğini cozer, iyileştiremediğini iyileştirir."

Gidiyorum doktora.Gozluklu, şirin bir amca.Elinde bir buyutec, kulağıma bakıyor.Şaşırıyorum once.

"İcinde kaşıntı var" diyorum. "Oyle buyutecle ne anlayacaksınız ki?"
"Yok" diyor, "Ben coktan anladım ne olduğunu da, şimdi daha iyi gormek icin bakıyorum."
"Nedir?" diyorum doktora.
"Eski sozler kacmış kulağınıza" diyor.
"Nasıl yani?" diyorum."Kimin sozleri?"
"Bakacağız" diyor.

Sonra bir alet cantasından kocaman, ucu ince, cımbıza benzer bir alet cıkarıyor.

"Yan durun. Kıpırdamayın" diyor bana.

Biraz irkiliyorum.

"Eski sozler" diyorum, "Ha?"

Cımbızın ucu kulağıma giriyor,canımı acıtmıyor nedense.

"Bir kadın sesi bu" diyor.

Sanki bir uğultu duyuyorum.Cımbızı cıkarıyor kulağımdan.

"Yalan kacmış kulağınıza!" diyor doktor.

Yalana bakıyorum.Kucucuk bir şey gibi gozukuyor.

"Vay be! Gunlerdir kulağımı kaşındıran bu muymuş? Hangi yalan peki?" diyorum.
"Durun, bekleyin" diyor doktor. "Dikkatli olmamız lazım. Tekrar kulağınıza kacabilir. Once şu deney tupunun icine koyalım. Sonra serbest bırakırız."

Yalanı tupun icine koyuyor.Kapağını da kapıyor tupun.Serbest kalıyor yalan.

"Seni seviyorum" diye cılız bir ses geliyor tupun icinden.
"Yalanmış ha?" diyorum.


Kulağım bile anlamış, kalbim hala anlamıyor..

...İclal Aydın...​