CEVAP:
Buyuk gunahları işlemek ve devam etmek de insanı kufre surukler, imansız olmesine sebep olur.
Sual: Buyuk gunahlar nelerdir?
CEWAP:
Buyuk gunahlardan bazıları şunlardır:
1- Bid'at sahibi olmak
2- Gunah işlemeye devam etmek
3- Musluman olduğuna şukretmemek
4- İmansız olmekten korkmamak
5- Zulmetmek
6- Anaya-babaya Âsi olmak
7- Doğru olsa da cok yemin etmek
8- Namazı oğrenmeye ve coluk-cocuğa oğretmeye onem vermemek
9- İcki icmek
10- Yalan yere evliyalık taslamak
11- Gunahını kucuk gormek
12- Kendini beğenmek
13- İlim ve ibadeti ile kendini ustun gormek
14- Haset etmek
15- Tecrube etmeden bir kimseye iyi demek
16- Yalana, gıybete devam etmek
17- Ehl-i sunnet Âlimlerinin kitaplarından uzak durmak
18- KÂfir olsa da komşusuna eziyet etmek
19- Dunya işleri icin, cok sinirlenmek
20- Buyu yapmak
21- Salih olan mahrem akrabayı ziyareti terk etmek
22- Allahu teÂlÂnın sevdiklerini sevmemek; sevmediklerini sevmek
23- Mumin kardeşine uc gunden fazla kin tutmak
24- Zina veya livata yapmak
25- Acık sacık giyinmek
26- Katillik
27- Hırsızlık
28- Uyuşturucu madde kullanmak
29- Gasb
30- Ramazan orucunu, acıktan yemek
31- Zaruretsiz faiz vermek
32- Haksız yere yetim malı yemek
33- Olcu ve tartıda hile yapmak
34- Namazı vaktinden once veya sonra kılmak
35- Kalb kırmak
36- Ruşvet almak
37- Malın zekatını ve uşrunu vermemek
38- Canlı hayvan ateşte yakmak
39- Kur'an-ı kerimi oğrendikten sonra, okumasını unutmak
40- Allah’ın rahmetinden umidini kesmek
41- Hainlik etmek
42- Eshab-ı kiramdan herhangi birisini sevmemek
43- Namuslu kadına, kotu kadın demek
44- Muslumanlar arasında soz taşımak
45- Avret yerini acmak veya başkasının avret yerine bakmak
46- Emanete hıyanet etmek
47- Cimrilik
48- Dunyaya duşkunluk
49- Allahu teÂlÂnın azabından korkmamak
50- Haramı haram helalı helal bilmemek
51- Falcıların falına inanmak
52- Kadına, kıza yani harama bakmak
53- Kadınların erkek, erkeklerin kadın elbisesi giymesi
54- Ettiği iyiliği başa kakmak
55- Allah’tan gayriye yemin etmek. Mesela cocuğumun olusunu opeyim gibi
56- Kucuk gunahı işlemeye devam etmek
57- Bir namaz vaktini kacıracak zaman kadar cunup durmak
58- Calgı calmak ve dinlemek
59- İntihar etmek
60- Dinini oğrenmemek.
Sual: Farzları yapmamak insanın imansız olmesine sebep oluyor. Bu farzlar nelerdir?
CEVAP
Bazıları şunlardır:
1- Beş vakit namaz kılmak
2- Ramazan orucunu tutmak
3- Zengin ise zekat vermek ve hacca gitmek
4- Cunuplukten gusletmek
5- Belalara isyan etmemek
6- Gunahlara tevbe etmek
7- İhlas uzere ibadet etmek
8- Olume hazırlanmak
9- Allahu teÂlÂnın sıfatlarını, yarattıklarını tefekkur etmek
10- Farzları ve haramları oğrenmek.
Gunahı onemsiz saymak
Sual: Gunahı onemsiz saymak ne demektir, nasıl olur?
CEVAP
Gunahı onemsiz saymanın ne demek olduğu cok kimse tarafından bilinmemekte, bu yuzden gunahkÂrlara kÂfir denmektedir. Mesela (İcki icmeye devam eden kimse, haram olduğuna onem verse, icmez, acık gezen bayan, bunun haram olduğuna onem verse kapanır. O halde bunlar, işlediği gunahlarına uzulmedikleri, yani haramı onemsiz saydıkları icin kÂfirdir) demek yanlıştır.
