===khalid El-amin ROportaji===
Basketbol0 Mesaj
●18 Görüntüleme
- ReadBull.net
- TV, Sinema, Sanat ve Spor
- Spor
- Basketbol
- ===khalid El-amin ROportaji===
-
16-10-2019, 00:12:39Kayıtlı ÜyeKHALİD EL-AMİN: "İSTANBUL'DAKİ YAŞAM FRANSA'DAKİNDEN DAHA İYİ" Hurriyet Gazetesi'nde Beşiktaş'ın ABD'li oyuncusu Khalid El-Amin'in 05.06.2005 tarihinde yayınlanan ozel roportajı... Turkiye Basketbol Ligi’nde Beşiktaş 10 yıldır yapılmayanı yaptı ve muessese takımlarının arasından sıyrılıp finale yukseldi. Bu noktaya gelirken Beşiktaş’ın en onemli kozu ABD’li oyun kurucusu Khalid El Amin (26), takımının en onemli kozuydu. Hele yarı finalde Ulker karşısındaki ikinci macta attığı son saniye ucluğuyle macı kazandırınca Beşiktaş taraftarlarının gonlundeki yerini daha da sağlamlaştırdı. Taraftarın ilgisinden son derece memnun gozuken skorer oyuncu kısa suren NBA kariyerinden ve Fransa ve İsrail’deki mutsuz gunlerinden sonra aradığı huzuru İstanbul’da bulmuş gozukuyor. El Amin ailesini ve Minneapolis gunlerini buyuk bir acıklıkla anlatırken 18 yaşında evlendiği eşi ve dort cocuğu hakkında hic konuşmak istemedi. İşte bu sezon playoff’ların flaş ismi Khalid El Amin’in bilinmeyen yonleri. Minneapolis’te doğdunuz. Kalabalık bir aile miydiniz? - Beş cocuklu bir ailenin en kucuğuyum. İki abim ve iki ablam var. Babamın bir balık ve deniz urunleri lokantası var. Kardeşlerim orada calışıyor, hepsi de hayatından memnun. Daha once babamın bir seyyar bufesi vardı. 15 yıl boyunca kamyonuyla yazın Minnesota eyaletinde fuarlara ve karnavallara giderdi. Bu yuzden eyalet icinde de cok tanınıyordu. 2000’de kamyonu bırakıp lokanta acmaya karar verdi. Şimdi orada bircok balık ceşidinden oluşan bir menusu var. İslam dinini siz mi sectiniz? -Hayır, babam ve annem 1960’lı yıllarda Nation of Islam’a girmiş. Zaten Chicago’dan Minneapolis Camii’nin inşasına katılmak icin 1970’lerde ayrılmış. Aslında ailem Chicagolu ve ben de ailenin Minneapolis’te doğan tek ferdiyim. Buyuk abim Makram da halen Minnepolis şehrinin imamı, yani şehrin Musluman cemaatinin başı. Ben de ibadetimi yaparım. 11 Eylul saldırısından sonra Musluman olduğunuz icin herhangi bir sorunla karşılaştınız mı? - Şahsen karşılaştığım bir sorun olmadı. YEDİ YAŞINDAYKEN İLK KEZ TAKIMA GİRDİM Basketbol topunu ilk kez ne zaman elinize aldığınızı hatırlıyor musunu? - Fazlasıyla erken, dort yaşındaydım. Abilerim Makram ve Ishmael basketbol oynuyordu. Tabii ben de devamlı onların cevresinde bulunmak istiyordum. Babam evimizin onune bir basket potası dikti. Ben de tum vaktimi basket topuyla gecirdim. Biraz daha buyuyunce sabah dokuzda parka gider akşama kadar oynamaya devam ederdim. Yoksa anneniz peşinizden mi koşturuyordu ‘nerede benim kucuk Khalid’im’ diye? - Hayır, annem nerede oynadığımı biliyordu. İlkokul ikinci sınıftayken yani yedi yaşındayken ilk kez takıma girdim. Benden iki yaş buyuk abim Ishamel’in takımında oynayabiliyordum. Abilerim liseden sonra basketbolu bıraktı. Okul zamanı Amerikan futbolu ve beyzbol da oynadım. Ama sonucta basketbolu tercih etmiş olmaktan mutluyum. Liseye geldiğinizde başarılı bir oyuncu olacağınız belli miydi? - Minneapolis North Lisesi takımıyla uc yıl ust uste eyalet şampiyonu olduk. Mezun olduktan sonra forma numaramı emekliye ayırdılar. 