
Calışmak da Bir İbadet midir ?
"calışmak da bir ibadettir." diye yapmamız gereken ibadetleri yapmadığımız oluyor veya yaptırmayan işverenler oluyor. Bu konuda bilgi verir misiniz?
calışmanın sevap olabilmesi icin farz olan ibadetleri yapma şartı vardır. İbadetlerini terkederek calışmak, ibadet olarak değerlendirilmez.
Namazın dunyevi ve uhrevi en muhim faydalarından birisi; namaz kılan kimsenin mubah olan butun dunyevi iş ve calışmalarının guzel bir niyetle ibadet hukmune gecmesidir.
Halk arasında calışmanın da ibadet sayılacağı şeklinde bir duşunce hakimdir. Bu kanaat, farzında ve ibadetinde ihmallik gosteren bircok insanın siperi haline gelmiştir. Boyleleri, “Dinimizde calışmak da ibadettir. Ben coluk cocuğumun rızkını temin icin calışıyorum” bahanesiyle tembelliğini ortbas etmek isterler.
Aslında calışmanın ibadet sayıldığı doğrudur. Ancak bu, farzların yerine getirilmesi konusunda ihmal ve tembellik gosterilmemesi ve haramlardan kacınılması şartına bağlıdır. Nitekim iki namaz vakti arasında kalan diğer saatlerin, vakit namazları kılındığı takdirde bir ibadet şekline geleceği ve iki namaz arasında işlenen gunahların affedileceği verilen mujdeler arasındadır.
calışma da bir nevi ibadettir. Ama calışma, ibadetle beraber olunca ibadet sayılır. İbadetle değerlendirilmeyen ve derinleştirilmeyen calışma, ibadet değildir. Esasen bir yonuyle calışma sıfır; ibadet de bir rakamdır. calışmanın kıymet kazanması, yanındaki rakama bağlıdır. Binaenaleyh beş vakit namazını kılan ve bu namazlar arasında hayatını helal ve mubah işlerle susleyen bir insanın iş hayatı da ibadet olur.
Evet, namaz kılan bir insanın kazmasını yere vuruşu, bağını budaması, hatta tarlasına gubre atması dahi ibadettir. Hadis-i şerifin ifadesiyle, boyle birinin, "Hanımının ağzına bir lokma koyması sadaka olur." (Buhari, İman 41; Muslim, Zekat 48) ve ona sevap kazandırır.
Bediuzzaman Hazretleri de kendisini ziyarete gelen işci ve memurların calışmalarının bazı şartlarla ibadet sayılacağı hususunda hatırlatmalarda bulunmuş, bir defasında elektrik işcilerine şoyle demiştir:
“Bu elektriğin umum millete buyuk menfaati var. O umumi menfaatten hissedar olabilmeniz icin farzınızı kılınız. O zaman butun sa'yiniz (calışmanız) uhrevi bir ticaret ve ibadet hukmune gecer.” (1)
Meselenin bir başka yonu de, farzlarını yerine getiren, haramdan kacınan kimsenin ailesi icin calışmasının da ibadet olduğudur. Bir hadislerinde kişinin kendisi, ailesi, cocukları ve hizmetcisi icin harcadığı paranın birer sadaka olacağını (2) bildiren Peygamberimiz(a.s.m.) başka bir hadislerinde de bununla ilgili olarak şoyle buyurur:
“Allah yolunda sarfettiğin, bir kolenin hurriyetine kavuşturulması icin harcadığın, fakire sadaka olarak verdiğin, bir de ailen icin harcadığın paranın hepsi hayırlıdır. Fakat bunlar icinde ailen icin sarfettiğin paranın sevabı hepsinden daha coktur.” (3)
Peygamberimiz bir başka hadislerinde kucuk cocuklarının ve ailesinin gecimini temin etmek icin calışan kimsenin Allah yolunda olduğunu bildirirken (4) başka bir hadislerinde de bazı gunahlar olduğunu, o gunahları ancak rızık temini icin cekilen uzuntu ve yorgunlukların karşılayacağını bildirir.
calışan erkeğin, hanımının ve cocuklarının gecimini guzel bir şekilde temin ettiğinde sevap kazanacağı, gunahları affedileceği gibi, ihmal ettiğinde de gunahkar olur. Bunu da şu hadisten oğreniyoruz:
“Kişinin gecimi uzerine farz olan kimseleri ihmal etmesi, gunah olarak kendine yeter.” (5)
oyle ise farz ibadetlerini yerine getiren, gunahlardan cekinen kimsenin meşru yani helalinden olan butun calışması, ailesinin rızkını temin icin gayret gostermesi de guzel bir niyetle ibadet hukmune gecer. Boylece fani omur dakikaları bir nevi bakileşir, olumsuzleşir. Butun bir gunu ahirete mal etmek gibi karlı bir ticaret yapılmış olur.
Boylece bir musluman namazını kılarak Allah`ın hukukunu yerine getirirse, gecimini helal yerden temin etmek niyetiyle yapacağı butun gayret ve cabaları ahireti acısından boş ve faydasız bir dunyevi caba olmaktan cıkar, ibadet hukmunu alır.
Artık o insanın butun omru, bir ibadet hali icinde gecer. Hicbir gayret ve calışması Allah katında zayi olmaz, boşa gitmez. Eğer o kimsenin gecimini temin icin calıştığı iş, umumun menfaatini de alakadar eden bir meşgale ise, o şahıs yaptığı işin neticesinden istifade eden umum insanlar adedince de sevabları kazanır.
İşte bu buyuk kazancın tek bir şartı vardır. O da farz olan namazlarını kılmak, ciddi bir mazeret olmadan namazlarını geciktirerek kazaya bırakmamaktır.
Namaz kılan kimsenin butun dunyevi calışmalarının ibadet hukmune gecmesi sırrı, kişide calışmaya, insanlara faydalı olacak hizmetlerde bulunmaya karşı ciddi bir şevk ve heyecan meydana getirir. Bu sebeble, insan ihtiyarlasa bile ailesinin maişeti icin calışmaktan, gayret ve faaliyette bulunmaktan geri durmaz. Futur ve tembelliğe duşmez. "Artık ihtiyarladım. Bir koşeye cekilip sadece ahiretime calışayım." diye duşunmez. İnsanlığa ve aile ferdlerine daha faydalı olmak icin calışır, cabalar. cunku, bilir ki, namazlarını kıldığı icin butun dunyevi calışmaları da ibadet hukmunu almaktadır...
KAYNAK
__________________