EMITT’te duzenlenen ‘’Turizm Onderleri Turizmin Geleceğini Tartışıyor’’ başlıklı panele katılan TURSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, TTYD başkanı Oya Narin ve TUROFED Başkanı Osman Ayık, sektorun geleceğine ve neler yapılması gerektiğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İbrahim Birkan’ın moderatorluğunde yapılan panelde konuşan TTYD Başkanı Oya Narin, turizm sektorunun ulke ekonomisinin lideri durumuna geldiğini ve bunun da herkese sorumluluk yuklediğini soyledi. ‘’Herkesin bizden beklentileri var’’ diyen Narin, konuşmasında şu noktaların altını cizdi:
‘’HER ŞEYİMİZLE 30 YILI PLANLAMALIYIZ’’
TTYD olarak geriye donuk geriye donuk rakamlara baktığımızda 600 milyon turist ve 600 milyar dolar kazandığımızı gorduk. İşi kendi salınımı icinde bırakırsak onumuzdeki donemde 1,5 trilyon dolar, ama caba sarf edersek 2 trilyon dolar turizm geliri elde ederiz. Verimliliğimizi arttırarak cok calışmamız gerekecek. Kanunlarımızla ve her şeyimizle onumuzdeki 30 yılı yazmamız gerekiyor.
‘’HEM DİJİTALLEŞİP HEM DİJİTALLEŞMEMEİLİYİZ’’
Turizm sektoru olarak planlı calışmalıyız. Rakiplerimiz farklı urun ve fiyatlarla ortaya cıkıyor. Plansız ilerlememiz bizim icin bir tehdit olabilir. Turizmin taraflarıyla bir araya gelerek bir master plan plan yapmalıyız. 1.4 milyon yatağa yakın kapasite var. 350 bin de yapım aşamasında olan yatak var. Boyle mi devam etmeli, restoran sayısı otel sayısında fazla mı olmalı? 20 milyonu gorduğunde İstanbul’da neler olacak? Bunlara kafa yormalıyız. Bir taraftan dijitalleşirken, bir taraftan da dijitalleşmemek uzerine paketler yapmamız gerekiyor. 4 saat ucuşla gelen misafiri havalimanından oteline 4 saatte goturuyorsak burada sorun var demektir.
‘’TURİZMDE 18 MİLYAR DOLARIN UZERİNDE BİR RİSK VAR’’
Şu anda Turkiye’nin turizm sektorunde 18 milyar doların ustunde bir riski var. Turizmcilerin ,iletme sermayesine ihtiyacı var. Son 2-3 senedir imkansızlardan dolayı yapamadığımız renovasyon ihtiyacını da goz odunune alırsak onemli bir finansman sorunu ortaya cıkıyor. Turizm gelirini arttırmak istiyorsak, renovasyona kaynak ve finansman bulabilmeliyiz.’’
BAĞLIKAYA: AVRUPA PAZARI MANİPULATİF
Panelin diğer katılımcısı Firuz Bağlıkaya ise, Turkiye turizminin olağan dışı koşullarda ve her 3 yılda bir kriz yaşayarak bugunlere geldiğini belirtti. Avrupa pazarının manipulasyona acık olduğunu kaydeden Bağlıkaya, Avrupa pazarını kaybetmeden alternatif pazarlarda buyumenin onemine dikkat cekerek şu ifadeleri kullandı:
‘’SEKTOR BUGUNLERE DORT BAŞI MAMUR OLARAK GELMEDİ’’
Aslında bu sektorun başarısı krizleri nasıl atlattığı ile doğru orantılı. Neler oldu ve bundan sonra neler olacak diye bakarsak, turizm sektoru 3 yıl arayla krizler yaşayarak geldi hep. Sektor dort başı mamur olarak gelmedi bu noktalara. Bu nedenle bugun dunyada bulunduğumuz konum ve sıranın değeri de cok fazla. Biz dış mudahalelere ve krizlere rağmen bu noktalara.
‘’KRİZLER ALTERNATİF PAZARLARA ACILMAMIZ GEREKTİĞİNİ GCSTERDİ’’
Krizler bize alternatif pazarlara acılmamız gerektiğini gorduk. Cunku Avrupa pazarının manipulatif olduğunu gorduk. 2016’nın faydası, pazar ceşitliliğine gitmemiz oldu. Ana pazarlarımız, Rusya ve Ukrayna haric, Avrupa pazarı 2015’in ustunde değil. Butun pazarlar 2015’in altında ve buna rağmen rekor kırdık.

