
Değerli din kardeşlerim. Kur’an ın her ayeti, bizlere oyle guzel dersler veriyor ki, biraz duşunen, hurafeden uzak kalan, tum gerceklerin farkında olacaktır. Yaradan da zaten ne diyordu Kur’an ayetleri icin?
Casiye
20: [İşte] bu [vahiy,] insanlık icin bir kavrayış aracıdır; tereddutsuz bir inanca ve emniyete ulaşanlar icin de bir rahmet ve hidayettir.
20: [İşte] bu [vahiy,] insanlık icin bir kavrayış aracıdır; tereddutsuz bir inanca ve emniyete ulaşanlar icin de bir rahmet ve hidayettir.
Rabbimiz Kur’an ayetlerinin bizleri, nasıl gerceklere gotureceğini ve bizleri nurlu ışıkla buluşturacağını, ne kadar guzel anlatıyor. Demek ki Kur’an ı anlayabilmek icin, once onunla bizzat buluşmalıyız ki, tum gerceklerin farkında olabilelim. Bir başka deyişle Kur’an ı doğru anlayabilmek icin, once Kur’an ın gozluğunu takmalıyız, yani anlayarak, duşunerek okumalıyız. Başkasının gozluğuyle Kur’an a bakan, onların sozleriyle ayetleri anlamaya calışan, asla gercekleri goremeyecektir.
Yazdığım yazılarımın genel konusu, hurafeden ve sanıdan uzak, Kur’an ile bizzat bizlerin buluşmamız, uzerinde duşunerek iman etmemiz adınadır. Cunku Yaradan bizleri acıkca Kur’an dan sorumlu tuttuğunu ve en emin bilgininde Kur’an olduğunun, hukmunu vermiştir.
Bu yazımın da ozunde yine bu konu var. Sizlere bakara suresi 146 ve 147. ayetleri hatırlatmak istiyorum. Bakalım Rabbimiz bu ayetlerinde, bizleri nereye yonlendiriyor ve dikkatimizi nasıl cekiyor onu anlayalım.
Bakara
146: Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), cocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen iclerinden bir bolumu, bildikleri halde gerceği gizlerler.
147: GERCEK OLAN, RABBİNDEN GELENDİR. O halde kuşkulananlardan olma.
146: Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), cocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen iclerinden bir bolumu, bildikleri halde gerceği gizlerler.
147: GERCEK OLAN, RABBİNDEN GELENDİR. O halde kuşkulananlardan olma.
Şukurler olsun ki Yaradan, bizleri o kadar guzel acık bir şekilde uyarıyor ki, anlamadım demek hic mumkun değil. Bakara 146. ayette cok dikkat cekici bir konuya değiniyor Allah ve diyor ki, gonderdiğim elcinin benim tarafımdan gonderildiğini, kendi evlatlarını bildikleri gibi bildikleri halde, gerceği gizlerler diyor.
Gelin bu sozleri anlamaya calışalım şimdide. Tevrat ı okuyanlar bilir, Musa peygamberimizden sonra elci olarak, bir Mesih geleceğinden bahseder. Bildiğiniz gibi Hz. İsa Kur’an da da Mesih ismiyle gecer. Ama Yahudiler, babasız olduğundan kendilerinden kabul edemedikleri Hz. İsa’yı kabullenmediler. Yani Hz. İsa’ nın geleceği, Tevrat ta yazılıdır.
Bugunku İncil de, Hz. İsa dan sonra, Ahmet isminde bir peygamberin geleceği de yazar. Buradan da anlıyoruz ki, Allah gondereceği elcileri, bir onceki gonderdiği kitaplarda haberini vermiştir ki, toplum aldatılmasın kandırılmasın. Tabi işlerini kolaylaştırmak ve bizlerin şupheye duşmemizi engellemek icin. Peygamberimizi kabul etmekte zorlanmalarının nedeni, peygamberimiz ehli kitaptan yani kendileri icinden olmayıp, ummi toplumdan olmasıdır. Ummi konusu da topluma yanlış anlatılmıştır, konuyu dağıtmamak icin buna girmiyorum.
Demek ki Allah bizleri uyarmak ve doğruya ulaştırmak adına, her konuda gonderdiği kitaplarda bahsetmiş, elcileri hakkında bile gelmeden bilgisini vermiştir.
Peki, bakara suresi 147. ayetten nasıl bir ders cıkarmalıyız, işte bu kısmı da cok onemli. Bakın Yaradan nasıl dikkatimizi cekiyor ve ne diyor, tekrar hatırlayalım.
