Şeytandan ve hilelerinden, hidayet ve ilim yoluyla kurtuluşa dair bazı ornekler:
a) Gecmiş Ummetlerinden Bersıs ismindeki bir zat yıllarca Allaha ibadet ediyor ve evliyaullahın buyuklerinden oluyor. Oyle ki değil kendisi, muridleri havada ucuyor. Suda ise yuruyorlardı. Sonra şeytan ona murid olup, yemeden icmeden kesildi, gece gunduz ibadet ederek, kendini ona beğendirdi. Onun şeytan olduğunu bilmeyen Bersıs, ona imrendi, o da Bersise, Benim gibi olabilmen icin, evvela ya zina edecek, ya adam oldurecek, ya şarap icecek, sonra da tevbe edeceksin ve bunun başka yolu olmadığını soyledi.
Bersıs da, bunlardan en kucuk gunahın icki icmek olduğunu zannetti ve onunla beraber bir kadının evinde icki icmeye gittiler. Bersıs icince sarhoş oldu, şeytanın teşvikiyle o kadınla zina da etti, sonra da şeytan ona dedi ki: Sen ne yaptın? Yarın bu iş duyulursa, senin butun kariyerin silinir. Sen mahvolursun, iyisi mi bu kadını oldur ve bu gece bahceye gom, bu işten boylece kurtul. Cunki senden kimse şuphe etmez. Ve sarhoş kafa ile Bersısa onu oldurttu ve gomdurdu.
Nihayet Bersıs yakalandı, idamına hukmedildi, o ana kadar ortaya cıkmayan şeytan idama giderken Bersısa Ellerin bağlı, ama boynunla bana bir işaret edersen, seni ben kurtarırım dedi. Ve son anda başıyla ondan yardım isteyerek imanını da kaybetti. (Mevizaya dair eserlere bkz.)
Dikkat: İnsanoğlunun şeytanla cebelleşeceği en muhim ve en son nokta, kişinin son nefesidir. Şeytan o anda en sevdiğimiz kimse suretine girerek ve o anda en cok ihtiyacımız olan şey ne ise (mesela bir bardak su mudur) onunla karşımıza dikilerek, imanımızı calmaya calışacaktır.
Cenab-ı Hak hepimize husn-i hatime nasip eylesin! Amin...
b) Abdulkadir Geylani hazretleri muridleri ile bir Ramazanda hacca niyet etmişler, Bağdattan yola cıkmışlardı. Yolda cok susadılar, şeytan uzerlerine ışıklar sacan bir koşk kurdu ve oradan,
YÂ abdî Abdulkadir! Eftır, kad halaltu lekumul-iftaar diye seslendi. Yani: Ey kulum Abdulkadir! Orucunu boz, cunki ben sana iftarı helal kıldım, dedi. Butun muridleri bu hitabı duydular ve ustazımıza, bize bu ne buyuk İlahi lûtuf diye bayram etmeye kalkıştılar. Ama murakabe halindeki Abdulkadir Geylani hazretleri,
Def ol, ey melun! diye bağırdı. Şeytan bu defa yanlarına indi ve,
Ya Abdelkadir! Bundan daha kucuk hilelerimle ne veli kulları kandırdım, sen Allahın ne buyuk kulusun! diyerek bu sefer de onu gururla, varlıkla, yıkmak istedi. Abdulkadir Geylani hazretleri yine,
Def ol! diye buyurdu.
Abdulkadir Geylani hazretlerinin butun muridleri ve talebeleri dehşet icinde ustazlarına,
Aman Efendim! Bunun şeytan olduğunu nereden, nasıl bildiniz? dediler. Abdulkadir Geylani Hazretleri de,
Uc ilimle bildim! buyurdu.
I. Fıkıh ilmi ile: Zira ilm-i fıkha gore olmek tehklikesi gecirmeyene, dinimiz orucunu bozmaya izin vermiyor. Biz daha yuruyebiliyorduk.
II. Tevhid ve Akaid ilmi ile: Cunki Hz. Allah tevhid ilmine gore mekÂndan munezehtir. Onun sesi herhangi bir taraftan-bir cihetten duyulmaz, butun vucud nur kesilir ve her cihetten birden duyulur. Halbuki biz bu melunun sesini yukardan duyuyorduk.
III. Tasavvuf ilmi ile: Bize vesvese verip, bizi kandırıp, orucumuzu ifsad edemeyince, bu defa da: Sen buyuk bir velisin! diyerek bizi gurura, kibre, sevk ederek, devirmek istedi. İşte bunu da tasavvuf ilmi ile bildim ve onu ebediyen tard eyledim, buyurdu.
***
EY TASAVVUF ERBABI GECİNENLER!
Bu hadiseden anlaşılıyor ki, o melun şeytanın şerrinden kurtulabilmek icin, evvela Allahın kuluna hidayeti, sonra da hem fıkıh ilmi, hem akaid ilmi hem de tasavvuf ilmi gerekiyor.
Yarınki gunde şeytan şoyle deyip sıyrılmak isteyecek ve hic bir avenesinin azabına ortak olmayacaktır.
(Hesapları gorulup) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: Şuphesiz Allah size gercek olanı vadetti, ben de size vadettim ama, size yalancı cıktım. Zaten benim size karşı bir gucum yoktu. Ben, sadece sizi (inkara) cağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin/kınamayın, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha once ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı reddettim
diyecektir. (İbrahim suresi, 22)
Ve ondan sonra herkes kendi istikametine, cehennem derekelerine doğru yol alacaktır...
Bugun şeytanın elinde oyuncak olan ve şeytanın askeri haline gelenler icin de Cenab-ı Hak İsra suresi 64. ayette, Hem onlardan gucunun yettiği kimseleri davetinle şaşırt; suvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlatlarına ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun. Fakat şeytan, insanlara, bir aldanıştan başka ne vadedebilir ki? buyuruyor.
İsra suresi 65. ayette ise, Şurası muhakkak ki, benim (muhlas, ihlasa erdirilmiş) kullarım uzerinde senin hicbir saltanatın/ağırlığın olmayacaktır. Koruyucu olarak ise (onlara) Rabbın yeter! buyurdu
Rabbim bizleri, tagutu inkÂr edip zatına kÂmil manada iman ederek kopması imkansız urvetul-vuskaya tutunan ve boylece cennet ve Cemal-i ilahiye nail olan kulları zumresine ilhak eylesin. Amin
__________________
Tağut'tan / şeytandan kurtuluş yolları: Hidayet ve ilim
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Tağut'tan / şeytandan kurtuluş yolları: Hidayet ve ilim