Kul hakkı haric butun gunahlarınızın affedilmesini istiyor musunuz?O zaman aşağıdaki namazı kılın kardeşlerim ben elimden geldiğince kılmaya calışıyorum hadisi şerifleri yazıcam inşaAllah Rabbimiz butun gunahlarımızı affeder bu namazı mutlaka omrumuzde bir kere kılalım.Şimdi sizi bahsettiğim TESBİH NAMAZInın acıklamasını sunuyorum banada dua etmeyi unutmayın lutfen.

Tesbîh Namazı



1297. ...Abdullah b. Abbas (r.a.)'dan rivayet edildiğine gore, Rasûlullah (s.a.) AbbÂs b. Abdi'lMuttalib'e şoyle buyurmuştur:

"Ey AbbÂs, ey amcam! Sana bir ikramda bulunayım, seni men-tellendireyim mi? Sana iyilikte bulunayım da sana, işlediğin takdir*de Allah'ın on haslet olan gunÂh(Iar)ının ilkini de sonuncusunu da eskisini de yenisini de, bilerek yapılanını da yamlarak yapılanını da, kucuğunu de buyuğunu de; gizlisini de acığını da bağışlayacağı bir ameli haber vereyim mi? (îşte gunahın ceşitleri olan bu on hasleti arıtan amel, teşbih namazıdır. O'nu)dort rekat (olarak) kılarsın. Her rekatında Fa*tiha suresiyle diğer bir sûreyi okursun. (Bunları) okumayı bitirince rukû'dan once, ayakta iken onbeş kere "subhÂnellahi velhamdulillÂhi vel ilahe illallÂhu vellÂhu ekber" dersin. Sonra rukû'a varırsın. Bun*ları on kere de ruku'dayken soylersin, sonra rukû'dan başım kaldırıp bunları jtfn kere (daha) soylersin. Sonra secdeye gidersin on kere de secde de soylersin, sonra secdeden başını kaldırıp on kere, sonra (ikinci) secdeye kapanıp on kere, sonra başını (ikinci secdeden) kaldırıp on kere (daha) bu kelimeleri soylersin. Bunlar(ın) bir rekatte(ki toplamı) yetmiş beştir. Bu namazı gunde bir kere kılmaya gucun yeterse (her gun bir kere) kıl, eğer yapamazsan her cuma (gunu) bir kere (kıl, bunu da) yapamazsan her ay bir kere (kıl, bunu da) yapamazsan senede bir ke*re (kıl. Bunu da) yapamazsan (hic değilse) omrunde bir kere (kıl)."[260]



Acıklama


Metinde gecen "aşre hisÂl" kelimesi "on gunah" demektir.Bazılarına gore ise, bu kelimenin başında muzÂf (tamlanan) olarak bulunması gereken "mukeffir" kelimesi hazf edilmiştir. Terkibin as*lı "mukeffiru aşrî hisÂlin" şeklindedir ki, "ayrı ayrı ozellik taşıyan on ayrı gunÂhı orten şey" anlamına gelir. Biz tercumemizde bu ikinci goruşu esas aldık.

"On gunÂh”tan maksat ise, metinde sayılan 1) ilk gunahlar, 2) Son gu*nÂhlar, 3) Eski gunahlar, 4) Yeni gunÂhlar, 5) Bilerek, işlenenler, 6) Yanılarak işlenenler, 7) Kucuk gunÂhlar, 8) Buyuk gunÂhlar, 9) Gizlice işlenen gunahlar, 10) Acıktan işlenen gunahlardır. Kısaca kul hakkı dışındaki bu*tun gunahlardır.

Metinde tarif edildiği şekilde ve ihlasla kılınan teşbih namazı bu gu*nahların meleklerden gizli kalıp kayıtlara gecmemesine, meleklere gizli kal*mamaları hÂlinde ise onların bağışlanmalarına sebep olur.

