Olimpiyat, dunya ve Avrupa şampiyonu eski milli halterci Halil Mutlu, Bulgaristan'dan Turkiye'ye uzanan hayat hikayesini Demiroren Haber Ajansı'na (DHA) anlattı. Mutlu, "Ben halterci olarak Turk olduğum icin halter branşından uzaklaştırıldım. Hayatımda ise en cok yıprandığım ve yorulduğum olay 2005 yılındaki doping sureciydi. O surecte bu kadar başarılı olduğum icin kendi kendime 'keşke bunun yarısı kadar başarılı olsaydım' dedim" diye konuştu. Halil Mutlu, 10 yaşında halterle tanıştığını belirterek, "Halter ile tanıştıktan 1 ay kadar sonra Naim ağabey şampiyon oldu ve onunla tanıştım. Halter koyden kasabaya gelirken bilmediğim bir branştı. Tam adapte oldum dediğim donemde biliyorsunuz 1985 yılında Bulgaristan'da isimlerimiz değişti. Tabii bu sure icerisinde koylu bir cocuk icin oradaki baskıları gorunce işin aslı baya bir urktum. Ancak hicbir zaman spordan vazgecmedim" dedi. "16 BUCUK YAŞIMDA AİLEMİ BIRAKIP ULKE DEĞİŞTİRDİM" O surec icerisinde tam olarak halterin ne olduğunu bilmediğini vurgulayan Mutlu, "Zor surec ve zor badireler atlatmışız. Bu baskılı surec 1989 Aralık ayına kadar Bulgaristan'da benim adıma surdu. O aydan sonra Turkiye'ye tek başıma ailemden ayrı goc amacıyla yola cıktım. 16 bucuk yaşımda Turkiye'ye geciş yaptım. Benim icin yeni bir surec başladı. 1 Ocak 1990 itibariyla da Ankara'da yaşamaya başladım" ifadelerini kullandı. "HALTER YAPMAK İSTİYORDUM, TURK OLDUĞUM İCİN HİCBİR OKUL BENİ KABUL ETMEDİ" Halil Mutlu, 'tam alıştım' dediği yıllarda baskıların başladığını ifade ederek sozlerini şoyle surdurdu: "Baskılar başladı. O surecte bitti, tam her şey yoluna girdi dediğimiz anda biliyorsunuz 1986 yılında Naim ağabeyin goc etmesiyle birlikte 1987 ve 1988'in başlarına doğru Bulgaristan'da Turkce konuşmaya ceza gibi farklı baskılar oluşmaya başladı. O sure icinde Turk cocuklarının spor ile sanat ile uğraşması noktasına engeller konuldu. Orneğin ben halterci olarak Turk olduğum icin halter branşından uzaklaştırıldım. Ancak eğitimimi verebileceklerini ama halterin benim icin bittiğini soylediler." "SINIRDAN GECMEK BENİM İCİN ACI OLDU" Ailesinden ayrılmanın kendisi icin cok zorlu olduğunu belirten Mutlu, "16 bucuk yaşında annemi, babamı, ablamı, iki tane ağabeyimi nasıl 10 yaşındayken koyde bırakıp kasabaya gittiysem, bu sefer yine onları koyde bırakıp ulke değiştirdim. Sınırdan gecince benim icin bir suru acı oldu. Cunku annem, babam, ablam ve kardeşlerim orada kalmıştı. Duşunduğun zaman evet zordu akabinde sınırda komple goc vizesi de kalktı. Dolayısıyla benim annem ile babamın Turkiye'ye gelme şansları hic yoktu" şeklinde konuştu. ''MECBUREN AİLEMİ BULGARİSTAN'DA BIRAKMAK ZORUNDA KALDIM'' Turk olduğu icin Bulgaristan'daki hicbir okulun kendisini kabul etmediğini soyleyen Halil Mutlu, "Benim icin her şeyden onemlisi ailemden ayrı kalmak değildi, ben halter sporu yapmak istiyordum. Butun spor okulları kapalı olunca ben mecburen ailemi Bulgaristan'da bırakmak zorunda kaldım. Cunku Bulgaristan'da gitmediğim okul yoktu ama Turk olduğum icin hicbir okul kabul edemedi beni. Belki hocalar isterdi ama yonetim alamazdı. Devletin almış olduğu kararlardan dolayı. Benim de tek seceneğim vardı halter yapabilmek icin Bulgaristan sınırları dışına cıkmak. Bende direkt Ankara'ya geldim" diye konuştu. "7 REKOR KIRARAK DUNYA HALTER TARİHİNDE BİR İLKİ GERCEKLEŞTİRDİM" Dunya halterine adını altın harflerle yazdıran Mutlu, DHA'ya yaptığı acıklamada, "Bu surecler benim icin hep acabalarla doluydu. Tabi daha sonra Turkiye'deki şartlara biraz adapte olunca şuna inandım; Turkiye'ye geldikten sonra biraz da ulkemi tanıyınca ben başarılı olursam benim şu sesimi birileri duyar. 