Uzulmeyen, onem vermeyen kÂfir olur ama, uzulmek, onem vermemek ne demektir?
Mesela namazını kılan bir bayan, acık gezmenin gunah olduğunu biliyorsa, (Kapanmak Allah’ın emri, kapansak iyi olur ama, bu zamanda kapanamıyoruz) derse, bu bayana kÂfir denmez. Bunun gibi icki icen kimse de, (İcki haramdır, fakat alıştık bırakamıyoruz) derse, bu kimseye kÂfir denmez. Aksine, hic icki icmeyen birisi, (bir bardak şarap icmek gunah sayılmaz) dese kufre girer. Yahut, (Herkes acık geziyor, ne oluyor, biz de geziyoruz, herkes iciyor, biz de iciyoruz, sarhoş olmadıktan sonra ne zararı olur) diyerek haramı onemsiz saymak kufur olur.
Allahu teÂlÂnın gazabı gunahlar icinde saklıdır. Bir gunah yuzunden buyuk azaba maruz bırakabilir. Yuz bin sene ibadet eden iyi bir kulunu, sonsuz olarak Cehenneme koyabilir. Mesela yuz bin sene itaat eden İblis, kibrederek secde etmediği icin sonsuz olarak Cehennemlik oldu. Âdem aleyhisselamın oğlu, bir adam oldurduğu icin ebedi Cehennemlik oldu. Her duası kabul olan Belam-ı Baura, bir gunaha meylettiği icin imansız gitti. Karun zekat vermediği icin malı ile helak oldu. O halde her gunahtan kacmaya calışmalı. Hadis-i şerifte, (Cok kucuk bir gunahtan kacmak, butun cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor.
Gunah işleyince de umitsizliğe kapılmamalı, hemen tevbe etmelidir. Mumin hem Allah’ın rahmetinden umidini kesmemeli, hem de Ondan cok korkmalıdır. Hadis-i şerifte (Muminin kalbinde korku ile umit varsa, Allahu teÂl onu umduğuna kavuşturur, korktuğundan da emin eder) buyuruldu. Yani bir mumin, Allah’ın azabından korkar, rahmetinden de umidini kesmez, haramlardan kacıp ibadetlerini yapmaya calışırsa Cennete gider.
Bir insan ne kadar buyuk gunah işlerse işlesin, Allah’ın rahmetinden umidini kesmemelidir. Hatta azılı bir kÂfir bile tevbe edip "La ilahe illallah Muhammedun Resulullah" dese, butun gunahları affolur, tertemiz bir insan olur. Yani dunyada iken Allah’ın affetmediği gunah yoktur. Tevbe edince şirki yani kÂfirliği de affeder. Oldukten sonra artık kÂfirlere af yoktur. Kur'an-ı kerimde, (Allah’ın rahmetinden umidinizi kesmeyin, Allah butun gunahları affeder) buyuruluyor. (Zumer 53)
Allahu teÂlÂnın rızasının ve gazabının hangi işte, hangi sozde olduğunu bilmeyiz. Bu bakımdan hicbir sozu, hicbir iyiliği ve kotuluğu kucuk gormemelidir. Cenab-ı Hak, rızasını iyilikler icinde, gazabını da gunahlar icinde saklamıştır. Onem verilmeyen bir gunah, Allah’ın gazabına sebep olabilir. Onun icin sozumuze dikkat etmeliyiz. Atalarımız, (Soz var iş bitirir, soz var baş yitirir) demişlerdir.
İbadet yapmamak, gunahlardan kacmamak insanın kalbini karartır, zamanla kufre sokar, kÂfir olur. Gunahların hepsi Allah’ın emrini yapmamak olduğundan buyuktur. İbni Munkedir hazretleri olum doşeğinde ağlıyordu. Sebebini sordular. "Kasten buyuk bir gunah işlemedim. Onemsiz saydığım kucuk bir gunah, Allah’ın gazabına sebep olduysa diye korktuğum icin ağlıyorum" dedi. İşte boyle korkular muslumanın kurtuluşuna sebeptir. Cunku hadis-i şerifte, (Allahu teÂlÂ, kıyamette buyurur ki: "Dunyada iken bir gun beni hatırlayıp *****, benden bir kerecik korkanı, Cehennemden cıkarın") buyuruldu.
