(ALLAH’ı anarken, ALLAH korkusu ile gozunden yaş akana, kıyamette azap olmaz.) [Hakim]

(ALLAH korkusu ile ağlayan goze, Cehennem ateşinin dokunması haramdır.) [Nesai]

(Kıyamette herkes ağlayıp gozyaşı dokecektir. Ancak dunyada ALLAH korkusu ile, bir damlacık gozyaşı dokenler ağlamayacaktır.) [İsfehani]

(ALLAH korkusu ile, gozunden yaş akan mumini, Hak teali ateşten koruduğu gibi, ateşi de onun nurundan korur.) [İbni Mace]

(ALLAH icin gozlerinden yaş akan muminin vucudunun, Cehennem ateşinde yanması haramdır. Bir damla gozyaşı ile yanağı ıslanan kimsenin yuzu, hicbir zaman darlığa duşmez. Kıyamette her şey olculur, tartılır. Bunlardan ALLAH korkusu ile akan gozyaşı, ateş deryasını sondurecek guctedir.) [Beyheki]

(Vucudu ALLAH korkusu ile urperen kimsenin gunahları, ağactan yaprakların dokulmesi gibi dokulur.) [Beyheki]

(ALLAHu TeÂlÂ, Hazret-i Musa’ya buyurdu ki: "Benden korkup ağlayarak yapılan ibadet, diğer ibadetlerden ustundur.") [Taberani]

(Cenab-ı Hak, yemin ile buyuruyor ki: "Dunyada benden korkarak ağlayanı, Cennette ebedi guldururum.") [Beyheki]

(Sağılan sut, tekrar memeye girmediği gibi, ALLAH korkusundan ağlayan da ateşe girmez.) [Tirmizi]

(ALLAH’u TeÂlÂ’nın, himayesinden başka hicbir himayenin bulunmadığı kıyamette, himayesine aldığı yedi kimseden biri de, yalnız iken ALLAH’ı anıp gozunden yaş akan kimsedir.) [Buhari]

(ALLAH korkusu ile gozden akan bir damla gozyaşından veya ALLAH yolunda akıtılan bir damla kan damlasından daha kıymetli, ALLAH indinde bir damla yoktur.) [Tirmizi]

(Ağlayın, ağlayamazsanız, kendinizi zorlayın, huzunlenin! Kıyametteki azabın dehşetini bilseniz, ayakta duramayacak hÂle gelinceye kadar namaz kılar, sesiniz kısılıncaya kadar ağlarsınız.) [Buhari]

(Her mumin dağlar kadar gunah ile mescidimizde bulunsa, ağlayan şu kişinin hurmetine oradakilerin hepsinin gunahları affolur. Cunku melekler "Ya Rabbi, ağlayanları, ağlamayanlara şefaatci kıl!" derler.) [Beyheki]

İbni Omer hazretleri buyurdu ki:
(ALLAH korkusu ile bir damla gozyaşı akıtmak, binlerce altın sadaka vermekten daha kıymetlidir.) [İhya]



Yeryuzunde ilk ağlayan Adem babamızdır (as). O, Hz MevlÂna'nın deyimiyle, mahzun bir şekilde ağlamak, inleyip feryad etmek icin dunyaya gonderilmişti. Biliyordu ki, tevbekÂrların nefesi ıslak gozyaşlarıdır. Gozyaşı dokene acınır. Her ağlamanın sonu gulmektir. Sonunu goren adam, mubarek bir kuldur. Akar su nerede ise orası yeşerir; nereye gozyaşı dokulur ise oraya rahmet nazil olur.



ALLAH Rasulu de dunyaya gelirken ağlamıştı. Ama onun ağlayışı bir başkaydı, Figanında “ummetim, ummetim!” feryadı duyuluyordu, Elini actığı zaman: “Urpermeyen kalpten, ağlamayan gozden sana sığınırım ALLAHım” diye dua ederdi.

Bir gece teheccude kalktığında “Goklerin ve yerin yaradılışında, gece ve gunduzun ayrılmasında, aklı başında kimseler icin gercekten acık ibretler vardır” (Âl-i İmran, 190) mealindeki ayet-i kerimeyi okuduğu zaman hıckıra hıckıra ağlamaya başlamıştı.

Savaş meydanlarında O'nun gibi cengÂver biri yoktu. Korku nedir bilmezdi. Cihad esnasında Sahabe daraldığı zaman, Efendimiz'in yanına sığınırlardı, Fakat O nerede bir kalbi kırık gorse oturur cocuk gibi ağlar, etrafını da ağlatırdı.

Bir keresinde Kızı Zeyneb'in cocuğu hastayken kucağına almış, ağlamış ve şoyle demişti: “Bu, ALLAH'ın merhametli kullarının gonullerine koyduğu rahmettir, Cenab-ı Hak, bu rahmeti kullarından şefkatli olanlara ihsan eder”

Bir gun hutbede şoyle hitab etti: “ALLAH'a yemin ederim ki, eğer benim bildiğimi bilseydiniz, cok ağlar, az gulerdiniz” Hadisin diğer kaynaklardaki devamında: “Zevcelerinizin yataklarını terk eder, dağlarda ve collerde cığlık cığlık ALLAH'a yalvarırdınız”

Bu sozleri duyan sahabilerin hepsi başlarına cuppelerini cekmiş, ne olacak halimiz diye ağlaşıyorlardı.



ALLAH Rasulu buyuruyor: “İki goz cehennem ateşi gormez: Duşmana karşı nobet bekleyen ve ALLAH korkusundan ağlayan gozler”


__________________