7 tane dunya rekoru kırdım, dunya halter tarihinde bir ilki gercekleştirdim" dedi. "BEN HALA ACI CEKİYORUM" Anne ve babasından ayrı olmasının kendisi icin acı verici olduğunu ifade eden Halil Mutlu, şunları kaydetti: "Acı dediğiniz noktada neye gore acı. Ben hala acı cekiyorum. Ben hala annem ve babam ile 1 hafta dolu dolu bir evde bir ortamda bulunmadım. Eğer bu ulkede başarılı olmak isterseniz maalesef sevdiklerinizden uzak kalmak zorunda kalıyorsunuz. Biraz da hayat şartları sizi zorluyor. Acı cektiğim tek nokta şudur annemin babamın yanlarında gormek istediği hicbir donem yanlarında olamamışımdır. Dolayısıyla bu acı da benimle sonsuza dek suruklenip gidecek. Ama onun karşılığında da milyon belki de milyarları mutlu etmişimdir. Bunun bedeli de boyle oldu." "EN MUTLUSU İLK YARIŞMALARIM, EN ACISI DA 1995 YILI" Kariyerine dair onemli noktaları acıklayan Mutlu, "Benim icin ilk mayo giydiğim zaman en mutlu olduğum andır. 1990 yılında 5-6 ulkenin katıldığı Adapazarı'nda Uluslararası Cumhuriyet Turnuvası ilk mayoyu giydiğim zamandı. Benim icin olimpiyattan daha onemli bir yarışmaydı. Acıya gelirsek, 1995 yılında Cin'de yapılan Dunya Şampiyonası'ydı. Yarışma başladı, koparmada cok iyi bir performans sergiledim. Daha sonra silkmede yine iyi bir performans sergiledim. Yarışma neredeyse tamamlanmıştı, butun rakiplerim haklarını tamamlamıştı ama benim bir hakkım daha vardı. Cin'de dunya rekoru kırabilmek daha farklı bir duyguydu. Hocalarıma ve başkanıma sordum. Oradan antrenorlerden biri 'şampiyonsun ve son hakkına girsen de girmesen de olur, ne yapmayı duşunuyorsun?' dedi. Evet şampiyon olduk onemli olan oydu. 5 kilo artış yaparak dunya rekorunu denedim ama başarılı olamadım. Onemli olan şampiyonluktur dedim. Beni kursuye aldılar, tam kursuye cıkarken rahmetli başkanımız Savaş Ağaoğlu tuttu beni kolumdan ve butun sorumluluğu ustlenerek 'sen ikinci olmuşsun' dedi. Hatalı veya bilincli oyle bir hata olmaz diye duşunuyorum. Oradaki hocaların sorumsuzluğu. En mutlusu ilk yarışmalarım, en acısı da 1995 yılı" şeklinde konuştu. "HAYATIMDA EN COK YIPRANDIĞIM VE YORULDUĞUM OLAY 2005 YILINDAKİ DOPİNG SURECİYDİ" Halil Mutlu. 2005 yılında yaşadığı doping surecinin kendisini cok yorduğunu vurgulayarak, "Keşke bu kadar başarılı olmasaydım da benimle bu kadar uğraşan insan olmasaydı diye dua ettiğim tek noktaydı. O surecte bu kadar başarılı olduğum icin kendi kendime keşke bunun yarısı kadar başarılı olsaydım dedim. Benim başarılı olduğum 10-14 yıllık istikrarlı surec, hep birilerini mutsuz etmiş, rahatsız etmiş. Bunun bedelini 2005 yılında ben bir şekilde odedim. Sporda bir sporcunun yaşayabileceği en ust noktayı butun branşlardan bahsediyorum, ender sporcuya nasip olmuş mutluluğun fazlasını yaşadım. Ben zaten o olayı yaşadıktan sonra bunları hak etmediğimi ve daha iyisini yapabileceğimi tekrarladım kendi kendime. Zaten hedefim vardı. 