Bazılarına gore de "aşre hisÂl" sozunden maksat "kıyamın dışında" onar defa tekrarlanan "subhanellÂhi ve'lhamduliHÂhi vel ilahe illallÂhu vellahu ekber: Allah'ı her turlu eksikliklerden tenzih ederim.Hamd Allah'a mah*sustur. Allah"tan başka ilÂh yoktur. Allah en buyuktur" teşbihidir. Ancak fahr-i kÂinat Efendimiz, "Ummetimden hat (yanılma), unutma ve uzerine zorlandıkları şey kaldırılmıştır"[261] buyurarak ummetinden bu uc şeyin hu*kum ve mes'uliyetlerinin kalktığını haber verdiği halde metinde "yamlarak işlenen gunÂhları da bağışlar" denilmesi izaha muhtac bir meseledir. Cunku "Allah kullarını, yamlarak işledikleri gunÂhlardan mes'ul tutmaz" ifÂdesi ile "bu gunahların test ıh namazı ile affedilebileceği" ifÂdesi gorunuşte birbirine zıttır. Bu meselenin anlaşılması icin "hat” kelimesinin dinî bir terim olarak ne mÂn ifÂde ettiğini iyi bilmek gerekir.

Hat^kelimesi, iki mÂnÂda kullanılır; Yanlış (doğrunun zıddı) ve yanıl*ma (Bir şeyin kusurlu bir kasıtla yapılması). İşte burada ikinci mÂn soz ko*nusudur. İnsan oruclu iken burnunu temizlemek icin su alır o da boğazına kacarsa, burada kasıt vardır. Fakat kastın yonu boğaz değil burundur. Şu halde hatada irÂde ve kasıt var, ama kasıt meydana gelen fiile yonelmiş de*ğil, hata edenin aklı başında ve bed-i yerindedir. Bu sebeple bu gibi hatalar sorumluluk ehliyetine bir engel teşkil etmezler. Hadleri duşururlerse de keffÂretleri duşurmezler. Cunku dikkat ile bu gibi hatalardan kurtulmak mum*kundur. Bazı hatalardan korunmak, beşerin takati dışında ise de bazıları takati dahilindedir. "Hata eseri olarak yutulan bir zehirin zararı yoktur" demle*meyeceği gibi, "hata eseri olarak işlenen gunahların bir zararı yoktur" da denilemez. Binaenaleyh hadiste gecen "yanlışlıkla yapılan gunÂh" sozunden maksad, insanın dikkat etmek suretiyle korunması mumkun ve dolayısıyla sorumluluğu gerektiren hatalardır. Bazılarına gore, buradaki gunahtan mak*sat, gercek mÂnÂda gunah değil, ecrin ve sevabın noksanlığıdır. Esasen Arap*ca'da gunah mefhûmu ceşitli kelimelerle izah edilir. Zenb, hıns, ism, curm ve saire gibi. Zenb kelimesi hÂric, bu kelimelerin hepsi hakiki gunah mana*sına kasden işlenmiş fiillere denir. Fakat "zenb" herhangi yanlış bir iş icin kullanılan bir kelimedir. İster kasdî olsun, ister olmasın, ister yanlışlıkla, is*ter sehven, ister yanlış anlayış neticesi olsun, bunların hepsine "zenb" de*nir. Hakikatte bu, ummetin avamı icin gunÂh değildir. Fakat Peygamberlerin ve havassın bu hususta gafletlerinden dolayı muahezeleri mumkundur. "HasenÂtu'l-ebrÂr seyyi'atu'l-mukarrabîn = iyilerin iyilikleri, mukarreblerin fenalıkları gibidir" sozu bu bÂbta soylenmiştir. Kur'an-ı Kerim'de Hz. Peygamber'in istiğfarı hususunda daima zenb kelimesi kullanıldığı gorulmek*tedir. Curm, hıns veya ism kelimeleri kullanılmamaktadır. Zenb lafzı ise, kabahat, zuhûl ve gafletten başlayıp isyana kadar cıkar.[262]

Hadiste gecen zenb kelimesine bu acıdan bakan bazı ilim adamları bura*daki "yanlışlıkla işlenen gunÂh "tan maksadın, hakiki gunÂh olmayıp "ebrÂrın seyyiÂtı" cinsinden bir gunah olabileceği kanaatine varmışlardır.

Bilindiği gibi Tesbîh Namazı mendub olan namazlardandır. Bu her re-katinde yetmişbeş defa "SubhanallÂhi ve'1-hamdulillÂhi vel ilahe illallÂhu vellÂhu ekber" diye tesbîh edilen dort rekatlı bir namazdır. SelÂmın iki re*katta bir mi, yoksa dort rekatta bir mi verileceği konusu mezhepler arasında ihtilaflıdır. Biz bu mesele ile ilgili goruşleri 1295 numaralı hadisin şerhinde naklettik. Bu namazı kılmak icin belirtilen belirli bir vakit yoktur. Ozellikle mubÂrek gecelerde kılınırsa, daha iyi olur. Bu namaz hic olmazsa haftada veya ayda bir defa bu da olmazsa omurde bir defa kılınmalıdır.

