Gulûl: Ganimet malları taksim edilmeden ondan bir şeyi gizleyip almak.
(88) Omer bin el-Hattab (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Hayber savaşı gunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sahabelerinden bir grup gelip:
−Falan şehit, falan şehit deyip nihayet bir adamın ismine gelip falan da şehit dediler.
Bunun uzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Hayır, ben onu caldığı bir burde yahut aba icinde ateşte gordum’ buyurdu...”
Muslim 114/182
(89) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Bir keresinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda ayağa kalktı de ganimet mallarında yapılan gulûlden bahsedip onun curumunun buyukluğunu anlattı ve:
−‘Sakın sizden birinizi kıyamet gunu omzunda meleyen bir koyunla, diğerini omzunda alcak sesle kişneyen bir atla:
–Ya Rasulallah! Bana yardım et derken bulmayayım!
Cunku ben ona:
–Sana hicbir şey yapmaya malik değilim! Ben sana bunu tebliğ etmiştim, derim. Başka birini de omzunda boğuren bir deveyle:
–Ya Rasulallah! Bana yardım et derken bulmayayım!
Cunku ben ona:
–Sana hicbir şey yapmaya malik değilim! Ben sana bunu tebliğ etmiştim, derim.
Başka birini de omzunda altın ve gumuş yuklu:
–Ya Rasulallah! Bana yardım et derken bulmayayım.
Cunku ben ona:
–Sana hicbir şey yapmaya malik değilim! Ben sana bunu tebliğ etmiştim, derim.
Başka birini de uzerinde ganimet elbisesini yeldirir halde:
–Ya Rasulallah! Bana yardım et derken bulmayayım.
Cunku ben ona:
–Sana hicbir şey yapmaya malik değilim! Ben sana bunu tebliğ etmiştim, derim’ buyurdu...”
Buhari 2864, 2865, Muslim 1831
(56) Esir Kadınlarla İlgili Hukumler
(90) Ebu’d-Derd (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir seferde bir cadırın kapısı onunde gebeliği belli olmuş bir cariyenin yanına uğradı ve:
‘Her halde sahibi bu kadınla munasebette bulunmak istiyor!’ buyurdu.
Oradakiler:
−Evet, dediler.
Bunun uzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘And olsun o kişiye kendisiyle kabre gireceği bir laneti yapmak istedim! Kendine helÂl olmadığı halde o adam kadının karnındaki cocuğu nasıl mirascı yapacak, kendine helÂl olmadığı halde o cocuğu nasıl kole yapıp kendine hizmet ettirecek!’ buyurdu.”
Muslim 1441/139
(91) Ebu Said el-Hudri (Radiyallahu Anhuma) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Huneyn gununde Evtas mevkiine bir takım asker gonderdi. Bunlar duşmanla karşılaştılar ve onlarla savaştılar. Duşmana galip gelerek bircok esir ele gecirdiler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sahabelerinden bazı kimseler, esir alınan kadınların muşrik olan kocaları olduğundan dolayı onlarla munasebet yapmaktan cekindiler.
Bunun uzerine Allah-u TeÂlÂ:
“Savaşta esir olarak ellerinize gecen cariyeler mustesna, evli kadınlarla evlenmeniz de haramdır!” Nisa Suresi 24. ayetini indirdi. Bu ayet harp esiri kadınlar iddetini bitirdiği vakit size helÂl demektir.”
Muslim 1456/33
(57) Esire Fidye Vermek
(92) Ebu Musa (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Aniyi yani esiri, esirlikten kurtarın, acları doyurun, hastaları ziyaret edininiz!’ buyurdu.”
Buhari 2841
(93) Seleme (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Başımızda Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) olduğu halde FezÂre oğulları savaşına gittik. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ı bize emir yapmıştı. Bizimle suyun arası bir saat olunca, Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) bize emretti ve gecenin sonunda istirahat icin konakladık. Sonra Ebu Bekir (Radiyallahu Anh), baskın yapacak atlıları ayırdı ve duşmana hucum etti. Suyun başına tuttular.