‘’EN BUYUK TUİZM HAREKETİNİN YAŞANDIĞI COĞRAFYADAYIZ’’
Avrupa pazarlarında da artışlar var. Buralar da tam olarak devreye girdiğinde daha buyuk rekorlar kıracağız. Avrupa bizim icin vazgecilebilir bir pazar değil. Turizm coğrafi bir olay ve en buyuk turizm hareketi bizim de icin de bulunduğumuz Avrupa’da yaşanıyor. Alternatif pazarlara odaklanırsan ana pazarlarımızı da es gecmemeliyiz.
‘’HER ŞEY TURKİYE TURİZMİNİN LEHİNE GELİŞİYOR’’
100 milyon turist 100 milyar dolar turizm geliri hayal değil. Kısa vadede her şeyin Turkiye turizminin lehine geliştiğini goruyoruz. Dunyanın hicbir ulkesinde olmayan dirence ve mucadeleye sahibiz. Bu kadar şeye rağmen hala otel yapılıyor, charterlar planlanıyor, tur operatorleri turist getiriyor. Hedeflerimizi revize ederek gideceğiz ve 2023’te cok daha iyi sonuclar alacağız.
Kriz vurduğunda sektorun tum ayaklarını vuruyor. Dolayısıyla ucuz finansman ihtiyacı sektorun butun paydaşları icin gerekli Bugune kadar yapılmadı değil ama daha da arttırılması lazım.
‘’SEKTOR KİM NEREYE CEKERSE ORAYA GİDİYOR’’
Bu kadar onemli bir sektor, kim nereye cekerse oraya gidiyor. Aramızda bir koordinasyon yok. Herkes bir şey yapıyor ve acayip acayip paralar harcıyor. Turizm Bakanlığı bir fon oluşturuyor. O fon ne zaman iyi işler? Bizden birileri orada etkili olduğunda o fon cok guzel calışır. Tek hedef ve tek strateji işle hareket eder. Tum sektorun goruşu doğrultusunda bir strateji ve planlama yapılmalı. Sektor tek bir yer tek bir alan değil. Turizm Geliştirme Fonu ile bu kaynaklar oluşturulacak.
‘’BARSELONA’DA OTEL YAPMAK İSTDİK 8 SENE SONRASINA TARİH VERDİLER’’
Biz hala destinasyon yonetimine gecemedik. Fon vasıtasıyla destinasyon yonetimine gecileceğini duşunuyorum. Sadece tanıtım değil, yatırım stratejileri de orada konuşulabilir. Barselona’da bir otel yapmak istedik 8 sene sonrasına tarih verdiler. Ama bizde turizm azıcık kıpırdadığında bir anda her yer otel doluyor. Bu da arz-talep dengesini bozuyor. Bu nedenle yatırım ayağında da planlama yapmak gerekiyor.
Biz otelleri ucuz satmıyoruz. İspanya’daki oteli de, Yunanistan’daki oteli de, Turkiye’deki oteli de aynı fiyata satıyoruz. Asıl mesele turisti sokağa cıkaramamak. Oteller 5 yıldız, sokaklar 3 yıldız. Diğer destinasyonların bize karşı avantajlı olduğu yanlar var. Bu ulkelerde otel dışı harcama yuksek.’’
AYIK: DUNYADAKİ GELİŞMELERDEN EN OLUMLU ETKİLENECEK ULKE TURKİYE
TUROFED Başkanı Osman Ayık ise, turizm sektorunde eş-gudume ve yonetişime dikkat ceken acıklamalar yaptı. Turkiye’nin dunyadaki gelişmelerden olumlu etkilenmesi en muhtemel ulkelerden biri olduğunu kaydeden Ayık, ‘’Dunya turizmi son derece hızlı buyuyor. Dunyadaki toplam GSYHS’nin yuzde 10’u turizm gelirlerinden oluşuyor. Onemli olan bizim bunda ne kadar pay alacağımız.’’ dedi.
