Fenerbahce’nin yeni yıldızı Tyler Ennis, sarı lacivertlilerin medya gununde Eurohoops’un sorularını yanıtladı. by Buğra Uzar / [email protected] NBA’de gecirdiği sezonların ardından kariyeri adına onemli bir karar alan ve Avrupa’ya gelen Tyler Ennis, Fenerbahce‘yle EuroLeague’in zirvesine cıkmak icin mucadele verecek. Kanadalı oyun kurucu, yaklaşan yeni sezon oncesinde sarı lacivertlilerin medya gununde Eurohoops’a ozel bir roportaj verdi. İşte Ennis’le Fenerbahce‘ye gelme kararından Obradovic‘le calışacak olmasına, Avrupa basketboluna uyum sağlamasından takımının şampiyonluk şansına kadar bircok konuyu icinde barındıran keyifli sohbetimiz: -İlk olarak Los Angeles Lakers‘la gecirdiğin sezonları nasıl değerlendirirsin? Herkesin bildiği uzere o zamanlar kulup bir geciş surecindeydi. Orada olduğum iki yıl boyunca NBA’in en genc kadrolarından birine sahiptik. Bizim icin oradaki surec oğrenme sureciydi. Bir oyuncu olarak nasıl kazanacağımızı ve nasıl daha iyi olacağımızı oğrenmeye calıştık. Bence bu bana cok yardımcı oldu. Yaptığım calışmaların beni geliştirdiğini duşunuyorum. Ancak Houston’da oynarken ben takımın en genc oyuncularından biriydim ama Lakers‘a geldiğimde takımın en yaşlılarından biri oldum. Genc oyuncular bana bir veteran olarak bakıyorlardı. Bu da benim liderlik yeteneklerimi ve genc oyuncuları nasıl eğiteceğim konusundaki fikirlerimi geliştirdi. Caylak olarak NBA’e geldiğinizde neyin ne olduğunu hic bilmiyorsunuz. Calışırken onlar nasıl calışıyor diye kendinizden daha yaşlı oyunculara bakıyorsunuz. Ne uzerine calışıyorlar hatta ağırlıkları nasıl kaldırıyorlar… Kısacası her şey. Ben de tum bunları NBA’de ornek aldığım oyunculardan oğrendim. Takımın en genclerinden biriyken bir anda diğer oyuncuların bana baktığı bir ortama gecmek eğlenceliydi. Benim icin iyi bir durumdu. -Ben de tam bunu soracaktım. Genc oyuncuların bircok durumda sana baktıklarını gorebiliyorduk. Bu senin liderlik yeteneklerini nasıl geliştirdi? Gercekten cok yardımcı oldu. Bir oyun kurucuysanız diğer oyuncular sizden liderlik etmenizi bekliyor. 19-20 yaşlarındayken bunu yapmak zor. Hele ki uzunlar filan 30-35 yaşlarındaysa. Benim icin bu değişim gercekten iyi olmuştu. Bu geciş beni daha iyi yaptı ve bunu her zaman taşıyacağım. Her zaman en cok konuşan ya da ilginin merkezinde olan oyuncu olmama gerek yok. Bir oyun kurucu olarak saha dışında da oyuncuların bana baktıklarını unutmayacağım. Takımınızda genc oyuncular varsa onlara doğru şeyler oğretmelisiniz. Yoksa size oğrenmek icin bakarlar ve onların kariyerini mahvedersiniz (Guluyor). Bu daha iyi bir insan olmakla da alakalı. -Sen oradayken Magic Johnson da Lakers’ın başına gecti. Onun gibi efsanevi bir basketbolcuyla ve oyun kurucuyla vakit gecirmek nasıldı? Ondan bir insan ve bir oyuncu olarak bir şeyler oğrendin mi? Eğlenceliydi. Magic Johnson ve GM Rob Pelinka sezon ortasında goreve geldiler ve ben de onların yaptıkları ilk hamleydim. Benim icin heyecan