Sağlık hususunda nasihatleri

Peygamberimiz -sallahu aleyhi vesellem- da sağlık hakkında şoyle buyurmuştur:

" Sizlerden her kim vucutca sağlıklı, nefsinden, malından korkusuz ve huzurlu , gunluk yiyeceği de yanında olarak sabahlarsa, sanki dunyanın butun nimetleri

kendisinde toplanmış gibi olur (Tirmizi zuhd Hadis 2346)." Yine benzer bir hadislerinde aynı konuya işaret etmişlerdir:

"Emniyetli (Korkusuz) yaşamak ve sağlıklı olmak iki buyuk nimettir ki, insanlardan pek coğu bu iki nimetten mahrumdur" (İ. Sunnî vr. 10b).

Yine bir başka hadislerinde;
" Sağlıklı mumin, hastalıklı muminden daha iyi, daha ustun ve Allah 'a daha sevimlidir" buyurmuşlardır (İbni MÂce zuhd Hadis 4168) .

Bir başka hadislerinde de;
" Ey insanlar! Şuphesiz ki dunyada insanlara, imÂn ve sağlıktan daha kıymetli bir şey verilmemiştir.
Boyle olunca, yuce Allah 'tan bunları isteyiniz" buyurdu (Musned 1/8).

Dinimiz bir cok hastalığa sebep olan ve cağımızın en buyuk belalarından olan cok yemeyide yasaklar, bir hadislerinde Peygamber -sallahu aleyhi vesellem-

" İnsanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştır. İnsanoğluna belini doğrultacak birkac lokma kÂfidir. Mutlaka yemesi gerekirse, midesinin ucte birini yemeye, ucte birini icmeye, ucte birini de nefes alıp vermeye (havaya) bırakmalıdır" buyurmuştur (Tirmizi zuhd Hadis 2380).

Cok yeme, pek cok hastalığın sebebi olarak gosterilmiştir:

"Bir cok hastalığın gercek sebebi cok yemedir" (C. Sağır 1/36) . Yine bir başka hadislerinde aynı konuya işaret etmiştir:
"Allah 'a en sevgili olanınız; az yiyenleriniz, vucut bakımından da hafif olanlarınızdır" (Kenzu 'l Ummal 3/7084).

Bir mu'minden sağlığın muhafazası icin her turlu tehlikelerden uzak duruması istenir. Nitekim Peygamber -sallahu aleyhi vesellem-
" Her kim korkuluksuz bir damda yatıp uyur da, geceleyin damdan duşup olurse sorumluluğu kendisine aittir. Her kim de fırtınalı bir zamanda deniz yolculuğuna cıkar, fırtınaya yakalanıp olurse, bunun da sorumluluğu kendisine aittir" buyurmuştur (Musned 5/79, 271).

Yine Peygamber -sallahu aleyhi vesellem- kirli ve pis şeylerden sakındırmıştır: "Her kim elinde et kokusu (bulaşığı) olduğu halde, yıkamadan yatıp uyur, bu sebeple de kendisine bir şey isabet ederse, ancak kendisini suclasın" (Ebu Davud etime Hadis 3852)

Cenab -ı Hak, dunyada imtihanın gereği , pek cok hikmetlerine binaen, veyahutta Allah celle celaluhunun emir ve yasaklarına riayet etmemelerinin bir sonucu olarak, insan oğluna bir takım hastalıklar vermektedir. Bununla beraber, butun hastalıkların da tedÂvi carelerini yaratmıştır. İsr Suresi 'nin 82. Âyetinde Cenab -ı Hak, "Biz Kur'an-ı muminler icin bir şifa ve rahmet olarak indirdik" buyurmaktadır.

Yunus Suresi 'nin 57. Âyetinde ise,
"Ey insanlar! (İşte bu Kur'an) size Rabbinizden bir oğut, gonullerde olan dertlere bir şifa,
muminler icin doğru yolu gosteren bir hidayet ve rahmet olarak gelmiştir." ifadesi yer alır.

Peygamber -sallahu aleyhi vesellem- da; "İki şeyde şifa vardır. Kur'an okumakta ve bal şerbeti icmekte" buyurmaktadır (Hakim tıp 4/200) .

Peygamberimiz -sallahu aleyhi vesellem- her hastalığın tedÂvisinin mumkun olduğunu beyan etmiştir:
" Yuce Allah , şifasını vermediği hicbir hastalık yaratmamıştır" (Buhari , tıp Hadis 7/12) .

