Mahmut uslu'2010 a kadar sampiyon olacagız'
Basketbol0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Spor
- Basketbol
- Mahmut uslu'2010 a kadar sampiyon olacagız'
-
16-10-2019, 00:55:28Kayıtlı Üyealıntıdır http://www.tbl.org.tr/index.php?modu...ion=view&id=54 Basketbolun her kademesinde gorev yapmış bir basketbol adamısınız. Oyuncuktan antrenorluğe, Federasyon’dan kuluplere uzanan basketbol yaşamınızı bizimle paylaşır mısınız? Basketbola maddi ve manevi olarak cok şey vermiş bir insanım. Yaşları 40 ila 60 arasında olan insanlar ve hatta 60’ın uzerinde olan ağabeylerimiz benim basketbola olan hizmetlerimi bilirler. Ancak yeni nesillerin bunları bilmemesi normal. Ben Ankara Koleji mezunuyum ve basketbola orada başladım. 18 saniye icin de olsa Genc Milli Takım’da oynadım. Milli Takım’ın butun kategorilerinde antrenorluk yaptım. Yıldız, Genc ve A Takım kategorilerinde antrenorluk yaptım. Fakat antrenorluğu genc yaşta bıraktım. Ankara Koleji, Armağan Asena’nın teknik onderliğinde bir takımdı. Bizler orada buyuduk, yetiştik. Bizim donemimizde internet, televiyon gibi haberleşme aracları yoktu. Benim bir avantajım vardı ve ingilizce bilgim sayesinde Amerika’dan getirttiğim bazı kitapları okuyordum. Bir usta-cırak ilişkisi icerisinde antrenor oldum. Cok gencte başladığım antrenorluk yaşantımı yine genc yaşta noktaladım. Milli Takım’a 27 tane oyuncu yetiştirdim. Şu anda MHK Başkanı olan Metin Şahin o donemde bizim idarecimizdi. Birlikte Ziraat diye bir takım kurduk. 3. Mahali Kume’den aldığımız bu takımı 1. Lig’e cıkarttık ve ilk 4’e girmesini sağladık. Şu anda TBF Asbaşkanı olan Aytek Gurkan yine o takımdan yetişmedir. Yani Turkiye’de bircok oyuncunun yetişmesine vesile olduk. 27’si Milli olmak uzere 50-60 civarında ligde oynayan oyuncu yetiştirdik. Ankara’da cok iyi antrenorler vardı o donemde ve bu nedenle de bircok iyi oyuncu yetişiyordu. Ben aynı zamanda bir devlet kurumunda Genel Mudurluk yapıyordum. O işten cıkmamın ardından ekonomik nedenlerle Ankara’dan ayrılmak zorunda kaldım ve Efes Pilsen’e antrenor olarak geldim. 1980 yıllarıydı… Efes Pilsen’de 3 yıl suresince antrenorluk yaptım. O donemde A Milli Takım antrenorluğu de yaptım. O zaman butceler bugunku gibi olmasa da Avrupa’da 1-2 kez ilk 8’e kalma başarısını gosterdik. Efes Pilsen’in altyapısını oluşturduk. Tuncay Ozilhan o zamanlarda cok genc bir genel mudurdu. Hakikaten de her istediğimizi yaptı ve bize destek verdi. Ancak ondan sonra ben Efes Pilsen’den ayrıldım. Fakat yine boş durmadık ve Gaziantep’te ‘Beslen Makarna’ diye yeni bir takım kurduk. Bugun TBL Direktoru olan Ali Ozsoy’a da o takımın teknik ve idari sorumluluğunu ustlenmişti. Yine Metin Şahin kulup yonetimindeydi. O takıma da yarı-finaller, ceyrek finaller oynattık. Gaziantep’e ve Guneydoğu’ya basketbolu sevdirdik. O donemde Beslen Makarna macları futbol maclarından daha fazla ilgi goruyordu. Orada Murat Didin’den Ecument Sunter’e kadar bircok antrenor ile de birlikte calıştık. Ben