2008 yılında donunce olimpiyat şampiyonu olabilmeyi hedefliyordum ve bu yonde ilerlemeye calıştım. Bu surecten sonra kişiler kendi yuzlerini gostermeye başladılar. Hep boyle sizin yanınızda birileri varken calışmak istediğiniz insanları uzaklaştırma yonunde hareket ettiler" ifadelerini kullandı. "BEN SPORU BIRAKMADIM, BENİ YONETENLER BANA BU SPORU BIRAKTIRDI" Mutlu, istemediği bir şekilde sporu bıraktığını ifade ederek sozlerini şoyle surdurdu: "Antrenmanlara başladım. Ancak maalesef 2008 yılında secimden sonra bu yonetim tarzı ve halteri bilmeyen kişilerin geleceğe yon verdiği bir sistemde ben olmayacağım dediğim gun aslında sporu bırakmıştım. Daha sonra toparlayamadım, boyle istemediğimiz bir şekilde sporu bırakmış oldum. Ben sporu bırakmadım beni yonetenler bana bu sporu bıraktırdı. Bu şekilde sporu bıraktığım icin de binlerce kez pişmanım. Belki de olimpiyata nasıl gidemediysem, sporu bırakmam da husranla bitti." "MUCADELEMİZ ONCEDEN PODYUMDAYDI, ŞİMDİ BAŞKANLIK YONUNDE DEVAM EDİYOR" "İnandıklarım doğrultusunda mucadeleme devam ediyorum" diyen Halil Mutlu, "Bir başkanlık seruvenim var. Ondan bir adım geri atmış değilim. İnandıklarım doğrultusunda mucadeleme devam ediyorum. Sene olimpiyat senesi akabinde de bizim icin secim senesi. İlk once olimpiyatı atlatıp, halter camiamıza yakışır bir şekilde ulkemizi olimpiyatlarda temsil edip tekrar olimpiyat sonrası secimlerde goreve talip olmaktır. Mucadelemiz onceden podyumdaydı şimdi başkanlık yonunde devam ediyor" şeklinde konuştu. "İLK ODULUMLE ŞAHİN ARABA ALDIM" İlk odulunun 1992 yılında Avrupa Şampiyonası'ndan sonra aldığı bir araba olduğunu belirten Mutlu, "Odul konusunda biraz şanssız bir sporcuydum. Giderdim kazanırdım, kazandırırdım, o zaman genctim bir suru yarışmalara gider gelirdim. Devletimiz o zaman belli bir surec sonrası toptan bize odulleri takdim ederdi. Benim yaklaşık 10-15 yarışmam birikirdi ve sonra devlet baba derdi ki 'durumumuz yok'. Durumumuz olmayınca da siz oduller arasından secin ben size en iyisini veriyim derdi. Biz de devletimiz sağ olsun derdik. Milyonlar beklerken, binlere razı olur, Allah razı olsun derdik. İlk odulum ilk Avrupa Şampiyonası'nda buyuklerde gidip de 3'uncu olduğum yarışmaydı. İlk odulum 1992 yılındaki Şahin arabaydı" dedi. MUTLU AİLESİNİN HEPSİ SPORCU Cocuklarının antrenmanlarını yakından takip eden ve onlarla eskrim yapan Halil Mutlu, idmanda iki oğluna yenilse de keyifli anlar yaşadı. Olimpiyat şampiyonu eski milli halterci Halil Mutlu'nun eşi ve 2 cocuğu da kendi gibi sporcu. Eşi Seher Mutlu ise eski milli cimnastikci ve bugun ise antrenorluk yapıyor. İki milli sporcunun cocukları Tuna ve Arda ise eskrim yapıyor. Seher Mutlu, cocuklarını sonuna kadar desteklediklerini belirterek, "Biz de sporun icinden geldiğimiz icin bu anlamda bilincliyiz. Hem eğitim hem spor anlamında cocuklarımızın arkasından hem destek verip, elimizden ne geliyorsa yapmaya calışıyoruz onlar adına, Turk sporu adına" dedi. Baba Halil Mutlu ise, "Elimizden geldiğince cocuklarımız, ailemiz, ulkemiz icin hayırlı işler yapmaya calışıyoruz. Onemli olan da bu duşunceyle hareket etmeye calışıyoruz" diye konuştu. Cocukları Arda ve Tuna ile mac yapan Halil Mutlu şunları kaydetti: "İlk mac icin soylenecek pek bir şey yok. Ama ikinci mac benim icin daha eğlenceliydi. En azından kıyak da olsa 1 sayı aldım. O sayıyı da buyuk oğlum Tuna'dan aldım. Arda icin ise kendimi biraz daha geliştirmem lazım. Cunku onda rekabet seviyesi ust seviyede." Antrenor Erdoğan Kızıldağ, "Arda ve Tuna bizim icin kıymetli sporcular. Bu sporcularımızın durumu biraz zor. Babalarından dolayı cıta cok yuksek. Onlar da ellerinden geleni yapmaya calışıyorlar." DHA __________________