MÂLİK BİN DİNAR


MÂlik bin Dinar, gencliğinde İslÂm’ı tam yaşamak ve yuce Allah’a gercek kul olmak istiyor, ancak nefsini aşamıyor ve bu nedenle zaman zaman bunalıma giriyordu.
Derken evlendi, mutlu bir yuva kurdu ve ardından cok sevimli bir kız cocuğu dunyaya geldi.
MÂlik, kızını aşırı derecede seviyor ve onu gormeden duramıyordu. Ama takdir-i İlÂhi’nin gereği kızı iki yaşına gelince Âniden hastalandı ve babasının kolları arasında can verdi.
Kızının Âni olumu uzerine şok olan MÂlik, cok sevdiği yavrusunu elleri ile kara toprağa teslim etti, sonra evinde bir koşeye cekilip ağlamaya başladı.
Ağlarken uykuya daldı ve ruyÂyı sÂdıka denilen acık, net bir ruy gormeğe başladı.
Hazret-i İsrÂfil Sûr’a ufluyor ve yeryuzu alt ust olup, icindekileri dışarı fırlatıyordu.
MÂlik bin Dinar da kendini ayakta buldu. ZebÂnileri gorunce paniğe kapılıp kacmaya calıştı ama karşısına Cehennem cıktı.
Ya Rab! Neler oluyordu! Cehennem patlayıp ateşini sacıyor, zebÂniler gunahkÂrları yakalayıp, Cehennem’e atıyordu.
MÂlik bin Dinar, tir tir titreyip kendisinin de Cehennem’e atılmasını beklerken,
ZebÂniler, “Ya MÂlik! Geri don, senin ismin bizde yok” dediler. Biraz rahatlayan MÂlik geri donerken sevimli, nurlu, ancak cok zayıf biri ile karşılaştı. Ondan yardım isteyince, zayıf kişi; “Bak! Ben cok zayıf olduğum icin sana yardım edemem ama şu tarafa git” diye yemyeşil bir kapıyı gosterdi.
MÂlik bin Dinar kapıya yaklaşınca, iceride kucuk cocukların gulup oynadıklarını gordu. “Siz kimsiniz?“ diye sordu,
“Biz, kucuk yaşta olen cocuklarız, buyuklerin Mahşer yerindeki sorgulamalarının bitmesini bekliyoruz“ dediler. O anda MÂlik bin Dinar’ın kızı da koşup geldi ve babasının boynuna sarıldı.
MÂlik bin Dinar karşılaştığı olayları kızına anlatınca, kızı; “Babacığım! ZebÂnilerden korkup kacman, şu anda gunahlarının cokluğuna işarettir.
Cehennem’den geri don, burada ismin yok denilmesi ileride tevbe edip, gercek Allah dostu olacağına işarettir.
Gorduğun sevimli, nurlu ama cok zayıf kişi, senin imÂnındır ve şu anda imÂnın cok zayıftır”.
O anda uyanıp, yerinden fırlayan MÂlik bin Dinar, doğruca banyoya koştu. Ağlaya ağlaya gusul abdesti aldı. İki rekat tevbe namazı kıldı.
Sonra secdeye kapanıp, “Allah’ım beni affet, Sana donuyorum, Sana gercek kul olacağım” diye yalvarmaya başladı.
Kul MevlÂ’ya donunce, Rabbim diye secde edince, ağlayıp tevbe edince!..
O yuceler yucesi Allah kulunu affetmez mi?
MÂlik bin Dinar da af edilmiş ve Allah dostları arasına karışmıştı.



__________________