takımdan ayrıldıktan sonra ise ekonomik nedenlerle kulup kapandı. Turkiye Basketbol Federasyonu dahilinde de gorevler aldım. Teknik Kurul Başkanlığı yaptım. İlk kez boyle bir nosyonu yaratmaya calıştık. Oyuncu secimlerini yaparken, kulup antrenorlerinin de fikirlerini aldığımız bir sistem yarattık. Yıldız ve Genc Milli Takımlar’da gorev aldığım donemlerde Genc Takım antrenoru olan Aydın Ors ile birlikte calıştım. Yıldız Milli Takım’daki yardımcım Rıza Erverdi ve Aydın Ors ile birlikte Turkiye’de ilk kez geniş caplı bir tarama yaptık. Bizim donemimiz bir geciş donemiydi ve ilk kez gercek yaşta oyuncular ile oynuyorduk. O donem oncesinde oyuncuların yaş kategorileri konusundaki uygulamalar farklılıklar gosteriyordu. Benim Levent diye bir oyuncum vardı orneğin, onu 3 yaş kucuk gostererek alt kategorilerde oynatıyorduk. Bu tur 3-4 kucultme uygulamaları sık sık yapılan birşeydi. Bu nedenle de rakiplere avantaj sağlayarak altyapılarda başarılar alıyorduk ama A kategoride varlık gosteremiyorduk. Ama biz bu carpıklığa son verdik ve her oyuncunun kendi yaş grubunda oynamasını sağladık. Zaten başarılar da ondan sonra gelmeye başladı. Fenerbahce’de goreve gelişiniz nasıl oldu? Ben basketbolda hicbir zaman takım tutmadım. Ama futbolda Fenerbahceli olduğumu hemen herkes bilirdi. Nasıl ki camiadaki bircok insanın tuttukları veya sempati duydukları takımlar herkesce biliniyorsa, benim de kalbimde Fenerbahce’nin cok ozel bir yer olduğu gizli saklı değildi. Basketboldan hicbir zaman kopmamama karşın uzun bir sure aktif gorevlerde bulunmadım. Daha sonra ise Başkanımız Aziz Yıldırım beni yonetiminde gormek istediğini ifade etti. Ben de Fenerbahce’nin yalnızca futbolda değil başta basketbol olmak uzere diğer tum branşlarda başarılı olmasını sağlamak adına bu gorevi kabul ettim. Basketbolda altyapının kurulması gibi onemli bir misyon ustlendim. Altyapımızdan onemli oyuncular yetiştiriyoruz. Yıldız Milli Takım’a 3 tane oyuncu verdik. Genc Milli Takım’a oyuncu vereceğiz. Zaten A Takımımız son derece genc isimlerden kurulmuş durumda. Bence Turkiye’nin en iyi antrenorunu takımın başına getirdik. Yalnızca kadro olarak değil tesis ve altyapı olarak da cok onemli yatırımlar yapıyoruz. Fenerbahce gelecekte bu yatırımların karşılığını mutlaka alacaktır. Nasıl ki futbol stadımızı 50,000 kişiye cıkarttık ve modernize ettik, basketbol takımız icin de 5,000 ila 10,000 kişi arasındaki bir kapasitede modern, cok amaclı bir salon duşunuyoruz. Bu salon aynı zamanda kulube gelir getirecek nitelikte olacak. Gercek bir cazibe merkezi inşaa edeceğiz. Luks loacaları, eğlence mekanları, restoranları vs. gibi donanımlara sahip olan NBA modelinde bir salon projemiz var. NBA’de 20-25,000 kişilik olan salonların kucuk modelini duşunuyoruz. Bunu yaptığımız zaman da tahminim, basketbola en buyuk hizmeti yapmış olacağız. Şubemiz kendi elde ettiği gelir ile bağımsızlığını kazanacak ve kendi ayakları uzerinde durabilecek duruma gelecek. Başkan Aziz Yıldırım’ın