Yine Ebu Zer radıyallahu anh'den rivayet edildiğine gore Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:

"Her birinizin her bir eklemi (ve kemiği) icin bir sadaka gerekir. Binaenaleyh her tesbih sadakadır, her hamd sadakadır, her tehlil sadakadır, her tekbir sadakadır, iyiliği tavsiye etmek sadakadır, kotulukten sakındırmak sadakadır. Kulun kuşluk vakti kılacağı iki rek'at namaz butun bunları karşılar." [1]


Acıklamalar

İnsan vucudundaki her mafsal (eklem) icin bir sadaka vardır. Bir başka hadise gore de vucutta 360 eklem bulunmaktadır. O halde herkesin hergun bu kadar sadaka vermesi gerekmektedir. İlk bakışta, cok yuklu gozuken bu sadaka borcu, hadisimizdeki acıklama ile oldukca kolaylaşmaktadır. Soylenecek her subhanellah (tesbih), elhamdulillah (tahmid), La ilahe illallah (tehlil) ve Allahu ekber (tekbir) kelimeleri ayrı ayrı birer sadakadır. İyiliği emretmek, bir kotulukten nehyetmek, evet bunların her biri birer sadakadır. Gorulduğu uzere dinimizde hayır yolları pek cok olup sayılamayacak kadar sınırsızdır.

Hele boyle tek tek hayır ve iyilik olan konuların yanında bir de toptan hayır olanlar vardır ki, bunlar işi daha kolaylaştırmaktadır. Hadisimizde işte bunlardan biri, kuşluk (duha) vakti kılınan namaz olarak bildirilmiştir. Halkımızın "Kuşluk Namazı" dediği bu ibadet, iki rekat ile sekiz rekat arasında değişen nafile bir ibadettir. Bu namaz, hadiste sayılan sadakaları topluca odeme imkanıdır. Cunku namaz, bedenin butun organlarıyla yapılan bir ibadettir. Namaz kılmakla her organ kendi şukrunu yerine getirmiş olur. Ote yandan her turlu tesbih ve tahmid, tehlil ve tekbir namazda bir arada bulunmaktadır. Namaz, nefse hayrı emretmek ve onu munkerden nehyetmektir. Nitekim bir ayet-i kerîmede, "Namaz her turlu kotuluk (fahşa ve munkerden) alıkor" [2] buyurulmuştur.

Hadisimizde insan vucudundaki mafsalların sayılmaması, maksadın anatomi dersi vermek olmadığındandır. Ote yandan "sadakadır" diye belirtilenlerin tamamı, "maddî" yonu olmayan hususlardır. "Sadaka" deyince, akla hemen malî iyilikler gelir. Oysa hadisimiz her hayırlı işin sadaka olduğunu bize oğretmektedir. Oturup kalkarken, uzanıp yatarken bile insanın "sadaka" niteliğinde iyilikler yapabileceğini bildirmektedir.

"Kuşluk Namazı", guneşin doğuşundan yaklaşık kırk beş dakika sonra başlayıp zeval vaktine yarım saat kalıncaya kadar devam eden zaman icinde kılınır. Gunduzun dortte biri gectikten sonra kılınması daha uygundur. Bu namazın bu kadar faziletli oluşu, muhtemelen, bu zaman kesiminin herhangi bir namazın vakti olmaması dolayısıyla coğu kişinin ibadeti duşunmemesindendir. Zira bizim gibi ılıman iklim kuşağında bulunan ulkelerde oğle oncesi yoğun iş saatleridir. Meşgale veya gaflet zamanında yapılan ibadetlerin fazileti daima farklıdır. Bu sebeple gecenin seher vakti de aynı ustunluğe sahiptir (Kuşluk namazı hakkında geniş bilgi icin bk. 1141-1145 numaralı hadisler).

Hadisten Oğrendiklerimiz

1. İyilik ve hayır yapmaya gayret gosterilmeli, malî ve fiilî olarak yapılamazsa, tesbih, tekbir gibi sozlu olarak yapılmalıdır. Sadaka ve hayır yollarının ceşitli olduğu unutulmamalıdır.

2. "Kuşluk Namazı" onemli, şukur ve sadaka niteliği yuksek bir nafile ibadettir. Hz. Peygamber bu namazı hem kılmış hem de kılınmasını teşvik etmiştir. İki rek'at olarak kılınması da yeterli olmaktadır.
__________________