İslamiyet'te kediler "temizlik" ile simgelenmiştir ve saygın bir yer edinmişlerdir. Hz. Muhammed'in bir kedi dostu olması Muslumanlar icin bir ovunc kaynağıdır. İşte kedilerin Muslumanlar'ın hayatındaki yerine dair bilgiler.



Kedi beslemek sunnettir. Hz. Muhammed, Uhud seferinde, ordunun onune yavrularını emziren bir kedi cıkınca, kedinin başına ezilmemesi icin bir nobetci dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Ve seferden donduğunde o nobetciden kediyi istemiş ve sahiplenerek adını Muezza koymuş. Siyah beyaz bir Habeş kedisiymiş Muezza. Ağzının icinde ust damağında lekeleri varmış. Bu sık rastlanmayan damağında leke olan kedilerin Muezza'nın soyundan geldiği kabul edilir. Muezza, muhtemelen bir sokak kedisiydi ve Mekke'nin sıcak kavurucu col sokaklarından Hz. Muhammed'in ilgisi ile kurtulmuştu.

Hz. Muhammed, kedisi Muezza'yı o kadar cok severmiş ki, Muezza bir gun sedirde oturan Hz. Muhammed'in giysisinin ucunda uyuya kalmış. Her kedi dostu gibi uyuyan bu guzelliğe kıyamayan Hz. Muhammed, Muezza'yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiş. Hz. Muhammed, kedisi Muezza ictikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken Sahabe-i Kiram Ebu Nuaym "Ya Resul o sudan kedi icti" deyince, Resulullah "Onlar en temiz ağıza sahiptirler" buyurmuş ve abdest almıştır (Hadisi Nakleden Peygamberimizin eşi Hz. Aişe).

Daha sonra da sahabeden KÂb kızı Kebşe isimli bir hanım şoyle anlatıyor:

Eshab-ı kiramdan kayınpederim Ebu Katade'nin abdest alması icin bir kaba su koymuştum. Kedi gelip bu kaptan su iciverince Ebu KatÂde biraz daha su icmesi icin, kabı kedinin onune uzattı. Benim kendisine hayretle baktığımı gorunce, "Niye hayret ettin ey kardeşimin kızı, Resulullah efendimiz, "Kedi pis değildir, etrafınızda (evinizde) serbest dolaşsın buyurdu. Kendisi de abdest almıştı, ben de sunnet eylemekteyim" dedi (Nakleden: İmam Malik, Muvatta, Taharet [2.13]-Diğer Kaynaklar: Ebu Davud, Taharet, 1/38; Tirmizî, Taharet, 1/69; Nesaî, Taharet, 1/54; İbn Mace.Taharet, 1/32, Ayrıca bkz. Şeybanî, 90).

Ebu Bekir Vasiti hazretleri anlatır:

Bir gece Peygamber efendimizi ruyamda gordum. Bir senedir, o kadar cok sıkıntının tesirinde kaldığımı, cok zayıflayıp ayakta namaz kılamaz hÂle geldiğimi arz ettim. Evimizdeki kedi yavrulamıştı. Ben bu sıkıntı icinde duşunurken, bir kopeğin kedi yavrularından birisini yakalamaya calıştığını gordum. Bastonumu vurunca, kactı. Kedinin annesi gelip yavrusunu alıp gitti. Ondan sonra iyileştim; namazlarımı ayakta kılmaya başladım. O gece ruyamda yine Peygamber efendimizi gordum. "İyi olmanın sebebi, bir kedinin senin icin teşekkur etmesidir" buyurdu.

Abdurrahman bin Sahr adlı bir sahabe (Ebu Hureyre) sokakta kalmış kedileri goturur onları yedirir severmiş. Resûl-u Ekrem Hz. Muhammed'in bundan haberi yokmuş.

Sahabelerden biri bir gun Hz. Muhammed'e soylemiş:

"Pis kedileri toplayıp kulubesinde bakıyor!" demiş. Hz. Muhammed o anda bir şey soylememiş. Hz. Muhammed Ebu Hureyre'yi daha sonra sokakta gormuş, bu zÂt bir kedi yavrusu bulmuş. Hz. Muhammed'e sahabenin soylediğini kendisi de bildiği icin Resûl-u Ekrem Peygamberimiz bir şey soyler diye, kediyi hemen hırkasının icine saklamış. Resûllah Hz. Muhammed kendisine, hırkanın altında ne sakladın demiş. Hırkayı acmış kucuk bir kedi yavrusu. Hz. Muhammed yavruyu sevmiş, okşamış, ve o zÂta: "Ebu Hureyre utanma, oğun. Sen kedi babasısın" demiş.

