Kur'an bizim icin hayatın anlamı, omrun kullanma kılavuzudur. Prof. Dr. Suat Yıldırım, Kur'an'ın her gun okunmasını, meallerin ihmal edilmemesini ve dost meclislerinde mutalaa edilerek pekiştirilmesini oneriyor.
Prof. Dr. Suat Yıldırım, Kur'an-ı Kerim okumanın ehemmiyetini anlatırken, "Kur'an'ı yeni nazil olmuşcasına okumak veya dinlemek gerekir." diyor. Kur'an'ı bu dunyanın kullanma kılavuzuna benzeten Yıldırım, Kur'Ân okuyan kişinin, ozel bir randevuda Rabb'iyle baş başa kaldığını ifade ediyor. Yıldırım, Kur'an-ı Kerim'in mealini okumayı kucumsemenin de kesinlikle doğru olmadığına dikkat cekiyor.
Ramazan ayı boyunca Muslumanların Kur'an'la ilişkileri konusunda tavsiyeleriniz nelerdir? Kur'an okunurken nelere dikkat edilmeli? En az ne kadar Kur'an okunmalı?
Musluman, gunluk emir alma şuuru icinde, her gun Kur'an'dan bir parca okumalı. Başlamak icin Eûzu cekerken, "Ya Rabbi, şeytandan Sana sığınıyorum, beni Sen'den uzaklaştıran her turlu etkiden kurtar!" anlamı mutlaka hatırlanmalıdır. (Şeytan: Allah'ın rahmetinden kendisi uzak duştuğu gibi, insanları da O'ndan uzaklaştırmak icin turlu tuzaklar kuran, mÂnÂsına gelir.) Peygamberimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadisinde Kur'Ân okuyan kişinin, Rabb'i ile munacat ettiğine, ozel randevu ile O'nunla baş başa kaldığına, boylece cok mustesna bir konumda olduğuna işaret buyurmaktadır. Kur'an'ı, adeta Hz. Peygamber'den dinliyorcasına okumalı, hatta Soz'u asıl sahibi Hz. Allah'tan işitiyorcasına dinleyip, esas muhatabın yalnız kendisi olduğu, yeryuzunde başka dinleyen kalmasa dahi bu beyanın kendisine Rabb'inden gelen mektup olduğu şuuruyla okumalıdır. Her gun bir cuz okumaya gayret etmelidir.
Sadece meal okumak inananlar icin yeterli midir? İlahi mesajı daha iyi anlamak icin yapılan meal okumalarında nelere dikkat edilmelidir? Meal okumak neden gereklidir?
Cenab-ı Allah, gonderdiği Kur'an'ı sadece Arapca bilenlere değil, her dilden, her ırktan butun insanlara gondermiştir. Allah Teala, kitabının kıyamete kadar gelecek butun insanlığa rehber olmasını dilediği icin, insanların onu anlamaya calışmasını, hatta tedebbur etmelerini, etraflıca duşunmelerini istemiştir: "Biz sana feyizli, kutlu bir kitap indirdik ki insanlar onun ayetlerini iyice duşunsunler ve aklı yerinde olanlar ders alsınlar." (Sad 38/29) Bir ayette de şoyle buyurmuştur: "Biz her peygamberi, hakikatleri iyice acıklaması icin kendi milletinin lisanı ile gonderdik." (İbrahim 14/4) Mufessirlere gore bu ayetler, kitabın manalarının diğer dillere cevrilmesini gerektirir. Cunku bu tefsir ve tercume olmazsa, kitabın manası anlaşılamaz ve ayetleri uzerinde duşunulemez. Kur'an'ın manaları tefsir eserleriyle acıklanır. Geniş tefsir yapılmadığı takdirde alimlerimiz, tefsiri tercumeye, acıklamalı meal ile ayetlerin toplu manalarını Arapca dışındaki dillere tercumeye cevaz vermişlerdir. Kur'an'ın uslup hususiyetleri, ozellikle veciz ifadesi sebebiyle bircok durumda ayette birden fazla mana ihtimali ortaya cıkar. Tefsirde bunlar ayrı ayrı yazılır. Fakat meal hazırlayan, o ihtimallerden bir manayı tercih ederek tercume eder. Onun icindir ki her mealin kısa bir tefsir olmaya mahkûm olduğunu unutmamamız gerekir.