1997’de Connecticut Universitesi’ne girdim. İki yıl sonra ABD şampiyonu olduk. 2000’de NBA secmesine katıldım. Beni Chicago Bulls secti. Neden NBA’ye gitmek icin universiteyi bir yıl erken bıraktınız? - Benim icin değişiklik vakti gelmişti. Ayrıca paraya da ihtiyacım vardı. Ama planlarım arasında geri donup diplomamı almak var. Ne zaman bilmiyorum ama mutlaka diplomamı alacağım. Uc yıl TV yapımcılığı eğitimi gordum. Kim bilir belki İstanbul’da bir televizyonda iş bulurum. Connecticut Universitesi’ndeki antrenorunuz Jim Calhoun sizin icin ‘yarışmacı yurek’e sahip dermiş. Bu sozle neyi kastetmişti? - Benim kazanan bir oyuncu olduğumu anlatmak istiyordu. Cunku macı hic bırakmayan her zaman kazanmak icin oynayan bir oyuncuyum. Jim Calhoun’la her yaz goruşuyoruz. Her temmuzda Connecticut’ta bir golf turnuvası duzenliyor. Orada universite takımında oynayan oyuncular buluşup hasret gideriyoruz. Ama bazı oyuncularla sezon icinde de konuşuyorum. Orneğin şimdi Detroit Pistons’ta forma giyen Richard Hamilton’la haberleşiyoruz. Birkac takım arkadaşım da Cin’de oynuyor. O yıllarda sizinle ilgili en buyuk eleştiri fazla kilolu olmanızdı değil mi? - Universite yıllarında kiloluydum. O zamanlar daha cocuktum. Basketbolu işim gibi gormuyordum henuz. Oynamayı seviyordum ama yeteri kadar ciddiye almıyordum. Ama NBA’ye gectiğimde bu sorunu hallettim. Herhalde 1999’da Connecticut’la elde ettiğiniz ABD Universiteler Ligi NCAA şampiyonluğu kariyerinizin en onemi başarısı? Doğru, şu ana kadar oyleydi. Ama eğer Efes Pilsen’i gecip Turkiye Şampiyonu olursak bu kariyerimin en buyuk başarısı olacak. İSTANBUL’DA YAPACAK ŞEY COK, EVİMDE GİBİYİM NBA’deki ilk yılınızda Chicago’da fena ortalamalar tutturmadınız. Niye bir sezon sonunda sizi bıraktılar? - Oncelikle kadroda dort tane oyun kurucu vardı. Birilerinin gitmesi lazımdı. Caylak oyuncu olmama karşın diğerleri kadar para alıyordum. Bu kararı kabul ettim. Ertesi yıl Dallas Mavericks’e gittim. Dallas’tan sonra sezon ortasında Fransa’nın Strasbourg takımına gittim. Ama Fransa Ligi’ni pek sevmedim. Belki de ABD dışında gecirdiğim ilk yıl olduğu icin boyle oldu. Yaşam şartları daha once alıştığım gibi değildi. Eşim ve cocuklarım Minneapolis’te kaldığı icin yapayalnızdım. Avrupa basketboluna hemen alışabildiniz mi? - Bir kere Avrupa’daki basketbolu oğrenmem gerekti. Avrupa’da takım oyunu once gelir. Ama ABD’de birebirdir. Daha atletik bir oyun stili vardır. Daha sonra kısa bir sure Miami Heat kadrosundaydım. Sonra İsrail’in Ramat Gan takımına transfer oldum. Yaşam şartları Fransa’ya gore daha iyiydi. Ligin kalitesi Turkiye kadar iyi değildi ama yine de memnun ayrıldım oradan. STEVEN ROGERS TURKİYE GUZEL DEDİ, GELDİM 2003 yazında ise boştaydınız. Beşiktaş’a gelmeye nasıl karar verdiniz? - Strasbourg’daki takım arkadaşım Steven Rogers bana Turkiye’den cok bahsetmişti. Kendisi daha once TOFAŞ’ta oynamıştı. Turkiye’nin hoş bir yer olduğunu anlattı. Daha sonra imzayı atıp geldim. Beklediğiniz gibi bir ulke bulabildiniz mi? - Farklı bir ulkeye geldiğimi biliyordum. İstanbul hakkında tum bildiklerim internette bulduklarımdan ibaretti. Musluman bir ulke olduğunu biliyordum. ABD’den gelirken burada