O gunden sonra Abdurrahman bin Sahr'a artık Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in hitap ettiği gibi "Ebu Hureyre (Kedi babası)" hitap edilir . (Buhari: 5, 811).

Bir gun bir sohbet esnasında Resûlullah efendimiz yanındakilere:

"Hubbul hırratı minel iman" Turkcesi:"Kediyi sevmek imandandır" buyurmuş. "Nicin?" diye sormuşlar. "Ebu Hureyre bilir" demiş başka bir şey soylememiştir.

Kendisi de bir kedi dostu olan ve Peygamberimizin hadislerini aktaran Ebu Hureyre, Hz. Muhammed'in kedilerin ticari alım satımını yasaklattığını soyler. Hatta Ebu Hureyre'nin aktardığı hadislerde "kedisini kapatıp ac bırakan bir kadının cehennemde cektiği cezadan" bahsedilir. Mesaj oldukca acıktır. Kedilere iyi muamele şarttır. Bu hadislerden dolayı cocukluğumuzda kedilerin canını acıtanlar icin hep aynı şey soylenir dururdu. "Bir kediyi oldurursen yedi cami yaptırman gerekir". İslamiyet'teki bu gizli kedi sevgisi sebebi ile İslam ulkelerinin sokakları kedilerle doludur. Ebu Hureyre kısa surede İslam aleminin en onemli ve en guvenilir sahabelerinden birisi oldu. Peygamberimiz Hz. Muhammed kendisini cok seviyordu ve yanından ayırmıyordu. Hazret-i Ebu Hureyre, Peygamber efendimizin hep huzurunda ve yanında bulunduğu icin, pek cok hadis-i şerif işitip rivayet etmiştir. Gece gunduz Peygamber efendimizin yanından ayrılmaz, ondan duyduğu hadisleri oğrenmeye calışırdı.

Savaşta ve barışta Resulullah efendimizin yanından ayrılmazdı. Hafızası cok kuvvetli olduğundan, cok hadis-i şerif ezberlemişti. Eshab-ı kiramdan ve tabiinden 800'den fazla kimsenin, kendisinden hadis oğrendiği, Buhari'de yazılıdır. "Bilerek bana yalan isnat eden, Cehennemdeki yerine hazırlansın" hadisinin ravisidir. Yani bu hadisin Hz. Muhammed'e ait olduğunu ilk soyleyen kişidir. Hadis rivayet etmek istediğinde, bu hadisi zikrederdi. Sahabiler onun hadis rivayetindeki ustunluğunu kabul edip, ondan hadis naklettiler. (Nakleden: Hakim Nişaburi, III, 513). Ebu Hureyre, sahabe ve muhaddislerce son derece guvenilir, yuce bir zattır. (Nakleden: Buhari). O, benden daha hayırlı ve naklettiğini daha iyi bilendir. (Abdullah İbni Omer). O, bizim işitmediğimiz bir cok hadisi işitmiştir. (Nakleden: Hazret-i Talha) (Nakleden: H. Nişaburi, III, 511). İmam-ı Şafii gibi buyuk Âlimler, "Ebu Hureyre, kendi donemindeki hadis ravileri icinde, hafızası en sağlam olanıdır" buyurdu. (Nakleden: İbni Hacer, el-İsabe fi Temyizis-Sahabe, IV, 205). BuhÂri'nin soylediği gibi Ebû Hureyre'den sekizyuz Âlim hadis rivÂyet etmiştir. O, sahÂbe ve muhaddisler nazarında son derece guvenilir yuce bir şahsiyettir. İbn Omer şoyle demiştir: "Ebu Hureyre benden daha hayırlı ve naklettiğini daha iyi bilendir." Cennet'le mujdelenenlerden biri olan Talha bin Ubeydullah da: "Şuphe yok ki Ebû Hureyre Hz. Peygamber'den bizim işitmediğimiz hadisleri işitmiştir" demiştir (HÂkim El NişÃ‚bûrî, III, 511, 512).

