Sevgili Melek'ler, toplumun acı gerceklerinden biri olan erkek şiddetine dair Psikiyatrist Profosorlerinden bilgiler sunuyoruz sizlere bu yazımızda. Karısını, sevgilinisini bir kadını doven erkeğin cok buyuk bir aciz olduğunuda soylemeden gecemeyeceğim.


Erkekler kadınları neden olduruyor, neden reddedilmeyi, boşanmayı kabullenemiyor, neden kadının ‘namus’undan kendisini mutlak anlamda sorumlu tutuyor, hangi zihniyetin urunu kadınları kolayca olume surukluyor? Bu soruların cevabını psikoloji uzmanları verdi. Her olayın kendi icinde değerlendirilmesi gerektiğini belirten psikologların vurgu yaptıkları ortak nokta; toplumsal kulturun erkeğe, ‘kadına hukmetme ve onu kontrol altında tutma’ gorevi yuklemesi. Bir diğer onemli nokta ise ‘vicdansızca ve suc niteliğinde davranışlar gosterme ve bunlardan hoşlanma bicimindeki tutumların gorulduğu antisosyal kişilik bozuklukları. İşte psikologların değerlendirmesiyle Turkiye’de kadınları olduren zihniyetin psikopatolojisi:
Kadın mal olarak goruluyor
Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Arıkan;
“Turkiye’deki kadın cinayetleri, bir tarafıyla sosyolojik, bir tarafıyla psikolojik bir olaydır. Sosyolojik acıdan bakarsak, bu cinayetleri işleyen erkekler kadını bir meta olarak goruyor. Erkek, ‘Bu benim malımdır, başkası kullanamaz’ diyor. Saldırganlığın bir nedeni buradan kaynaklanıyor. Ne yazık ki gecmişten bu yana alışılagelmiş boyle bir anlayış, bir zihniyet var. Bu alışkanlığı surduren erkekler bu tur olayların yaşanmasına neden oluyor.
Anneleriyle sorunlu erkeklere dikkat
Bir de olayın psikolojik yonu var: Erkekler, ne yazık ki kadınlarla ilişkilerinde, anneleriyle ilişkilerinden gelen bir problem yaşıyorlar, yani bu anlayışın koku annelerine dayanıyor. Erkeklerin kafalarında cozumlenmemiş bir karmaşa var. Erkek her şeye sahip olmak istiyor ama olamıyor, surekli kadın uzerinde ağırlığını koymak, dominant olmak istiyor. Kadınlara yonelik cinayetlere işte bu karmaşanın yansıması olarak bakmak lazım.
Yargı erkeği kayırıyor
Bunlar, normal ve sağlıklı insanlar değildir. Bunun psikolojideki adı antisosyal kişilik bozukluğu, yani psikopatik kişiliktir. Burada aslında erkek, bir başka erkekle yarışıyor. Kadını tam anlamıyla sahiplenmek istiyor, bir başka erkek veya onun varlığına dair geliştirdiği duşunce, antisosyal kişilik bozukluğu olan erkeği harekete geciriyor. Başka bir erkeğin varlığını veya duşuncesini yok etmeye gucu yetmediği zaman şiddetini, gucunun yeteceği yere, kadına ceviriyor ve onu yok ediyor. Zayıf gorduğunu ezme, yok etme olayıdır bu. Bu kişilerde paranoid etkiler de soz konusu ama antisosyal kişilik bozukluğu on plana cıkıyor. Kadına yonelik şiddeti onlemek icin cezaların ağırlaştırılması ve caydırıcı olması gerekiyor. Değerler yeniden sorgulanmalı, cunku Turkiye’de yargı da erkeği kayıran bir sistem icinde işliyor."
Erkeğe kadının cezalandırılması gerektiği oğretiliyor
Psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci;
"Bu cinayetleri tek başlık altında toplamak cok doğru değil ama genel olarak erkeğin kadına uyguladığı şiddet olarak ele aldığımız zaman, toplumsal olarak erkeğe oğretilenler, yanlış namus, ahlak ve erkeğin fiziksel olarak kadına şiddet uygulayabilir konumda bulunması ortak payda olarak değerlendirilebilir. Doğduğu andan itibaren erkeğe yuklenen, ‘kadını korumak, sahiplenmek, kontrol etmek’ gibi gorevler, erkeğin kadını sahip olduğu bir meta olarak gormesine katkıda bulunmaktadır. Toplumsal olarak kadına bicilen gorev ise iyi ev kadını olmak, soz dinlemek, eşe sadakat ve itaat olunca, kendine gore bu davranışlardan sapma olduğu durumlarda, kadının ‘cezalandırılması gerektiği’ erkeğin oğretisi oluyor.
Antisosyal kişilik şiddeti doğuruyor
Toplumsal baskı ve oğretiler nedeni ile olan cinayetleri ayırırsak (tore gibi), erkeğin neden daha cok şiddet gosterdiği, cok sayıda araştırmanın konusu olmuştur. Saldırgan yani şiddet uygulayan aile bireylerinin buyuk oranda erkek oluşu ve bu saldırgan davranışların ilerleyen yaşla birlikte azalmaya başlaması, erkeklik hormonlarının şiddette etkili olduğunu duşundurmektedir. Sorumsuz, tepkici ve duşuncesiz hareket etme, vicdansızca ve suc niteliğinde davranışlar gosterme ve bunlardan hoşlanma bicimindeki tutumların gorulduğu antisosyal kişilik bozuklukları da şiddetin biyolojik nedenlerindendir.
Toplumsal kulturu değiştirmek istiyor
Cinayetlerin onune gecilmesinde erken donem ve kısa vadede sosyal destek kurumlarının ve guvenliğin sağlanmasının onemi cok buyuktur. Cezaların caydırıcılığı yeterli değildir. Asıl onemli olan toplumsal kulturu değiştirmektir ki bu, zaman isteyen bir surectir. Ama bir yerden başlanması gerekiyor. Kadın ve erkek tanımları ile gorev tanımları belirlenerek, yeni bir toplumsal bilinc yaratılması gerektiği duşuncesindeyim."
Toplum baskısı onemli
Psikolog Ferahim Yeşilyurt;
"Erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Erkekler ozellikle de feodal kulturun etkisini yoğun bicimde hissederek buyuyen erkekler, kadınları daha cok kontrol etmek istiyor. Kendi kontrolu dışına cıktığında da yok etmeye calışıyor. Tore ve namus kavramları kadın cinayetlerinin en onemli nedeni olarak goruluyor. Toplum baskısı ise gorunmeyen bir sebep. Toplumda ozellikle de belirli kesimlerde ‘namusunu temizlemeyen kişiye’ selam bile verilmeyebiliyor. İşte bu toplumsal baskı cinayete yonelmede cok onemli rol oynuyor.
Şişirilmiş erkek egosuna dikkat
Az gelişmişlik ve dijital duşunce yapısı da bu sonuca goturen onemli bir etken. Erkek egosu o denli şişiriliyor ki ona ‘hayır’ diyen kişi, onu yetersiz gormuş olarak kabul ediliyor. Erkek, yetersizliğini azaltma yolları aramak yerine sucu karşı tarafta arayınca boyle bir sonuca gidiyor. Diğer taraftan dijital duşuncede 1 ve 0’lar vardır. Yani ya bir şey ya da o şeyin tam tersi vardır, arası yoktur. Bu tur cinayetlere yonelen kişiliklerin en onemli ozelliklerinden biri de empati eksikliğidir.