Muslumanlar bu geceyi, hem kendi acılarından, hem de cocukları acısından duşunurler


Mevlid kelimesinde "doğum" mÂnası vardır. Kandil kelimesinde de, belli gunlerde yakılan aydınlık anlamı mevcuttur. İkisini bir araya getirip de Mevlid Kandili dediğimizde, Resûlullah (asv)'ın doğum gecesinde minarelerde yakılan kandiller hÂtıra gelmektedir. Muslumanlar, her sene Rebiu'l-evvel ayının on ikinci gecesine giriş teşkil eden geceyi dinî merasimlerle ihy eder, farklı bir huzur ve neş'eyle tes'id etme titizliği gosterirler. Kandillerle donatılan camiler bu niyetle dolar, taşar...

Muslumanlar bu geceyi, hem kendi acılarından, hem de cocukları acısından duşunurler. Kendi acılarından duşunurken ibÂdetleri, cevredeki konu komşuya yardımları, ceşitli iyilikleri hatırlar, farklı bir yardım anlayışında olurlar. Cocukları acısından ise, cok dikkatli olurlar. MÂsum dimağlarda gecenin guzel bir hatıra olarak kalmasını temin edecek carelere başvururlar. Nitekim o gunde cocukların sevineceği şeyler alırlar, hoşlarına gidecek sohbetler tertip ederler, gecenin, zihinlerinde tatlı bir hÂtıra olarak kalmasını temin ederler.

Mevlidin dinimizdeki yeri nedir?


Mevlid Peygamberimizden (a.s.m.) uc dort asır sonra icad edilen İslÂmî bir Âdet olmakla birlikte, bid’atın hasene (guzel) kısmına girmektedir. Buyuk hadis ve fıkıh Âlimi olan İbni Hacer, mevlid merÂsiminin meşrûiyeti hakkında şu hadisi zikreder:

İbni Abbas’ın rivayetine gore, Resûl-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) Medine’ye hicret ettiklerinde Aşure gununde Yahudilerin oruc tuttuklarını oğrenir. Oruc tutmalarının sebebini sorduğunda Yahudilerden şu cevabı alır:

“Bu cok buyuk bir gundur. Bugunde Allah, Mûs ile kavmini kurtardı. Firavun ile kavmini suda boğdu. Mûs da buna şukur icin oruc tuttu. İşte biz de bugunun orucunu tutuyoruz.”

“Bunun uzerine Peygamberimiz, ‘Oyleyse biz MûsÂ’ya sizden daha yakın ve evlÂyız’ buyurdu. O gunden sonra hem kendisi oruc tuttu, hem de tutulması icin tavsiyede bulundu.” ( Muslim, Sıyam 127)

İbni Hacer bu nakilden sonra şoyle der: “Bundan anlaşılıyor ki, boyle bir gunde, mevlid gecesinde Allah’a şukretmek tam yerindedir. Fakat mevlid merasiminin Peygamberimizin doğum gunune denk getirilmesi icin dikkat etmek gerektir.” (el-HÂvî fi'l-FetevÂ, 1/190.)

Bugunku İslÂm ulkelerinde Peygamberimiz (asv)2in doğumunu yÂd etmek, ona salÂt-selÂm getirmek maksadıyla ceşitli dillerde okunan mevlidler vardır. Arapca “BÂned SuÂd, Burde ve Hemziyye” kasideleri birer mevliddir. Turkcede ise yirmiden fazla mevlid manzumesi vardır. Fakat bunların icinde en cok tutulan ve okunanı Suleyman Celebi merhumun 1409 yılında yazdığı Vesiletu’n-NecÂt isimli mevlid kitabıdır. Onceleri yalnız Peygamberimiz (asv)'in doğum gununde okunan ve tertip edilen mevlid merÂsimleri, daha sonra butun mubarek gecelerde tekrarlanmış, bilhassa memleketimizde daha da yaygınlaşarak, olum, hastalık ve daha bircok vesilelerle okunagelmiştir. Bazı İslÂm Âlimleri mevlidi bid’at sayarak karşı cıkmışlarsa da yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, Bediuzzaman, zamanımızda bu meseleyi şoyle tashih etmiştir:

“Mevlid-i Nebevî ile Miraciyenin okunması gayet nÂfi (faydalı) ve guzel Âdettir ve mustahsen (iyi, hoş) bir Âdet-i İslÂmiyedir. Belki hayat-ı ictimaiye-i İslÂmiyenin gayet lÂtif ve parlak ve tatlı bir medar-ı sohbetidir (sohbet sebebidir). Belki hakaik-i imani-yenin ihtarı (hatırlatılması) icin, en hoş ve şirin bir derstir. Belki îmanın envarını ve muhabbetullah ve aşk-ı Nebevîyi gostermeye ve tahrike en muheyyic (heyecan uyandıran) ve muessir bir vasıtadır.” (Nursi, Meklubat, s. 281-285)

Kandiller Nasıl Değerlendirilmelidir?

Butun kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken onemli bir takım afv u mağfirete nail olma, ecr u sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza–i İlÂhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hÂlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:

1. Kur'Ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekÂnlarda Kur'Ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.

2. Peygamber Efendimiz (sas)’e salÂt u selÂmlar getirilmeli; O’nun şefaatini umit edip, ummetinden olma şuuru tazelenmeli.

3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, ozu itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.

4. Tefekkurde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak uzere hayatî meselelerde derin duşuncelere girmeli.

5. Gecmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plÂn ve programı cizilmeli.

6. Gunahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.

7. Bol bol zikir, evrad u ezkarda bulunulmalı.

8. Mu’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.

9. Kus ve dargın olanlar barıştırılmalı; gonuller alınmalı; kederli yuzler guldurulmeli.

10. Kişi kendine ve diğer Mu’min kardeşlerine hatt isim zikrederek dualar etmeli.

11. Uzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlÂkı yerine getirilmeli.

12. Yoksul, kimsesiz, oksuz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hurmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.

13. O gece ile ilgili Âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.

14. Dini toplantılar, paneller ve sohbetler duzenlenmeli; va’z u nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilÂhî ve ezgilerle gonullerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.

15. Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.

16. Sahabe, ulema ve evliya turbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk’a niyazda bulunulmalı.

17. Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve buyuklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.

18. Hayattaki manevî buyuklerimizin, ustadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail cekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.

19. Bu kandil gecelerinin gunduzlerinde mumkun olduğunca oruc tutulmalı.


Mubarek gecelerin ihyası ile ilgili ozel bir ibadet mevcut değildir. Namaz, tilavet–i Kur'Ân, dua gibi butun ibadet ceşitleri ile gece ihya edilebilir... Mubarek gecelerde kılınan bazı hususi namazlar sunnette mevcut değildir; muteber bir rivayete de istinad etmezler. Bu, “O gecelerde namaz kılmak mekruhtur” anlamına gelmez. Teheccud ve nafile namazları teşvik eden rivayetler coktur. Bunların mubarek gecelerde yapılması elbette daha faziletlidir.” (Canan, Kutub–u Sitte, 3/289).

Kandil gecelerine ait olduğu kaydedilen namazları da ayrıca kılmakta bir sakınca yoktur; sevaptan hÂli değildir.


HAYIRLI KANDİLLER


Kaynak;Sorularlaİslamiyet
__________________