Jenny Lang Ping / 1
Voleybol0 Mesaj
●38 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Spor
- Voleybol
- Jenny Lang Ping / 1
-
17-10-2019, 04:46:52Cocukken odamızı susleyen posterler…Bazıları oyuncudur;bazılar kahraman. Pelerinleri vardır,sonsuz iyilikle kuşanmışlardır. Onlardan izler barındırmak,onların ayakkabılarından almak;topa onlar gibi vurmak en buyuk istektir. Buyudukce onların da nihayetinde insan olduğunu anlarız;onların da hata yapabileceklerine,kaybedeceklerine,pes edebileceklerine tanık oluruz. Boyle boyle yaş alırız birlikte. Yine bir yerlerde onları izleriz,onlar ise tum “kahramanlar” gibi dunyanın bir koşesinde tum zorluklara rağmen devleşmeye devam ederler. Lang Ping Cin sporu icin işte tam da boyle bir figur. Yolda rahatca yuruyemediği icin ulkesinden uzaklaşmayı bile duşunecek kadar buyuk bir figur. Evlilik toreni ulusal televizyonlarda naklen yayınlanacak kadar. Posta pullarından stadyumlara kadar adı veriliyor irili ufaklı her şeye. Yuzu dokunuyor. Babası “O bir spor karakteri değil,tarihsel bir figur demek bile yetersiz,bir tarih kitabı gibiydi.”şeklinde ifade ediyor kızını. ABD Milli Takımını calıştırdığı sırada oyuncusu olan Nicole Davis ona olan ilgiyi “Bunla eşdeğer bir şey var mı bilemiyorum, Michael Jordan bile değil,hicbir şey bu kadar buyuk değil.” diye ozetleyerek şaşkınlığını dile getiriyor. Cin tenisinin buyuk isimlerinden Na Li “Lang Ping olmasaydı hicbirimiz şimdi ki kadar zevk alamazdık sahip olduğumuz hayattan.” acıklamalarıyla insanı duşunduruyor. Bir voleybolcunun fazla ilgiden bunalması,tum gozleri mutemadiyen uzerinde toplaması insanın hayal gucunu zorluyor. Ping,sanki bir magazin figuruymuşcesine ulkesi sokaklarında şapka ve gozluklerle,bazen guvenliklerle yuruyebiliyor. Ona rağmen de tanınıyor… – 15 yaşında her sabah okula giderken gectiği stadyumda antrenman yapan Cin Milli Takımı’nı izledikce artıyor merakı bu spora. İlk tohum “Beijing National Gymnasium Stadium” Oldukca sporsever babası ondaki bu ilgiyi fark ediyor ve hikaye, tam olarak 1980’lerin başında berraklaşmaya başlıyor. 1978 senesinde henuz 18 yaşında Milli Takım forması diyen genc kız, ilk seruvenin sonuna Asya Şampiyonası’nda kursuye cıkarak geliyor. Ve şov zamanı! 1981’de Sovyetlerin favori olduğu Dunya Kupası’nı getiriyor ulkesine. Bu Cin’in voleybol,basketbol ve futbol branşları arasında kazandığı ilk buyuk kupa aynı zamanda.Sonra 82 Dunya Şampiyonluğu,sonra 84 Olimpiyat Şampiyonluğu ve tekrar 85 Dunya Kupası. 84 Olimpiyatları icin ilginc bir anekdot goze carpıyor:”Apandisitim ağrıyordu ve ameliyat olmak icin turnuvanın bitmesini bekliyordum;doktorumun dediğine gore eğer biraz daha bekleseydim olecektim. İlk macı kaybettiğimizde ağlamaya başladım cunku tek derdim şampiyon olmaktı, şampiyon olduğumuzda da durum,ağrılarım boyleydi.Ama aslında hayat durmuyor,devam ediyordu. Kazandık ve ne değişti?Hayat her şartta akıp gidecekti…” Kimsenin itirazı yok,ulke voleybolunun ibresi değişiyor onla. “Demir Cekic” diyen var,doneminin en iyisi diyen de cok fazlasıyla.En İyi Smacor,En Değerli Oyuncu…İlk zaferleri yaşıyorlar birlikte;buraya kadar her şey cok guzel. Ama unuttuğumuz bir gercek var,hayat masallar kadar sorunsuz gecmeyebiliyor. “O zaman benim icin etkileyici,apayrı bir heyecandı. Fakat şimdi aklınla mucadele etmen gereken buyuk bir parti gibi geliyor. Hayatımın 30 yılından fazlasını voleybola verdim ve sonunda kendimi bu spordan keyif almaya odaklayabildim. Her aşama hayat icin kendi anlamını barındırıyor. Sadece bir şampiyon var ama herkes kendi icin ozel ve cok anlamlı dersler ediniyor.” Boyle sonsuz bir ivmeyle taclanacağını hayal ettiğimiz kariyer daha yolun cok başında 86’da bitiveriyor. Takip eden dort yıl ise onun neden kahramanlardan olduğunu acıklar nitelikte. Boyle bir kariyerin acamayacağı hicbir kapı yokken o İngilizce oğrenmeye başlıyor,daha sonra Amerika’nın yolunu tutuyor. Bir sonraki durağı Meksika oluyor Spor Yonetimi icin. Zor. ” Ter,sakatlıklar ve hic de az olmayacak kadar gozyaşı.” Cinliler boyle acıklıyor onun dolambaclı yolculuğunu. O ise “Ufkumu acmam gerekliydi,ustelik voleybolu bıraktığımı acıklamama rağmen ulkedeki sıradan insanlar gibi değildim.Alışverişe giderken bile ozgur değildim. Bu tanınırlıktan uzaklaşmalıydım.”diyor. Donmek ve donmemek uzere gitmek arasında duşunceler…1986’da bıraktığı butun bu iz ve başardığı ilklerle cekiliyor sahalardan. Taa ki ikinci buyuk devrine,devrimine kadar… Kaynaklar / References: http://www.zonaeuropa.com/20080821_1.htm 中國婦女傳記詞典: The Twentieth Century, 1912-2000 Yazar: Lily Xiao Hong Lee https://www.nytimes.com/2008/08/22/s...cs/22coach.htm http://www.scmp.com/sport/china/arti...-gold-and-more Kaynak: voleybolplus __________________