CEHENNEMİN YEDİKLERİNİN ATIKLARI NEDİR?
-----------------------------------------------
Cennete girenler, cehennemden gecip oradaki gerceği gordukten sonra aralarında konuşurlarken, cehennem ateşini şoyle tÂrif ederler:

“SEMÛM’UN AZÂBINDAN BİZİ KORUDU!.” (Tûr – 27)

Şimdi once birinci hususu anlamaya calışalım…

“Cehennem kendi kendini yedi.” tÂbiri neyi anlatmak istiyor?.

Guneş, tumuyle hidrojen gazından ibaret merkeze sahiptir ve burada 15 milyon derece civarında bir hararet mevcuttur!. Bu hararet dolayısıyla surekli nukleer tepkimeler olmakta ve hidrojen atomları kendi kendini yiyerek helyuma donuşmektedir. Bu arada yediklerinden artanı (!) da dışarıya atmaktadır. Bu atıklar ise t dunyaya, bizlere kadar ulaşmaktadır.



“Guneşin”, pardon, “Cehennemin” yediklerinin artıkları nedir?.

“SEMÛM!.”

Nedir “nÂrı SEMÛM”?.

Arapcada “semûm” kelimesi iki mÂnÂya gelir. Birincisi: “Gozeneklere (mesÂmet) işleyen ışın”. İkincisi: “Zehirleyici”, ateş yÂni radyasyon!.

Termonukleer tepkime icinde olan GUNEŞ’in, bu tepkime sonucu yaydığı ceşitli radyasyonlar, ışınlar acaba bundan daha başka nasıl anlatılabilirdi 1400 kusûr yıl once?.

Evet, Rasûlullah, tamamiyle bilimsel gerceklere dayanan din olgusunu en mukemmel şekilde acıklamıştır. Ne var ki, insanlar Din’e ilimle değil, şartlanmaların hukmu altındaki onyargı ile baktıkları icin bu gercekleri gormekten mahrum kalmışlardır.

Esasen dunyanın ve icindekilerin Âkibeti, son derece acık secik basîret sahiplerinin idrÂkları onune serilmiştir!. Ancak ne var ki, ceşitli vesilelerle ortaya atılmış bulunan bu gercekler, yuksek akıl sahipleri tarafından derlenip toparlanıp, sayısız mozaiklerden oluşan ana sistem olarak, bir resim gibi gozler onune serilmemiştir!. İşte bu mumkun olmamıştır gecmişte, bilimin yeterli duzeyde olmaması sebebiyle.

Gunumuzde ise ilÂhi lûtuf ve merhamet, bizlerin bu gerceği oğrenmesine yolacmaktadır. Oyle ise aklımızı son zerresine kadar değerlendirip, 1400 sene oncesinden işaret edilen bu gercekleri cok iyi idrÂk etmeye calışalım.
----------------------------------------------------------------------
CEHENNEM PUSUDA!

CEHENNEMİN PUSUDA BEKLEYEN

VARLIKLARI İSE “ZEBÂNİLER”
Bilelim ki, her ortamın kendine has canlı turleri vardır...

Her gezegenin ve yıldızın kendine has canlı bilincli birimleri varolduğu gibi; evrenin farklı boyutlarının oluşturduğu değişik katmanların dahi farklı canlı turleri vardır ve butun bunlar hep bilincli varlıklardır.

İşte bunların hepsi birden Din terminolojisinde sadece "melek" kelimesiyle tanımlanmıştır.

Beyinlerimiz genel yapısı itibariyle, sadece beşduyu dediğimiz "kesitsel algılama araclarıyla" gelen verileri değerlendirmek icin programlanmış olduğundan, algıladığımız kesitin dışında kalan boyutlardan ve bu boyut katmanına ait canlılarından habersiz yaşamaktayız!.