Ne var ki meal, Kur'an'ın aslının yerini tutmaz diye Kur'an-ı Kerim'in mealini okumayı kucumsemek kesinlikle doğru değildir. Okuyucu boyle bir meali dikkatle, iyice teveccuh ederek okumak suretiyle Kur'an'ın manaları uzerinde iyice duşunme gorevini yerine getirebilir. İbn Abbas (ra) Hazretleri, tefsirin dort bolum olduğunu soyler: a- Ummetten, bilmemekte kimsenin mazereti bulunmayan tefsir. b- Arapların kendi dillerinden anladıkları tefsir. c- Alimlerin bilebilecekleri tefsir. d- Allah Teala'dan başkasının bilemeyeceği tefsir. Kanaatimce meali dikkatli okuyan kimse, bunlardan ilk iki bolumdeki tefsiri oğrenme imkÂnını bulur.
İnsan gunde iki sayfa bile okusa, bir senede mealin tamamını okuyabilir. Surelerin muhtevalarını, konuların nerelerde gectiğini, genel olarak hukumleri ve ilkeleri bellemeye calışır. Meal okuyan, başka arkadaşları ile Kur'an hakkında muzakere yapabilir. Mesela ezan, abdest, teyemmum, hac, oruc, tebliğ metodu, hicret vb. konular Kur'an'ın neresinde yer alıyor, diye sorulduğunda cevap verecek bir seviyeye gelebilir ve gelmelidir. Bazı ayetlerin meallerini ezberine almaya gayret eder ki gerektiğinde okuyup başkasına da tebliğ edebilsin.
Musluman'ın Kur'an'a bakışı nasıl olmalı?
Kur'an Rabbu'l-Âlemîn sıfatıyla Allah'ın, kıyamete kadar gelecek butun insanlığa yonelttiği ezelî hitabıdır, talimatlarını ihtiva eden fermanıdır. Buyuk kÂinat kitabının beşer anlayışına yapılmış olan ezelî bir tercumesidir. KÂinattaki varlıkların mÂnÂlarını ve gayelerini doğru şekilde anlatan bir rehberdir. Gozle gorduğumuz bu şehadet Âleminde, gorunmeyen yuce gayb Âleminin lisanıdır, beyanıdır. Uhrevî Âlemlerin mukaddes haritası, maketidir. Butun insanlığın her turlu manevî ihtiyacına merci olacak nitelikte ve bircok kitabı cekirdek gibi ihtiva edecek ozellikte mukaddes bir kutuphane durumundadır. Bu dunya muazzam bir makine tarzında duşunulecek olursa, Kur'Ân-ı Hakim onun kullanma kılavuzu, kataloğudur. Boyle mukemmel bir makine imÂl eden muessese, onu katalogsuz bırakmayacağı gibi, o kataloğa gore makineyi calıştıracak ustasız, operatorsuz de bırakmayacaktır. Onun icindir ki Kur'an'ı, onu acıklayacak ve nasıl uygulanacağını oğretecek Hz. Muhammed (sas) ile gondermiştir. Fakat unutkan, tembel ve nankor olan insanlar, zamanın gecmesiyle, buyuk nimet olan bu Kur'an nimetinin kıymetini unutabilecekleri icin, buyuk bir teşvikle onlara hatırlatmak, zihinlerinde canlı tutmak ihtiyacı vardır. Kur'Ân-ı Hakîm, Ramazan ayında indirildiğinden, onun nuzul zamanını yeniden yaşamaya calışarak, o semavî hitabı guzelce karşılamak icin, suflî ihtiyaclardan, malÂyani şeylerden sıyrılıp meleklik vasfı kazanmaya, onlara benzemeye calışmak gerekir. Ve bir anlamda Kur'an-ı Kerim'i, yeni nazil olmuşcasına okumak veya dinlemek gerekir. Boylece Kur'an, her neslin gundeminin başına yerleşir.
__________________