Nefislerinin tutkularını gozeterek, gecici dunya hayatına yonelenler, olayları biraz akılcı duşunebilseler, bağlandıkları dunya hayatının sonsuz yaşam yanında ne denli değersiz olduğunu Allah’ın izniyle anlayabilirler. Ancak bu kimseler Rum Suresinde; “Onlar, dunya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.” ayetiyle haber verildiği gibi, karşılaştıkları olayları zahiri yuzuyle değerlendirirler.

İnananlar ise, yaşadıkları olayların zahirine aldanmazlar; olaylara batınından bakar, ardındaki hayır ve hikmetleri gormeye calışırlar. Ve Yuce Allah’ın hayırla yarattığı kaderlerini şukurle, sabırla izlemeye caba gosterirler.

İnsan buyuk bir yanılgı icinde yaşamını kendisinin şekillendirdiğini duşunuyorsa huzur bulamaz. Yıllarca calışıp didinerek edindiği eve, paraya, işe ve aileye kavuşan kişi, idealine ulaştığı halde kalbi tatmin olmaz. Farklı korkular yaşamaya başlar. Ya tum bu kazandıklarını bir gun yitirecek olursa?.. Kuruntuları nedeniyle bu kişinin ruh hali, cehennemin bela dolu zifiri karanlıklarında ’ne olebilen ne de diri kalabilen’ insanlarınki gibidir.

Hayatın zorluklarını aşmanın ve gercek mutluluğu tatmanın yolunu Kur’an işaret eder ancak bile bile yuz ceviren insanlar, yalnızca ’kendilerine zulmederler’. "Şuphesiz Allah, insanlara hicbir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar." (Yunus Suresi, 44) ifadesi bu gerceği hatırlatır.

İmtihan mekanında karşılaşılan her zorluk, her musibet ya da hastalık, insanın Allah’a yaklaşması icin birer vesiledir. Zorluk zamanlarında samimi iman sahipleri Allah’a daha gonulden sığınır, daha halisane teslim olurlarken, imanı zayıf kimseler isyanı secerler. Oysa musibet karşısında gosterilen sabır insanı kurtuluşa goturur. Zorluk zamanları, iman sahibinin gosterdiği sabır ve tevekkulle, Allah’a olan sevgisini ve kararlılığını en iyi kanıtlayacağı zamanlardır. Bu, iman edenleri inkarcılardan ayıran buyuk bir sırdır.

Allah kullarını hangi konularla imtihan edeceğini “Andolsun, Biz sizi biraz korku, aclık ve bir parca mallardan, canlardan ve urunlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gosterenleri mujdele. Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah’a ait (kullar)ız ve şuphesiz O’na donuculeriz." (Bakara Suresi, 155-156) ayetiyle acıklar. Ve sabreden kullarını mujdeler.

Belalar, insana Rabb’i karşısındaki aczini hatırlatır. Vicdanına kulak verdiğinde ise kişi, Allah’a yonelir, dua eder. Zorluğu giderecek olan Allah’tır; bunun bilincinde O’ndan yardım diler. Zorluk kalkıncaya kadar yaşadığı zaman, onu Rabb’ine daha yakınlaştıran eğitim surecidir.


Allah’tan uzak yaşayan kişiler ’vaad edilen o gun’ dehşet icinde gercekleri gorecekler, kendilerine zulmettiklerini kavrayacaklardır. Bu buyuk kayıp Kur’an’da, “Gercek olan va’d yaklaşmıştır, işte o zaman, inkar edenlerin gozleri yuvalarından fırlayacak: "Eyvahlar bize, biz bundan tam bir gaflet icindeydik, hayır, bizler zalim kimselerdik" (diyecekler). (Enbiya Suresi, 97) ifadesiyle tarif edilir.


İman eden insan ise, Rabb’ine derin ve kopmaz bir bağla bağlıdır. Yaşadığı en zor anda dahi Allah’a olan şiddetli sevgisini diri tutar. İşte o zaman, rahmeti uzerine yazan Allah sonsuz merhametiyle kulunu korur; dunyada da ahirette de en hayırlı sonuca ulaştırır.

Allah, hidayet bulanlara hidayeti arttırır. Surekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuc bakımından da daha hayırlıdır. (Meryem Suresi, 76)

Fuat Turker

__________________