Oysa, gercekte, bırakın başka gezegen ve yıldızlarda yaşayanları; "cin" ismiyle işaret edilen ve her an beyinlerimizi etkilemeye calışan aramızda yaşamakta olan canlı turlerinin dahi farkında değiliz. Nerede kaldı, başka gezegenler ya da yıldızdakiler!

Her neyse!

Bir Âyet-i kerimede “Cehennem”in insanların guzergÂhı uzerinde olduğu veya cehennemin pusuda olduğu anlatılır.

Bu pusudaki varlıklar, işte bu zebÂniler!

Pusu ortamı da, “Cehennem” ortamıdır!

Nasıl, dunya uzerinde insanlar veya dunyada ve uzayda yaşayan cinler var ise; onlar gibi her gezegende ve yıldızda da yaşayan değişik turden varlıklar vardır!.

Dolayısıyla Guneş'in de kendine has ışın yapılı sÂkinleri mevcuttur.

İşte bunlar Kur'Ân-ı Kerîm'de "zebÂnî" diye tÂrif edilmişlerdir. Bu isimle adlandırılmışlardır!

İşte, Guneşin icinde yaşamını surdurmekte olan canlılara, bilincli varlıklara da Kur'Ân-ı Kerim'de "zebÂnî" denilmiştir!.

---------------------------------------------
“ENE”, CEHENNEM İCİN YARATILMIŞTIR!

"Ene", Cehennem icin yaratılmıştır.

Cehennemde yanmanın kokeni, "benlik” kavramı ve ona dayalı duygular ve kabullerdir!
--------------------------------------------------
CEHENNEMDE ZAMAN VARDIR,

KENDİ ŞARTLARINA GORE
Dunyada zaman var, kabir Âleminde zaman var, kıyÂmette zaman var, mahşerde zaman var, cehennemde zaman var kendi boyut şartlarına gore!.

Bunlara rağmen, Cennet ortamında zaman kavramı yoktur!. Cunku Cennete nur yapıda girilecek, nur yapılı ortamda da ışık hızına erişilir.
------------------------------------------------------------
KİMLER CEHENNEM BOYUTU DOSTLARIN?..

KİMLER CENNET BOYUTU DOSTLARIN?..
Kimsin?... Gercek dostların kim?...

Kimler Cehennem boyutu dostların; kimler Cennet boyutu dostların?...

Kimlerle hangi konuları paylaşıyorsun?

Paylaştığın konulardan da anlamıyor musun onların hangi boyut icin varolduklarını?...

Dunyalık icin yardımcı olduğun teşvik ettiğin insanlara, Cennet boyutu icin ne kadar yardımcı oluyorsun?...

Dunyalık icin bin turlu akıl oğretirken, Cennet boyutu icin “bir kere konuşup kimseyi zorlamam “diyerek nasıl bırakırsın?...

Dunyalık calışmıyor diye bin kere kafasına kakmak varken; Cennet boyutu yaşamaları icin niye beş kere uyarmayı goze alamıyorsun?...

Alırsan kaybın neler olacak?... Bu kayıp ne kadar ve nereye kadar surecek?...

Dunya icin calışmayan neler kaybedecek ve nereye kadar?...

Cennet boyutu icin gerekenleri yapmayan neler kaybedecek ve nereye kadar?...

“Dosttan Dosta” kitabından uzun yıllar once yazılmış bir soz:

“Kişinin teşvikine bak, ne icin yaratılmış olduğunu anla!.

Dostlar bugun varız, belki de bir daha hic bir araya gelemeyeceklerimiz var...

Lûtfen şunu cok iyi anlamaya calışın...

Ya da ben anlatamıyorsam daha iyi ve anladığınız gibi anlatan birini bulun... size anlatsın...

Bir daha dunyaya geri gelme şansınız yok!...

Gecen, boşa harcadığınız zamanı da telÂfi etme şansınız yok!.

----------------------------------------------------------
CENNET BOYUTU “DUŞUNCE BOYUTU”DUR.