İmanı kurtarmanın caresi
Sual: (Dinin onda birini yapan kurtulur) anlamında bir hadis varmış. Yani on farzdan birini yapan ve on haramdan birinden kacan kurtulacak mıdır?
CEVAP
O hadis-i şerifin meali şoyledir:
(Ey eshabım, siz oyle bir zamandasınız ki, dinin emir ve yasaklarının onda birine uymazsanız helak olur, Cehenneme gidersiniz. Oyle bir zaman gelecek ki, emir ve yasaklarının onda birine uyabilen, Cehennemden kurtulur.) [Tirmizi, Taberani]
Bir başka hadis-i şerif meali de şoyledir:
(Siz oyle bir zamandasınız ki, Âlimleri cok, hatipleri azdır. Bugun bildiğinin onda birini terk eden helak olur. Bir zaman gelecek ki, bilenler az konuşanlar cok olacaktır. O zamanda, dinin emir ve yasaklarının onda birine uyan kurtulacaktır.) [İ. Ahmed]
İmam-ı Turpuşti diyor ki:
Bu hadis-i şerif, emir olunanların hepsi icin değildir. Cunku dinin aslında bildirildiği gibi oyle emirler vardır ki, muminlerden hicbir fert onu terk edemez. Onu ihmal etmek icin ozur makbul olmaz. O farzlar muaf olamaz. Bu hadis-i şerif emr-i maruf ve nehy-i munker icindir. Yani, siz oyle bir zamandasınız ki, emr-i maruf ve nehy-i munkerden birini terk etseniz helak olursunuz. Cunku din kuvvetlenmiş, hak meydana cıkmıştır. Dinin yardımcıları coktur. Hicbiriniz mazur olmaz. Gevşeklik ozur olmaz. Fakat, fitne fesat zamanında, hak gizli olur. O zaman boyle değildir.
Muslumanların kimsesiz kaldığı bir zamanda. İslamiyet icin, azıcık yardım etmek, binlerce altın vermiş gibi sevap olur. Hele dinsizlerin, Muslumanlarla alay edenlerin coğaldığı, Musluman evlatlarını dinden cıkaran propagandaların yayıldığı zamanda yapılan az bir ibadete, kat kat cok sevap verilir.
Buyuk bir Âlimin acıklaması da şoyledir:
Bu hadis-i şeriften maksat, imanı kurtarabilmektir. İmanı kurtarabilmek yani imanla olmek icin de iki şey lazımdır:
1- Doğru imana yani Ehl-i sunnet itikadına sahip olmak.
2- Salih amellere sarılmak. İman, muma benzer, ibadetler mum etrafındaki fener gibidir. Mum ile birlikte fener de, İslamiyet’tir. Olmazsa fener, mum cabuk soner. İmansız İslam olmaz, İslam olmayınca, iman da yoktur. Bunun icin Kur’an-ı kerimde, (İman edip salih amel işleyenler) ifadesi gecmektedir. Demek ki imanı muhafaza edebilmek icin, salih ibadetlere sarılmak şarttır. Salih ibadetlere sarılabilmek icin de fıkhı iyi bilmek şarttır. Cunku bilmeden yapılan ibadet boşa gider.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her şeyin dayandığı bir direk vardır. Dinin temel direği, fıkıh bilgisidir.) [Beyheki]
(Allah, iyilik etmek istediği kulunu fakih yapar.) [Buhari]
(Allah indinde en ustun kimse fakihtir.) [M.Zuhdiyye] (Fakih = fıkhı bilen)
(İbadetlerin en kıymetlisi fıkhı oğrenmek ve oğretmektir.) [İbni Abdilberr]
(Âlimlerin en hayırlısı fıkıh Âlimleridir.) [İ.Maverdi]
(Fıkhı bilmeden ibadet etmek, gece karanlıkta bina yapıp, gunduz yıkmak gibidir.) [Deylemi]
(Az fıkıh bilmek cok ibadetten iyidir. İhlasla ibadet edene fıkhı oğrenmek nasip olur.) [Taberani]
Fıkıh bilmeden Allah’ın varlığını ispata calışmakla iman kurtarılmaz. Kufre duşurucu soz ve hareketleri bilmeyen her zaman kufre duşer. Mesela Allah duşunur demek veya İslamiyet bir duşunce sistemidir demek, ilahi şuur demek kufurdur. Allahu teÂlÂ, (İman edip salih amel işleyenler haric herkes zarardadır) buyurdu. (Asr suresi)