da basketbola bu kadar emek veren bizlere bu yonde bir sozu var. Zaten kendisi de bu projenin bir an once gercekleşmesini istiyor. Ayrıca boyle bir salonun yapılması basketbolun dışındaki diğer salon sponsorlarına da buyuk katkı yapacaktır. Bahsettiğiniz bu salonu ne kadar surede yapmayı planlıyorsunuz? Projesi hazırlandı, şimdi arazi tahsisi ile ilgili konuda uğraşıyoruz. Biliyorsunuz devlet bize stad yaparken de yardım etmedi. Bu konuda da yardımcı olmuyor. Eğer araziyi bu yıl sonuna kadar halledebilirsek, onumuzdeki yaz salonun inşaatına start verebiliriz. O takdirde de salon 1 yıl icinde, yani 2006 yazında hazır olur. Fenerbahce’nin basketbola bakış acısı nedir? Bizim en buyuk idealimiz şu anda Efes Pilsen ve Ulkerspor’un kurmuş olduğu hegemonyaya bir son vermek. Daha once de ifade ettiğim gibi Yıldız Milli Takım’da 3 oyuncumuz var. Federasyonumuzun altyapılardaki gencler icin yapmış olduğu programlar ve yatırımlar bence cok olumlu sonuclar veriyor. Cunku altyapı Milli Takımlarında uygulanan ust duzey programlar kuluplere yansıyor. Genc oyunculara erken yaşta uluslararası deneyim kazanma imkanı yaratıyorlar. Ben inanıyorum ki Aydın Ors ve ekibi Fenerbahce altyapısından A takıma bircok yıldız kazandıracaktır. Kulupler icin en onemli şey altyapıdan iyi oyuncu yetiştirmektir. Cunku dışarıdan yapacağınız transferleri ancak butceniz dahilinde gercekleştirebilirsiniz. Eğer kendi cocuklarımızın sayısını artırabilirsek hem bayanlarda hem de erkeklerde daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Gectiğimiz yıl erkekler kategorisinde FIBA Europe League’de ilk dort takım arasına kaldınız ve Final-Four organizasyonunu İstanbul’a getirdiniz? Sonucta sportif bir başarı gelmedi ama Final-Four nasıl bir deneyim oldu? Biz gectiğimiz yıl buyuk bir fedakarlık yaparak bu organizasyonu İstanbul’a getirdik. Ancak bu tur organizasyonlar maddi anlamda kulup icin buyuk bir yuk. Takımımızın başarısı icin bu yukun altına girdik ancak ne Buyukşehir Belediyesi’nden ne de İstanbul Valiliği’nden bir katkı gormedik. Federasyonumuz da maddi bir katkı yapmamasına karşın manevi katkıda bulundu ve organizasyonda bize buyuk destek verdi. Sonuc olarak bize 400,000$’a mal olan bu organizasyonda gorduk ki rakiplerimiz bizden daha guclu kadrolara sahiplermiş ve de daha hazır durumdalarmış. Ozellikle daha sonradan bizi bırakıp giden Omer Onan’ın ve Marc Salyers’in başarısız performansları aldığımız kotu sonuclarda cok etkili oldu. Omer sezon sonunda bizi cok az bir para farkı icin bırakıp gitti. Oysa biz onu Fenerbahce’li sanıyorduk ve o’nu takım kaptanlığına getirmeyi duşunuyorduk. İlerde, bu seciminden dolayı cok pişman olacaktır. Final-Four’da aldığımız başarısız sonucların ardından bu sezon başında daha kaliteli yabancılar almaya gayret ettik. Ozellikle Kambala’yı alarak pota altımızı cok guclendirdik. O ve diğer yabancılarla birlikte genc cocuklarımız da havaya girerse bu takımın onemli başarılara imza atacağına ben yurekten