Alıntı Slam Dergisi TARİHE TANIK OLMAK Kobe Bryant'ın 81 sayı attığı Los Angeles Lakers-Toronto Raptors macını NBATV'den canlı yorumlayan Kaan Kural o an neler hissettğini yazdı TARİHE TANIK OLMAK NE KOBE NE DE O SİHİRLİ MACA TANIK OLANLAR İCİN HİCBİR ŞEY AYNI OLMAYACAK. SEVEN, SEVMEYEN HERKESİN GOZUNDE YEPYENİ BİR DUZEYE YUKSELDİ KOBE. 81 SAYI ATTIĞINA İNANMAK HALEN ZOR GELİYOR. SAHİ ATTİ, DEĞİL Mİ¿ YAZI: KAAN KURAL Haftada ortalama 10 mac izliyorum. Sezon araları vs. cıkarınca 15 yılda kaba bir hesapla 4000-5000 civarında bir rakam denk gelir. Bunu basketbol belleğimi sergileyip hava atmak veya hayatımın ne kadar monoton olduğunu itiraf ederek kendimi acındırmak icin soylemiyorum. Rakam farklı olsa da bu satırları okuduğunuza gore sizin de bir elin parmaklarını gecen sayıda mac izlediğinize eminim. Hepsinin keyfi ve sıkıntısı ayrıdır. Ancak bazıları hic iz bırakmadan yok olup giderken, bazıları daha derin izler bırakır. 1998 NBA finali 6. macını unutabilir misiniz? Hani, şu Michael Jordan’ın Byron Russell’ı hafifce iterek attığı son şutu. Ya da bir yıl once final serisinin beşinci macında Majesteleri’nin 5. macta, mide virusu nedeniyle 39 derece ateşle cıkıp 38 sayı attığı karşılaşmayı. Isiah Thomas’ın 1998 finallerinde burkuk ayağının uzerine basmadığı halde son ceyrekte Laker’a attığı 25 sayıyı. İzlediyseniz, unutamazsınız 1998 Olimpiyat Finali? Hani Sobanis’li, Komichius’lu, Marciullonis’li, Volkov’lu, Sovyetler Birliği’nin, Drazen Petrovic’li,, Divac’lı Yugoslavya’yı bitime 45 saniye kala 9 sayı geriden gelip yendiği macı hatırlıyor musunuz? 1996’da Korac Kupası’na giden yolda, yarı final ilk macında, Ufuk Sarıca’nın Teamsystem Bologna’ya karşı atığı 8 ucluğu? Bu macları hatırlamakla kalmazsınız. O an ne yaptığınız kristal berraklığında zihinlerdedir. O mac sırasında uzerinizde ne vardı? Hangi arada tuvalete gittiniz? Macı kimlerle seyrettiniz? Ne konuştunuz? Hatta bir saniyeliğine zap yaptığınızda diğer kanallarda ne olduğunu bile hatırlarsınız. Kafanıza kazınmıştır o an. Bilincaltına asla gitmez. Hep o anki berraklığı ile kalır. Hayatınızın en onemli anlarını, dunya tarihinin en onemli olaylarını unutabiliyor musunuz? Mesela 11 Eylul 2001’de nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı hatırlıyor musunuz? Gerek bireysel, gerek global tarih yazılırken ne olduğunu asla unutamazsınız? Pek fazla değil boyle gunler, boyle maclar. Bunlardan birini de gectiğimiz ay icinde yaşadık. Kobe Bryant, 22 Ocak 2006 Pazar gecesi, Toronto Raptors onunde tam 81 sayıya imza attı. Bu maca tanık olmak cok daha ozel bir deneyimle bunun bir parcası da oldum. Şans bu ya, NBATV International o geceki yayın programına bu macı alırken, yine şans eseri yorumcu olma sırası da bendeydi. Haftada ortalama yedi mac yorumlayan biri olarak şahsen pek cok soylediğim şeyi unutuyorum. Ancak o macın pek cok anı gibi soylediklerimin coğu da berrak bir şekilde hafızamda. Macın en başında genel bir değerlendirme yaparken “Son donemde izleyemediğimiz macların ertesi gunku istatistiklerine baktığımızda Kobe Bryant eğer 30-35 sayıda kaldıysa ‘acaba ne oldu? Sakatlık mı yaşadı? Faul problemine mi girdi?’ diye duşunuyoruz. Onun icin 30-35 artık yetersiz kalmaya başladı. O denli forma ve o denli durdurulamaz bir performans sergiliyor. 