Kureselleşmenin tum dunyayı teslim alan bir şey olduğuna dikkat ceken Ayık, ‘’Kureselleşmenin en guzel etkilediği sektoru bizim sektor. Kureselleşme ulaşım imkanlarını ve veri transferini hızlandırdı. Bu iki şey bizim tum alışkanlıklarımızı değiştirdi. Deneyim yaşama isteğini tetikledi. İnsanlar daha kısa aralıklarla daha sık seyahat etmeye başladılar.’’ ifadelerini kullandı. Ayık, konuşmasının devamında şu noktalara dikkat cekti:
‘’CABA GOSTERMESEK BİLE HER YIL CİFT HANELİ BUYURUZ’’
‘’Dunyada seyahat alışkanlığı en yuksek olan Avrupa’nın dibinde olmamız bizim en buyuk şansımız şu; Turkiye cok fazla caba gostermese bile, bizim buyumemiz her yıl cift haneli olacak. Bizim onumuzdeki surecte hata yapmamamız. Gerekiyor.
‘’BU İŞİN 3 AYAĞI VAR’’
Ulke olarak başarılı işler yaptık, hikayeler yazdık. Kayıplar yaşadığımız yıllar da oldu. 2019 cok iyi gostergelerle başladı. Bu işin 3 ayağı var; Yatırım, pazarlama, servis. Buradaki eşgudumun yanına kamunun atacağı adımların eklenmesi son derece onemli.
‘’SURDURULEBİLİRLİKTEB UZAKLAŞMAMALIYIZ’’
Turkiye’nin bundan sonra, surdurulebilirlik kavramında uzaklaşmaması gerekiyor. Surdurulebilirlik, sosyal ve ekonomik bir denge icinde olmalı. Tum kurumlar bunu kavrarsa rekabet ettiğimiz destinasyonlara karşı avantajlı hale geleceğiz. Buna katmamız gereken tek şey ise inovasyonu bu işin icine sokmak. Bu şekilde hedefleri egale edip yeni hedefler belirleyerek yolumuza devam edebiliriz.
‘’ARZ ODAKLI TURİZMDEN TALEP ODAKLI TURİZME GECMELİYİZ’’
Yerelleşme, turizmde onemli kavramlardan biri. İnsanların deneyim aclığı var ve bunun yolu da yerelleşmesen geciyor. Biz artık arz odaklı turizmden talep odaklı turizme gecmek zorundayız. Sonra da bu talebe uygun olarak muşteri deneyimlerini dikkate alarak geleceği planlamak ve butun dijital imkanları kullanarak tanıtım yapmalıyız. Kamu ve sektor arasında artık ciddi kanalların olması ve bu kanalların surekli acık olması lazım.
‘’SİVİL UNSURLARIN İCİNDE OLMADIĞI HİCBİR ŞEY SURDURULEBİLİR DEĞİL’’
Sivil unsurların icinde olmadığı hicbir şeyin surdurulebilir olması mumkun değil. Yerel yonetimlerin, kamu otoritelerinin ve siyasi otoritelerin bize kulak vermesi lazım. Bizim icinde olmadığımız bir surec başarılı olamaz.
OYA NARİN VE OSMAN AYIK TURİZM FONU SORUSUNA NE YANIT VERDİ?
Panelin soru-cevap bolumunde Narin’ye yoneltilen, ‘’Turizm Geliştirme Fonu icin otellerden cironun yuzde 1’inin alınması plnlanıyor. Bazı tesislerin cirosu yuksek karı duşuk bazılarının ciosu duşuk karı yuksek. Burada dnge nasıl sağlanacak, oranın yuzde 0,5’e cekilme durumu var mı?’’ şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:
NARİN: ZATEN HARCIYORUZ
‘’Turizmde planlamanın ve tanıtımın tek elden yapılması gerekiyor. İşletmeler zaten bu kaynağı kendileri harcıyorlar. Tur operatorlerine ve acentelere pazarlama desteği veriliyor. Bir işletmenin dunya standartlarına gore tanıtım ve pazarlamaya zaten cirosunun yuzde 2-3’unu harcaması gerekiyor.’’
AYIK: KAYNAK DOĞRU KULLANILIRSA...