inanıyorum. Bayan basketboluna da buyuk onem verdiğinizi biliyoruz. Bu konudaki calışmalarınız hangi doğrultuda suruyor? Hedefler neler? Ben Basketbol Federasyonu’nda ikinci başkanlık yaparken, Fenerbahce bayan basketbol takımı cok zayıftı. O donemde Fenerbahce’de basketbolun başında Osman Yalcın vardı. Ne tesaduftur ki benim bugun Fenerbahce yonetiminde olmama vesile olan isimlerin başında da Osman Yalcın gelir. O donemde ben Osman Bey’e erkek takımına harcadığı paranın yalnızca %5’i veya %10’u kadar bir para harcadıklarında iddialı bir takım ortaya cıkarabileceklerini soyledim. Nitekim iki iyi yerli, bir de iyi yabancı oyuncu alarak Turkiye şampiyonluğuna ulaştılar. O yıllarda Galatasaray bayan basketbolunda cok iyi durumdaydı. Fenerbahce’nin şampiyonluğu halinde bayan basketbolunun cok daha populer hale geleceğini o donemde takımın menajerliğini yapan Murat Yosmaoğluna’da izah etmiştim. Daha sonra Fenerbahce’ye gecince bayan basketboluna buyuk onem verdim. Altyapıya yaptığımız yatırım sayesinde bugun bayan basketbolunun oyuncu kaynağını %40-%50 gibi bir oranda Fenerbahce altyapısı sağlıyor. Ust uste gelen şampiyonluklar, kupalar ve Avrupa’daki başarılar ortada. Ama Fenerbahce bayan takımı daha da iyi noktalara gelecek. Bu yıl cok iyi yabancılar aldık. Gectiğimiz yıl Avrupa’da final oynadık ama kaybettik. Bu yıl finale yukseldiğimiz takdirde, Turkiye’ye bir şampiyonluk getirmek istiyoruz. Fenerbahce erkek takımının bu sene ligdeki hedefi nedir? Şampiyonluğu telaffuz ediyor musunuz? Tabii ki. Herşeyden once Aziz Yıldırım'ın başkan olduğu bir takıma şampiyonluk cok yakışır. Bizim oncelikli hedefimiz ilk 4 arasına yer almak. Yarı final oynarız, final oynarız ya da şampiyon oluruz… Bunun kesin hedefini koymak mumkun değil. İlk 4 icinde yer aldıktan sonra herşey olabilir. Ama biz 2007 sonuna kadar şampiyonluk sevinci yaşamak istiyoruz. 2010’a kadar ise bu hedefe mutlaka ulaşacağız. Ancak bunu sadece bizim istememiz yetmiyor. Bu sene yepyeni bir takım kurduk. Onemli transferler yaparken, genc oyunculara da ciddi yatırımlar yaptık. Pırıl pırıl genc cocuklara A takımda yer veriyoruz. Ne yazık ki buyuk yatırım yaptığımız genclerden bir tanesi olan Semih Erden’in lisansı cağ dışı bir zihniyetin cabaları sonucunda askıya alınmış durumda. Sonucta biz şampiyon olmayı tabii ki cok istiyoruz ve bunun icin elimizden geleni yapıyoruz. Ama burada medyanın desteği, hakemlerimizin bizi benimsemesi, taraftarımızın katkısı da cok onemli. Beşiktaş’ın gectiğimiz yıl yaptığı cıkışı alkışlıyoruz. Ancak onların en onemli avantajı sahip oldukları salon oldu. Bu sporda salon avantajı cok şey ifade ediyor. Gelen seyirciniz basketbolu oğreniyor ve kemik bir basketbol seyircisi oluşuyor. Bu sayede de salonunuz hic boş kalmıyor. Basketbolu oğrenen, bilen bir seyirci takımını motive etmek acısından da buyuk fayda sağlıyor. Bu anlamda kendi salonunda oynamak gercekten de buyuk bir avantaj. Biz gectiğimiz yıl kendi seyircimiz onunde Beşiktaş