
Muslumanın gercek murşid ve rehberi Kur'an-ı Kerim ve Resul-i Ekrem Aleyhissalatu Vesselamdır. Bir Musluman bu iki mukaddesi kendisine rehber alıp kılavuz edinirse sırat-ı mustakimi bulmuş, kendisine doğru bir yol cizmiş olur.
Zaten bunları rehber almayan insanın olsa olsa rehberi ve yol gostericisi şeytandır. cunku, kainatta iyi ve kotulerin temsilcisi vardır. ucuncu bir yol yoktur. Bir insanın rehberi, ya iyi ve iyilerin temsilcisi olan Peygamber Efendimizdir, ya da kotu ve kotuluklerin temsilcisi olan şeytan ve onun fahri yardımcılarıdır.
Bununla birlikte başta sahabiler olmak uzere muctehidler, veliler İslam uleması da insanlara hak ve hakikatı gosteren, doğru yolu işaret eden rehber ve kılavuzlardır. Bunlar zaten ilim ve irfanlarını Kur'an'dan, Peygamberden (a.s.m.) almaktadırlar. Ve bircokları yuzlerce, binlerce insanın hidayete ermesine vesile olmuş, hizmet etmiş, dunya ve ahiret saadetine ermesine yardımda bulunmuşlardır.
Mesela İmam-ı Azam, İmam-ı Şafii, İmam-ı Gazali, Abdulkadir Gaylani, İmam-ı Rabbani, Şah-ı Nakşıbend, Mevlana ve asrımızda da Bediuzzaman Said Nursi bu murşid ve rehber şahsiyetlerden bir kısmıdır. Bu mubarek zatların hayatları, hizmetleri incelenirse, buyuklukleri ve İslam tarihindeki yeri kolayca gorulecektir.
Evet, bir Musluman bu zatların sozlerini, kitaplarını, hal ve hareketlerini, devam etmiş oldukları zikir ve evradı okuyabilir, taklid edebilir ve boylece İslami yaşayışını zenginleştirip nurlandırabilir. Boylece bu zatlar insana murşid olur, rehber olur.
Bu zatları kotu goren, bir peygamber mirascısı oldukları icin imkan nisbetinde taklid etmeyen, tanımayanların da olsa olsa yol gostericisi şeytan ve kotu kimseler olur. cunku, bir Musluman onları Kur'an'a ve Peygambere uydukları icin sevmekte, kitaplarını okumakta, istifadeye calışmaktadır.
KAYNAK
__________________