Bunun uzerine olduren oldurdu, esir alan esir aldı. Bu arada ben iclerinde kadınlar ve cocuklar bulunan bir insan topluluğunu gordum. Onların dağa doğru beni gecip gitmelerinden korktum da onlarla dağ arasına ok atmaya başladım. Okları gorunce durdular. Akabinde ben onları onume katıp getirdim.
Bu topluluk arasında FerÂze oğullarından bir kadın vardı ki onun uzerinde deriden eski bir kurk ortu, beraberinde de Arap’ın en guzel bir kızı vardı. Ben bu kafileyi surup Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’a getirdim. Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) o kadının kızını bana ganimet olarak verdi.
Ben o kızın hicbir elbisesini acmamış olarak Medine’ye geldik. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benimle carşıda karşılaştı ve:
−‘Ey Seleme! O kadını bana hibe et’ buyurdu.
Ben:
−Ya Rasulallah! Vallahi onun guzelliği beni hayran bıraktı ve ben onun hicbir elbisesini acmadım! dedim. Sonra ertesi gunu Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benimle yine carşıda karşılaştı ve:
−‘Ya Seleme! O kadını bana hibe et. Babana rahmet’ buyurdu.
Ben de:
−O kadın senin olsun ya Rasulallah! Allah’a yemin ederim ki ben onun hicbir elbisesini acmadım dedim. Muteakiben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o kadını Mekke ahalisine gonderdi de ona mukabil Mekke’de esir olmuş Muslumanlardan bir grup insanı kurtardı.”
Muslim 1755/46
(94) İmran bin Husayn (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Sakif kabilesi Ukayl oğullarının Yeminli dostu idi. Derken Sakif Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabından iki kişiyi esir etti. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabı da Ukayl oğullarından bir kişiyi esir aldılar. Sahabeler onun yanında bulunan Abda adlı kıymetli deveyi de ele gecirdiler. Nihayet Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu şahıs bağlı vaziyette iken yanına uğradı.
Esir:
−Ya Muhammed! diye seslendi.
Bunun uzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanına gitti ve:
−‘Neyin var?’ buyurdu.
Esir:
−Beni neye mukabil esir aldın, butun yolcuları gecen devem Abda’yı ne karşılığında alıkoydun! dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Seni muahid dostların Sakif’in curumune mukabil esir aldım!’ buyurdu, sonra ondan uzaklaştı.
Esir yine nida edip:
−Ya Muhammed! ya Muhammed! dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cok merhametli ve cok yufka yurekli olduğundan hemen ona dondu ve:
−‘Neyin var?’ buyurdu.
O kişi:
−Ben bir Muslumanım dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Sen bu sozu hurriyetin elinde iken soylemiş olsaydın tam bir kurtuluşa ererdin’ buyurdu, sonra yuruyup gitti.
O kişi yine:
−Ya Muhammed! ya Muhammed! diye seslendi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tekrar gelip:
−‘Neyin var?’ buyurdu.
Adam:
−Ben acım beni doyur! Ben susuzum bana su ver! dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Bunlar senin haklı ihtiyaclarındır’ buyurdu ve isteklerini yerine getirdi. Sonra bu esir şahıs Sakif elinde esir olarak tutuklu bulunan iki Musluman karşılığında fidye olarak serbest bırakıldı...”
Muslim 1641/8
(58) Humusla İlgili Hususlar
Allah-u TeÂl şoyle buyuruyor:
“Sana savaş ganimetlerini soruyorlar, de ki: Ganimetler, Allah’ın ve Rasulunundur. Siz gercekten iman eden insanlarsanız, Allah’tan korkun aranızı duzeltin! Allah’a ve Rasulune itaat edin!”
Enfal 1
“Eğer Allah’a ve (hakla batılın) ayrılma gununde, iki topluluğun karşılaştığı (Bedir) gununde kulumuza indirdiğimiz ayetlere iman ediyorsanız bilin ki, aldığınız ganimetlerin beşte biri, Allah’a, Rasulune, akrabalarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir! Allah her şeye kÂdirdir.”
Enfal 41
(95) Abdullah ibni Omer (Radiyallahu Anhma) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gonderdiği seriyyelerden bazı kimselere seriyyenin tamamının elde ettiği ganimetlerden haric ozel olarak kendine has humustan verirdi. Fakat bu hisselerin hepsinde humus vacip idi.”