takımını 20 sayı ile yendik. İnşallah onlar da bu tempoyla giderler ve sezon sonunda finalde karşı karşıya geliriz. Konu oraya gelmişken, Semih Erden konusunda neler soylemek istersiniz? Buyuk yanlış yapıyorlar. Hukuki mucadelemizi sonuna kadar surdureceğiz. Biz Semih’i alarak sadece Fenerbahce’ye değil, Turk basketboluna hizmet ettik. Semih Sırbistan-Karadağ’da 3-4 ay yatmıştı, belinde ciddi bir rahatsızlığı vardı. Once tedavisi tamamlandı, daha sonra ise Aydın Hoca onunla birebir ilgilenerek onu lige hazırladı. Biz Semih ile 5-6 yıllık uzun bir anlaşma yaptık ve ciddi bir bedel odedik. Bu anlaşmayı yaparken Basketbol Federasyonu’ndan ve FIBA’dan gerekli tum izinleri aldık. Artık Daruşşafaka’nın Semih uzerinde hicbir hakkı olmaması gerekiyor. Artık dunyada hicbir kurum ya da kuruluş bir oyuncunun spor yapmasına engel olamaz. Bu insan haklarına da aykırı. Kimsenin 19 yaşındaki genc bir yeteneği, ustelik de A Milli Takım aday kadrosunda yer alan bir oyuncuyu basketbol oynamaktan men etmeye hakkı yoktur. Bu ayıptır, mantık dışıdır. Bir an once bu yanlıştan donuleceğine inanıyorum. Aydın Ors tercihinizde hangi faktorler etkili oldu? Aydın Ors’u biz hem iyi bir antrenor olduğu, hem de iyi bir Fenerbahce’li olduğu icin takımın başına getirdik. Biz Aydın ile kucuk yaştan beri arkadaş olduğumuz icin ben onun cok iyi bir Fenerli olduğunu biliyorum. Fanatik olmayan, ılımlı ve mantıklı bir Fenerbahce taraftarıdır. Bu da bizim icin cok onemli bir artı. Artık yaptığımız secimlerde bu tur faktorleri de goz onunde bulundurmaya calışıyoruz. Aydın Ors bugun Fenerbahceliliği, kariyeri ve bilgi birikimi ile bizim takımımıza yakışan, Fenerbahce’yi başarıya taşıyabilecek bir antrenordur. Ben onu Turkiye’de antrenorlerin başı olarak goruyorum. Galatasaray ve Beşiktaş ile Ulker arasındaki sponsorluk anlaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz isim hakkını satmak konusunda farklı bir yaklaşım icerisinde misiniz? Bu bir tercih meselesi. Biz isim hakkının satılmasına karşı değiliz ama şu da bir gercek ki biz isim hakkımızı ancak cok daha yuksek bir değere satabiliriz. Bizim bu anlamdaki talebimiz bir hayli yuksek. Cunku bizim ratingimiz ve popularitemiz hem futbolda, hem basketbolda hem de diğer spor dallarında cok farklı. Bu nedenle de bu tarz sponsorluklar icin bictiğimiz değerler de diğer kuluplerden farklılık gosteriyor. Sonucta herkes bu konuda secimler yapmakta ve kendine değer bicmekte ozgurdur. Diğer kuluplerle muşterek hareket etmiş olalım diye biz aynı sponsordan forma reklamı almayı kabul ettik. Yoksa bizim halihazırda bir sponsorumuz vardı. Biz sadece birlikte hareket etmek adına bu işe girdik. Fakat bundan sonra sanırım bu tur konularda farklı bir yaklaşım icerisinde olacağız. Ozellikle amator branşlarda diğer kuluplerden biraz daha ayrı hareket edebiliriz. Fenerbahce’nin Euroleague’de mucadele etmek gibi bir hedefi var mı? Kesinlikle boyle bir hedefimiz var. Bu işi derinlemesine araştırdık ve şampiyon