Bir başka hadislerinde de şoyle buyurmuşlardır:
"Ey Allah 'ın kulları tedavi olunuz! Cunku yuce Allah , olum ve ihtiyarlıktan başka şifasını vermediği hicbir hastalık yaratmamıştır" (İbni MÂce , tıp Hadis 3436) .

Peygamberimiz A.S., hastalığın nasıl onleneceği ile alÂkalı olarak şoyle buyurmuştur: "Hastalığın evi midedir. Tedavinin ozu perhizdir."

Peygamberimiz A.S. bir başka hadislerinde de, bitkilerle tedÂvinin yuce Allah tarafından oğretildiğini acıklamak uzere şoyle buyurmuştur:
"Suleyman AleyhisselÂm her ne zaman namazgÂhta namaz kılsa, ansızın onunde bir bitki gorur ve o bitkiye: 'İsmin nedir?' diye sorardı. Bitki de: 'İsmim şudur' diye adını soylerdi. Suleyman AleyhisselÂm : 'Nicin yaratıldın, ne işe yararsın?' diye tekrar sorardı. O bitki de:'Şunun icin yaratıldım' derdi. Eğer bir hastalığa ilÂc olarak yaratılmış ise, yazıp not ederdi. Eğer yer yuzune dikilmek icin yaratılmış ise, toprağa dikerdi" (Abdullatif BağdÂdî , Tıbb -ı Nebevî s. 58; Suyûti , Tıbb -ı Nebevî vr. 7a, 50b) .

Suleyman AleyhisselÂm 'ın ilÂhî vahye dayalı olarak bu şekilde tespit ettiği bitkilerin, "Bitkiler Kitabı"nda yer aldığı, ayrıca, pek cok ilacın ve hastalığın bu kitaba dahil edildiği belirtilir (A. BağdÂdî s.58,188) .

Yeme ve icme hususunda İslÂm dinin koyduğu prensibin başında az yemek gelir. İcilecek şeylerin de bir nefeste icilmemesini oğutler. Nitekim Peygamber -sallahu aleyhi vesellem- her hangi bir şey ictiği zaman uc nefeste icer ve şoyle derdi: "Bu şekilde icmek daha kandırıcı, sağlık icin daha faydalıdır" (Muslim eşribe Hadis 123; Ebu Davut eşribe Hadis 3729; Tirmizî eşribe Hadis188) .

Yine Peygamber -sallahu aleyhi vesellem- " Devenin ictiği gibi suyu bir nefeste icmeyiniz. Bardağı her defasında ağızdan uzak tutarak iki veya uc nefeste iciniz. İcerken besmele cekiniz, ictikten sonra da 'Elhamdulillah ' deyiniz" buyurmuştur (Tirmizî eşribe Hadis 1885) . Bir hadislerinde de:

"Sizden biriniz su ictiği zaman yavaş yavaş icsin, bir nefeste icmesin. Zira, suyu bir nefeste icmek karaciğer iltihabı (ve nefes tıkanıklığı) meydana getirir" buyurmuştur (Adurrezzak 10/428 Hadis 19594). Bir başka hadislerinde de ayakta su icmenin zararına işaret etmiştir:
"Eğer ayakta su icen kimse, midesine verdiği zararı bilseydi, ictiği suyu şuphesiz ki geri kusardı" (Abdurrezzak 10/427 hadis 19588). Yine aynı konu ile alakalı olarak. "Sizden biriniz ayakta su icmesin. Her kim unuturda icerse, kusmaya calışsın" buyurmuştur (Muslim eşribe Hadis 116) .

Peygamberimizin , arada her hangi bir engel olmaksızın direk guneşte ısıtılan suyun kullanılmaması hususunda da tavsiyeleri olmuştur. Hz . Aişe (R.A):

"Peygamber -sallahu aleyhi vesellem-. yanıma gelmişti. Ben ise, guneşte su ısıtıyordum. Bunun uzerine. "Ey Aişe ! Boyle yapma! Zira, guneşte ısınmış suyu kullanmak abraşlık (Alaca , sedef) gibi cilt hastalığı meydana getirir" buyurdu (DÂrekutnî taharet 1/38 Hadis 2) . Asrımızın tıp ilmi direk guneşte ısınan suyun guneşin zararlı ışınlarına maruz kalıp kişinin bedenine zarar verebileceğini ancak ondort asır sonra bulup acıklayabiımiştir. Buda kainatın efendisinin -sallahu aleyhi vesellem- bir mucizesi olsa gerek. vallah-u e'lem....
www.alikarahoca.net
__________________