SİZE BİR YALAN
Kenan RıfÂi Hazretleri bir gun pencereden dışarıya bakarak: " Size şimdi bir yalan soyleyeceğim," demiş. Sonra da: "Falanca kişi buraya geliyor" diyerek sozlerini noktalamış. Sonra herkes pencereye koşuşmuş; ama hickimse bir şey gorememiş. Bunun uzerine Kenan RıfÂi Hazretleri şoyle demiş:
"Size bir yalan soyleyeceğim dediğim halde gidip yine de hepiniz pencereden dışarıya baktınız. İşte dunya da boyledir. Yalan olduğu biline biline ona kanılıyor.

BESMELESİZ YEMEK
Bir gun Resulullah (a.s.m.) oturuyordu. Bir adam yanında besmele cekmeden yemeğe başladı. Yemeğini bitirmek uzereydi. Kalan tek lokmayı ağzına gotururken, besmele cekmediğini hatırlamış olacak ki:
"Bismillahi evveluhu ve ahiruhu (başında da sonunda da bismillah)" dedi:
Bunun uzerine Resulullah (a.s.m.) guldu ve şoyle buyurdu:
"Şeytan baştan beri onunla yemeğe devam etti. Ne zaman adam Allah'ın ismini zikretti, şeytan karnındakilerin hepsini kustu." (Ebu Davud, Et'ime, 16)

NAMAZ TOPTANCISI
Vehbi Karakaş Hocaya, genclerden biri sormuş:
"Hocam, gunduz işteyim. O gun kılamadığım namazlarımı akşam eve donunce kaza etsem olmaz mı?"
Vehbi Karakaş Hoca, gence şu mÂnidar cevabı vermiş:
"Sen askersin farzedelim. Komutan sana, gunde beş defa haber gonderse, sen gitmeyip de komutanın huzuruna akşam cıkıp ust uste beş selÂm caksan olur mu?"

ALLAH BİLSE YETER
Veysel Karani Hazretlerine biri sorar:
"Nasılsınız?"
Cevap mÂnidardır:
"Akşama cıkacağını bilmeyen biri nasıl olursa!"
Sevenleri ısrarla nasihat isterler. O gulumser:
"Allahu TeÂlÂyı bilir misiniz?"
"Evet biliriz."
"Oyleyse başka şeyleri bilmeseniz de olur."
"Efendim bir nasihat daha."
Allahu TeÂl sizi bilir mi?"
"Elbette bilir."
"Oyleyse başkaları bilmese de olur."

TUTUN ŞU HIRSIZI
Adamın biri Hz. Suleyman'a (a.s.) gelerek, kazlarının calındığını ve bunu komşularının yaptığını iddia etmiş. Hz. Suleyman (a.s.) hemen halkı mescide toplamış ve:
"İcinizden biri hem komşusunun kazlarını calıyor, hem de caldığı kazların tuyleri kafasında olduğu halde utanmadan mescide geliyor" demiş.
Hırsız bu sozleri duyar duymaz eliyle başını sıvazlamaya başlamış.
Onun bu halini goren Hz. Suleyman (a.s.) şoyle buyurmuş:
"Tutun, işte hırsız budur!"

DEĞİRMEN TAŞI
HasırcızÂde Mehmet Ağa, bir gun Fuat Paşanın yanında iken Paşanın elmas yuzuğune dikkatle bakmaya başlamış. Fuat Paşa sormuş:
"Yuzuğume mi bakıyorsun?"
"Evet Paşam, taşını merak ettim. Elmastır, guzel. Fakat faydası nedir?"
"Hic."
"Yazık. Benim de babamdan kalma bir cift taşım var, bana senede elli altın getirir."
"Amma yaptın ha! Ne taşı bu?"
"Değirmen taşı!"

OSMANLI SİGORTA ŞİRKETLERİ
Eski Turk evlerinin dış duvarlarına "YÂ Hafiz" levhaları (Muhafaza eden, koruyan Allah anlamında) asılırdı:
İngiliz Buyukelcisi boyle bir levhayı gorunce KececizÂde Fuat Paşaya:
"Bunlar nedir?" diye sormuş.
Fuat Paşa da tam İngilizin anlayacağı bir şekilde şu cevabı vermiş.
"O gordukleriniz, Osmanlı sigorta şirketlerinin levhalarıdır."
__________________