Tovbe, imandan sonra bir insana ihsan edilen en buyuk nimettir.
Tovbe kelime anlamıyla “donuş” demektir. Terim anlamı, kulun gunahlarına pişman olup onları terk etmesi ve Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarına yonelmesidir.
Hadislerden anlaşılacağı uzere peygamberimiz (s.a.s) gunde yetmiş (bir başka rivayette yuz) kere Allah’a (c.c.) istiğfarda bulunmaktaymış. Gunahtan masum olan peygamberimiz (s.a.s) boyle ise bizim buna daha cok dikkat etmemiz gerekir.
Tovbe, Allah (c.c.) ile kişi arasında yapılan icten bir antlaşmadır. Dolayısıyla tovbe eden birisi değişimi icten bir duyguyla onaylamaktadır. Gozlerden damlayan birkac damla yaş tovbedeki ictenliğin işaretidir. İnsanlar birbirleri ile olan sozleşmeleri cok kolay bozmaktalar. Cıkarlar soz konusu olduğunda işler değişmektedir. Ama Allah’a (c.c.) tovbe ile yonelen bir kul buna yurekten bir yolla, yani icten katıldığı icin daha bir sadık olmaktadır. Boyle icten, kesin donuşe tovbe-i nasuh denir. Zaten gercek tovbe de ancak boyle mertce yapılır.
Tovbenin temeli yapılan gunaha kalp ile derin bir pişmanlık duymaktır. Nitekim peygamberimiz (s.a.s) de tovbeyi bir hadis-i şerifinde “gunahlara pişmanlık” olarak tanımlamıştır. Tovbemizi bozsak bile yenileyebiliriz. Tovbe etmenin bir sayısı, sınırı yoktur.
Tarikatlara tovbe ile intisap edilir. Boylelikle bu icten değişime Allah (c.c.) dostları da tanık tutulur. Bu da guzel bir şeydir ve Allah (c.c.) ile kul arasında tovbe ile gercekleşen icten pişmanlık duygusunu daha bir pekiştirmektedir.
İnsan alışkanlıklarının tutsağıdır. Onları kolay kolay bırakamaz. Gunahlar da bu ozelliğe sahiptirler. İnsanda bağımlılık yaparlar. Ayrıca gunahlar nefsin arzularını da okşar. Bu yuzden bir insanın gunahlarına pişman olup Allah (c.c.) yoluna girmesi cok guctur. İnsanların coğu doğadaki bitkiler ve hayvanlar gibi pek varoluşlarını sorgulamadan yaşayıp olmektedirler. Kendilerini değiştirmek gibi zorlu bir işe pek girişmek istemezler. Rahatlarına ve keyiflerine bakarlar. Tovbe etme sadece insanın iradesiyle gercekleşen bir olgu değildir. İnsan gunah olmayan bir alışkanlığını bile terk ederken buyuk bir sıkıntı yaşamaktadır. Bu nedenle nefsi okşayan gunahları terk etmek coğu insan icin olmeyi istemek kadar imkansız bir şeydir. Aslında tovbe etmek de kişinin o andaki manevi varlığına son vermesi anlamına gelmektedir. Nasıl bir insanın kendi elleriyle kendisini oldurmesi cok guc bir şeyse, daha doğrusu intihar etmek isteyen bir insan nasıl bu konuda yaşamsal bir sıkıntı yaşarsa bir insanın alıştığı ve zevk aldığı gunahlardan donmesi de o kadar zor bir iştir. Bu yuzden tovbe etme Allah’ın (c.c.) et-TevvÂb guzel ismiyle ilişkilendirilmiştir. Buna gore tovbe nimeti kulun bir eseri değil, Allah’ın (c.c.) kuluna şukretmesi icin verdiği bir nimetidir. Kulun tovbe nimetini kendisinden bilmesi buyuk bir hatadır. İnsanı boş gurura, aldanmışlığa goturur. Şeytanın oyuncağı kılar. İnsan başına gelen hayır ve şerrin Allah’tan (c.c.) olduğuna inandığı gibi tovbe nimetini de O’ndan bilmelidir. Yani insan Allah (c.c.) dilediği icin bu tovbe nimetine ermektedir.