Hanefi Mezhebine gore Teşbih Namazının kılınışı: Once Allah rızası icin nafile namaza niyet edilir. "Allahu ekber" diyerek namaza başlanır. Subhanekeden sonra 15 defa yukarıda gecen ifÂdeyle teşbih okunur. Fatiha ve Zammı sureden sonra da 10 defa aynı teşbih okunur. Rukû'a varılır ve uc defa "subhÂne rabbiye'1-azîm" dendikten sonra 10 kez aynı teşbihler soyle*nir. Rukû'dan doğrulduktan sonra "semi'allahu liman hamiden" ve "Rab*bena lek"e'l-hamd"i takiben on defa aynı teşbih okunur. Sedceye varılır. "subhÂne rabbiye'l-a'IÂ" dendikten sonra 10 defa bu teşbih okunur. Secde*den kalkınca yine 10 defa bu teşbihler soylenip ikinci secdeye gidilir ve 10 teşbih okunur. Boylece bir rekati e 75 teşbih okunmuş olur. Sonra ikinci re*kata kalkılarak once onbeş tesbîh okunur yine birinci rekatteki gibi hareket edilerek oturulur. EttehhiyyÂt ve salavÂt okunur. SelÂm verilir veya selÂm vermeden ayağa kalkılır. Ucuncu ve dorduncu rekatlar da bu şekilde kılınır. Teşbih adedi de 300'e ulaşmış olur. Hanefî ulemasının bu mevzudaki delili Tirmizî'nin rivayet ettiği Abdullah b. el-MubÂrek hadisidir."[263]

ŞÃ‚fiîlere gore ise tesbîh namazı şoyle kılınır: Bu namazı kılan bir kimse her rekatta kıraatten sonra onbeş kere "subhanallahi velhamdu lillÂhi vel ilahe illallÂhu vellÂhu ekber" teşbihini okur ve yine bu teşbihi her rukû'da, rukû'dan kalkınca, secdelerde, secde aralarında istirahat oturmasında teşehhudden evvel, veya sonra onar kere okur. Eğer teşbihlerin adedinde şupheye duşerse en azına itibar ederek onun uzerine sayar.[264] Delilleri ise konumu*zu teşkil eden Ebû DÂvûd hadisidir.

Hadis hafızlarından bazıları bu hadisin zayıf olduğunu soylemişlerse de gercekten bu hadis sabittir ve kendisiyle amel caizdir, tbn Huzeyme ile HÂ*kim bu hadisin sahih olduğunu soylerken, bazıları da hasen olduğunu soyle*mişlerdir. Hadis ilminde buyuk ve haklı bir şohrete erişen tbn Hacer el-Askalanî ise, bu hadis hakkında şunları soylemiştir: "Bu hadis hasen de*recededir. İbnu'l-Cevzî bu hadisin mevzu olduğunu soylemekle hata etmiş*tir." Aslında bu hadis uc ayrı yoldan rivayet edildiği icin bu rivayetler birbirini takviye ettiğinden hadis zayıf olmaktan cıkar. İbn Hacer'in dediği gibi ha*sen derecesine yukselir.[265]



1298. ...Abdullah b. Amr (r.a.)'dan, demiştir ki:

Peygamber (s.a.) (bir gun) bana; "yarın gel de sana ikramda ve bağışta bulunayım" buyurdu. Ben de bana maddî bir bağışta bulu*nacak zannettim. (Ertesi gun huzuruna varınca bana);

"Gun (batıya) meyledince kalk, dort rekat namaz kıl" buyur*du. (RÂvi sozlerine devam ederek bir onceki hadisin geri kalan kısmı*nı) benzeri (kelimeler) ile nakl(e devam)etti (ve sonra şunları) soyledi:

"Sonra ikinci seleden başını kaldırıp oturarak doğrul ve on kere" "subhanallph" rm fere "elhamdulillah" on kere "Allahu ekber" on kere "l ikine illallah" demeden ayağa kalkma. Bunu dort rekatta da yaparsın, dunyanın en buyuk gunahkÂrı bile olsan, bununla bağışla*nırsın." (Abdullah b. Amr) dedi ki:

Ya bunu bu saatte kılamazsam? dedim.