KÂmil iman sahibi olmak icin
İmanın yenilenmesi, parlaması, yani kÂmil imana sahip olmak icin yapılacak işler vardır. Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkacı şoyle:
(Kimde şu 3 şey bulunursa, imanı kÂmil hÂle gelir: Allah rızası icin yaptığı işlerde kınanmaktan korkmaz, riyadan kacınır, biri dunyaya, diğeri ahirete ait iki işle karşılaştığı zaman, ahiret icin olan işi, dunyalığa tercih eder.) [Deylemi]
(İmanın efdali Allah icin sevmek, Allah icin buğzetmek, diliyle de Allah’ı anmak, kendisine hoş geleni, başkasına da hoş gormek, istemediği bir şeyi başkası icin de istememek, hayır konuşmak veya susmaktır.) [Taberani]
(Şartlarına riayet ederek namaz kılan imanlıdır.) [İ.Neccar]
(İmanın tadını bulmak isteyen, sevdiği kişiyi yalnız Allah icin sevsin!) [Beyheki]
Kibirli hakkı kabul etmez
Asıl duşman icerdedir, bu da nefsimizdir. En buyuk duşman, insanın nefsidir. Nefsinin arzularına tÂbi olanın, Allahu teÂlÂya kul olması zordur. Nefs daima kotu şeyleri ister. Haram işlemek nefse esir olmayı gosterir. Nefs, butun iyiliklerden suzulmuş, sadece butun kotuluklerin bulunduğu en ahmak yaratıktır. Nefs bir kotuluk deposudur. Kendini iyi zanneder, halbuki super cahildir. Her istediği aleyhinedir. Gıdası haramlardır. Asıl arzusu ilah olmaktır. Tatmin olmaz kotuluk yaptırmakla, rahat bulur kendine taptırmakla.
Buyuk kucuk herkeste nefs vardır. Hic kimse emir almak istemez. Kucuk diye, cocuk diye gecmemeli, onun gururu ile oynamamalı. Ankara’ya yeğenimi ziyarete gitmiştim. Yeğenimin 2-3 yaşlarında kızının ayakları cıplaktı. Bir ayağı betonda bir ayağı halının uzerindeydi. Ona, betona basma, oteki ayağını da halının ustune koy dedim. Sen bana ne karışıyorsun, ben kÂrımı zararımı bilmez miyim, der gibi, bana ters ters baktı. Sonra hışımla, inatla halıdaki ayağını kaldırıp betondaki oteki ayağının yanına sertce koydu. Cocuk olduğu icin tepkisini gizleyemedi. Buyukler de aynen o tepkiyi gosteriyorlar, fakat ayıplanacağız diye tepkilerini belli etmemeye calışıyorlar. Bir arkadaş anlattı: Kime sabah namazına gel dediysem herkes bir mazeret buldu, inşallah geliriz diyen kimse cıkmadı. Kimisi, (Sen yatsıya gelmiyorsun biz de sabaha, sen once kendine bak. Hem biz evde coluk cocukla cemaat yapıyoruz) dedi.
Halbuki haklı bile olsalar, gecerli bir mazeretleri bulunsa bile, tepki gostermemeleri gerekirdi. Doğru soz kimden gelirse gelsin inat etmeden kabul etmek gerekirdi. Mazeretinden dolayı gelemiyorsa, (İnşallah) da denemez miydi? Nefs, kibir hepimizde mevcuttur. Bunu azaltmaya calışmak lazımdır. Dinin her emrine uymak ve yasak ettiği her şeyden kacmakta mutlaka nefsi kırma payı vardır. Buna riyazet ve mucahede denir. Riyazet, nefsin arzularını [haram ve mekruhları] yapmamaktır. Mucahede, nefsin istemediği şeyleri [ibadetleri] yapmak demektir.
Kibir, şirkin kardeşidir. Kibir taşıyan kafada, akıl bulunmaz. Nefsi aradan cekmeli, kendimizi beğenmemeliyiz, kendimizden iğrenmeliyiz, kendinden tiksinmeyen kurtulamaz.