(GERCEK OLAN, RABBİNDEN GELENDİR.)
Ne dersiniz dostlar, acıklamaya, izah etmeye gerek var mı? Allah gercek hak olanın, Allah katından bizlere indirilen olduğunu bircok ayetinde soylediği halde, bizler hala neler soyluyoruz hatırlayınız. Yalnız Kur’an ile iman olmaz, her şey Kur’an da yazmaz, peygamberimiz bir o kadar da dinde hukum koymuştur diyerek, nasıl bir yanılgının icinde olduğumuzun hala farkında değiliz.
Kur’an da hic bahsedilmediği halde, bugun gunumuzde kurtarıcı olarak beklediğimiz, mehdileri ve Mesihleri nasıl acıklayabiliriz? Allah ben gonderdiğim elcilerimin bile bilgisini, kitaplarımda sizlere anlattım dediği halde, bizler neler soyluyor ve nelere inanıyoruz.
Allah Rabbinden sizlere gelenden, sakın kuşkulananlardan olmayın diyor. Bu sozuyle Rabbimiz, size gonderdiğim elcim haktır ve sarılacağınız, iman edeceğiniz, ardı sıra gideceğiniz tum bilgiler Rabbimizden bizlere ulaşan Kur’an da vardır diye acıklık getiriyor. Ama bizler ne yazık ki yalnız Kur an ile iman olmaz diyerek, Kur An ın yanında ona eş, dine hukum koyan bilgiler icin, bunlarda haktır demiyor muyuz?
Mehdi konusu ozellikle gunumuzde, cok gundeme getiriliyor. Bu konu İslam toplumunu oyalamak, avutmak ve perde arkasından yonetebilmek icin, Yahudiler tarafından uydurulan buyuk bir aldatmacadır. Lutfen bu konuyu dikkatle izleyiniz, arkasında Yahudi fitnesini goreceksiniz.
Allah ın bircok ayetini gormezden gelenlere, ustunu ortenlere, bakın Rabbimiz ne diyor.
Zuhruf
36: Kim Rahman’ın Zikri’ni gormezlikten gelip ondan uzaklaşırsa, biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.
36: Kim Rahman’ın Zikri’ni gormezlikten gelip ondan uzaklaşırsa, biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.
Allah ın apacık ayetlerini gormezden gelirsek, sonucuna katlanacağımızı da bilmeliyiz. Bunu yaparak şeytanı dost edindiğimiz gerceği, hic unutulmamalıdır. Kurtuluşa ermek isteyene Allah, bunun recetesini de acıkca bizlere aşağıdaki ayetinde bildirmiş ve bizlere hatırlatmıştır. Tabi gozler perdeli, gonuller muhurlu değilse.
[B]
Bakara
5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet uzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
[/B5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet uzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
Bunca acık uyarılardan da ders alamadıysak ve hala Kur’an imanımız adına yeterli bilgileri, detayları vermez diyorsak, ne soyleyebilirim. Allah kurtuluşa erecek kullarının, yalnız benim gonderdiğim Kur’an uzerinde olanlardır diyor. Ya bizler neler soyluyoruz?
Allah bizlerin yalnız Kur’an dan sorumlu olduğumuzu, yuzlerce kez soyleyip, bircok orneklerle izah ettiği halde, inandıkları Kur’an ın onayından gecmeyen rivayetleri korumak, kollamak ve temize cıkarmak adına, bircok ayeti gormezden gelenlere bir ayet daha hatırlatmak istiyorum.
Enbiya
10; And olsun, size oyle bir kitap indirdik ki, butun şan ve şerefiniz ondadır. HÂl akıllanmayacak mısınız?
10; And olsun, size oyle bir kitap indirdik ki, butun şan ve şerefiniz ondadır. HÂl akıllanmayacak mısınız?
e dersiniz hala Kur’an bizlere yetmez, rivayet hadisler olmasaydı, Kur’an anlaşılamaz ve kapalı kalırdı diyerek, Kur’an a yapılan o buyuk saygısızlıktan, hala vazgecmeyecek miyiz?
Gonul gozlerimizin acık olmasını istiyorsak, Kur’an ayetlerini anlamadan değil, anlayarak bolca okuyalım ve uzerinde duşunelim. Bakın o zaman imanımızın, inancımızın bizlere, cok daha huzur verdiğini nasıl fark edeceksiniz.
__________________