"Gecede veya gunduzde kıT'diye cevab verdi.[266]

Ebû DÂvûddedi ki.HabbÂn b. HilÂl, HilÂlu'r-RÂî'nin dayısıdır.

Bu hadisi Mustemir b. FjyyÂn da Ebu'l-Cevz vasıtasıyla mev*kuf olarak Abdullah b. Amr'den rivayet etti.

Ravh b. el-Museyyeb ile Cafer b. Suleyman da Amr b. MÂlik en-Ntik:'sden (O da) Ebu'l-CevzÂ'dan (O da) Abbas'dan, AbbÂs'ın sozu Aarak nakletti. (Rajh'ın talebesi olan Yahya b. Yahya) dedi ki- iiavh'ın kndisinde (îbn Abbas'(n); "Ben (bu sozu) Peygamber sauAllahu ahyhi ve sellemdm naklediyorum (dediği tesbit edilmiştir.)[267]



Acıklama


Bu hadis-i şerifle ilgili acıklama bir onceki hadiste gecmiştir.Gorulduğu gibi bu hadiste Tesbîh Namazının nasıl kılınacağına dair ayrıntılı acıklama yapılmadığı halde sadece ikinci secdeden doğrulunca ayağa kalkmadan on kere tesbihatta bulunulacağı meselesi uzerinde durulmaktadır. Cunku diğer namazlarda birinci rekatın ikinci secdesinden doğ ulunca hic oturmadan doğrudan doğruya ayağa kalkıldığı icin tesbîh na*mazında du boyle yapılacağı akla gelebilir. İşte bu şupheyi yerinde gorerek, ikinci secdeden sonra oturulup tesbîhat okunacağını iyice acıklığa kavuştur*mak maksadıyla bu mesele uzerinde ozel olarak durmaya ve tekrara luzum gorulmuştur.

Her ne kadar metinde on kere "subhanallah = Allah (c.c.) hazretlerini her turlu noksan sıfatlardan tenzih ederim" on kere "elhamdulillah = olanca humd-u senalar Allah icindir", on kere "Allahu ekber = Allah en buyuk*tur"; on kere de "l ilahe illallah = Allah'dan başka bir ilÂh yoktur" teş*bihleri ayrı ayrı zikredilmişse de buna bakarak bu teşbihlerin hepsinin sırayla ve ayrı ayrı onar kere okunacağı zannedilmemelidir. Teşbihlerin "subhanallahi ve'l-hamdulillahi vel ilahe illalahu vellahu ekber" şeklinde birleştirile*rek on defa tekrarlanacağı unutulmamalıdır.

Muellif Ebû DÂvûd, metnin sonuna talik ilÂve etmekle bu hadisin başka yollarla da rivayet edildiğini ve dolayısıyla zayıf olmadığını ifÂde etmek istemiştir pirinci tÂlikde hadisin rÂvilerinden HibbÂn'ın kimliğini iyice acıklığa kavuşturarak, hakkında herhangi bir iltibasa yer bırakmamak icin HilÂlu'r-re'y'in dayısı olduğunu acıklamıştır.

İkinci ve ucuncu taliki de yine bu hadisin sağlam olduğunu ispat icin getirmiştir.

Nitekim Ebû Bekr el-HallÂl "KitÂbu'1-îlel" isimli eserinde Ali b. Sa'id'den şunları nakletmektedir: "Ben Ahmed b. Hanbel'e teşbih namazını sor*dum." Bana;

Benim yanımda teşbih namazıyla ilgili sağlam bir haber yoktur" diye cevab verdi. Bunun uzerine ben:

Abdullah b. Amr hadisi var ya! Ona ne dersin? dedim.