verici bir durumdu. Onların organizasyonda goreve gelmeleri ve akıllarındaki planı yavaş yavaş işlemeleri guzeldi. Ben de bu duzenin yerleşmesine yardımcı olmaya calıştım. Tabi LeBron’u kadrolarına katınca muhtemelen her şeyi pencereden attılar (Guluyor). Ama dediğim gibi cok guzeldi her şey. Magic’ten ve diğer Lakers efsanelerinden tavsiyeler almak benim icin cok ozeldi. Cunku Lakers’ta oynadığınızda bircok efsane maclarınızı izliyor. Ustelik Rob Pelinka da başta Kobe Bryant olmak uzere bircok harika oyuncunun menajerliğini yaptı. Bircok zaman hem oyunum hem de hayatım konusunda ona akıl danıştığım oldu. O da bana gercekten cok faydalı tavsiyeler verdi. -NBA’deki doneminin ardından okyanusu gecmeye ve Avrupa’ya gelmeye karar verdin. Bu karar senin icin zor muydu? Neden Fenerbahce’yi sectin? Acıkcası buralarda teklifiyle ilgilendiğim tek takım Fenerbahce’ydi. Bu kararı almamda bircok kişiyle konuşmam da etkili oldu. Kardeşim gecen sezon Kızılyıldız’da oynuyordu. Daha once burada oynamış bircok arkadaşım da vardı. Anthony Bennett mesela benim yakın arkadaşım. Herkes bana aynı şeyi soyledi: “Fenerbahce’nin oyun kurucusu olmak Avrupa’daki en iyi iş”. Koc Obradovic icin oynamanın beni daha iyi yapacağına inanıyorum. Kısacası bircok şeyin bir araya gelmesi sonucu benim bu kararı almamda etkili olu. -Ayrıca Maurizio Gherardini de Kanada basketbolu icin cok onemli bir figur. Onunla konuşmak da kararında bir rol oynadı mı? Evet, kesinlikle! Aslına bakarsanız benim EuroLeague’e gelmeyi duşunmemi sağlayan ilk kişi oydu. NBA’deyken sadece NBA’i duşunuyorsunuz ve başka ligleri pek gormuyorsunuz. Benim icin kariyerimin bu noktasında bana gore oynamam, daha iyi olmam, kazanmam ve Fenerbahce gibi onemli bir kulubun parcası olmak onemli. Gherardini’yle masaya oturduğumuzda ona guvendim. Onun parcası olduğu bir organizasyonda işlerin doğru şekilde yurutulduğu bana gore bir gercek. Bu sayede de kazanmak icin her zaman en iyi şansınız oluyor. Sonuc olarak evet, Maurizio benim buraya gelmemde buyuk bir faktordu. Tabii ki koc ve oyuncuların kalitesi de kararımda buyuk bir faktordu. -Koctan bahsetmişken, Obradovic bir Avrupa efsanesi. Onun hakkında neler duydun? Obradovic gibi buyuk bir kocla calışacağın icin heyecanlı mısın? Evet, cok heyecanlıyım. Konuştuğum herkes bana onun zaferlerinden ve şampiyonluklarından bahsetti. Ama onu tanıyan bircok insan oyun kurucularıyla kurduğu harika ilişkilerini de bana anlattı. Onun oyun kurucusu olmak, her gun ondan hangi şeyin doğru olduğunu, hangi oyunu kullanmam gerektiğini, oyunu nasıl duşunmem gerektiğini oğrenebilecek olmak harika olacak. NBA’de 4 yıl gecirmeme rağmen buradaki ilk senem olacak ve ben de oğrenmeye devam etmek istiyorum. -Kocla henuz cok fazla uzun zaman geciremedin ama şu ana kadar onunla ilgili dikkatini ceken en onemli şey ve ondan aldığın en iyi ders neydi? Antrenman yapmaya başlayalı cok uzun olmadı. Tabii ki her gun bir şeyler oğreniyoruz. Bu