olduğumuz takdirde Euroleague’e girme hakkını elde edeceğimizi oğrendik. Bir takım sozleşme yaptı diye yıllarca Euroleague’de kalacak diye bir kaide yok. Bunun bilgisini net bir şekilde edindik. Turkiye Basketbol Ligi’nde başarılı olan takımlar hangileriyse en iyi ligde onlar mucadele etme hakkına sahiptir. Şampiyon olduğumuz takdirde Avrupa’nın en iyi liginde oynamaya hak kazanırız. Şunu cok iyi biliyoruz ki Euroleague’de ‘parayı veren duduğu calar’ sistemi yok. Herşey belli kriterler cercevesinde oluyor. Hocamız Euroleague’i ozellikle istiyor. Biz de bu konuda ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Euroleague’in zorlukları olduğu kadar guzellikleri de var. Gectiğimiz yıl bizim burdaki Final-Four’da şampiyon olan takım inanıyorum ki Euroleague’de de başa gureşecek potansiyeldeydi. Turk Basketbolu’nun bugun geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Fenerbahce’de Basketbol Şubesi’nin 1907 Derneği tarafından yonetildiği donemde Efes Pilsen ve Ulkerspor cok daha fazla yatırım yapmak zorunda kaldı. Fenerbahce’nin o donemde kurduğu kadro Avrupa’nın en iddialı kadrolarından bir tanesiydi. O donemde yapılan yatırım Turk basketboluna hareket getirdi ve buyuk ivme kazandırdı. Sonuc itibariyle Fenerbahce’nin, Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın elde edeceği başarılar Turk basketboluna her zaman buyuk ivme kazandıracaktır. Bu anlamda biz hem kendimiz şampiyon olmak istiyoruz, hem de Beşiktaş’ın ve Galatasaray’ın şampiyonluklarını gormek istiyoruz. Bunu tum Turkiye, tum basketbolseverler istiyor. Cunku bizim duşuncemize gore Turk basketbolu birkac adım ileriye ancak bu şekilde gidebilir. Korac Kupası’nı bir Turk takımının alacağını soyleseler ben inanmazdım. Ama aldık. Biz eskiden Avrupa maclarında 40-50 fark yerdik. Hangi takım olursa olsun bu değişmezdi. Bugun ise gelinen nokta ortada. Şu anda basketbol Turkiye’nin en milli ve en başarılı spor dalıdır. Belki Milli Takım son şampiyonada başarısız oldu ama bu kimseyi yanıltmasın, Turk basketbolu Turgay Demirel’in ellerinde bugun cok onemli yerlere gelmiştir. Federasyonumuz şimdi iyi bir ekip ile daha profesyonel bir yonetim anlayışına sahip olma cabasında. Bunu da Aytek Gurkan gibi, Metin Şahin gibi, Nuri Tan gibi basketbolun icerisinden gelmiş, bu işi cok iyi bilen insanların onderliğinde yapıyor ve cok iyi yerlere geliyor. Bildiğiniz gibi Turkiye Basketbol Federasyonu bunyesinde Lig faaliyetlerini yonetmek ve geliştirmek icin ‘TBL Ofisi’ adında yeni bir birim kuruldu. Bu uygulama hakkındaki goruşleriniz neler? Bu bizim de cok istediğimiz bir uygulamaydı. Biz Federasyon ve TBL Ofisi ile yakın ilişkiler icerisindeyiz. Zaman zaman eksik ya da yanlış uygulamalar oluyor ama bunlar zamanla duzelecek ve rayına oturacaktır. Bizim TBL Ofisi’ne olan desteğimiz tamdır. Bize zarar verecek bir uygulama icerisinde olunmadığı surece TBL Ofisi’nin yanında olacağız. Ne zaman ki bize karşı bir tutum veya kasıtlı bir uygulama soz konusu olur, o