Onu rivayet edenlerin hepsi de Amr b. MÂlik'den rivayet etmişler, di*ye cevap vererek, Amr b. MÂlik aleyhinde tenkîdler bulunduğunu soylemek istedi. Bunun uzerine ben de:

Fakat bu hadisi Mustemir b. ReyyÂn da Ebu'l-CevzÂ'dan rivayet etti, deyince hayretle:

Bunu sana kim soyledi? diye sordu. Ben:

Muslim, b. İbrahim deyince;

Mustemir sağlam ve guvenilir bir rÂvidir, cevabım verdi.[268]



Bazı Hukumler


1. Tesbîh namazı kılmak mustehabdır.

2. Teşbih namazım zevalden sonra ve oğle namazın*dan once kılmak caizdir.

3. Teşbih namazı icin belli bir zaman yoktur. Mekruh vakitlerin dışın*da her zaman kılınabilir.

4. Tesbih namazı munferiden kılınmalıdır.[269]



1299. ...el-EnsÂrî (r.a.); "Resûhıllah sallallahu aleyhi ve sellem'in, şu (bir onceki) hadisi (ve icinde gecen teşbih namazıyla ilgili sozle*ri) Cafer (b. Ebi TÂlib)'e de soyledi" dedi. Ve (rÂvi Ebû Tevbe, bir Onceki hadisin senedinde bulunan) bu kimselerin (sozlerinin) benzeri*ni nakletti. (Ve Ensar&#238 birinci rekatın ikinci secdesi ile ilgili olarak da (Abdullah b. Amr b. el-As'ın bir onceki) Mehdî b. Meymûn hadisin-deki sozlerinin benzerini nakl etti.[270]



Acıklama


Bu hadisle ilgili acıklama 1288 - 1289 numaralı hadislerin şerhinde gecmiştir. Ancak burada şunu ilÂve etmek isteriz ki, daha once de ifÂde ettiğimiz gibi muellif Ebû Davud'un bu bÂbda rivayet ettiği hadisten biraz farklı olarak, Tirmizî'nin de Abdullah b. MubÂrek'ten rivayet ettiği bir hadis daha vardır ki Hanefî ulemÂsı bu hadis*le amel ederler. Sozu gecen hadis şu şekilde tercume edilebilir: "Tekbir al*dıktan sonra "subhÂneke'llÂh'umıne ve bihamdik ve tebÂrekesmuk ve teflla cedduk ve lÂilÂhe ğayruk" duasını okur, sonra onbeş kere "subhÂnellahi velhamdulillÂhi vel ilahe illallahu vellahu ekber" der, sonre eûzu ceker ve bes*mele, Fatiha ve bir sûre okur, sonra on kere "subhÂnellahi velhamdulillÂhi vel ilahe illallahu vellahu ekber"der, sonra rukû'a gider ve onu on kere rukû'da soyler, sonra on kere rukû'dan kalkınca, sonra on kere de secdeye va*rınca, on kere secdeden kalkınca, on kere ikinci secdeye varınca soyler ve bu şekilde dort (rekat) kılar, işte bu bir rekatta 75 teşbih eder. Her rekata onbeş teşbih ile başlar, sonra (Fatiha ile bir sûre) okur, (kıraatten) sonra da on teşbih getirir.[271]

Bu hadiste tarif edilen teşbih namazında ikinci secdeden sonra teşbih icin oturmak gerekmediğinden Hanefî mezhebine daha uygundur. Cunku Ha*nefî mezhebinde istirahat celsesi mekruhtur.[272] Teşbih namazı da bir nafile olduğuna gore, bunun da ucten fazla kişinin bir imama uyarak cemaatle kıl*ması mekruhtur. Uc kişi bir kişiye uymaları suretinde kılınacak teşbih na*mazında imam geceleyin kılarken kıraati acıktan teşbihleri gizli okur. Zira namazdaki okunan kıraat, teşbih, dua ve tehiyyÂtlardan ancak kıraatin acık*tan, diğer teşbih ve duaların ise gizlice okunacağı genel kaide halindedir.[273]

[260] Tirmizî, vitr 19; İbn MÂce, ikÂme 190.

Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 5/86-88.

[261] Hadisin değişik rivayetleri ve sıhhati hakkında bilgi icin bk. Aclûnî, Keşfu'l-hafÂ, I, 433.

[262] Nedvî, Seyyid Suleyman Asr-ı Saadet, (Tebligat ve ta'Ifmat) I, 148.

[263] Tirmizî, vitir 19.

[264] Ozdemir, M. Said, Şafii ilmihÂli, s. 147.

[265] Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 5/88-90.

[266] Tirmizî, vitr 19.

[267] Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 5/91-92.

[268] bk. el-Menhel, VII, 212.

Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 5/92-93.

[269] Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 5/93.

[270] Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 5/93-94.

[271] bk. Tuhfelul-Ahvezî, II, 599.

[272] lbn Âbidin, Reddu'l-Muhtftr, I, 463.

[273] Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 5/94.
__________________