Cumhurbaşkanlığı Sozcusu İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gercekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından onemli acıklamalarda bulundu.
Barış Pınarı Harekatına ilişkin Avrupa'nın, Amerika'nın ve başka ulkelerin harekatla ilgili yaptığı değerlendirmelerden daha onemli olanın askerimizin can guvenliği ve hedeflerine ulaşması olduğunu kaydeden Kalın, Barış Pınarı Harekatı'nın bircok oyunu bozduğunu kaydetti. Kalın, “Gurultunun temel sebebi budur. Bunun oluşturduğu bolgedeki jeopolitik calkalanma belli ki bundan sonraki yakın donemde de devam edecektir. Dunyada dengelerin yeniden kurulduğu bir donemde Turkiye'nin kendi ulusal cıkarlarını esas alarak bu hamleyi yapmış olması bazılarını şaşırtmış olabilir ama Turkiye'yi tanıyanlar eminim şaşırmamışlardır. Daha once ozellikle yakın donemde Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarıyla sınırımızı teroristlerden temizlediysek bundan sonra da Barış Pınarı Harekatıyla Fırat'ın doğusunu butun teror unsurlarından temizleme konusunda kararlılık icerisindeyiz. Bunun oluşturduğu jeopolitik sarsıntılar bizim de takip ettiğimiz konulardır fakat yoneltilen eleştiriler, yaptırım tehditleri, kınamalar bizi haklı davamızdan vazgecirmeyecektir. Turkiye hem sahada hem de masada guclu ve akıllı stratejileri hayata gecirmeye devam edecektir. Harekat planlandığı şekilde devam etmekte ve 8'inci gununde beklenenden cok daha kısa surede buyuk başarılar elde etmiş bulunmaktadır. Bugun itibariyle bolgede askerlerimizin guvence altına aldığı yerlerde huzur istikrar ve guvenlik havasının oluştuğunu soyleyebiliriz. Bunun karşısında duranlar ise yıllardır PKK teror orgutunu ve onun Suriye'deki uzantılarını besleyen cevrelerdir. Burada bir gerceği hatırlatmamız gerekiyor. PKK Suriye'deki Irak'taki ceşitli kollarıyla bir taşeron orguttur. Uluslararası guclerin kullandığı bir maşadır. DEAŞ ile mucadele bahanesiyle bu orgutun desteklenmesi onun adeta bir devlet aktoru gibi muamele gormesi son donem siyasi tarihimizin en buyuk skandallarından birisidir. Şu anda gurultu koparanlar aslında Suriye bolgesindeki piyonları mevzi kaybettiği icin bu kadar ofkelidir. PKK'nın yenilgisini adeta Kurtlerin bir kaybı gibi yansıtmaya calışıyorlar. Bunun gercekle en ufak bir alakası yoktur” ifadelerini kullandı.
“YPG; DEAŞ'ı Batı dunyasına karşı bir şantaj malzemesi olarak kullanmaktadır”
YPG'li teroristlerin DEAŞ'lıları hapishaneden serbest bırakması hakkında bir değerlendirmede bulunan Kalın, "PKK, PYD, YPG; DEAŞ'ı ve DEAŞ'lı esirleri Batı dunyasına karşı bir şantaj malzemesi olarak kullanmaktadır. Bu oyunun ne boyutlara ulaştığını gostermesi acısından uzerinde ısrarla durulması gereken bir konudur. Turkiye'yi harekat konusunda eleştirenlere bu DEAŞ'lıları kimlerin neden bıraktığını sormak en tabi hakkımızdır. Bunun hesabını PYD, YPG'lilere soracaklar mı? Dune kadar muttefik dedikleri bu orgutun DEAŞ'lıları bırakmak suretiyle ne tur bir tehlikenin icine herkesi soktuğunu gorup bunun hesabını soracaklar mı?” acıklamasını yaptı. “Batılı dostlarımızın NATO uyesi Turkiye Cumhuriyetini bir kenara bırakıp bu teror orgutunun muttefik olarak gormesi bir akıl tutulmasıdır” diyen Kalın, konuşmasını şoyle surdurdu: “Dune kadar muttefik dedikleri bu orgutun rejimle ve başka ulkelerle nasıl bir iş birliği arayışına girdiğini gorduk. Bunu da biz Amerikalı muhataplarımıza ifade ettik. Bugune kadar silahlandırdığınız, eğittiğiniz bu kişiler gidip Esad rejimiyle ve başka ulkelerle ittifak yaptıklarında ne duşunuyorsunuz. Burada harekat aynı anda bircok oyunu bozmak suretiyle aslında bolgedeki jeopolitik dengelerin de yeniden yerine oturması icin yeni bir sureci başlatmıştır.”
