Allahım, (Peygamber Efendimiz hazret-i) Muhammed’e ve Âline, rahmet eyle; Hazret-i İbrahim’e ve Âline rahmet ettiğin gibi. Muhakkak ki sen hamid ve mecid’sin Allahım, (Peygamber Efendimiz hazret-i) Muhammed’e ve Âlini, mubarek kıl; Hazret-i İbrahim’i ve Âlini mubarek kıldığın gibi. Muhakkak ki sen hamîd ve mecîd’sin.”
Bunun sebebinde şoyle denildi:
Biz; Allahım, (Peygamber Efendimiz hazret-î

“Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara iclerinden oyle bir peygamber gonder ki, onlara senin Âyetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti oğretsin, iclerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pÂk eylesin. Hic şuphesiz Azîz sensin, Hakîm Sensin” . Bu mubarek soz ve dualar, bizi:
Hazret-i ibrahim’e ve Âline rahmet ettiğin gibi rahmet et.” demeye sevketmektedir. Sonra biz butun bu nimetlerin, Allahu TeÂl hazretleri tarafından bize gonderildiğini hatırlayıp: Muhakkak ki sen, hamîd ve mecîd’sin,” diyerek Allahu TeÂl hazretlerine hamd ve sena etmeye başlıyoruz.
Haber’de geldi: İbrahim AleyhisselÂm, ruyasında cok uzun bir cennet gordu. Ağaclarının uzerine yazılıydı. İbrahim AleyhisselÂm, bunu Cebrail AleyhisselÂm’a sordu. Cebrail AleyhisselÂm, ona kıssa’yı haber verdi. (Ona Efendimiz s.a.v. hazretlerini ve şerefli ummetini anlattı.) Bunun uzerine İbrahim AleyhisselÂm şoyle dua etti:
Ey rabbiml Ummet-i Muhammed’in dili uzere benim zikrimi devam ettir!” Allah, onun duasını kabul etti. İbrahim AleyhisselÂm`ın adını, namazda, Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin adının yanma koydu
__________________