devam eden bir oğrenme sureci. Kocla ilgili saha dışında rahat değil de havalı olduğunu fark ettim. Herkesle cok iyi iletişim kuruyor ve burada olan herkes onun sayesinde iyi bir modda. Bu onun sayesinde oluyor. Mac başladığında ise sadece hedefine yani kazanmaya odaklanıyor. Ben de boyleyim. -NBA’den Avrupa’ya gelen oyuncuların karşılaştığı en buyuk zorluk ise Avrupa basketbolundaki kural farklılıkları. Bu acıdan adaptasyon surecin nasıl gidiyor? Tabii ki bazı kuralları zamanla oğreniyorum. Milli takımda oynadığım icin kurallara biraz alışığım. Ancak tabii ki geri kalan kısmı icin oğrenmem gereken şeyler var. Sezon ilerledikce kurallar konusunda daha rahat olacağımı duşunuyorum. Tabii ki oyun stiline de daha cok adapte olacağım. -Bircok kişi senin oyun stilinin Avrupa basketbolu icin cok uygun olduğunu duşunuyor. Ozellikle kolejde oynarken ikili oyunlar konusunda oldukca iyiydin. Tabii ki NBA’de bu kadar katı setler yok ama orada da bu alanda iyi işler yaptın. Sen oyun stilin ve Avrupa basketbolu hakkında neler duşunuyorsun? İkili oyunları oynamayı seviyorum. Tabii ki bircok farklı hucum silahımız var. Sahip olduğumuz uzunları ve şutorleri duşunduğumuzde cok iyi bir kadromuz var. Bu da benim oyun stilime gercekten uyum sağlıyor. İkili oyunları oynayabilirim, oyun kurucu olabilirim, takımım benden isterse skor uretebilirim ya da yine takımım isterse top dağıtımını yapabilirim. Nelere ihtiyac duyulduğuna bakacağım ve buna gore adapte olmaya calışacağım. Tabii ki NBA’deki tempo buradakinden cok daha hızlı. Sadece San Antonio gibi birkac ozel takım buradakine benzer bir oyun oynayabiliyor. Tam saha ve yarı sahada oynamakla ilgili bir dengeyi kurmakla alakalı. Lakers’ta bu ozelliğimi oldukca seviyorlardı. Yani oyun hem hızlı tempodayken hem de yavaş tempodayken oynayabiliyordum. -Fenerbahce hakkında neler duşunuyorsun? Takım Avrupa’nın en iyilerinden birisi ve son yıllarda ust uste Final Four’larda yer aldılar. Ustelik kadrolarını da korumayı başardılar yani buradaki bircok oyuncu yıllardır burada ve birlikte oynuyor. Senin icin hazırlık ve adaptasyon sureci nasıl gidiyor? Bana şu ana kadar en cok yardımcı olan şey buradaki herkesin ne kadar iyi ve yardım etmeye acık olmasıydı. Herkes benim ve Joffrey’in yeni oyuncular olduğunu biliyor. Diğer herkes takımdaki bircok şeyi biliyor. Ama herkes gerek antrenmanlarda gerek maclarda gerek saha dışında bize yardımcı olmak icin ellerinden gelen her şeyi yapıyor. Bizim uyum sağlamamız icin herkes yardımcı oluyor. Bence herkes bunun bir geciş sureci olduğunun ve bizim oğrenme surecinde olduğumuzun farkında. Ama aynı zamanda biz de elimizden geleni yapıyoruz. -Oyun kurucular icin oğrenme sureci biraz daha uzun oluyor cunku herkesin alışkanlıklarını ve iyi olduğu noktaları oğrenmek zorundasınız. Sen bu surecle nasıl baş ediyorsun? Bence bu bir kimya olayı. Soyunma odasının ve herkesin yakın olmasıyla alakalı. Burada olduğum kısa sure icerisinde de herkesin