Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

En kıymetli iki şey vardır. Bu iki şeyden daha kıymetlisi yoktur. Bunlardan birincisi Allahu teÂlÂya iman, diğeri de Onun kullarına faydalı olmaktır, insanları sevindirmektir. En kotu, yani ondan daha aşağısı olmayan iki şey vardır: Birincisi, Allahu teÂlÂya şirk koşmak, diğeri de Onun kullarının kalbini kırmaktır. KÂbe’yi yıkmak ne kadar kotu bir şeydir. Bir muminin kalbini kırmak ise, yetmiş kere KÂbe’yi yıkmak gibi gunahtır. Kalb kırmanın ne kadar kotu olduğunu, buradan anlamalıdır. Mumin muminin kardeşidir. Kim bir mumin kardeşine yardım ederse, Cenab-ı Hak da ona yardım eder. Kim bir mumin kardeşinin ayıbını orterse, Cenab-ı Hak da ahirette onun ayıbını orter. Kim bir mumin kardeşini sevindirirse Allahu teÂl da ahirette onu sevindirir. Kim bir muminin hacetini giderirse, Allahu teÂl da onun ihtiyacını giderir.

Buyuklerin yolunun esası vefalı olmaktır. Herkesin iyi tarafını gorup, sevmektir. Birbirimizi sevmemiz, nefsimizi sevmememize bağlıdır. Nefsini seven, arkadaşın buyukleri ve Allahu teÂlÂyı sevemez. Cunku bir kalbde iki sevgi bulunmaz.

Muslumanın gozunun nuru, gonlunun sururu namazdır. Dertlerine şifa, sıkıntılarına ferahlık namazdır. Hayatın gayesi, namazdır. Allahu teÂlÂnın huzuruna cıkma vakti [randevu] namazdır. Namaz kılmayan, bu randevuyu bırakıp, kimlerin randevusuna gidiyor! Elhamdulillah, Allahu teÂlÂya hamd olsun demektir. Namaz kılan gunde 40 defa hamd ediyor, zira namazda Fatiha’yı okuyor. Allahu teÂl namaz kılanı, onca kusuruna, gunahına rağmen huzuruna kabul ediyor. Artık o, huzura kabul edilenlerden oluyor. Cok kimseler var ki, onları huzuruna kabul etmiyor. Namaz kılan, ayrıca bunun icin cok şukretmelidir. Namaz kılmayan da, bunun icin cok duşunmelidir.

Sahabe-i kiramdan bir zat, Resulullah efendimize gelerek, (Kazancım bol olmasına rağmen gecim sıkıntısı cekiyorum) diye arz eder. Peygamber efendimiz, (Evinizde namaz kılmayan var mı?) diye sorar. O zat, (Hayır, evde hepimiz namazımızı kılıyoruz. Namaz kılmayan yok) cevabını alınca, Peygamber efendimiz, (Komşularınızda hatta mahallenizde namaz kılmayan var mı?) diye sorar. O zat, (Komşularımızda ve mahallemizde namaz kılmayan yok) der. Peygamber efendimiz, (Bir araştırın, mahallenizden namaz kılmayan birisi gecmiş mi?) buyurunca o kimse, (Araştırdık, mahallemizden namaz kılmayan hic kimse gecmemiş) der. Peygamber efendimiz, (Bu bereketsizlik namaz kılmamaktandır) buyurunca o zat tekrar araştırır ve (Ya Resulallah, namaz kılmayan birinin cenazesi gecerken, tabutu bizim evin duvarını cizmiş) der, bunun uzerine Peygamber efendimiz, (İşte evinizdeki bereketsizlik bundandır. O duvarı hemen yıkın, yeniden yapın!) buyurur.
__________________