Muslim 1750/40, Buhari 2920
(59) Ahde Vefa
(96) Huzeyfe bin Yaman (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Beni Bedir’e iştirak etmekten alı koyan muşriklere verdiğim şu ahittir. Ben ve babam Huseyl yola cıkmıştık.
Derken bizi Kureyş kÂfirleri yakaladılar ve:
−Siz Muhammed’e ulaşmak istiyorsun değil mi? dediler.
Biz de:
−Biz onu istemiyoruz! Biz Medine’yi istiyoruz! dedik.
Bunun uzerine:
−Medine’ye gideceğimize, Muhammed’in beraberinde savaşmayacağımıza bizden Allah’ın ahdini ve misakını aldılar. Muteakiben biz Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldik ve haberi ona bildirdik.
Bunun uzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Siz Medine’ye gidiniz! Biz onlara verdiğimiz ahde vefa eder ve onlara karşı da Allah’tan yardım isteriz’ buyurdu.”
Muslim 1787/98
(60) Muslumanlardan Birinin Zimmeti Hepsi İcin Caridir
(97) Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Bizim yanımızda şu sayfa dışında, okuduğumuz Allah’ın Kitabından başka bir kitap yoktur.
Yezid dedi ki:
−Bundan sonra Ali o sayfayı cıkardı. İcinde yaralamalardan, diyet ve zekÂt develerinin yaşlarından bir şeyler bulunuyordu.
Aynı sayfada Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in:
‘Medine’nin Âir dağı ile Sevr dağı arası mesafe haremdir! Kim Medine’nin bu haremi icinde (Kitap ve Sunnete) aykırı bir iş yapar veya bir bidatcıyı barındırırsa Allah’ın, meleklerin ve butun insanların laneti onun uzerine olsun! Ondan kıyamet gunu hicbir sarf ve hicbir adl kabul olunmaz! Herkim de kendi efendilerinin izni olmadan başka bir kavmi veli edinirlerse, Allah’ın, meleklerin ve butun insanların laneti onun uzerine olsun!
Ondan kıyamet gunu hicbir sarf ve hicbir adl kabul olunmaz! Muslumanların zimmeti (eman vermesi) birdir. Onların en aşağısı dahi bir harbiye eman verdiği vakit o eman butun Muslumanların yanında gecerlidir! Kim Muslumanların verdiği bir ahdi bozarsa Allah’ın, meleklerin ve butun insanların laneti onun uzerine olsun! Ondan kıyamet gunu hicbir sarf ve hicbir adl kabul olunmaz!’ hukumleri de yazılıydı.”
Buhari 6624, 6625, Muslim 1370
(98) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Allah’ın ve Rasulunun ahdi, bizim kıldığımız şu namazımızı kılan, kıblemize yonelen ve kestiğimizi yiyen kimseler icindir. Boyle bir kişinin ahdi hususunda Allah’a ihanet etmeyin!’ buyurdu.”
Buhari 482
(61) Kadınların Eman Vermesi Caizdir
(99) Ummu Hani (Radiyallahu Anha) şoyle dedi:
“Ben, Mekke’nin fetih senesi, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına gittim ve onu yıkanıyor buldum. Kızı Fatıma onu perdeliyordu.
Kendisine selam verdim:
−‘Bu kimdir?’ buyurdu.
Ben:
−Ben Ebu Talibin kızı Ummu Hani dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Merhaba ey Ummu Hani!’ buyurdu.
Yıkandıktan sonra kalktı ve bir elbiseye dolanmış halde sekiz rekÂt namaz kıldı.
Muteakiben kendisine:
−Ya Rasulallah! Annemin oğlu Ali, benim ahd-u eman verdiğim falan oğlu Hubeyre’yi oldureceğini soyluyor! dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Ya Ummu Hani! Senin ahd-u eman verdiğin kimseye biz de ahd-u eman verdik!’ buyurdu.”
Buhari 2960, 2961, Muslim 336/70
(62) Ahd Altındaki Kimseyi Oldurmenin Gunahı
(100) Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Herkim ahd-u eman altındaki bir zimmiyi haksız yere oldururse, cennetin kokusunu alamaz! Oysa cennetin kokusu kırk yıllık mesafeden hissedilir!’ buyurdu.”