Bir gun namaz kılarken bir yılan Hz. Muhammed'e arkasından yaklaşmış ve Hz. Muhammed'i sokmaya kalkışmış. İşte tam o sıra oralardan gecen bir adam Hz. Muhammed'in zor anına yetişip kedisini yılanın uzerine salmış. Ve bilindiği uzere yılanın amansız duşmanı olan kedi, yılanı boğmuş. Yılanın zehirli ısırığından kedi sayesinde kurtulan Hz. Muhammed kedinin sırtını okşamış. O gunden beridir de kediler sırt ustu yere duşmezlermiş. Bediuzzaman Said-i Nursi gibi bazı alimler kedilerin cıkardığı mırmırların "Ya (Er) Rahim, Ya (Er) Rahim" şeklinde bir dua olduğunu, kedilerin bu şekilde şukredip, zikrettiklerini soylemektedirler. Said-i Nursi'nin kendi kedileri de vardı ve hayatının her doneminde kedileri cok sever ve beslerdi. Dunyaya gelen canlı mitolojisinde Hz. Adem ile başlayan insan surecinden sonra yaratılan ilk canlılar yılan ve kedidir. Ve ilginctir ki, hemen her dinde, yılan kotuluğu kedi iyiliği temsil etmiştir. Bugun dahi yılanın en korktuğu canlı kedidir. Oyle ki, kedinin kokusunu aldığı yere yılan giremez. Evde kedi beslenebilir. Dini acıdan sakıncası yoktur. Nitekim Hz. Peygamberin, coğu sahabe-i kiramın ve coğu evliya zatların evlerinde kedileri vardı. Orneğin Mevlana'nın velilerinden biri olan Pir Esad Sultan ya da yaygın lakabıyla "Pisili Sultan" da kedileri cok severdi. Tıpkı Hazreti Muhammed ile ilgili hadisleri bizlere aktaran Kedi Babası lakaplı Ebu Hureyre gibi. Oyle ki kedisi olumunden sonra sandukasının hemen sol tarafına ayak ucuna gomulmuştu. Kim bilir Pisili Sultan'ın ayak ucunda yatan bu kedicik, Mevlana'nın Mesnevi'sini susleyen o muhteşem şiirleri sultanının eteğinde doğrudan Mevlana'dan dinlemişti.

Hadis-i Şerifler:

"Bir kadın, bir kediyi kapalı bir yere hapsetti. Kediye yiyecek, icecek vermedi. Dışarıda bir şey bulup yemesi icin serbest de bırakmadı. Kedi oldu ve kadın da bu yuzden Cehenneme mustahak oldu." (Hadisi nakleden: Buhari [3.553]; Muslim).

"Yeryuzundeki mahlûklara acımayana, goktekiler acımaz." (Hadisi nakleden: Taberani)

"Merhameti olmayana merhamet edilmez." (Hadisi nakleden: Buhari)

"Eshab-ı kiram dediler ki: Ya Resulallah, hayvanlara iyilikte de, sevap var mıdır? Peygamber efendimiz, "Her canlı hayvana yapılan iyilikte sevap vardır" buyurdu." (Hadisi nakleden: Buhari)

Sahabeden bir zat anlatır:

Resulullahın, kedi su ictikten sonra kalanıyla abdest aldığı da olmuştur. (Hadisi nakleden: Ebu Nuaym)

Hazret-i Ebu Hureyre anlatır:

"Bir gun elbisemin icinde kucuk bir kedi taşıyordum. Resulullah efendimiz beni gorunce, 'Nedir bu?' diye buyurdu. Ben de; 'Kedicik!' dedim. Bunun uzerine Resulullah, "Ey Ebu Hureyre" buyurdu. Yani kediyi seven, onlara ana babalık eden kimse buyurdu."

Bir gun Ahmed RıfÂi hazretlerinin paltosunun eteğinde, kedisi gelip uyudu. Namaz vakti geldi, kediyi uyandırmaya kıyamadı. Bir sure onu şefkatle seyretti. Uyanmayacağını anlayınca Hz. Muhammed'in yaptığı gibi kedinin yattığı yeri kesip namaza gitti. Geldiğinde kedi uyanıp oradan gitmişti. Kesik parcayı paltosuna dikti.

