Hadislere ve alimlere bakmam. Ya da kuşkulu yaklaşırım. Ben Kur'an'ı bilip sadece ona guvenirim. Hadis ya da alim sozu diye onume getirilen Kur'an'a uygunsa alırım, uygun değilse reddederim diyenler... Bunların ataları kimdir? Bunların sonları ne olacak ve ahirette nasıl bir muameleye maruz kalacaklar?

İmam Suyuti Hz. buyurmuştur:
Bismillahirrahmanirrahim
Allah’a hamdolsun (c.c.). O’na guveniyorum. Selam da O’nun seckin kullarına olsun. Allah (c.c.) size merhamet etsin, şunu biliniz ki: Bazı ilimler vardır ilac gibidir. Bazı goruşler de vardır ki abdesthane gibidir, ancak zaruret anında zikredilir.

Allah’a (c.c.) hamd olsun ki uzun zamandır mevcut olmayan fakat şimdilerde (kotu) kokusu yayılan bir goruş var. O da şu:

Bir rafizi zındığı sozunde ileri giderek sunnet-i nebeviyye ve rivayet edilen hadislerle amel edilemeyeceğini, sadece Kur’an’ın delil olacağını soylemiştir. Allah Teala (c.c.), hadisi şeriflerin aliliğini ve şerefini arttırsın.

Bu kişi sozune delil olarak ta şu hadisi getirmiştir:

Size benden bir hadis geldiğinde bunu Kur’an’a arzedin. Eğer bu hadisle ilgili Kur’an’da bir asıl buluyorsanız Hadisi alın, bulamıyorsanız onu reddedin

Bu rafıziden bu hadisi ben de bu şekilde işittim. Başkaları da işitti. Bazıları oralı olmadı. Bazıları da bu sozun aslını feslini ve nereden cıktığını bilmiyor. Ben bu sozun aslını ve batıl olduğunu insanlara acıklamak istedim. Cunku bu, toplumu helaka goturecek en buyuk sebeplerden bir tanesidir.

Allah (c.c.) size merhamet etsin. Şunu bilesiniz ki usul ilminde maruf olan şartları taşıyan kavli olsun fiili olsun hadisler huccettir. Resulullah’ın (s.a.v.) bu hadislerini inkar eden kimse kufre girer ve İslam dairesinden cıkar, Yahudilerle, Hıristiyanlarla ve yahut da Allah’ın (c.c.) murad ettiği diğer kafir fırkalarla beraber haşr olunur.

İmam Şafii (r.a.) bir gun bir hadis rivayet eder ve “sahihtir” der. Birisi:

-Ey Ebu Abdillah! Sen de aynı kanaatte misin? diye laf edince, bozulur ve şoyle der:

-Ey adam! Sen beni hic Hıristiyan olarak gordun mu? Bana kiliseden cıkarken rastladın mı? Belimde Hıristiyan kuşağı gordun mu? Resulullah’tan (s.a.v.) hadis rivayet edeceğim, hem de aynı goruşte olmayacağım ha! (Hılyetu’l Evliya: 9/106.)

Zındıkların ve Rafızilerden İyice Haddi Aşanların Goruşleri

Bu fasid goruşun aslı şuraya dayanır: Zındıklar ve rafızilerden ipin ucunu iyece kacıranlardan bir grup, sunnetin delil olarak kullanılmasını inkar etmiş ve sadece Kur’an’la yetinmeyi iddia etmişlerdir. (Zındık: Allah’a (c.c.) ve ahiret gunune inanmayıp, mu’minlerin arasına girip onların inanclarını sarsmaya calışan kimse. Rafızî: Resulullah’tan (s.a.v.) sonra Hz. Ali’yi en ustun gorenler, imametin onun hakkı olduğunu iddia edenlerdir) Onların bunu soylemelerindeki gayeleri farklı farklıdır:

Bazıları nubuvvetin Hz. Ali’nin hakkı olduğuna, Cibril aleyhisselamın Peygamberlerin (s.a.v.) gelişinde hata ettiğine inanmaktadırlar. Allah Teala (c.c.) zalimlerin soylediklerinden cok beri ve yucedir.

Bunlardan bazıları da Resulullah’ın (s.a.v.) nubuvvetini kabul etmekte fakat şunu da soylemektedirler: “Halifelik Hz. Ali’nin hakkı idi” Sahabe-i Kiram (r.a.) Hz. Ali (r.a.) yerine Hz. Ebubekir’e (r.a.) halifeliği tevdi edince, aklı bozuk bu kimseler (Allah’ın c.c. laneti uzerlerine olsun), “zulmettiler, halifeliği hakkı olana değil de hakkı olmayana verdiler” diye Ashaba “kafirdir” dediler. Allah (c.c.) onlara lanet etsin. Hz. Ali’yi (r.a.) de hakkını aramadı diye kufre nisbet ettiler. Bu goruşlerin uzerine de tum hadisleri reddetmeyi bina ettiler. Cunku onların iddialarına gore bunlar kafir olan bir topluluğun rivayetleridir. (haşa)

İnna lillah ve inna ileyhi raci’un.

Esasında zaruret hasıl olmasıydı, insanların birkac asırdır ondan uzak ve rahat durduğu bu goruşun aslını anlatmayı helal gormuyordum. Bu goruşte olanlar dort imam zamanı ve onlardan sonraki zamanlarda cok olarak bulunuyordu ve dort imam ve onların ashabı derslerinde, munazaralarında ve eserlerinde bu goruş sahiplerini reddetmeye genişce yer veriyorlardı. Ben inşallah onların delillerinden bir demet sunacağım. Muvaffak kılacak olan ise Allah’tır (celle celaluhu)...

...

(İmam Suyuti Hz., "Akaidde Sunnetin Yeri" isimli eserin onsozu ve devamından birkac bahistir... Ceviren: Mustafa Abdulkadir Ata... Zamanımızda "alim" diye tanıtılıp one cıkan kimi meşhurlar, kendilerine sorulan bazı konularda "Kur'an'ı baştan aşağıya taradım, şoyle buldum ya da oyle bulamadım; şu Ayetlere gore..." diye devam etmekte ve aykırı goruşler bildirmektedir. Kur'an'ı baştan aşağıya taramak! İslam'da boyle bir anlama ve anlatma yontemi yoktur. Hatta, Kur'an'a kendine gore mana verenler hakkında acıklı tehdidler vardır. Bu nedenle, boyle meşhurlara karşı ihtiyadlı yaklaşmak gerekmektedir. Yukarıdaki İmam Suyuti yazısını, "oyle bir tarzın" yontem olarak nerelere kadar gotureceğini gosterebilmek icin alıntıladım. Es Selamu aleykum ve rahmetullah )

www.reddulmuhtar.com

__________________