Buhari 2954
(63) Hainlik Yapmanın Haram Oluşu!
(101) Abdullah ibni Omer (Radiyallahu Anhuma) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Hain kişi icin kıyamet gunu bir bayrak dikilir ve bu hainlik yapan falan oğlu falanın hainlik bayrağıdır! denir’ buyurdu.”
Buhari 6136 Muslim 1735/9
(102) Ebu Said (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Ahde vefa gostermeyen herkesin kıyamet gunu kıcının yanında bir hıyanet bayrağı vardır!’ buyurdu.”
Muslim 1738/15, 16
(64) Yahudi, Hristiyan ve Mecusilerden Cizye Almak
Allah-u TeÂl şoyle buyuruyor:
“Kendilerine Kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gunune inanmayan, Allah’ın ve Rasulunun haram kıldığını haram saymayan ve gercek dini din edinmeyen kimselerle kuculup boyun eğerek elleriyle cizye verene kadar savaşın!”
Tevbe 29
(103) Amr bin Avf el-Ensari (Radiyallahu Anh) şoyle haber verdi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) harp etmeden Bahreyn halkıyla sulh yaptı ve Bahreyn ahalisi uzerine Âl bin el-Hadrami’yi emir tayin etti. Tahsil olunan cizye mallarını da Ebu Ubeyde bin Cerrah getirmişti...”
Buhari 2944
(104) Amr bin Dinar (Rahmetullahi Aleyh) şoyle dedi:
“...Omer (Radiyallahu Anh) başlangıcta Mecusilerden cizye almazdı. Nihayet Abdurrahman bin Avf, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Bahreyn’in Hacer şehri Mecusilerinden cizye aldığına şehadet etti. Bunun uzerine Omer (Radiyallahu Anh)’de Mecusilerden cizye almaya başladı.”
Buhari 2943
(65) Atıcılığın Fazileti
(105) Seleme bin Ekva (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Seleme oğullarından bir topluluk, yarışa ok atıyorlarken, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara uğradı ve:
−‘Ey İsmail’in oğulları! Ok atınız; cunku sizin babanız İsmail iyi bir atıcı idi. İyi atın, ben falan oğulları ile beraberim’ buyurdu.
Seleme (Radiyallahu Anh) dedi ki:
−Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) boyle deyince, iki gruptan diğer grup atıştan elini cekti.
Bunun uzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Neyiniz var ki ok atmıyorsunuz?’ buyurdu.
Onlar:
−Sen onlarla beraberken biz nasıl atarız? dediler.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Haydi, atın ben sizin hepinizle beraberim’ buyurdu.”
Buhari 2723
(106) Ukbe bin Amir (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den işittim, kendisi minber uzerinde iken:
“...Ve siz de onlara karşı gucunuz yettiği her kuvvetten... hazırlayın.” Enfal Suresi 60. ayeti okudu ve:
−‘Dikkat edin! Kuvvet ancak atmaktadır! Dikkat edin! Kuvvet ancak atmaktadır! Dikkat edin! Kuvvet ancak atmaktadır!’ buyuruyordu.”
Muslim 1917/167
(107) Fukaym el-Lahmi, Ukbe bin Amir (Radiyallahu Anh)’a hitaben:
“Sen ihtiyar bir kimse olduğun icin ok atmak sana ağır ve meşakkatli oluyor. Bu sebeple sen iki hedef arasında ihtilaf edip duruyorsun dedi.
Ukbe (Radiyallahu Anh):
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den işittiğim bir hadis olmasaydı bu zahmetli ok atma işine bu kadar onem verip ona katılmazdım! dedi.
Ravi Haris dedi ki, ben İbni ŞemÂme (Radiyallahu Anh)’a:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in o hadisi nedir? dedim.
İbni ŞemÂme (Radiyallahu Anh):
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Herkim atıcılığı oğrenir sonra da onu terk ederse o kimse bizden değildir! Yahut o kimse asi olmuştur!’ buyurmuştu dedi.”
Muslim 1919/169
__________________
Gulûl’un Haramlığı!
Dini Bilgiler0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Gulûl’un Haramlığı!