Tabii bu buyuk nimet de Allah (c.c.) tarafından kullarına gelişiguzel dağıtılmamaktadır. Bunun bir sunnettullahı bulunmaktadır. Allah (c.c.) yanlış yolda olan kullarına once ikazlarda bulunur. Onları anlayacağı dillerle uyarır. Bu uyarılara “ayet” diyebiliriz. Kul kadere olan inancıyla, yani başına gelen iyi ve kotu şeylerin (ayetlerin) bir tesaduf eseri olmadığına, bunların yuce Allah’ın (c.c.) izni ve yaratmasıyla meydana geldiğine inandığı zaman bunlardan kendince bir ders cıkarır. Tuttuğu yolu olcup bicer. Orneğin bela ve musibetlerle gunahlarının acı meyveleri arasında bir ilgi kurar. Hatasını anlar. İcten bir pişmanlık duyar. Gunahlarından donup Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarına uymak ister. İşte tovbe boylece gercekleşmiş olur. Bu bakımdan tovbe nimetinin kula erişmesinde kadere, hayır ve şerrin Allah’tan (c.c.) geldiğine inanma onemli bir rol oynar.
Herkesin anlayışına ve algı dercesine gore tovbe nimetinin kalpte uyanması icin farklı bir işlem gerekebilir. Bunu da en iyi bilen Allah’tır. Allah (c.c.) tovbe etmeye musait kullarına bir vesileyle yaklaşır ve onların gunahlarına pişman olup doğru yola gelmesini sağlar.
Tabii tovbe icin gelen ayetlerin kadrini kıymetini bilmeyenler de vardır. Bu tipteki insanlar başlarına gelen bela ve musibetleri Allah’tan (c.c.) bilmedikleri icin onlardan gerekli dersleri alıp da tovbe edemezler. Onlar icin her şey bir tesaduften ibarettir.
Coğu insanın ibadetlerini yapamamalarının nedeni icerisinde bulundukları gunahlardır. Gunahlar ile ibadetlerin kalpte buluşmaları, biraraya gelmesi adeta imkÂnsızdır. Bunlar mıknatısın aynı kutupları gibi birbirini surekli iterler. Hele hele bir gunahkÂrın namaz kılması cok zordur. Cunku namazın esprisi yuzunu, yonunu Allah’a (c.c.) cevirmek, Allah’ın (c.c.) huzurunda bulunmaktır. Gunahlarla namazda Allah’a (c.c.) donmeye kendimizde bir guc ve kudret bulamayız. Bu durum kendisine karşı kabahat işlediğimiz bir insanın yuzune bakamamak gibi sıkıcı bir durumdur. Coğu kişinin namaz kılmak istediği halde namaz kılamamasının, namazda bir huzur ve zevk alamamasının nedeni de budur. Gunahlara tovbe etmeden Allah’ın (c.c.) karşısına gecmek adeta imkÂnsızdır. Namaz oncesi alınan abdest de sanki tovbenin simgesi gibidir.
“Sen cok buyuk gunahlar işledin. Allah (c.c.) bunları affetmez.” bicimindeki bir duşunce, şeytanın bir vesvesesidir. Zira Allah (c.c.) samimi bir tovbe ile kulun butun gunahlarını bağışlayacağını Kuran-ı Kerim’de pek cok ayette belirtmektedir.
Tovbe insanın nefsin egemenliği altından kurtulup gercek ozgurluğe, Allah’a (c.c.) kul olmaya doğru yol almasıdır. Nefsinin esiri olarak azgınlaşıp gunah işleyen insanlar ozgur olduklarını, hayatlarını diledikleri gibi yaşadıklarını sanırlar. Oysa gunahlar insanın yaratılış amacına ters duştuğu icin ruhta onmaz ceşitli hastalıklara ve rahatsızlıklara neden olur. Boyle bir insan huzurunu yitirmiştir. Gunahlar onu sarıp sarmalamış ve ceşitli manevi sıkıntılara sokmuştur. Tovbe edip Allah’ın (c.c.) emir ve yasakları istikametinde yaşamlarına yeni bir bicim ve yon veren insanlar Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarına uydukları icin vicdanları rahattır. Ruhlarında sonsuz bir huzur bulunur. Bu da yuzlerindeki iman nuru ile ışıldar. Gercek ozgurluğun ve yaratılış amacına uymanın derin hazzını tadarlar.