“Gozumuzun onunde buyuk bir hukuk skandalı yaşanıyor”
“DEAŞ ile mucadele konusunda bu sorumluluğun sadece Turkiye'ye ait olmadığını bunun uluslararası bir sorumluluk olduğunu da ifade etmek istiyorum” diyen Kalın, “Sanki bundan sonra Suriye'de butun DEAŞ ile mucadele Turkiye'nin sorumluluğundaymış gibi bir hava oluşturuyorlar. Tutup birilerinin palazlandırdığı ve yıllardır ortalığı talan eden, binlerce insanın kanına giren bu teror orgutunu adeta Turkiye'ye fatura etmeye kalkmak asla kabul edilemez. Ne siyaseten ne ahlaken bunu onaylamamız mumkun değildir. DEAŞ ile mucadele bugune kadar olduğu gibi bundan sonrada uluslararası ulkelerin, aktorlerin katılımıyla, iş birliğiyle yurutulecek bir mucadeledir. DEAŞ'lı esirlerin ne olacağı konusunda da kaynak ulkelerin sorumluluk alması gerekmektedir. Gozumuzun onunde buyuk bir hukuk skandalı yaşanıyor. DEAŞ mensubu olduğu icin kendi vatandaşını almak istemeyen ulkeler bunları bir şekilde başkalarına fatura etmeye calışıyorlar. Biz bu cercevede uzerimize duşen sorumluluğu yerine getirmeye calışacağız. Aynı konu multeci krizi meselesinde de karşımıza cıktı. Multeci konusunu adeta rakamlara indiren, bize gelmesinler de ne olursa olsunlar diyen Avrupalı ulkelerin bu konuda nasıl bir sınav verdiğini ve sınıfta kaldığını hep birlikte gorduk. Birilerinin Barış Pınarı Harekatıyla orada bir insani kriz ortaya cıkacak, binlerce insan evlerinden ayrılmak zorunda kalacak gibi iddiaları acıkcası bizim icin gulunctur. Multeciler icin bugune kadar parmağını bile oynatmayan kişilerin Turkiye'yi bu konuda hesaba cekmek gibi bir hakkı yoktur. Bugune kadar Suriyeli multecilere hicbir ayrım yapmadan sahip cıktık bundan sonra da sahip cıkmaya devam edeceğiz. Biz 4 milyona yakın Suriyeli multeciye ulkemizde ev sahipliği yaparken yaklaşık 3 milyona yakın Suriyeliye de Suriye tarafında yardım ediyoruz. 7 milyon Suriyeli Turkiye'nin koruması altında bulunuyor. Bu Suriye nufusunun 3'te birine tekabul ediyor. Bunu yapabilen başka bir ulke var mı?” dedi.
“Hedeflerimiz de son derece acık ve nettir”
Barış Pınarı Harekatı'nın hedeflerine ulaşana kadar hız kesmeden devam edeceğini belirten Kalın, “Hedeflerimiz de son derece acık ve nettir. Sınır bolgelerimizi teror unsurlarından tamamen temizlemek, ikinci olarak da guvenli bolge haline getirdiğimiz bolgelere Turkiye'de bulunan multecilerin geri donmelerini sağlamaktır. Burada Barış Pınarı Harekatı ile Suriye'nin kuzeyinde Fırat'ın doğusunda demografik yapının değiştirileceğine dair iddiaların asılsız olduğunu, bunların birer propaganda olduğunu ifade etmek istiyorum. Teror unsurları bu bolgeden temizlendiği zaman Barış Pınarı Harekatı hedeflerine ulaşmış olacaktır. Hedeflerine ulaşana kadar bu harekat kararlı bir şekilde devam edecektir. Cumhurbaşkanımızın yaklaşık 4 yıldır butun dunyanın gozu onunde ifade ettiği bu bolgenin teroristlerden temizlenmesi konusunda dunyanın bir şey yapmayacağını acık bir şekilde gorduk” dedi.