Bir kimseye emri maruf yapınca, Allah’tan kork şunu yap, şunu yapma denince, eğer kabul etmezse o kişi nefsine mağlup olmuş demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’tan kork diyene, sen once kendine bak diyeni Allahu teÂl sevmez.) [Beyheki]
Hakkı, doğruyu kim soylerse soylesin kabul etmek gerekir. Doğru olan bir şeyi kabul etmemeye inat denir. İnat, karşımızdakini aşağı gormek, ondan nefret etmek, ona duşmanlık beslemek, haset etmek gibi sebeplerden ileri gelir. Hakkı, duşmanımız da soylese kabul etmeliyiz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allah’ın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmekte inat edendir.) [Buhari]
(Kişi, inadından vazgecene kadar Allah ona gazap eder.) [İ. Ebiddunya]
(Kucuk, buyuk, iyi kotu veya hoşlanmadığın biri, hakkı soylerse, kabul et.) [Deylemi]
(Din kardeşine itiraz etme!) [Tirmizi]
Fudayl bin İyad hazretleri “Tevazu, ister cahilden, ister cocuktan duyulsa da hakkı tereddutsuz kabul etmektir. Kabul edemeyen kibirlidir” buyuruyor. Abdulkadir Geylani hazretleri de, (Kardeşinin yaptığı oğudu kabul et. Ona itiraz etme) buyurdu.
Kibrin zararı: Gunaha bir tevbe yeter, taata bin tevbe yetmez. Gunah işleyen, tevbe ederse Allah affeder. Fakat ibadet eden, ucba kibre kapılabilir. Buna bin tevbe bile yetmez. Beni İsrailden bir fasık vardı. Bir Âbid de ibadetiyle ile şohret bulmuştu. Fasık, bu Âbidin yanından gecerken, "Gideyim, şu Âbidin yanına oturayım, belki Allahu teÂl onun hurmetine beni affeder" diye duşundu. Gidip Âbidin yanına oturdu. Âbid ise, uzerinde bulutun golgelendirdiği bir zat olduğu icin, boburlenip, "Bu fasık, benimle oturamaz" diyerek ondan yuzunu cevirdi. Yuz bulamayan fasık da cekip gitti. Fakat Âbidin uzerindeki bulut, fasıkla beraber gitti. Allahu teÂl zamanın Peygamberine (İnsanlara niyetlerine gore muamele ederim. Fasıkın gunahlarını, onun bu iyi niyetinden dolayı affettim. Âbidin ibadetlerini de kibri sebebiyle yok ettim) diye vahyetti.
İmanı tehlikeye sokan gunah
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Her gunah imanı tehlikeye sokmaya sebep olabilir ama şu uc gunahın tesiri daha kuvvetlidir:
1- İman nimetine şukretmemek,
2- İmanın gitmesinden korkmamak,
3- Muminleri incitmek, kalblerini kırmak. Hadis-i şerifte (Kalb kırmak, KÂbe’yi yetmiş defa yıkmaktan daha kotudur) buyuruluyor. İyi olsun, kotu olsun hicbir insanın kalbini incitmemeli. Allahu teÂlÂyı en cok inciten kufurden sonra, kalb kırmak gibi buyuk gunah yoktur. Buyuk zatlar buyuruyor ki:
Hakiki musluman hic gonul kırmaz.
Bilir bundan buyuk bir gunah olmaz.
* Bir muslumana catık kaşla bakmak haramdır. Guler yuzlu olmayan kimse mumin sıfatlı değildir. Muslim Gayrimuslim herkese karşı guler yuzlu olmalıdır. Başkasının kotu ahlakından şikayet eden kimsenin kendisi kotu ahlaklıdır. Başkalarının kotuluklerinden bahsediyorsak bu kendimizin kotu olduğunun alametidir. Guzel ahlak, eziyetleri sineye cekmektir.
* Muminin alameti guler yuzdur. Munafığın alameti catık kaşlı olmaktır. Allahu teÂl ihsan ettiği nimeti gostermemizi sever. Musluman olmak nimetini nasıl gostereceğiz; guler yuzumuzle, tatlı dilimizle, merhametimizle, şefkatimizle.
* Bir Musluman diğerini hakir goremez. Cunku Musluman, Allah’ın sevdiği insan, Allah yanında kıymeti buyuk olan insan demektir. Muslumanı hakir gormek, Allah’ın kıymet verdiğine değer vermemek olur.
* En buyuk gunah, gunahı bilmemektir. Ondan buyuk gunah, gunahı ibadet olarak yapmaktır.
* Guzel ahlak, kimseye yuk olmamak, fakat herkesin yukunu cekmektir.