Osman Ayık ise aynı soruya, ‘’Fon konusunda oranlara takılmamak lazım. Doğru kurguyla doğru bir iş yapmak gerekiyor. Sektor pek cok konuda taşın altına elini koydu. Oranlar tartışılabilir. Kaynak yaratılacaksa, sektor yeni bir yonetişim mantığıyla her turlu katkıyı sunmaya hazır. Onemli olan yaratılan bu kaynağın doğru bir şekilde kullanılması. Turkiye ana markasının altında alt markalarımızı yaratmak, kurguyu iyi planlamak, bolgelere gore farklılaştırılmış urun dizaynları geliştirmek durumundayız.’’ diye cevap verdi.
turizmguncel

İbrahim Birkan’ın moderatorluğunde yapılan panelde konuşan TTYD Başkanı Oya Narin, turizm sektorunun ulke ekonomisinin lideri durumuna geldiğini ve bunun da herkese sorumluluk yuklediğini soyledi. ‘’Herkesin bizden beklentileri var’’ diyen Narin, konuşmasında şu noktaların altını cizdi:
‘’HER ŞEYİMİZLE 30 YILI PLANLAMALIYIZ’’
TTYD olarak geriye donuk geriye donuk rakamlara baktığımızda 600 milyon turist ve 600 milyar dolar kazandığımızı gorduk. İşi kendi salınımı icinde bırakırsak onumuzdeki donemde 1,5 trilyon dolar, ama caba sarf edersek 2 trilyon dolar turizm geliri elde ederiz. Verimliliğimizi arttırarak cok calışmamız gerekecek. Kanunlarımızla ve her şeyimizle onumuzdeki 30 yılı yazmamız gerekiyor.
‘’HEM DİJİTALLEŞİP HEM DİJİTALLEŞMEMEİLİYİZ’’
Turizm sektoru olarak planlı calışmalıyız. Rakiplerimiz farklı urun ve fiyatlarla ortaya cıkıyor. Plansız ilerlememiz bizim icin bir tehdit olabilir. Turizmin taraflarıyla bir araya gelerek bir master plan plan yapmalıyız. 1.4 milyon yatağa yakın kapasite var. 350 bin de yapım aşamasında olan yatak var. Boyle mi devam etmeli, restoran sayısı otel sayısında fazla mı olmalı? 20 milyonu gorduğunde İstanbul’da neler olacak? Bunlara kafa yormalıyız. Bir taraftan dijitalleşirken, bir taraftan da dijitalleşmemek uzerine paketler yapmamız gerekiyor. 4 saat ucuşla gelen misafiri havalimanından oteline 4 saatte goturuyorsak burada sorun var demektir.
‘’TURİZMDE 18 MİLYAR DOLARIN UZERİNDE BİR RİSK VAR’’
Şu anda Turkiye’nin turizm sektorunde 18 milyar doların ustunde bir riski var. Turizmcilerin ,iletme sermayesine ihtiyacı var. Son 2-3 senedir imkansızlardan dolayı yapamadığımız renovasyon ihtiyacını da goz odunune alırsak onemli bir finansman sorunu ortaya cıkıyor. Turizm gelirini arttırmak istiyorsak, renovasyona kaynak ve finansman bulabilmeliyiz.’’
BAĞLIKAYA: AVRUPA PAZARI MANİPULATİF
Panelin diğer katılımcısı Firuz Bağlıkaya ise, Turkiye turizminin olağan dışı koşullarda ve her 3 yılda bir kriz yaşayarak bugunlere geldiğini belirtti. Avrupa pazarının manipulasyona acık olduğunu kaydeden Bağlıkaya, Avrupa pazarını kaybetmeden alternatif pazarlarda buyumenin onemine dikkat cekerek şu ifadeleri kullandı:
‘’SEKTOR BUGUNLERE DORT BAŞI MAMUR OLARAK GELMEDİ’’
Aslında bu sektorun başarısı krizleri nasıl atlattığı ile doğru orantılı. Neler oldu ve bundan sonra neler olacak diye bakarsak, turizm sektoru 3 yıl arayla krizler yaşayarak geldi hep. Sektor dort başı mamur olarak gelmedi bu noktalara. Bu nedenle bugun dunyada bulunduğumuz konum ve sıranın değeri de cok fazla. Biz dış mudahalelere ve krizlere rağmen bu noktalara.
‘’KRİZLER ALTERNATİF PAZARLARA ACILMAMIZ GEREKTİĞİNİ GCSTERDİ’’
Krizler bize alternatif pazarlara acılmamız gerektiğini gorduk. Cunku Avrupa pazarının manipulatif olduğunu gorduk. 2016’nın faydası, pazar ceşitliliğine gitmemiz oldu. Ana pazarlarımız, Rusya ve Ukrayna haric, Avrupa pazarı 2015’in ustunde değil. Butun pazarlar 2015’in altında ve buna rağmen rekor kırdık.

