Onyargısız dinleyen herkes O'na "amenna" der -
Peygamberimiz
İnsanlığın İftihar Tablosu (aleyhi ekmelu't-tehaya) cok konuşmuş, cok hutbe irad etmiş, ifadelerinde değişik meselelere girmiş, farklı konuları tahlil etmiş, ama hep vakıa mutabık duşunmuş ve konuşmuştur. Onun beyan ve hitabelerinin uzerine hilÂf-ı vaki'in golgesi bile duşmemiştir.
Oyle ki, O'nu yakın takibe alıp vurmak icin surekli fırsat kollayan o pek azılı hasımları bile hicbir zaman O'na yalan isnadında bulunmamış ve bulunamamışlardır.
Aslında, cocukluğundan gencliğine, ondan da peygamberlikle şereflendirildiği kırk yaşına kadar fevkalÂde bir hassasiyetle, hemen her davranışı gibi lisanını da hilÂf-ı vaki beyandan sıyanet eden birinin, yaşının ucte ikisi gittikten sonra, kalkıp nubuvvet iddiasında bulunacağına ihtimal vermek gunahtan ote apacık bir kufur yobazlığı, akla ve mantığa karşı da bir saygısızlıktır. Kaldı ki, O'nun soylediği sozler, vaz'ettiği hukumler dunu-bugunu-yarını icine alacak şekilde fevkalÂde geniş acılıydı.. ve muhtevaları da bir beşer dimağını aşacak kadar mutenevvi idi: O itikatla alÂkalı konuşuyor, ibadete dair ahkÂm vaz'ediyor, ictimaî, iktisadî, askerî ve idarî konularla alÂkalı sozler soyluyor; soylediklerini uyguluyor; uyguladıklarından semere alıyor ve getirdiği esasların doğruluğunu tarihe tescil ettirerek insaflı ve onyargısız vicdanlara emanet ediyordu; ediyordu ve arkadan binlerce yorumcu, binlerce mutefekkir, yuzlerce filozof ve her biri pek cok fende uzman on binlerce mutefennin O'nun soylediği sozlere ve ortaya koyduğu ictimaî, iktisadî esaslara, askerî ve idarî disiplinlere, terbiyevî kurallara "evet" deyip imza basıyor; ayrıca bunların yanında milyonlarca evliy ve asfiy da her hukum ve her beyanda O'nu tasdik edip, O'nun rehberliğinde bu payelere erdiklerini haykırıyorlardı. Bu itibarla da, O'na "hayır!" diyen herhalde ya ne dediğinin farkında olmayan bir densiz ya da beyni yıkanmış bir talihsiz olmalıdır; zira, ne dun ne de bugun birbirinden cok farklı bunca mesele hakkında hic kimse bu olcude her zaman ter u taze kalabilecek tek bir soz soyleyememiş ve değişmez hukumler verememiştir; hele uzmanlık isteyen konularda asla.! Her şeyden evvel, Bediuzzaman'ın da ifade ettiği gibi, bir insan ne kadar yuksek istidatlı ve kabiliyetli de olsa, ancak birkac fen ve birkac alanda tutarlı soz soyleyebilir. Oysaki bu ZÂt, butun varlık ve hÂdiselerle alÂkalı, butun zaman ve mekÂnlarda gecerli oyle ince işlerden soz ediyor, soylediklerini oyle mÂhirÂne, hakîmane bir uslûpla ortaya koyuyor ve o denli kendinden emin ve tereddutsuz konuşuyordu ki, gorup tanıyan ve kulak verip onyargısız O'nu dinleyen herkese "ÂmennÂ" dedirtiyordu.
Fethullah GULEN
__________________
Karşılıksız Sevmek
Dini Bilgiler0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Karşılıksız Sevmek