* Mertlik demek, herkes ile iyi gecinmektir.
* Herkese iyilik yapamayız; fakat, hic kimseye kotuluk yapmaya hakkımız yoktur.
* Musluman demek, hasreti cekilen insan demektir. Bir kimsenin hasreti cekilmiyorsa, son nefeste imanı tehlikededir.
*Ahirette kurtulmak, ibadetin cok olmasıyla olculmez, doğru iman ile yapılan sahih ve salih amele bağlıdır. Salih amel, ihlaslı amel demektir. Kur’an-ı kerimin cok yerinde “Salih amel” tabiri gecmektedir. (Ancak salih amel işleyenler kurtulacaktır) buyurulmaktadır.
* Allahu teÂlÂdan, kendisini, kıyamet gununde Cehennem ateşinden korumasını isteyen bir kimse, muminlere karşı cok merhametli ve nazik olmalıdır.
* Kopek olan eve rahmet melekleri girmez. Kalbe de kopek mizaclı kotu huyları sokmamalıdır. Ozellikle şu dort kotu huy daha tehlikelidir: Kibir, kıskanclık, ofke, şehvet.
Demek ki kendini beğenmek, başkasındaki bir nimeti kıskanmak, ofkelenmek ve şehvete kapılmak tehlikelidir.
* Herkese sıkıntı veren kibirlidir. Kimseyi beğenmemesi, herkesi şikayet etmesi kibrindendir. Mutevazi demek olu demektir. Olu kimseyi şikayet etmez, oluyu de şikayete gerek duymazlar.
*Fizikte bir kaide vardır. Artı artıyı, eksi eksiyi iter. Zıt kutuplar birbirini ceker. İki kişinin ikisi de ben haklıyım derse netice de kavga cıkar, huzursuzluk başlar. Birisi sen haklısın derse kavga biter.
Karı kocadan biri de diğerine sen haklısın derse gecim olur. İkisi de ben haklıyım derse gecim olmaz. Peki, ikisi de sen haklısın derse ne olur? O evde ilahi aşk başlar.
* İki şeyi unutma: Allah’ın seni her yerde gorduğunu ve olumu hic unutma. İki şeyi de unut: Yaptığın iyilikleri ve sana yapılan kotulukleri unut.
İhtiyatı elden bırakmamalı
Hz. Ali, dirilmeye inanmayan bir ateiste, “Biz inanıyoruz. Diyelim ki senin dediğin gibi tekrar dirilmek olmasaydı, inanıp ibadet etmekle bizim hic zararımız olmazdı. Ya bizim inancımız doğru ise, sen sonsuz olarak ateşte yanacaksın” diyor. Ateist olunce, kendi inancına gore, yok olacak. İslamiyet’e gore ise, kÂfir cehennemde sonsuz azap gorecektir. İnanan da, sonsuz nimetler icinde yaşayacaktır. Aklı, bilgisi olan bir insan, bu ikisinden elbette, ikincisini secer. Sonsuz azapta kalmak, bir ihtimal bile olsa, bunu hangi akıl kabul eder? Halbuki, ahiret hayatı, bir ihtimal değil, apacık bir gercektir. O halde aklı, ilmi olanın, Allah’a ve ahirete inanması gerekir. İnanmamak, ahmaklık, cahillik olur. İbadetlerde de ihtiyata riayet etmemek ahmaklık olur.
Birkac ornek verelim:
1- Biz, sahih delillerle diyoruz ki, Hanefi mezhebinde ağzın icini gusulde yıkamak farzdır. İğne ucu kadar kuru yer kalsa gusul sahih olmaz. Bunun icin diş dolgusu olanların, gusulde ağzın icini yıkamak farz değil diyen Maliki veya Şafii mezhebine uymaları gerekir. Bizim naklettiğimiz yanlış bile olsa, bunun hicbir zararı olmaz, ustelik, hak olan başka bir mezhebin şartlarına da uyduğumuz icin sevap kazanırız. Zaten her Musluman, kendi mezhebinin şartlarına uyar, diğer mezhebin şartlarını da gozetmeye calışırsa, mustehab olur. Eğer Hanefi mezhebinden naklettiğimiz husus doğru ise, inanmayanlar bir omur boyu cunup gezer, namazı da sahih olmaz.
