Abdullah bin Abbas -radıyallahu anhuma-dan ri­vÂyete gore Peygamber Efendimiz'in duÂlarından bi­ri şu du idi:

"YÂ Rabb! Kalbimi nurlandır, gozumu nurlandır, ku­lağımı nurlandır, sağımı nurlandır, solumu nurlandır, us­tumu nurlandır, altımı nurlandır, onumu nurlandır, arkamı nurlandır ve beni nûr eyle (bir başka rivayette) benim damarlarımı nurlandır, etimi nurlandır, kanımı nurlandır, sacımı nurlandır, yuzumu nurlandır

Mugîre bin Şu'be'den rivayet olunduğuna gore Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-in dualarından biri de şu idi:Başka bir ilÂh yok, ancak Allah var. O’nun şerîki yoktur. Mulk O'nundur, hamd de O'nundur. O her şe­ye kaadirdir. Allah'ım, Senin verdiğine engel olacak da yoktur, vermediğini verecek de yoktur. Ve servet sahi­bi olanlara servetleri sana karşı bir menfaat veremez. Ya­ni servetine guvenerek sana Âsî olanları o servetleri kurtaramaz." (2)

Abdullah bin Abbas -radıyallahu anhuma-dan ri­vÂyete gore Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-e bazı kimseler gelip:

-İnsanlar; yÂni Ebû SufyÂn ve arkadaşları sizin­le muharebe etmek icin adam ve silÂh toplamışlar, hazırlık yapmışlar. Onlara mukabele edecek dere­cede kudretiniz yoktur. Onlardan sakınınız diye kor­kutmak istediklerinde, bu soz mu'minlerin yakîn îmÂnlarını ve cesaretlerini artırıp, Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de:



"Allah bize kÂfidir, o ne guzel vekîldir!" buyurdu. Mu'minler de boyle soylediler."


Ebû Mus el-Eş'Ârîden rivÂyete gore Resûl-i Ek­rem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle du ederlerdi:



"YÂ Rabb, benim hatÂlarımı, bilmeden yapdıklarımı, işimde aşırı gitmemi, ve Senin benden cok iyi bildiğin hallerimi mağfiret eyle. Allah'ım, benim latifeleşmelerimi, ciddiyet hallerimi, hatÂen ve kasden yaptıklarımı ve bende olan her şeyimi mağfiret eyle!”

"Aminnn..."
__________________