Yiğiter Uluğ / Ne Yapmalı ??
Basketbol0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Spor
- Basketbol
- Yiğiter Uluğ / Ne Yapmalı ??
-
16-10-2019, 03:50:30Kayıtlı ÜyeEurobasket 2007 başlamadan once sormuştum: Turkiye 2003 ve 2005 şampiyonalarında olduğu gibi, kapasitesini sahaya yansıtamayan, takım olamayan ve bunların sonucunda ceyrek finale bile kalamayan bir basketbol ulkesi mi olacak, yoksa 2006 Dunya Şampiyonası'nda genc ve kısıtlı kadrosuna rağmen verdiği olağanustu mucadeleyle alkış toplayan, turnuvanın sonunda 6. sıraya yerleşip, en buyuk surprizi yapan takım mı olacak? Mallorca'daki ilk tur maclarına bakılırsa, şu ana kadar 2003 ve 2005'teki "hayalkırıklığı takımı"na daha yakın gorunuyoruz. Yetenekli ve tecrubeli oyuncularımız var, takımın toplam kalitesi tartışılmaz ama organizasyonel acıdan berbat durumdayız. Bu da moralimizi ve mucadele gucumuzu aşağı cekiyor. (Serbest atış isabetimiz bile yuzde 50'lerde, baksanıza!) Bu tablo tersyuz edilir ve ikinci turda bizi ceyrek finale taşıyacak galibiyetler alınabilir mi? Zor ama imkansız değil. Gecen yaz Japonya'da Milli Takım'da kimin ne yapacağı, hangi periyodlarda kac dakika sahada kalacağı ve ne kadar top kullanacağı belliydi. İbrahim liderimizdi, Serkan da ikinci keman… Rakip savunmalar bu iki yıldıza yoğunlaştığında diğerleri sahne alıp uzerlerine duşenleri yapıyordu. Roller net bir bicimde belirlenmişti kısacası… Bu arada en onemli detay, takım halinde savunma yapmamız ve olağanustu yardımlaşmamızdı. Atamasak bile yememeyi alışkanlık haline getirmiştik. Bu turnuvada Tanjevic'in kafası cok karışık. Şu ana kadar kimin, ne rol oynadığını anlayamadık. Semih Erden bir gun ilk beş başlıyor ve rakibin en onemli kozu Nowitzki'yi tutmakla gorevlendirliyor, ertesi gun bir dakika olsun oynatılmıyor. Oyuna iyi başlamış ve skor avantajı yakalamış olsak bile daha 6.-7. dakikada oyuncu değişiklikleri başlıyor. Bu değişiklikler o kadar başdondurucu bir hızda yapılıyor ki, aynı beşle 2-3 dakikadan fazla sahada kalamıyoruz. Haliyle hatalar başlıyor, takım bir turlu ritm tutturamıyor ve eline gelenin "salladığı" o acayip basketbol yeniden hortluyor. Ellimizde NBA'de saygın yer edinmiş, rakiplerin cekindiği iki yıldız oyuncu var: Memo ve Hido. Bu cocukları gecen yılki karar ve tutumlarından oturu eleştirebilirsiniz ama bu yaz kendilerini affettirmek icin gayret gosterdiklerini kimse inkar edemez. Geldiler, ilk gunden beri ozveriyle calıştılar, takımın havasını bozacak bir şey yapmadılar. Ama sahada onlara yardımcı olacak, işlerini kolaylaştıracak hicbir taktik varyasyon yok. Utah'da ozel oyunla ucluk buldurulan Mehmet, burada sevdiği noktada top almak ve rahat bir şut kullanmak icin ta ucuncu maca kadar beklemek zorunda kaldı. Bir yıldız oyuncu, kendisine değer verilmediğini, hatta değerinin duştuğunu goruyorsa ailesini bırakıp Milli Takım'a neden gelsin? Turkiye'nin ceyrek final şansını koruması icin ikinci turda Madrid'de oynayacağı Slovenya, İtalya, Fransa maclarından en az ikisini kazanması gerekiyor. İlk turdaki gibi temposuz ve dağınık oynarsak bu rakipler onunde şansımız olmaz. Kazanabilmemiz icin; - Savunmayı agresifleştirmemiz, - Daha fazla yardımlaşmamız, - Rakipleri top kayıplarına zorlayarak bu toplardan hızlı hucum sayıları bulmamız, - Hucumda Hidayet'i birinci opsiyon olarak kullanarak en az 30 dakika sahada tutmamız, - Serkan'ın gecen yılki "ikinci keman" rolunu İbo'ya vermemiz, - Mehmet'in boyalı bolgedeki sert mucadelede yıprandığını duşunerek dakikalarını biraz azaltmamız, - Buna karşın Mehmet'in sahada olduğu dakikalarda ona ozel ucluk pozisyonları hazırlamamız (Bunun icin aynı zaman diliminde Ermal'in alcak postta oynaması şart), - İbo'yu dinlendirirken, hucumda ikinci opsiyon olarak Memo'ya donmemiz, - Zaman zaman Kaya, Kerem, Ersan'lı daha iyi ribaund yapan ve sıkıştırmalı alan savunmasına yatkın bir beşle sahada yer alıp tempoyu değiştirmeye calışmamız gerekiyor. Boylece bizden cok da fazla ustunluğu olmayan Slovenya'yı 70'lerde tutup, 80 sayı uretmemiz ve belki yeniden doğmamız mumkun olabilir. Sonrası Allah kerim! __________________