yakın olduğunu gordum. Bu yuzden ben de buna katılacak olmaktan dolayı heyecanlıyım. Benim acımdansa bazen oyun kurucu bazen şutor guard hatta bazen de kısa forvet oynayabilirim. Yani sadece oyun kurucu pozisyonunu oğrenmeyeceğim. Diğer pozisyonları da oğrenmem gerekiyor. Tabii ki bu cok gibi duruyor olabilir ama ben bunu gercekleştirmek adına ekstra calışmalar yapmaya hazırım. Umarım beklenilenden daha kısa suren bir geciş sureci olur. -Fiziğin Avrupalı guardlara kıyasla oldukca guclu. Bu yuzden senin de dediğin gibi birkac farklı pozisyonda oynayabilirsin. Bunun icin yazın oyununda bazı değişiklikler yapabildin mi? NBA’de neredeyse her zaman oyun kurucu olarak oynadım. Burada ise bazen iki numara bazen de uc numara bile oynadım. Benim icin kritik nokta bu pozisyonlar icin oynamayı oğrenmem. Tabii ki zor ama ne kadar cok pozisyon oynarsanız sahada o kadar cok kalabilirsiniz. Ben de buna konsantre oldum. Oyunumu geliştireceğim icin cok heyecanlıyım ve umarım bu pozisyonları oynayabilir hale gelirim. Buradaki diğer oyun kurucular da cok kaliteli. Bobby Dixon cok tecrubeli bir oyuncu, Kostas da cok kaliteli. Bazen topu ben getireceğim bazen onlar getirecek bazen de beraber oynayacağız. Maccabi macında ucumuz birden sahadaydık mesela. Bence benim guclu guardları savunabilecek olmam bir avantaj. -Peki takımla birlikte gecirdiğin donemde, oynadığınız maclarda ya da yaptığınız antrenmanlarda dikkatini ceken en onemli şey neydi? Bence gercekten doğru şekilde oynuyoruz. Sıkı mucadele ediyoruz. Tabii ki yapmamız gereken de bu. Bence cok yetenekli bir kadromuz var. Topu paylaşmalıyız ve boylece herkes bir şeyler katabilir. Dediğim gibi, bunlar da doğru oynamakla alakalı. Ne zaman şut atmak, ne zaman atmamak, bunun gibi şeyler oğrenmeliyiz. Oğrenmeye devam etmeliyiz. Kariyerinin 20.yılında bile olsanız bir şeyler oğrenebilirsiniz. -EuroLeague gibi Avrupa’nın en rekabetci liginde oynayacağın icin heyecanlı mısın? Evet, kesinlikle. EuroLeague hakkında konuştuğum herkes turnuvanın ne kadar rekabetci olduğunu soyluyor. Fenerbahce de cok başarılı bir kulup ve ben de bunun bir parcası olmak istedim. Tum bu takımlara karşı oynayacağım icin cok heyecanlıyım. -Fenerbahce bu sezon da EuroLeague’in şampiyonluk adaylarından birisi. Bu da tum takımların size karşı ekstra motivasyonla oynayacağı anlamına geliyor. Bu meydan okuma icin hazır mısın? Hazırım tabii ki. Zaten rekabetci bir oyuncu olarak sahaya cıkmak ve herkesin en iyi performansını gormek isterim. Her zaman oynamaya ve en iyi performansımızı gostermeye hazır olmalıyız. İş bizde bitiyor bana gore. Kazansak da kaybetsek de doğru şekilde oynamalı ve sezonun asıl olarak son kısmına hazırlıklı olmalıyız. -Sence Avrupa’da oynayacak olmak bir oyuncu olarak seni ne acılardan geliştirecek? Bence koc Obradovic icin oynayacak ve ondan bir şeyler oğrenecek olmak benim icin cok onemli. Avrupa’da oynamak benim icin bir uyum sağlama olayı. NBA’de 4 yıl oynadım ancak