‘’EN BUYUK TUİZM HAREKETİNİN YAŞANDIĞI COĞRAFYADAYIZ’’
Avrupa pazarlarında da artışlar var. Buralar da tam olarak devreye girdiğinde daha buyuk rekorlar kıracağız. Avrupa bizim icin vazgecilebilir bir pazar değil. Turizm coğrafi bir olay ve en buyuk turizm hareketi bizim de icin de bulunduğumuz Avrupa’da yaşanıyor. Alternatif pazarlara odaklanırsan ana pazarlarımızı da es gecmemeliyiz.
‘’HER ŞEY TURKİYE TURİZMİNİN LEHİNE GELİŞİYOR’’
100 milyon turist 100 milyar dolar turizm geliri hayal değil. Kısa vadede her şeyin Turkiye turizminin lehine geliştiğini goruyoruz. Dunyanın hicbir ulkesinde olmayan dirence ve mucadeleye sahibiz. Bu kadar şeye rağmen hala otel yapılıyor, charterlar planlanıyor, tur operatorleri turist getiriyor. Hedeflerimizi revize ederek gideceğiz ve 2023’te cok daha iyi sonuclar alacağız.
Kriz vurduğunda sektorun tum ayaklarını vuruyor. Dolayısıyla ucuz finansman ihtiyacı sektorun butun paydaşları icin gerekli Bugune kadar yapılmadı değil ama daha da arttırılması lazım.
‘’SEKTOR KİM NEREYE CEKERSE ORAYA GİDİYOR’’
Bu kadar onemli bir sektor, kim nereye cekerse oraya gidiyor. Aramızda bir koordinasyon yok. Herkes bir şey yapıyor ve acayip acayip paralar harcıyor. Turizm Bakanlığı bir fon oluşturuyor. O fon ne zaman iyi işler? Bizden birileri orada etkili olduğunda o fon cok guzel calışır. Tek hedef ve tek strateji işle hareket eder. Tum sektorun goruşu doğrultusunda bir strateji ve planlama yapılmalı. Sektor tek bir yer tek bir alan değil. Turizm Geliştirme Fonu ile bu kaynaklar oluşturulacak.
‘’BARSELONA’DA OTEL YAPMAK İSTDİK 8 SENE SONRASINA TARİH VERDİLER’’
Biz hala destinasyon yonetimine gecemedik. Fon vasıtasıyla destinasyon yonetimine gecileceğini duşunuyorum. Sadece tanıtım değil, yatırım stratejileri de orada konuşulabilir. Barselona’da bir otel yapmak istedik 8 sene sonrasına tarih verdiler. Ama bizde turizm azıcık kıpırdadığında bir anda her yer otel doluyor. Bu da arz-talep dengesini bozuyor. Bu nedenle yatırım ayağında da planlama yapmak gerekiyor.
Biz otelleri ucuz satmıyoruz. İspanya’daki oteli de, Yunanistan’daki oteli de, Turkiye’deki oteli de aynı fiyata satıyoruz. Asıl mesele turisti sokağa cıkaramamak. Oteller 5 yıldız, sokaklar 3 yıldız. Diğer destinasyonların bize karşı avantajlı olduğu yanlar var. Bu ulkelerde otel dışı harcama yuksek.’’
AYIK: DUNYADAKİ GELİŞMELERDEN EN OLUMLU ETKİLENECEK ULKE TURKİYE
TUROFED Başkanı Osman Ayık ise, turizm sektorunde eş-gudume ve yonetişime dikkat ceken acıklamalar yaptı. Turkiye’nin dunyadaki gelişmelerden olumlu etkilenmesi en muhtemel ulkelerden biri olduğunu kaydeden Ayık, ‘’Dunya turizmi son derece hızlı buyuyor. Dunyadaki toplam GSYHS’nin yuzde 10’u turizm gelirlerinden oluşuyor. Onemli olan bizim bunda ne kadar pay alacağımız.’’ dedi.