40’ı aşmayı da bize sanki bu cok normalmiş gibi kanıksattı” demiştim. Macın ilk yarısını 26 sayıyla tamamladıktan sonra ikinci yarıda Toronto 18 sayı one gectikten sonra Kobe sazı tamamen eline almaya başladı. Hayır, bir insan kac tane insanustu basket atabilir ki ust uste? Ancak buna karşın Toronto cok rahat hucum ettiği ve skoru onde goturduğu ve Kobe’nin oyunda olmadığı altı dakika da Lakers takım halinde sadece 2 sayı atabildiği icin bir noktada diğer Lakers oyuncularının yetersiz cabasına kızarak “Kobe’nin bu olağanustu gayreti bizlerin bile burada icini coşkuyla doldururken, sahada ona yardım edebilecek arkadaşlarına ilham vermemesi inanılmaz” demiştim. Kobe performansını aynı duzeyde surdururken bir mola da seyirciler tarafından ayakta alkışlandığında bu buyuleyici “Zaman zaman David Copperfield Staples Center’da gosteri yapıyor.Los Angeles’ta oturanların o gunleri beklemesine gerek yok. Herhangi bir Lakers macında da yeterince sihir var” dedim. Kobe, 3. ceyrek. Sonunda 50’yi gectiğinde ise “Bu da kimseyi şaşırtmamıştır herhalde. Kobe bunu bile bile sıradanlaştırdı” dedim. Ancak 4. ceyrekle birlikte soz artık bitti. Ovgu kalmadı. Ben de kendimi o ozel andaki performansın buyusune kaptırdım ve kalan bolumde sahneyi tamamen Murat Murathanoğlu’na bıraktım. Cunku yorum yapacak bir şey kalmamıştı. Maalesef fani bir yorumcu olarak benim gorevim sahada olan bitene elimden geldiğince anlam katmak. Mantık sınırları icinde onu yorumlamak. Ama sahada olup bitenler mantık sınırlarını zorladığı zaman buna anlam katmaya calışmak kifayetsiz oluyor. Sadece olan biteni anlatan spikere bıraktım. Ben de bu işi. O pek cok tarihi ana tanıklık etmiş olan Murat Murathanoğlu da her zamanki soğukkanlı ama neşeli halini bir kenara iterek tarihi anlatmanın heyecanıyla sabahın 6’sında inanılmaz bir coşku ile bu anı izleyenlere aktardı. Ben sadece ara ara “tarihin yazıldığına tanık oluyoruz” sozunu tekrar ederek sayıları saydım ve kalan son gorev bilincimle tarih yapraklarında o an gecilen sayfaları aktardım. Once 62 olan kariyer rekorunu kırdığını, sonra 69’u gecince Michael Jordan’ın rekorunu gectiğini, 71’i gectiğinde ise Lakers rekorunu kırdığını belirttim. Her şey bittiğinde ve Kobe 81’i bulduğunda ise NBA tarihinin bir macta elde edilen en yuksek ikinci skoru olduğunu tekrar edebilirim. Mac bittiğinde Murat Murathanoğlu ve benimle birlikte yayında beraber olduğumuz tum arkadaşlar sarhoş gibiydik.. “Ya ne yaptı Kobe ya?” gibilerinden bir şeyler geveliyorduk sadece. İstanbul’da unlu Sibirya soğuklarının ilk gecesiydi o. Beni eve goturecek arabaya gittiğimde kar başlamıştı ve yerler beyaz bir ortuyle kaplanıyordu. Arabada benimle birlikte ntvmsnbc’den arkadaşımız Mehmet de vardı. Pazar olması nedeniyle butun gece Avrupa futbolu puan cetvellerine gomulmuş, cok sevdiği NBA’de gecenin macını izleyememişti. “Mac nasıldı?” diye sorduğunda sadece “Abi, Kobe 81 attı” diyebildim. Elbette merak icinde bana “Nasıl ya? Ne yaptı? İceriden mi attı? Kac ucluk soktu? Kim tuttu? Gibi sorular sordu. Ama boyle doğaustu bir performansı nasıl anlatabilirsiniz ki” Sadece “Ya, 81 attı” diye yanıt verebildim butun sorularına. Bu tam “Anlatamam gormen lazım” durumu. Şu anda NBA’de pek cok onemli yıldızın hayali, bir macta 50 sayı barajın aşabilmek. Cok cok nadir