Ebu Bekir Vasiti hazretleri anlatır:

Bir gun giderken başımın uzerinde bir kuş ucmaya başladı. Dalgınlıkla kuşu yakaladım. O elimde iken, başka bir kuş daha ucuyordu. Elimdeki kuşun annesi sanarak kuşu elimden bıraktığım anda, kuş oldu. Buna cok uzuldum. O gunden sonra bende bir sıkıntı başladı ve bir sene gecmedi. Bir gece Peygamber efendimizi ruyamda gordum. Bir senedir, o kadar cok sıkıntının tesirinde kaldığımı, cok zayıflayıp ayakta namaz kılamaz hÂle geldiğimi arz ettim. O zaman; "Bunun sebebi, o kuşun, senden şikÂyetci olmasıdır" buyurdu. Evimizdeki kedi yavrulamıştı. Ben bu sıkıntı icinde duşunurken, bir kopeğin kedi yavrularından birisini yakalamaya calıştığını gordum. Bastonumu yere vurunca, kactı. Kedinin annesi gelip yavrusunu alıp gitti. Ondan sonra iyileştim. Namazlarımı ayakta kılmaya başladım. O gece ruyamda yine Peygamber efendimizi gordum. "İyi olmanın sebebi, bir kedinin senin icin teşekkur etmesidir" buyurdu.

Hicbir hayvana eziyet, işkence etmek, suda boğarak veya ateşte yakarak oldurmek caiz değildir. Hayvana işkence etmek, gayrimuslim vatandaşa işkence etmekten daha buyuk gunahtır. Gayrimuslim vatandaşa eziyet etmek de Musluman'a eziyet etmekten daha buyuk gunahtır (Soyleyen: Durr-ul Muhtar). Maksatsız olarak bir hayvanı oldurmek caiz değildir. Ahirette "Onu nicin oldurdun?" diye sorguya cekilecektir. Hayvanları birbiriyle dovuşturmek de caiz değildir. Hayvanların hakkına riayet etmeli, onlara acımalıdır. Hadis-i şerifte, 'Merhamet et ki, merhamet olunasın! buyuruldu.' (Soyleyen: Şir'a).

Peygamberimizin eşi Hz. Aişe (r.a.) diyor ki:

"Benle Resûlullah (a.s.) Efendimiz, daha once kedinin ağzını dokundurup su ictiği bir kaptan su alıp guslettik."

Urve bin Zubeyr, Hz. Aişe (r.a.)'dan aldığı rivayete gore şoyle demiştir:

"Resûlullah (a.s.) Efendimiz'in yanından kedi gecerken su kabını ona iyice meylettirir, kedi su ictikten sonra Efendimiz arta kalanı ile abdest alırdı."

Enes bin Malik (r.a.)'den yapılan rivayete gore, şoyle demiştir:

Resûlullah (a.s.) Efendimiz Medine'de Bathan denilen yere cıktı ve "Ya Enes! Benim icin abdest suyu doldur" buyurdu. Ben de suyu doldurup hazırladım. Resûlullah (a.s.) tabii ihtiyacını giderdikten sonra su kabına doğru gelirken bir kedi o kaptan su icmeye başlamıştı. Bunun uzerine Resûlullah (a.s.), o su icinceye kadar durup bekledi. Sonra ben bunun (hukmunu) sorduğumda buyurdu ki:

"Ya Enes! Doğrusu kedi de ev eşyasından biridir, bir şeyi kirletmez ve murdar da yapmaz..." (Hadisi Hakim el-Nişaburi, Mustedrek'te rivayet ettikten sonra, iki Şeyh'in (Buharî ve Muslim'in) şartlarına gore, sahihtir, demiştir. Aynı hadîsi az değişik bir ibareyle Darekutnî de rivayet etmiştir).

Peygamberimizin eşi Hz. Aişe (r.a.) tarafından yapılan rivayete gore Hz. Muhammed şoyle demiştir:

Resûlullah (a.s.) Efendimiz: "Şuphesiz ki kedi necis (pis) değildir, o da ev halkından bazısı gibidir" buyurdu.

İmam Şafii'ye gore, kedi su ictikten sonra arta kalanı temizdir.

İmam MÂlik'e gore, kedinin artığı temizdir.

İmam Ahmed bin Hanbel'e gore, kedinin artığı temizdir, onunla abdest almak mekruh değildir.

Ebu Davud'a gore de kedi necis (pis) değildir.

Hadîslerin ve İslam alimlerinin acık delÂletinden şu hukumler anlaşılıyor:

1- Kedi necis (pis) değildir.

2- Artığı da necis (pis) olmaz, o bakımdan arta kalan su ile abdest alınır.

3- Kedinin su ve gıda ihtiyacını karşılamak ve bu hususta kolaylık sağlamak sunnettir.

alıntı
__________________