Gunluk hayattaki yozlaşma ve meşguliyet cokluğu sebebiyle ibadetlerimizde bazen zihin karışıklığı, manevi teveccuh eksikliği soz konusu olabiliyor.
Karmakarışık bir ruh haliyle yaptığımız bu gibi ibadetlerimizden bazen umitsizliğe bile duşuyor, ruhi zevk almadan, derin huzur duymadan yapılan ibadet makbul olmaz diye de vesveselere giriyoruz, bir gevşeme soz konusu oluyor.
Boyle bir yorumda haklılık payı var mı? Yoksa her şeye rağmen ibadetimizin değeri, kutsiyeti surer mi? İhlas mı esas?
Efendim, bu konuya ait bir değerlendirmeyi İmam-ı Şarani'nin Levakıh'ından ozetlemiştim vaktiyle. Ona bir daha goz atacak olursak umit verici bir yaklaşımın olduğunu gorecek, ibadetlerinizde ne kadar karışık ruh hali olursa olsun bir gevşeme soz konusu olmayacaktır inşaallah. Hazret-i İmam, ibadetlerde zevk almama, huzur duymama halini anlatırken şu bilgileri vermektedir.
İbadetlerinde zevk almak, heyecan duymak hemen hepimizin hoşuna giden bir guzel mazhariyettir. İnsanı etkileyen bir derinliktir. Bunu herkes arzular. Bu derinlik olmalıdır da... Ancak istenen bu huzur yakalanamadığı takdirde umitsizliğe kapılmak da yanlıştır.
Hatta, Allah'ın oyle kulları da olmuş ki, ibadet ve itaatlerinde zevk alıp derin huzur duymaktan memnun olmamış, bu hislerini ibadet ve itaatin ruhu olan ihlasa aykırı bile bulmuş, zevk ve huzur icin ibadet ediyor duruma girdiklerini duşunerek dualarında şoyle demişlerdir:
"Allah'ım, bizi sana ibadet ve itaat ettiren ibadetlerimizde aldığımız zevk ve huzur ise biz bundan sana sığınıyor, zayıfları teşvik icin verdiğin bu ucreti icimizden silmeni diliyoruz... "
İmam bundan sonra şu değerlendirmeyi yaparak diyor ki:
- Bir kimse namazında, niyazında duyduğu zevk ve huzurdan cok seviniyor da bunu namazın şartı gibi hep bekliyorsa, bilsin ki o kimse lezzet ve huzur bağımlısıdır. Daldığı huzur ve aldığı lezzetin teşvikiyle ibadet ediyor, ihlasın ve karşılıksızlığın gereğiyle değil.
Şarani Hazretleri burada bir ornek de veriyor:
- Mısır'ın maneviyat buyuklerinden Efdaluddin Hazretleri bir gun bana şoyle dedi: Uzun zamandır gece ibadetlerimde ilerlemeler kaydediyor, kendi kendime ihlasım gittikce artıyor, diye duşunuyordum. Bir gece tefekkurumde farklı şeyler ilham edildi bana. İcimden bir ses beni ikaz etti. Senin ibadetlerinde ilerlemen ihlastan değil, ibadet sırasında aldığın ruhani lezzet ile duyduğun huzurdan dolayıdır. Hele bir aldığın zevk bitsin, duyduğun huzur kaybolsun, nefsin itiraz etsin, kafan, gonlun karmakarışık durumda ibadet eder hale gel de o zaman gor ihlasının artıp artmadığını!.. Efdaluddin Hazretleri konuyu şoyle bağlamaktadır:
- Bundan sonra zevk almadan, huzur duymadan yaptığım ibadetleri nefsimle daha ciddi mucadele ederek yaptığım ibadetler olarak gordum, asıl ihlasın boyle nefisle mucadele ederek yapılan ibadette olduğunu anladım!..
Bu yoruma gore denebilir ki, gunluk meşguliyetlerin icinde gozumuze, gonlumuze akseden goruntuler kafamızı karıştırıp, zihnimizi meşgul edebilir, ibadetlerimizde huzur duyamaz, zevk alamaz hale getirebilir. Adeta nefsimizle cebelleşerek ibadet yapıyor duruma bile duşebiliriz. Ama butun bunlara rağmen ibadetlerimizde bir gevşeme ve şupheye duşme soz konusu olamaz. Biliriz ki, bizler ruhani zevk ve huzur icin değil, Rabb'imizin emri olduğu icin ibadet ediyoruz. Gorevimiz İlahi emri hicbir beklenti icine girmeden yerine getirmektir...
Sorularla İslamiyet.com
__________________
"Huşu ile kılınmayan namaz gecerli midir?"diye sorarsanız
Dini Bilgiler0 Mesaj
●30 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- "Huşu ile kılınmayan namaz gecerli midir?"diye sorarsanız