ne kadar rahat edeceğimi bilmiyordum. Ama doğrusu cok rahat ettim. İstanbul’da yapacak cok şey var. Bircok alışveriş merkezi var. Orneğin en cok Akmerkez, Metrocity ve Mayadrom’a gidiyoruz. Burada neredeyse evimde gibiyim! Kendimi ozgur ve guvende hissediyorum. Yaşam şartları Fransa’dakinden daha iyi. Boğaz’a deniz kenarına gitmeyi seviyorum. Nişantaşı hoşuma gidiyor. Bir de Set Kebap’a bayılıyorum. G-Mall’daki sinemalara gidiyoruz. Gecen sezon ilk geldiğinizde Beşiktaş’ta nasıl bir hava vardı? - Gecen sezon ilk geldiğimde antrenor İhsan (Bayulken) cok iyi karşıladı beni. Kendimi iyi hissetmem icin elinden geleni yaptı. Onun icin oynamaktan cok zevk aldım. Eski bir oyuncu olduğu icin basketbolu iyi biliyordu. Beni de iyi anladı. Bu sezonun başında once takım gibi oynamamız gerektiğini soyledi. ‘Buyuk bir hedefimiz var. Sizden cok şey bekliyorum.’ dedi. Ligde iyi bir sezon gecirdik. FIBA Avrupa Kupası’nda iyi sonuclar aldık. Ben de her zaman daha iyisini yapmaya calışıyorum. Bazen banttan daha once oynadığımız macları izliyorum. Ayrıca şut calışması yapıyorum. Beşiktaş taraftarlarının size ozel bir ilgisi var. Akatlar Spor Salonu’na da bir posterini astılar. Desteklerinden memnun musunuz? - Birbirimizi seviyoruz. Onların bizi desteklemeleri hoşuma gidiyor. Onlar da benim oyun tarzımdan memnun. Avrupa’daki seyirciler boyle desteklemiyor. Birkac futbol macına da gittim. Orada da desteklerini gordum. Seyircilerle aram iyi. Bazen alışveriş merkezlerinde dolaşırken imza isteyenler cıkıyor. Kariyerinizin tam ortasındasınız. Bundan sonraki donemde beklentiniz nedir? - Tabii NBA var kafamda. Ama Avrupa’dan da memnunum. Herhangi bir Avrupa takımında oynamak da bana uyar. Beşiktaş’la goruşeceğiz. Burada kalmak istiyorum. Turkiye Ligi’nde iyi bir rekabet var. Bu sezon daha da iyiydi. Cunku herkes herkesi yendi. Turk oyunculara gelince hepsi birer savaşcı. Bu onların en iyi ozelliği. Yazın Minneapolis’e donmeden once de haziranda kucuk oyuncular icin bir basketbol kliniği yapacağım. TURKİYE’DE KURTARICI OLDU Khalid El Amin 1.78 boyunda, 90 kilo. 1997-2000 arasında Connecticut Universitesi’nde oynadı. Bir Amerikan universiteler ligi şampiyonluğu yaşadı. 2000-01’de NBA’de Chicago Bulls forması giydi. 6,3 sayı, 2,9 asist ortalamarıyla oynadı. El Amin bu sezon şampiyonluk hedefleyen Beşiktaş’ın en onemli kozuydu. Takımının normal sezondaki 26 macında da forma giyen El Amin 20,9 sayı, 5,1 ortalamalarıyla oynadı ve 48,1 puanla ligin en değerli oyuncusu unvanını aldı. Playoff’lardaki sekiz macta da 22,9 sayı, 6 asist, 3,3 top calma ve 2,3 ribaunt ortalamasıyla oynadı. ULKER MACINDA SADECE UC SAYIYI DUŞUNDUM Basketbolseverler hálá onceki hafta Ulker’e attığınız uc sayılık basketi konuşuyor. Son saniyede iki sayılık bir basket yerine uc sayılık atma cesaretini nasıl gosterdiniz? - Onemli bir şut ve buyuk bir galibiyet oldu. İstemeden bir faul yaptım dort saniye kala. İki faul atışı da basketle sonuclanınca iki sayı geriye duştuk. Daha zamanım vardı. Son topta iki sayılık atışı duşunmedim bile. Ama alışık olduğum bir durum. Kariyerim boyunca bircok benzer macta son topu bircok kez kullandım. Herhangi bir heyecan duymuyorum. "Kaynak: Hurriyet Gazetesi" __________________