zaman hakkımızı ararız. Biz bunu sadece kendimiz icin de değil, Galatasaray, Daruşşafaka, Beşiktaş, Buyuk Kolej ve sponsoru olmasına karşın Karşıyaka gibi genclik kuluplerinin haklarını korumak icin de yaparız. Ben daha once de ifade ettiğim gibi muessese kuluplerinde de gorev aldım. Kalıcı olan ve esas olan genclik kulupleridir. Ben muessese kuluplerine karşı olan bir insan değilim. Ancak şu bir gercek ki muessese kuluplerinin kaderi, patronun ağzından cıkacak bir kelimeye bakar. Bunun orneklerini daha once defalarca gorduk. Bu anlamda genclik kuluplerini desteklemek ve korumak hepimizin vazifesidir. Kuluplerimize gelir getirecek en onemli kaynaklardan bir tanesi olarak bilet satışlarını goruyor ve bu konuda kuluplerimizin azami gayret gostermelerini bekliyoruz. Sizin bu konuda calışmalarınız, projeleriniz var mı? Biz bundan 4 yıl once kombine kart satışını gercekleştirdik. Bu yıl da yine bir takım projelerimiz var hayata gecirmeyi duşunduğumuz. Biz bildiğiniz gibi maclarımızı Abdi İpekci Spor Salonu’nda oynuyoruz. Buranın basketbolun mabedi olması icin elimizden gelen desteği veriyoruz ve burada oynamaktan keyif alıyoruz. Ancak şoyle de bir gercek var ki bizim kok seyircimize Abdi İpekci’nin lokasyonu biraz ters geliyor. Onumuzdeki yıl bu sorunu aşmak icin ciddi calışmalar icerisinde olacağız. Bir de işin ekonomik boyutu var. Maddi imkansızlıklar nedeniyle buraya ulaşamayan ve maclara gelemeyen taraftarlarımız var. Ama bizim seyircimiz herşeye rağmen cok hassas. Gectiğimiz sezon Beşiktaş macları, Ulker macı, Efes Pilsen macında burayı doldurduk. 10-12,000 seyircimiz bize destek vermeye geldi. Fenerbahce bu konuda cok guclu bir takım. Cunku cok fedakar bir seyirciye sahip. Haklı olarak seyircimiz mac konusunda secici davranıyor. Belli imkanlarını secici olarak kullanmak istiyorlar. Mac seciyorlar ve ona gore hareket ediyorlar. Bizim mutlaka ve mutlaka Kadıkoy civarında bir salon yapmamız lazım. O zaman her macımızı dolu tribunlere oynayacağımıza eminiz. Son soz sizin… Soylemek istedikleriniz, mesajlarınız var mı? Oncelikle taraftarımıza seslenerek bundan once olduğu gibi bundan sonra da takımlarımıza buyuk destek vermelerini istiyorum. Buyuk Fenerbahce taraftarının desteği elde edeceğimiz başarılarda her zaman belirleyici unsur olacaktır. Son olaraksa Milli Takım’a ve Tanjevic’e değinmek istiyorum. Tanjevic hakikaten cok iyi bir antrenor. Biz onu daha once de Turkiye’ye getirmek istedik. Şu anda herkesin ona destek olması lazım. Bazen sportif anlamda başarısızlıklar olabilir ama bunun kimsenin moralini bozmaması lazım. Ben Tanjevic’in Turkiye’ye bir madalya getireceğine inanıyorum. Yeter ki bizim oyuncularımız biraz akıllarını başlarına alsınlar. Yeter ki biz yerine ben demesinler. Yeter ki artık parayı duşunmesinler. Zaten hepsi zengin olmuş durumda. Bugunlere bu hocalar, bu basketbol adamları, bu anlayış sayesinde geldiler. Şimdi Milli Takım’a hizmet etmek onların en onemli gorevidir. __________________