oyuncu bunu yapailiyor. Kobe Bryant sadece 2. yarıda 55 sayı attı! Bunu nasıl anlatabilirim ki? Kobe’nin yaptığı şeyi burada anlatmaya calışmayacağım. Gormeniz lazım. Ancak bunun yarattığı bazı sonuclar var ki, bunları da goz ardı edemeyiz. Cunku artık hicbir şey eskisi gibi değil. Tarih değişti. Ve işte bu anda o buyulu anın dunyamıza etkileri konusunda birkac kelam edebilirim. Oncelikle Kobe Bryant, o macta “NBA’in şu anda en buyuk skoreri kim?” sorusunu sonsuza dek yanıtladı. Başta Allen Iverson ve Tracy McGrady olmak uzere kimse kusura bakmasın ama, Kobe Bryant bu tartışmayı uzun sure acılmamak uzere o gun bitirdi. Hemen akla gelen ikinci konu ise 0 81’den daha yuksek tek rakam olan 100’u atan Wilt Chamberlain’la karşılaştırma yapmak. Donemler arası karşılaştırmaları oldum olası sevmemişimdir. O anın şartları farklıdır, bu anın şartları farklıdır. O macta atılan 100 sayıya da buyuk saygım var. Ama acıkcası Kobe Bryant’ın yaptığının cok daha gorkemli olduğunu duşunuyorum. Chamberlain’in o macta 15 fazla şut kullandığını bir kenara bırakalım o anki savunmalarla, oyuncuların kuvvet ve atletik yeteneklerindeki farklılıkları duşununce bile 2006 yılında atılan 81 sayının cok ama cok daha zor olduğu aşikar. O zamanki engellerle bu zamankiler arasında buyuk fark var. Kobe cok daha buyuk zorlukları aştığı icin yaptığı cok ama cokdaha değerli. Wilt’in doneminde ustun yetenekli oyuncular duzenli olarak 60 sayıya cıkabiliyorlardı. Şimdi kac kişi 40’ı aşabiliyor ki? Bu zamanki oyuncuların daha yetenekli olmasından vs değil. Daha az yetenekli olduklarını iddia etmek buyuk saygısızlık olur. O anın şartlarında en yetenekli olanlar onlardı. Ve Chamberlain cok ozel bir oyuncuydu ama 100 sayı atarken cok daha az engel vardı onunde. Toronto’nun Kobe’nin işini kolaylaştırmadığını falan da sanmayın. Evet, 3. ceyrekte bir ara onlar da buyulenip sadece Kobe’yi izlemeye başladılar, ama bundan cabuk sıyrılarak başta koc Sam Mithchell olmak uzere ellerinden geleni yaptılar Kobe’yi durdurabilmek icin. Savunmacıları değiştirdiler. Uzunla (Charlie Villauneva) kısayla (Morris Peterson) tutmayı denediler. İkili sıkıştırma yaptılar. Alan savunması kullandılar. Hicbiri olmayınca bu duzeyde cok cok nadir gorduğumuz “1ve kutu” savunmaya bile başvurdular. Peterson, Kobe’yi bire bir alırken diğer dort oyuncu kutu şeklinde alan savunması yaparak cıldıran Bryant’ı durdurmaya yardım etti. Ama hicbiri fayda etmedi. Ve her şeyden onemlisi Kobe Bunu herhangi bir macta yapmadı. Sadece rekor icin oynamadı o gun. 3. ceyrekte tamamen oyuna hakim olduğu sırada Toronto 18 sayı ondeydi. Kobe o andan sonra macı kazandı. Tek başına, giden macı geri getirdi. Rekor icin değil kazanmak icin attı o sayıları. Ve kazandı da O macın sihri kenara… Hayatımız boyunca o ana tanık olanlar icin cok ozel bir anı olarak kalacak zaten o. Ama asıl sihri aslında butun sezon boyunca surduruyor olması. Bizlere 40’lık macları artık sıradan gibi gostermesi, beklenti cıtasını alabildiğine yukarı cekmesi. Sonra da gidip bu yeni olağanustu standartı bile paramparca etmesi. Ne demek istediğimi anlatabildim mi? Sanırım, hayır. Ama demiştim ya, bu “Anlatamam gormen lazım” durumlarından biri SAYILAR 81’İ ANLATIYOR 22 Ocak’ta Los Angeles Lakers’in Toronto Raptors’ı 122-104 yendiği macta Kobe Bryant. 