Tovbe ile Allah (c.c.) gecmiş butun gunahları sevaba cevirmektedir. Bu durum Kuran-ı Kerim’de şoyle bildirilmektedir: “Ancak şu var ki tovbe edip iman edenler ve guzel işler yapanlar, bundan mustesnadır. Allah onların kotuluklerini iyiliklere, gunahlarını sevaplara donuşturecektir. Cunku Allah Gafûr (gunahları affeden), Rahîm’dir (muminleri esirgeyendir). Kim tovbe edip guzel işler yaparsa gereğince tovbe eden odur işte (Furkan suresi, ayet 70-71).”
Tovbeden amac, tovbe-i nasuhdur. Tovbe-i nasuh, gercek tovbedir. Bu tovbede kişi yaptığı gunahlara buyuk bir pişmanlık duyduğu gibi bir daha da yapmamak gibi kesin bir karar alır. Bu yuzden gecmiş gunahları icin daima gozyaşı doker, mahzun olur. Ayrıca bu gunahları da telafi yoluna gider. Orneğin kılamadığı namazları, tutamadığı orucları varsa kaza eder, yine varsa kul haklarını da iade eder. Başka hatalarını da benzer yolla tamir etmeye calışır. Bu insan artık eski insan değildir. İşte gercek tovbe de ancak boyle olur. Bir insan tovbesini bu ayara ulaştırmadıkca tovbesinde kusurludur. O eskiyle hesabını daha tam gorememiştir. Her an ayağı eski alışkanlıklarına kayabilir.
Aşağıdaki ayetin konusu tovbe-i nasuh eden kişileri kapsamaktadır. Ayette uc şey belirgin olarak dikkati cekmektedir: 1. Allah bu tovbeyi başkalarından değil, muminlerden istemektedir. 2. Tovbe-i nasuh edenlere mahşer gununde onlerinden ve sağlarından koşan nurlar verilmektedir. Bilindiği uzere, muminler kıyamet gununde nurları ile kÂfir ve munafıklardan ayrılmaktadırlar; kÂfir ve munafıklara nur verilmeyecektir. 3. Hesap gununde muminler nurlarının tamamlanacağı ve gunahlarının bağışlanacağı umudu icerisindedirler. Allah (c.c.) muminlerin hesap gunundeki bu umutlarından olumlu bir dille soz ettiğine gore dolaylı olarak onları bağışlayacağını da bizlere işaret etmektedir.
‘Ey iman edenler, tovbe-i nasuh ile Allah’a donun. Umulur ki Rabbiniz sizin kotuluklerinizi orter, Peygamber’i ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı gunde Allah sizi, iclerinde ırmaklar akan cennetlere sokar. Cunku onların nurları, onlerinden ve sağlarından koşar da ‘Ey Rabbimiz, nurumuzu tamamla, bizi mağfiretinle bağışla, cunku Sen her şeye kadirsin’ derler. (Tahrim suresi, ayet, 8)’
Et-TevvÂb ( kula gunahlardan tovbe etme nimeti veren, kulun tovbesini kabul eden) guzel ismi ile insana duşen bilinc şudur: İnsanın Allah’ın (c.c.) iman ve ibadetlerdeki rızasına, gunahlardaki ve haramlardaki ofkesine rağmen gunahta ısrar edip tovbeyi geciktirmesi, Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarına uymaması buyuk bir talihsizliktir. İnsanı ebedi pişmanlığa surukleyebilir. Allah (c.c.) hepimize tovbe-i nasuh nasip eylesin. Amin.
Muhsin İyi
__________________
Tovbe, Tevbe Etme, Tovbe-i Nasuh, Allah’ın Et-TevvÂb Guzel İsmi
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eðitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Tovbe, Tevbe Etme, Tovbe-i Nasuh, Allah’ın Et-TevvÂb Guzel İsmi