Rabbime şukurden aciz olduğumu, herkesin huzurunda bir kere daha itiraf ediyorum!.

1985 yılında acıklayıp, 1986 yılında “İNSAN ve SIRLARI” isimli kitabımda, Dunyada ilk defa olarak yazdığım, “insan beyninin ceşitli burclardan ve guneş sistemimizdeki planetlerden gelen kozmik ışınlarla programlandığı” konusu, nihayet bilim dunyası tarafından ispatlandı!.

Evet, yukarıda eli kalemli bir tanrı, beyinleri eline alıp, KADER yazmıyor kıvrımlar uzerine!…

“Gokte tanrı var” kavramından kurtulamayanların; İSLAM DİNİ`NDE anlatılan SİSTEMİ OKUYABİLMELERİ imkansız!.

Onlar belki, mukallit Muslumanlar olarak yurumeye mahkumlar…

14 sene evvel acıklayıp yazdıklarımı, ilim dunyası nasıl tasdik etmeye başlıyor, gorelim:

ENGİN ARDIC yazıyor 11 Nisan 1999 Pazar gunku STAR Gazetesinde:

“…Elektronik muhendisi ve yazar Maurice Cotterell, dunyanın cevresini atmosfer gibi saran radyasyon kuşaklarını incelerken pirelenmiş... 1957 yılında NASA`da calışan bilim adamı James Van Allen tarafından keşfedilen ve onun adıyla anılan bu kuşakların, guneşten gelen radyasyonu suzduğunu ve dunyaya gonderdiğini, guneşin yıl boyunca 12 ceşit ışın gonderdiğini ve bunların da 12 ceşit cekim alanı yarattığını gormuş. (Bu manyetik alanları keşfeden de Profesor Iain Nicolson.)

12... Cotterell`in zihninde ampul yanmış: Yahu, burclar da toplam 12 adet değil mi? 12 aya 12 burc, 12 ayrı manyetik alan! Bunda bir iş var!

Aramış taramış, eline Oakland Universitesi`nden Profesor A.Lieboff`un bir incelemesi gecmiş. Profesor Lieboff, tup bebekler uzerinde yaptığı bir araştırmada, laboratuarındaki ışık duzenlemesinin, tuplerde buyumekte olan ceninlerin hucrelerini etkilediğini soyleyerek ilgilileri uyarıyormuş...

Maurice Cotterell, bu verilerden yola cıkarak, 12 ayrı ceşit guneş ışınımının cenin kromozomlarında 12 ayrı ceşit mutasyona yol actığını (cenin ister tupte ister ana rahminde olsun), bunun sonucu da ortaya 12 ayrı ceşit insan tipi cıktığını soyluyor.

Aha size burclar!

Verileri bilgisayara yuklemiş. Belli ışınımların dalga boyları ve buna `tekabul eden` guneş lekeleriyle insanların belli davranış bicimleri ve doğum tarihleri arasında `korelasyon` aramış. Bilgisayar buluşu doğrulamış. Guneşteki lekelerin (yani radyasyon patlamalarının) belli bir şekil aldığı donemde giriştiyse ananız babanız sizi yapma işlemine, belli bir karaktere sahip oluyorsunuz…. “

İşte boyle!…

Bu gelişme, bu ilmin saklı olduğu şatonun, kapısının aralanması!…

Kapı onumuzdeki yıllarda daha da acılacak ve iceri girildiğinde, bu konuda da, yazdıklarımızın tumunun doğruluğu tasdik edilecek!… “Ahmed Hulusi bunu cok yıllar once yazmıştı!” denecek…

Şu an icin onemli olan, beyindeki genetik dizinin, burclardan gelen kozmik ışınımların guneşten yansımasıyla, genlerde bir tur mutasyon oluşturduğunun tesbit edilmiş olması!…

Daha sonraki aşamalarda, olayın bu kadarla kalmadığı; Guneş`le beraber, Guneş sistemindeki tum planetlerin de bu yansıtmada gorev aldığı fark ve tesbit edilecek…

Ayrıca, olayın, yalnızca sperm-yumurta bileşmesi anında değil; 120. Gunde; doğum gununde ve dunyaya cıkış dakikasında da ceşitli programlamalara yol actığı anlaşılacak…

ER, YA DA GEC!…

Ama yavaş yavaş!… Belki de, ben dunya değiştirdikten sonra!… Yaş gelmiş 54`e… Bundan sonra ne kaldı ki!

Olsun!. Allah nasip etmişse, dunyadakiler ayakta kalmışsa, bu fakirin yazdığı kitaplar, o gun de kitapcılarda satılmaya devam edecek…

O zaman denecek ki, “medya ve bir takım insanlar Ahmed Hulusi`yi, bir şeyhefendi ya da hocaefendi sanarak; acıklamaya calıştıklarını hic anlamamışlar… Bu yuzden değerlendirilmesi gereken duşunceleri değerlendirmeyerek, kendilerine de topluma da yazık etmişler”!.

Evet dostlarım…

Tefekkur dunyamda bulduklarımı, “OKU”duğum SİSTEMİ acıkladım buyuk olcude sizlere… Diğer bir kısmını ise, acıklamam zaten mumkun değil; olayın temeli mahiyetindeki bugune kadar anlattıklarım anlaşılmadan…

Eğer bu anlattığım SİSTEMİ anlarsanız; yukarıda bir tanrı olmadığını, İslam`ın teklifi olan hususların, icinde yaşanılan SİSTEMİN gereği olarak, kendi cıkarınız icin, uygulanması icap ettiğini fark edeceksiniz!.

Hazreti Muhammed`in bildirdikleriyle, gunumuzde anlatılan muslumanlığın, birbirinden cok farklı olduğunu kavrayacak; olumotesi ebedi yaşam icin artık bir takım tedbirler alacak; gununuzu, yarın hic bir değer taşımayacak boş işlerle tuketmeyeceksiniz.

Bilin ki, İnsanlığın huzur ve saadeti, savaşların son bulması, ancak GERCEK İSLAM DİNİ`NİN ne olduğunun anlaşılmasıyla mumkundur.

İnsanların, bin kusur yıldır yanlış yorumlarla cığ haline getirdiği muslumanlıktan arınıp; son derece basit, sade, kolay ve zorlayıcı olmayan İslam Dini`nin orijinine sarılmadıkca sorunlarımız bitmez!.

Lutfen, yeni baştan, Allah Rasulu Muhammed Mustafa`yı ve Kuran`ı tanımaya calışalım; araya girmiş bin kusur yıllık indi ve yerel yorumları katmadan.

Teşekkurler Engin Ardıc, bize bu bilgiyi ulaştırdığın icin…

Şukrederim Rabbim, 14 yıl sonra bu konuda da tasdik edildiğim icin.

11.04.1999
Ahmed Hulusi
www.ahmedhulusi.org
__________________