2- Biz, fıkıh kitaplarından nakil yaparak diyoruz ki: Zekat, ya ticareti yapılan maldan veya değeri altın olarak verilir. Başka mal veya kağıt para verilmez. Nakledilen bu hukum, kesinlikle doğrudur. Boyle bir hukum olmasa bile, zekatı bizim bildirdiğimiz gibi vermekte hic mahzur yoktur. Doğru ise, zekatını başka mal veya kağıt para olarak verenlerin zekatları sahih olmaz.
3- Biz ilmî [bilimsel] olarak diyoruz ki, Turkiye gazetesinin esas aldığı,150 yıldan beri ecdad tarafından uygulanan namaz vakitleri doğrudur, 1982’den beri uygulanan vakitler temkinsizdir. Bizim hesabımız, yanlış olsa bile, namazı vakti girdikten 5-10 dakika sonra kılmakta ve oructa da imsakten 10-20 dakika onceden yiyip icmeyi kesmekte mahzur yoktur. Ecdadın hesabı doğru ise, namazı vakti girmeden kılanlarınki sahih olmaz.
4- İlahileri muzik eşliğinde soylemek caiz değildir diyoruz. Caiz olsa bile, ilahileri muziksiz dinlemenin bir zararı olmaz. Ya muzikle ilahi okumak caiz değilse, kufre girmek gibi buyuk tehlike nasıl goze alınır ki? Bunun gibi, İslam duşuncesi, islam felsefesi demek kufurdur. Caiz olsa da, kullanmamanın mahzuru olmaz
5- Bilimsel olarak diyoruz ki, hoparlorle namaz kılmak sahih olmaz. Sahih olsa bile, hoparlorsuz namaz kılmakta mahzur yoktur. Ya gercekten sahih değilse, kılınan namazlar boşa gider.
Ehl-i sunnet Âlimleri diyor ki: Allahu teÂlÂ, İslamiyet’i doğru olarak oğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine soz verdi. Rabbimiz sozunden donmez. Bunun icin, (Ya Rabbi, sana inanıyorum, seni ve Peygamberlerini seviyorum. İslÂm bilgilerini doğru olarak oğrenmek istiyorum. Bunu bana nasip et ve beni, yanlış yollara gitmekten koru) diye dua etmeli, istihare yapmalı! Cenab-ı Hak ona doğru yolu gosterir.
Şu anda ceşitli gruplardaki insanların da, boyle dua etmekten cekinmemeleri gerekir. HÂşÃ‚ Allahu teÂl yanlış bir iş yapmaz. Belki yanlış yoldadır. Bunun icin, Ya Rabbi hangi grup doğru yolda ise, senin rızan hangi grupta ise, bana onu nasip eyle diye dua etmelidir. Eğer grubu doğru ise, duanın bir zararı olmaz. Grubu yanlış ise doğruya kavuşmuş, kurtulmuş olur.
Cok onemli tembih
Erkek olsun, kadın olsun, her Muslumanın, her sozunde, her işinde, Allahu teÂlÂnın emirlerine, yani farzlara ve yasak ettiklerine yani haramlara uyması lazımdır. Bir farzın yapılmasına, bir haramdan sakınmaya onem vermeyenin imanı gider. İmansız kimse, kabirde azap ceker. Ahirette Cehenneme gider. Cehennemde sonsuz yanar. Af edilmesine, Cehennemden cıkmasına imkan ve ihtimal yoktur. Kufre duşmek cok kolaydır. Her sozde, her işte kufre duşulebilir. Kufurden kurtulmak da cok kolaydır. Kufrun sebebi bilinmese dahi, her gun bir kere, Ya Rabbi, bilerek veya bilmeyerek kufre sebep olan bir soz soyledim veya bir iş yaptım ise, pişman oldum. Beni affet diyerek tevbe etse, Allahu teÂlÂya yalvarsa, muhakkak affolur. Cehenneme gitmekten kurtulur. Cehennemde sonsuz yanmamak icin, her gun muhakkak tevbe etmelidir. Bu tevbeden daha onemli bir vazife yoktur. Kul hakkı bulunan gunahlara tevbe ederken, bu hakları odemek ve terk edilmiş namazlar icin tevbe ederken, bunları kaza etmek lazımdır. (Seadet-i Ebediyye)
REP TO REP

YAZI: http://sevgiclubu.10.forumer.com/viewtopic.php?t=196 ALINTIDIR...
__________________