burada farklı şeyler oğreneceğim. Farklı kurallar, farklı oyun stilleri… Bu da bir basketbolcu olarak benim uyum sağlama yeteneğimi geliştirecek. Gecmişte bunu yapmıştım ve umarım burada da bunu yapmaya devam ederim. -Basketbol Super Ligi de Avrupa’nın en rekabetci liglerinden birisi. Buraya gelmeden once Turkiye Ligi hakkında bir şeyler duydun mu? Burada oynayacak olmaktan dolayı heyecanlı mısın? Heyecanlıyım tabii ki. Aslında durust olmak gerekirse Turkiye Ligi hakkında cok şey duymadım cunku NBA’deyken Avrupa’yla ilgili duyduğunuz tek lig EuroLeague oluyor. Ama yine de iyi turnuvalarda oynamak her zaman iyidir. Hem EuroLeague’de hem de Turkiye’de her şeyi kazanmaya odaklandık. -NBA’de mac temposundan dolayı cok fazla antrenman olmuyor. Ancak Avrupa’da işler farklı. Sence bu durum sana nasıl yardımcı olacak? Los Angeles’ta cok genc bir takımda oynadım. Takım ne kadar gencse o kadar cok antrenman yapmanız gerekiyor. Cunku daha cok şey oğrenmeniz gerekiyor. Bence buna benzer bir durum olacak. Macları yapacağız ve sonra antrenmanlara gidip daha iyi olmak icin calışacağız. Bana gore bu durum uzun vadede bize daha cok yardımcı olacaktır. -NBA’e geri donmek hakkında ne duşunuyorsun? Bircok oyuncu Avrupa’ya gelip daha iyi birer oyuncu olarak NBA’e geri dondu. Sen NBA’e kapılarını kapattın mı yoksa geri donmeyi ister misin? Şu anda odaklandığım nokta benim icin en iyi olan şeyi yapmak. Sonrasında Amerika’ya geri donme ihtimali gelirse de benim ve ailem icin en iyisini duşunerek karar vermeye calışacağım. Buraya bircok kişinin gelip sadece NBA’e geri donmeye odaklandığını biliyorum. Ama ben basketbol oynamayı seviyorum ve bundan keyif almak istiyorum. Eğer bunu burada yapabileceksem burada kalırım. Orada yapabileceksem oraya da giderim. Yani demek istediğim asıl mesele neresinin beni basketbol acısından olmak istediğim yere taşıyacağı ve beni daha iyi bir basketbolcu yapacağı. -Peki Turkiye hakkında neler biliyordun? Buraya gelmeden once bir araştırma yaptın mı? İstanbul’un cok buyuk ve turistik bir şehir olduğunu biliyordum. Konuştuğum herkes buranın yaşamak ve ziyaret etmek icin harika bir yer olduğunu bana soylemişti. Ama tabii ki yine de gelene kadar biraz gergindim. Ancak geldikten sonra şu ana kadar her şey inanılmaz. Biraz erken gelip yerleşmek ve duzenimi kurmak istedim. Şehri gezmeye ve keşfetmeye ise yeni yeni başlıyorum. -İstanbul’un meşhur trafiğiyle tanıştın mı? Gerci Los Angeles’tan trafik konusuna alışkın olmalısın… İlk kez gecen gun futbol macı (Fenerbahce-Beşiktaş) varken trafikle tanıştım. Normalde 10 dakika suren yer 1 saate yakın surdu (Guluyor). Ama iki yıl Los Angeles’ta yaşadım ve dediğin gibi oradaki durum da aynı. -Turk yemeklerinden deneme şansın oldu mu? Evet, gecen gun bir Turk yemekleri restoranına gittik. Cok fazla secenek vardı ve hepsi guzel gozukuyordu. Amerika’da secim yaptığınızda o yemek geliyor ama burada secenekler cok. eurohoops.net/tr
__________________