81 sayı atarak NBA tarihinde bir macta en cok sayı atan ikinci oyuncu unvanını aldı. Rekor ise Wilt Chamberlain tarafından 2 Mart 1962’de kırılmıştı. Bryant, Toronto macının ikinci yarısındaki 55 sayısıyla da NBA tarihinde bi devrede en cok sayı atan ikinci oyuncu oldu. Chamberlain 100 sayı attığı macın ikinci yarısında 59 sayı kaydetmişti. NBA’de bir macta en cok sayı atanlar Oyuncu---------------------Sayı-------------Tarih--------------Rakip Wilt Chamberlain------------100--------------2/3/1962----------NY Kobe Bryant-----------------81--------------22/01/2006--------TOR Wilt Chamberlain-------------78--------------8/12/1961---------LAL (3 UZATMA) David Thompson-------------73--------------9/4/1978-----------DET Wilt Chamberlain-------------73--------------16/11/1962---------NY Wilt Chamberlain-------------73---------------13/01/1962-------CHI Wilt Chamberlain-------------72--------------3/11/1962----------LAL David Robinson--------------71--------------24/04/1994---------LAC Elgin Baylor------------------71-------------15/11/1960----------NY NBA tarihinde bir oyuncunun en cok sayı attığı iki mac ---------------------------Wilt Chamberlain-------------Kobe Bryant ---------------------------2 Mart 1962-----------------22 Ocak 2006 Sayı-----------------------100-------------------------81 Şut------------------------36-63-----------------------28-46 Faul Atışı-------------------28-32-----------------------18-20 2. Yarı sayıları--------------59---------------------------55 Dakika---------------------48---------------------------42 Mac sonucu----------------169-147 (G)-----------------122-104 (G) Bir macta yuzde olarak takımının en cok sayısını atan oyuncular Oyuncu-----------------------------Rakip----Sayı------Takım yuzdesi 2005-06 Kobe Bryant-----------------TOR-----81-------66.4 1993-94 David Robinson---------------LAC-----71-------63.4 1962-63 Wilt Chamberlain--------------LAL-----72-------62.6 Yuzde olarak bir macın en cok sayısını atan oyuncular Oyuncu------------------------------Rakip---Sayı------Takım yuzdesi 2005-2006 Kobe Bryant---------------TOR-----81-------35.8 1993-94 David Robinson---------------LAC-----71-------34.0 2002-2003 Paul Pierce-----------------DEN-----45------33.3 Dakika başına en cok sayı atan oyuncular (en az 50 sayı) Tarih--------------Oyuncu--------------------Dakika---Sayı-----Ortalama 2 Mart 1962--------Wilt Chamberlain-----------48-------100------2.08 22 Ocak 2006-------Kobe Bryant---------------42-------81-------1.93 9 Nisan 1978-------George Gervin--------------33-------63-------1.91 20 Aralık 2005-------Kobe Bryant---------------33-------62-------1.88 27 Ocak 1990-------Karl Malone----------------33-------61-------1.85 9 Nisan 1978--------David Tompson------------43-------73-------1.70 14 Ocak 2002-------Kobe Bryant---------------34-------56-------1.65 12 Şubat 2003------Kobe Bryant---------------31-------51-------1.65 SON NOKTA Dakika başına en cok sayı atma rekoru 2.08 sayı ile Chamberlain’w ait. Bryant ise ilk sekiz icinde 4 kez yer alıyor. İlginc bir not. Chamberlain kariyeri boyunca 118 ke 50 ve uzeri sayı atmasına karşın bu macların 107’sinde oyundan hic cıkmadığı icin dakika başına sayı ortalaması klasmanında, ilk 17’de sadece bir kez yer alıyor __________________