OMURGASIZ İNSANLAR VE
KERBELA KATLİAMI
İnsanı ve insanlığı alcaltan unsurların başında Omurgasız insanlar gelmektedir. Gecmişte yada gunumuzde insanlık rezaleti yaşıyorsa, bunda en buyuk payı omurgasız insanlar almaktadır. Omurgasız insanlar tarihin her doneminde bol miktarda var olmuştur. Her zaman omurgasızlar, omurgalı insanlardan cok ama cok fazladır.

Firavun, Firavun olmasını omurgasızlara borcludur. Keza Nemrud, oda Nemrud'luğunu cevresindeki omurgasızlara borcludur. Firavun yanındaki omurgasızlar var olduğu surede varlığını devam ettirdi. Ne zaman etrafında omurgalı insanlar turemeye başladı, Firavun artık bitti. Onların başında da Musa Aleyhisselam gelmektedir. Sihirbazlar ve İsrailoğulları'ndan da az sayıda omurgalı insan…
Omurgasız insanlar insanlığın baş belasıdır denilse abartmış olmayız.
Tarih omurgasız insanların sebep olduğu cinayetlerle doludur. Bu cinayetlerden biri de Hicri 1. asrın ortalarında Kerbela'da yaşandı.
Başta Kufeliler olmak uzere, Irak halkı Hazreti Huseyin Radıyallahu Anh'ı biat etmek uzere memleketlerine davet ettiler. Rivayet edilir ki; davet edenlerin sayıları on beş bin kişiden fazlaydı. Gunlerce yalvardılar, elciler gonderdiler. Sonucta bu davet ve yalvarmalar karşısında gitmeye karar verilir. Hazırlıklar tamamlanır ve yola cıkılır. Yola cıkarlarken yakın cevresi Hazreti Huseyin'i uyarır:
"Irak'lılara guvenilmez, onlar seni yarı yolda bırakır. Başına bir bela ve musibet gelir, gel bu işten vazgec."
O adam gibi adam, tam da dedesine uygun cevabı verecektir.
"Hazırlığımızı yaptık yola cıktık. Bizim donuşumuz yoktur, sozlerinde dururlarsa, uzerimizdeki gorevi yerine getiririz, yok bize ihanet ederlerse dedemin yanına gideriz."
Hareket anından itibaren, Irak halkında geri adım atmalar başlar. Hazreti Huseyin'in hareketi ile başlayan cozulme, Kerbela mevkiine varıldığında son noktasına ulaşmıştı.
Hazreti Huseyin durumu anlamış anlamasına ama iş işten coktan gecmişti. Mubarek insanın etrafı kuşatıldı. İnsanlık tarihi en acı trajedisini sahneye koymak uzeredir. Hazreti Huseyin ve beraberindekiler tam bir kuşatma altındadır. Sularını dahi kesmişler, susuzluğa mahkum olmuşlardır. On bin kişilik ordu bir avuc insanı kuşatmıştır. Hazreti Huseyin bu alcak taifenin komutanına seslenir:
"Bırakın bizi geri donelim." Alcakların komutanı:
"Halifeye biat etmeden, bize teslim olup valinin huzuruna goturmeden sizi bırakmayız."
"Beni buraya sizler davet ettiniz, bende geldim, şimdi ahdinizden dondunuz, bırakın ben yurduma doneyim."
Bırakmamaya kararlıdırlar. Alcaklar guruhundan bir alcak Hazreti Huseyin'e seslenir:
"Seni cehennem cukuruna gondermemiz yakındır, bizden kurtuluşun yok." O guzel insan bu alcağa şu cevabı verir:
"Siz beni gonderseniz, gonderseniz ancak dedemin yanına gonderirsiniz."
Emir gelir alcaklar ordusu saldırıya gecer ve tarihin en acı hadiselerinden bir hadise Kerbela'da yaşanır. Hazreti Huseyin, aile efradı ve adamlarının da onemli kısmı şehit edilir. Cok az insan sağ kalır. Sağ kalanlarla birlikte Hazreti Huseyin'in mubarek başı da vali İbni Ziyad'ın makamına cıkarılır.
Kufe şehrinin merkezi oldukca kalabalıktır, sozde zafer kazanmış ordu, zafer edaları ile şehre girmiştir. On binlerce insanın bir kısmı ağlıyor, bir kısmı da zafer kazandıkları icin seviniyordu.
Esir edilenler vali alcak İbni Ziyad'ın makamındadırlar. İbni Ziyad'ın makamı da cok kalabalıktır. Butun ileri gelenler orada hazır bulunmaktadır. Alcak vali elinde bir odun cubukla Hazreti Huseyin'in başını durtmektedir. Sozde pişmanlık, mesajları vermek ister, boyle olmamalıydı gibi tavırlar takınır. Esirler arasında bulunan Hazreti Huseyin kız kardeşi, Hazreti Zeynep Radıyallahu Anha ayağa kalkar orada bulunan omurgasız alcaklara seslenir:
"Şu zulme dur diyecek icinizde bir tek insan yok mu? Peygamberinizin ehli beyti, Resulun evlatları gozlerinizin onunde katlediliyor, sesiniz cıkmıyor. Bu kalabalık icinde bir tek kişi dahi yok mu?.." Kimse de ses yok, bu yiğit kadının sesini dışarıda duyup da ağlayanlar olmuş, ama ayağa kalkan olmamış. Orada bulunan bir ihtiyar, yaşı doksana dayanmış bir piri fani ayağa kalkarak İbni Ziyad'a seslenir:
"O elindeki cubukla dokunduğun yerler var ya, şu gozlerim senin cubuk dokundurduğun yerleri Resulullah'ın optuğunu gormuştu."
On binlerin icinde bir tek kişi cıkıyor… İhtiyar ayaklanıyor… Başka da yok… Bu ne bicim bir iştir, bir yanda Peygamber evlatları, cinayete kurban gidiyor, geri kalanları esir ediliyor, işkencelere uğruyorlar, bu insanın kanını donduran hadise karşısında ses cıkaran yok. İşte tarihin alcak olmakla birlikte omurgasız insanları.


__________________