Sana, seni renklerle anlatmama ne dersin?


Siyah…
Bu bana cektirdiğin,
Yorgan altında ağlamalarıma sebep olduğun renk..

Pembe…
Bana neşe sactığım icin taktığın ad.
Gulup,kahkahalar attığımız,
Şu hep benim kucukluğumu gosteren pembeden bahsediyorum…

Turuncu…
İlk tanıştığımızda kocaman o iğrenc gulumsememi saklamak icin kullandığım yastığın rengi…
Ne kadarda komikti,hatırlıyor musun ?
Her gece bunları hatırlayıp ağlıyorum..

Kırmızı…
Senin aşkını anlatabilecek,bana yaşattığın kanın tadı gibi kotu şeyler icin…
Yada gitmeyi duşunduğumuz Twilight icin…
Veya şoyle mi desem..
Kroluk yaptığınızı sonradan anladığım sinema salonun kırmızı koltukları mı?


Kahverengi…
Bizim İstanbul’daki sonbaharı anlatan renk..
Hah..Bir zamanların İstanbul’undan bahsediyoruz…

Yeşil…İstanbul’un yeşilliği arasında cekildiğin onca fotoğrafı hatırlatıyor bana…
Yada…
En favori rengini mi desem?
O resmi sanki yaşamış ,ben cekmişim gibi hatırlarım…
Yeşil ve koca bir kayanın olduğu bir yokuş..Oyle ki arkadan İstanbul’un denizi gorunur ve kayaya bağdaş kurmuştun…Biraz one eğilmiştin..Benim şu sıralar Turkce derslerinde hep uyarı aldığımdan daha az eğiktin sen…Hocalardan ‘Dik dur !’ diye azar işittiğim diklik bu..Pisagor bağıntısından bahsetmiyoruz…Ama emin ol bu daha zor geliyor bana…


Mavi…
Kocaman gokyuzu..
Bana benim koprude cektiğim,formatta giden o fotorafları sana atıp pcni cokertişin geldi aklıma…

Sarı…
Guneş gibi parladığın renk mi desem?Yada Caps Lock gibi kocaman harflerle dersanenin sıralarına yazılmış 3 harften birisi mi bu?

Gri..
Bana tek bir şey hatırlatıyor…
Cameramın rengi..
Cok bir anlam ifade etti…Cidden…

Mor…
Hayatında patlattığın yumruklarda insanların suratındaki kalıcı hasar…
Tek bu…


Ve beyaz…
İcindeki saflığın,duruluğun rengi…
Meleklerin kanatları olur ya hani…
Yada onların ta kendisi…
İşte senin rengin…
Gokyuzundeki saf bulut,kucuk bir cocuk,melek…
Tek ifadesi şoylede olabilir…
Tertemiz pınarlar gibi akan gozyaşlarının icinin beyaz guzelliğinden gelen duruluğu…
Senin rengin işte bu…​