“Rus tarafı bu konudaki hassasiyetimizi iyi bilmektedir”
Suriye Demokratik Gucleri'nin (SDG) Esad rejimi ile anlaştığı iddiaları hakkında Kalın şunları soyledi: “Ruslarla Suriye konusunu uzun suredir goruşuyoruz. Astana surecinde Rusya ve İran ile birlikte 3'lu olarak yuruttuğumuz bir surec var. Oradaki onceliğimiz de hem sınır bolgemizin hem de Suriye'nin tamamının teror unsurlarından temizlenmesidir. Rus tarafı bu konudaki hassasiyetimizi iyi bilmektedir. Orada Amerika bayrağının yerine Rus bayrağının gecip PYD'nin,YPG'nin bir başka gucun himayesi ya da kontrolu altında olması bizim icin kabul edilebilir bir şey değildir. Şu anda PYD'nin yapmaya calıştığı şey de tam budur, rejimle anlaşarak, Rusları yanlarına alarak orada yeni bir oyun kurmaya calışıyorlar. Bunun gercekleşmeyeceği cok acıktır. Ruslar ile bizim bu konuda dun akşam da Cumhurbaşkanımızın Putin ile bir goruşmesi oldu. Onumuzdeki gunlerde tekrar bir araya gelmek suretiyle bu konunun detaylarını konuşacaklar. Burada Suriye'nin toprak butunluğu, siyasi birliği acısından da PYD,YPG tahakkumunun artık sonlanmasının zamanı gelmiştir. Bugune kadar Amerika himayesinde buraları adeta talan eden kendi kendilerine buraların hukumdarlığını ilan eden orgutler artık bu rahatlığı bulamayacaklardır. Turkiye bu konuda son derece kararlıdır.”
“Yarın Cumhurbaşkanımızın ABD Başkan Yardımcısını kabul etmesi planlanmaktadır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ABD Başkan Yardımcısı Pence ile yarın bir goruşme yapacağını ifade eden Kalın, “Bu konu Amerika'nın da sıcak gundeminde. Bize zaman zaman Amerika'da bu konuda cok buyuk bir baskı var bir kamuoyu baskısı var diye ifade edilen konuyu not ediyoruz. Ama Turkiye Cumhuriyeti'nin de bir kamuoyu var, burada da bizim insanlarımızın guvenlik oncelikleri var. Nasıl ABD Meksika sınırını guvence altına almak icin bir takım tedbirlerden bahsediyor, bunu onemsiyorsa ki biz oyle bir yola başvurmadık, aynı şekilde bizim sınırlarımızı korumakta en buyuk hakkımızdır. Burada DEAŞ ile mucadele ediyor bahanesiyle teror orgutune silah vermenin Meksika sınırında uyuşturucu kartelleriyle mucadele ediyor diye bir teror orgutune destek vermekten bir farkı yoktur. Gecmişte ABD bu hataları cok yaptı. Şu anda da maalesef PYD, YPG politikasında sıkışmış durumdalar. Onlar da bir cıkış arıyorlar. Bizim onerimiz son derece bellidir. Amerikan yardımı gelmeden once Suriye'de PYD, YPG gibi boyle bir silahlı guc yoktu. Bugun İletişim Başkanı Altun onunla ilgili bir duzeltme yaptı. Yarın Cumhurbaşkanımızın ABD Başkan Yardımcısını kabul etmesi planlanmaktadır. Saati yarın netleşecektir” diye konuştu.
