Bircok durumda kurandışı kaynakların etkisiyle yapılmış mealler , o mealleri okuyan insanlarda kuranın kadınlara dayak atılmasıyla ilgili bir ruhsat verdiğin zannedilir..oysa gecekten durum boyle midir?.Sozkonusu ayete bakalım.
Erkekler kadınları gozetmekle yukumludur. Zira Allah, her birine farklı yetenekler ve ozellikler vermiştir. Nitekim erkek evin geciminden sorumludur.
Erdemli kadınlar (Allah’ın yasasına) boyun eğer ve Allah’ın korumasını emrettiği (onur ve iffetlerini) tek başına bile olsalar korurlar. Onur ve namusları konusunda endişe duyduğunuz kadınlara oğut verin, yataklarınızı ayırın, nihayet cıkarın. Ancak sizi dinleyip vazgecerlerse onlara karşı bir yol aramayın… (Nisa Suresi, 34)

Er ricÂlu kavvÂmûne alÂn nisÂi bi m faddalallÂhu ba’dahum al ba’dın ve bi m enfekû min emvÂlihim. Fes sÂlihÂtu kÂnitÂtun hÂfizÂtun lil gaybi bi m hafizallÂh(hafizallÂhu). VellÂtî tehÂfûne nuşûzehunne fe ızûhunne vahcurûhunn (vahcurûhunne) fîl medÂcıı vadrıbûhunne, fe in ata’nekum fe l tebgû aleyhinne sebîlÂ(sebîlen). İnnallÂhe kÂne aliyyen kebîrÂ(kebîran).
Bu ayet, erkek despotluğunun egemen olduğu yozlaşma doneminde dort noktada anlam tahrifatına uğramış.
BİRİNCİ HATA: Ayette gecen “erricalu kavvamune alennisai” ifadesi, “erkekler kadınları gozetir” ya da “erkekler kadınların gecimlerinden sorumludur” manasında cevrilmesi gerekirken, neredeyse tum meallerde erkeğin kadın uzerinde otorite olduğu şeklinde cevrilmiş.
Tum meal yazarları soz birliği etmiş gibi “kavvam” kelimesini “yonetici, hakim” olarak cevirmiş. Ama her ne hikmetse aynı kelimenin gectiği 4-135’de, 5-8’de bu kelimeyi, gozeten, tam yerine getiren, ayakta tutan manasında cevirmişler.
İKİNCİ HATA: Nisa 34’de “feddelellahu badehum ala badin” ifadesinin manası “her birine farklı yetenek ve ozellikler verdik”dir. Ancak meallerde her nedense “Allah bazılarını (erkekleri), bazılarından (kadınlardan) ustun kılmıştır.” şeklinde cevrilir.
Kuran’da yer alamayan parantez icindeki yorum, putperest ortacağ Arap kulturunu yansıtan hadis kitaplarının etkisinden kaynaklanıyor. Ayette “Allah erkekleri kadınlara ustun kılmıştır” yazsaydı şoyle olması gerekirdi; faddalellahur ricae alen nisai.
Ayette gecen “badehum” (bazıları) kelimesindeki “hum” zamirini sadece erkeklere gonderdiğinizde anlam şoyle olur: Allah erkeklerin bazısını bazısına ustun kılmıştır. Bu da ayetin icinde bulunduğu metne uymaz.
Hum zamirini erkek ve kadınlardan oluşan karma bir gruba gonderdiğinizde anlam şoyle olur: Allah erkeklerin ve kadınların bazısını bazısına ustun kılmıştır.
4-32 ve 13-4’de aynı kelimeler gecer. Ancak her ne hikmetse burada kiminizi kiminize ustun kıldı olarak cevrilir. Ayetin manası, “Allah her birine farklı yetenek ve ozellikler vermiştir”dir. Cinsiyet ayrımı yoktur.
UCUNCU HATA: Nisa 34’de “idribuhunne” kelimesi bir kacı haric tum Turkce cevirilerde “o kadınları dovun, hafifce vurun” diye cevrilmiş.
30-21’de “Kendileriyle huzur bulasınız diye sizin icin turunuzden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması O’nun ayetlerindendir.” deniyor. Gorulduğu gibi evliliğin amacı sevgi ve merhamete daylı huzurdur. Erkeğin kadını doverek bu huzuru ne kadar sağlayacağı tartışılır.
“Onları dovun” diye cevrilen “idribuhunne” kelimesinin koku “DaRaBa” fiilidir. Her hangi bir Arapca sozluğe bakarsanız, bu kelimenin altında onlarca anlam gorursunuz. Bu kelime, Arapcadaki en zengin anlama sahip kelimedir.
Seyahat etmek manasının gectiği ayetler: 2-273, 3-156, 4-101
Vurmak manasında gectiği ayetler: 8-50, 47-27
Ortaya koymak manasında gectiği ayetler: 43-58, 47-27
Ornek vermek manasında gectiği ayetler: 14-24/45, 16-75/76, 16-112, 18-32/45
Muaf Tutmak: 43-5,
Mahkum olmak: 2-61,
Kapanmak, vurmak: 18-11,
Acıklamak: 13-17
Gorduğunuz gibi Kuran’da pek cok manada kullanılmış bu kelime. Kuran’da gecmeyen manaları da var. Mesela Arapca’da parayı “DaRaBa'” yaparsın. Yani basarsın. Darphane de burdan gelir.
Turkcede calmak kelimesinin farklı manaları vardır. Radyo caldım dediğinizde radyoyu kullandığınız manası da cıkar, hırsızlık yaparak caldığınız manası da cıkar. Arapcadaki DaRaBa kelimesi de bununla yakın ozellikler gosterir. Ayette gecen idribuhunne kelimesindeki “idrib”, cık dışarı anlamına gelir. “İdribuhunne” ise cıkarmak, gondermek demektir. Dovmek değil.
DORDUNCU HATA: Nisa 34’de “nuşuz” kelimesi, neredeyse tum meallerde “şirretlik, itaatsizlik” olarak cevrilmiş. Halbuki bu kelime, flortten başlayarak gayri meşru cinsel ilişkiye kadar uzanan sadakatsizlik ve iffetsizlik anlamına geliyor.
Mesela 4-128’de aynı kelime, sadakatsizlikte bulunan koca icin kullanılıyor. Ama her nedense o ayette, itaatsizlik eden koca diye cevrilmiyor.
Nisa 34’de, sadakatsiz ve iffetsiz davranan eşe, erkeğin ne yapması gerektiği anlatılıyor. Once uyar, sonra yatağını ayır, devam ederse evden cıkar deniyor.
Erkeğine ihanet eden bir kadını dovmek zaten cozum değildir. Onu evden cıkardığınızda boşanana kadar yine erkeğin sorumluluğundadır kadın. Hatta boşandıktan sonra dahi erkek, kadını korur ve kollar.
İslam’ın en hoşgorulu ayetlerinden birini şiddete bulayanlar ve buna inananlar bir duşunsun. Siz, eşiniz sizi aldatırsa uyarır mısınız? Devam ederse yatağınızı ayırır mısınız? Yine devam ederse annesinin evine yollar mısınız? Sanmıyorum. Aldattığını oğrendiğiniz anda tekme tokat perişan edersiniz kadını.
Kaynak

__________________