(IŞIK HIZI BOYUTU-NUR BOYUT)

BU BOYUTTA VARLIK BİR DALGABOYU ŞEKLİNDEDİR!
Cennet, “Nur boyut”tur.

“Nur” ismiyle tÂrif edilen kuantsal enerjiye cok yakın plÂndaki bir boyut!.



Nur beden boyutu yani Cennet boyutu ışık hızı boyutudur.

Orada olup biten her şey ışık hızıyla olup biter!

Işık hızıyla cereyan eden olaylar dolayısıyla da orada zaman kavramı olmaz.

O nurÂnî yapıda her şey “duşunce boyutu”nda oluşur.

Duşunce boyutunda şoyle bir bedenim olsun dersin.. .Bedenin o duşuncenin şeklinde belirginleşir. Fakat o Cennet boyutunda hÂkim olan unsur, “duşunce”dir ve “duşunce boyutu”dur.

Duşunce boyutunda zaman kavramı yoktur!

Zaman kavramının otesinde Cennet dediğimiz ortamdaki yaşantıda “İnsan nurÂnî bedene sahiptir” diyoruz. Bu “nurÂnî beden” dediğimiz yapı bizim RUH dediğimiz yapıyla alÂkası olmayan bir yapı. Varlığın aslına ve orijinine en yakın bir yakın bir haldir, bir tur meleki boyut hÂli.

Bu boyutta varlık, bir dalga boyu şeklinde mevcuttur! Ama dalga olarak da kendini gormez, ama varlığı bir dalga boyu hÂlindedir. Şimdi dalga boyutu hÂliyle olan o varlık kendi dalgasına yuklenmiş olan veri tabanının hÂsılasını yaşar. YÂni; hayÂl ettiği şey-duşunduğu şey-kendinde acığa cıkan bilgi-ilmin doğrultusunda o anda belli olaylar yaşar. AN icinde olur bunların hepsi! Ve sayısız “AN”lar devam eder!

Nasıl bazıları ruya gorur, ”Bu ruya hic bitmiyor, sabaha kadar devamlı ruya gordum kesintisiz bicimde” der… Bunu, sonsuza dek yay!.

Kendi ilminin getirisi olan ortamda sonsuz var edişleri yaşar.

Dolayısıyla artık burada zaman kavramı kalkar!

”O her an yeni bir yaratıştadır” hukmu Cennet ehlinde tam anlamıyla hissedilir-yaşanır bir bicimde ortaya cıkar.

Dolayısıyla her an yeni bir şeyler uretir, yaratır.
------------------------------------------------------
“CENNET VE CEHENNEMİ İNKÂR EDEN

ALLAH’I İNKÂR ETMİŞ OLUR!
Oyle ise,”Cennet” veya “Cehennem”i inkÂr eden kÂfir olur!. YÂni, Allah’ı inkÂr etmiş olur!.

İster dunya hayatı olsun, ister Cennet ve Cehennem hayatı olsun, bunların tumu de ilÂhi isimlerin mÂnÂlarının kuvveden fiile cıkış hÂlinden başka bir şey değildir!.

Bu durumda, kişi ister Cenneti inkÂr etsin, ister Cenennemi inkÂr etsin; ister kabir hayatını inkÂr etsin; ister melekleri inkÂr etsin; ister zebÂnileri inkÂr etsin; ister cinleri inkÂr etsin; ister İblis’i inkÂr etsin veya bu isimler gibi daha başka nice isimlerin mÂnÂlarını inkÂr etsin; her neyi inkÂr ederse, hic farkında olmadan ceşitli ilÂhi isimlerin varlığını inkÂr etmiş olur; ve boylece de Allah’ı inkÂr etmiş olur!.
------------------------------------------------
KAYNAK: http://www.allahvesistemi.org/ahmedhulusidekavramlar/C
------------------------------------------------------------------
Allah Tum Muslumanları Cehennem Azabından Korusun...
__________________