“Bizim pozisyonumuz net”
Kalın, Trump'ın Ulusal Guvenlik Danışmanı O'Brien ile yaptığı goruşmeye ilişkin şu bilgileri verdi: “Gundemdeki en sıcak konu olarak Barış Pınarı Harekatını, bunun gerekcelerini ve bundan sonraki seyrini konuştuk. 6 Ekim akşamı Cumhurbaşkanımızın Trump ile yaptığı telefon goruşmesinde Cumhurbaşkanımız acık bir şekilde bugune kadar Amerikalılar ile guvenli bolgenin birlikte tesis edilmesi konusunda pek cok goruşme yaptığımızı ama bunlardan arzu ettiğimiz neticenin alınmadığını ifade ettiler. Bizim guvenlik kaygılarımızı karşılayacak bir duzenleme yapılmadığı, aylarca bunun uzerinde calışıldığı halde hala bir oyalama taktiğinin devam ettiği, bizde bu kanaatini ağır bastığı ve artık beklememizin, daha fazla bu sureci uzatmamızın mumkun olmadığını acık bir şekilde ifade ettiler ve 9 Ekim'de de bu harekat başladı. Bu goruşlerimizi Amerikalı muhataplarımıza da acık ve net bir şekilde ifade ettik. Obama doneminden kalma bu yanlış politikanın Trump doneminde devam ettirilmesinin buyuk bir hata olduğunu ifade ettik. Harekata yonelik eleştirilerin yersiz olduğunu, başka bir gundemin amacına hizmet ettiğini ifade ettik. Bugun ve yarın bu goruşmelerimiz devam edecektir. Bizim pozisyonumuz net. Guvenli bolgenin oluşturulması ve bu bolgeden teror unsurlarının tamamen cıkartılması.”
“Esad rejimi ile bir goruşme trafiği soz konusu değil”
Esad rejimi ile resmi olarak bir goruşme temaslarının olmadığını kaydeden Kalın, “Bir mesaj iletilmesi gerektiğinde ozellikle bizim askerlerimizin can guvenliği soz konusu olduğunda bunu Ruslar veya İran uzerinden iletiyoruz. Boyle bir goruşme trafiği soz konusu değil. Esad konusunda bizim pozisyonumuz bellidir. Burada bir değişiklik yok. Bizim amacımız Astana ve Cenevre sureclerini bir araya getirip Anayasa Komitesinin yazacağı veya revize edeceği yeni Anayasa cercevesinde bir gecici hukumet kurulmak suretiyle secimlere gidilmesi ve Suriye halkının ozgur bir şekilde tercih edeceği yonetimin iş başına gelmesidir” dedi.
“Dışişleri Bakanlığımız hazırlık yapıyor”
Barış Pınarı Harekatı sonrasında Amerika'nın yaptırım kararına yonelik Kalın, “Daha once de benzer tehditlerle gelenler oldu, yaptırımlarda uygulandı ama neticesini hep birlikte gorduk. Turkiye guclu bir ulkedir, onurlu bir ulkedir. Devlet kurumlarıyla, toplumuyla, siyasetiyle, parlamentosuyla, ekonomisiyle birlik beraberlik icinde bu tur tehditlere asla prim vermeyecek bir ulkedir. Yonetim ya da kongre farklı yaptırımlar gecirebilir. Bunların hicbirisi bizim varoluşsal ulusal guvenlik sorunlarımızı kendi imkanlarımızla cozmemizin onunde bir engel olmayacaktır. Biz hala bu sorunları birlikte cozelim diye bir cabanın icerisindeyiz. Muttefiklerimizle konuşarak, anlaşarak hem bizim guvenlik kaygılarımızı ortadan kaldıracak hem de Suriye'yi rahatlatacak formuller uzerinde calışabiliriz diyoruz. Ama boyle tehditlerle geldiklerinde, şunu yaparız bunu yaparız gibi iddialarla ortaya cıktıklarında gecmişte nasıl cevaplarını aldılarsa bundan sonra da alırlar. Dışişleri Bakanımız da ifade etti, bu tur yaptırımlara misliyle karşılık veririz. Bununla ilgili de Dışişleri Bakanlığı hazırlık yapıyor şu anda. Onların bu konuda bir calışması varsa elbette Turkiye Cumhuriyeti bunu karşılıksız bırakmayacaktır. Bu bizim kararlılığımızı zayıflatmaya donuk bu tur hamleleri dikkate almayacağımızı tam tersine ulkemizin cıkarları icin, askerlerimizin can guvenliği icin, bolgenin barış ve selameti icin sonuna kadar bu mucadeleyi surdureceğimizi ifade etmek isterim” acıklamasında bulundu.
“Cumhurbaşkanımızın Putin ile yuz yuze bir goruşmesi olacak” Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile yapacağı goruşmenin takvimine yonelik bilgi veren Kalın, “Yakın bir vadede Cumhurbaşkanımızın Putin ile yuz yuze bir goruşmesi olacak. Tarihi bende şimdilik paylaşmayım” dedi.
İlker Turak