Kureselleşmenin tum dunyayı teslim alan bir şey olduğuna dikkat ceken Ayık, ‘’Kureselleşmenin en guzel etkilediği sektoru bizim sektor. Kureselleşme ulaşım imkanlarını ve veri transferini hızlandırdı. Bu iki şey bizim tum alışkanlıklarımızı değiştirdi. Deneyim yaşama isteğini tetikledi. İnsanlar daha kısa aralıklarla daha sık seyahat etmeye başladılar.’’ ifadelerini kullandı. Ayık, konuşmasının devamında şu noktalara dikkat cekti:
‘’CABA GOSTERMESEK BİLE HER YIL CİFT HANELİ BUYURUZ’’
‘’Dunyada seyahat alışkanlığı en yuksek olan Avrupa’nın dibinde olmamız bizim en buyuk şansımız şu; Turkiye cok fazla caba gostermese bile, bizim buyumemiz her yıl cift haneli olacak. Bizim onumuzdeki surecte hata yapmamamız. Gerekiyor.
‘’BU İŞİN 3 AYAĞI VAR’’
Ulke olarak başarılı işler yaptık, hikayeler yazdık. Kayıplar yaşadığımız yıllar da oldu. 2019 cok iyi gostergelerle başladı. Bu işin 3 ayağı var; Yatırım, pazarlama, servis. Buradaki eşgudumun yanına kamunun atacağı adımların eklenmesi son derece onemli.
‘’SURDURULEBİLİRLİKTEB UZAKLAŞMAMALIYIZ’’
Turkiye’nin bundan sonra, surdurulebilirlik kavramında uzaklaşmaması gerekiyor. Surdurulebilirlik, sosyal ve ekonomik bir denge icinde olmalı. Tum kurumlar bunu kavrarsa rekabet ettiğimiz destinasyonlara karşı avantajlı hale geleceğiz. Buna katmamız gereken tek şey ise inovasyonu bu işin icine sokmak. Bu şekilde hedefleri egale edip yeni hedefler belirleyerek yolumuza devam edebiliriz.
‘’ARZ ODAKLI TURİZMDEN TALEP ODAKLI TURİZME GECMELİYİZ’’
Yerelleşme, turizmde onemli kavramlardan biri. İnsanların deneyim aclığı var ve bunun yolu da yerelleşmesen geciyor. Biz artık arz odaklı turizmden talep odaklı turizme gecmek zorundayız. Sonra da bu talebe uygun olarak muşteri deneyimlerini dikkate alarak geleceği planlamak ve butun dijital imkanları kullanarak tanıtım yapmalıyız. Kamu ve sektor arasında artık ciddi kanalların olması ve bu kanalların surekli acık olması lazım.
‘’SİVİL UNSURLARIN İCİNDE OLMADIĞI HİCBİR ŞEY SURDURULEBİLİR DEĞİL’’
Sivil unsurların icinde olmadığı hicbir şeyin surdurulebilir olması mumkun değil. Yerel yonetimlerin, kamu otoritelerinin ve siyasi otoritelerin bize kulak vermesi lazım. Bizim icinde olmadığımız bir surec başarılı olamaz.
OYA NARİN VE OSMAN AYIK TURİZM FONU SORUSUNA NE YANIT VERDİ?
Panelin soru-cevap bolumunde Narin’ye yoneltilen, ‘’Turizm Geliştirme Fonu icin otellerden cironun yuzde 1’inin alınması plnlanıyor. Bazı tesislerin cirosu yuksek karı duşuk bazılarının ciosu duşuk karı yuksek. Burada dnge nasıl sağlanacak, oranın yuzde 0,5’e cekilme durumu var mı?’’ şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:
NARİN: ZATEN HARCIYORUZ
‘’Turizmde planlamanın ve tanıtımın tek elden yapılması gerekiyor. İşletmeler zaten bu kaynağı kendileri harcıyorlar. Tur operatorlerine ve acentelere pazarlama desteği veriliyor. Bir işletmenin dunya standartlarına gore tanıtım ve pazarlamaya zaten cirosunun yuzde 2-3’unu harcaması gerekiyor.’’
AYIK: KAYNAK DOĞRU KULLANILIRSA...
Osman Ayık ise aynı soruya, ‘’Fon konusunda oranlara takılmamak lazım. Doğru kurguyla doğru bir iş yapmak gerekiyor. Sektor pek cok konuda taşın altına elini koydu. Oranlar tartışılabilir. Kaynak yaratılacaksa, sektor yeni bir yonetişim mantığıyla her turlu katkıyı sunmaya hazır. Onemli olan yaratılan bu kaynağın doğru bir şekilde kullanılması. Turkiye ana markasının altında alt markalarımızı yaratmak, kurguyu iyi planlamak, bolgelere gore farklılaştırılmış urun dizaynları geliştirmek durumundayız.’’ diye cevap verdi.
turizmguncel
__________________