>> > cıkan bir genc,
>> > > gezdiği ulkelerden birinde unlu bir bilgeyi
>> > ziyarete gitmişti. Gezgin
>> > > genc, bilgenin yaşadığı evde, tum duvarların
>> > kitaplarla kaplı olduğunu
>> > > gordu. Fakat evi dikkatle gozden gecirdikteb sonra
>> > , yerde bir kilim,
>> > > duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir,
>> > ortada ise bir masa
>> > > ve sandalyeden başka evde hicbir eşyanın
>> > olmadığını gordu ve merakla
>> > > sordu: "Neden hic eşyanız yok?" dedi.
>> > "Koltuklarınız, kanepeleriniz,
>> > > bufeleriniz.... Onlar nerede?"
>> > > Bilge, bu soruya karşılık olarak kendi bir soru
>> > sordu gezgin gence;
>> > > "Senin de yalnızca, sırtında taşıdığın kucuk bir
>> > cantan var, yavrum"
>> > dedi.
>> > > "Peki, senin eşyaların nerede?"
>> > > Gezgin genc, kendini savunurcasına yanıtladı bu
>> > soruyu:
>> > > "Ama goruyorsunuz.... Ben yolcuyum."
>> > > Unlu bilge, hak verircesine guldu:
>> > > "Ben de oyle, yavrum" dedi. "Ben de oyle...."
>> > >
>> > > *********************************
>> > > HZ.ALI'NIN ağabeyi Cafer b. Ebu Talib'in oğlu
>> > Abdullah, sıcak bir
>> > > gunde, bir kabilenin hurmalığına inmişti.
>> > > Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta calışan
>> > koleye, yemek vakti uc
>> > > parca
>> > > ekmek geldiğini gordu. Adam ekmeklerden birini
>> > ağzına goturmek uzereydi
>> > ki,
>> > > birden onunde aclığı her halinden belli bir kopek
>> > belirdi. Kole
>> > > elindeki ekmeği kopeğin onune attı. Kopek ekmeği
>> > derhal yedi. Kole
>> > > ekmeğin ikinci parcasını da attı. Kopek bunu da
>> > bir kerede sildi
>> > > supurdu. Kole bunun uzerine ucuncu parcayı da
>> > kopeğe verdi. Kalkıp,
>> > > yeniden işine donmek uzereydi ki, olup biteni
>> > uzaktan seyreden
>> > > Abdullah, yaklaşıp sordu: "Ey kole, bugunku
>> > yiyeceğin ne kadardı?"
>> > > Kole sıkılarak cevap verdi:
>> > > "Işte bu uc parca ekmek."
>> > > "O halde neden kendine hic ayırmadın?"
>> > > "Baktım ki, hayvan cok ac. O halde bırakmak
>> > istemedim."
>> > > "Peki sen ne yiyeceksin şimdi?"
>> > > "Oruc tutacağım."
>> > > Bunun uzerine, Abdullah b. Cafer, koleden
>> > sahibini, evinin nerede
>> > > olduğunu..
>> > > sordu. Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı
>> > icindeki koleyle birlikte
>> > satın
>> > > aldı.
>> > > Sonra dondu, koleye bu tarlayı ve onu sahibinden
>> > satın aldığını soyledi
>> > ve
>> > > ekledi:
>> > > "Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye
>> > ediyorum."
>> > > Comertliğiyle meşhur Abdullah b. Cafer,
>> > kendisinden daha comert birini
>> > > tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatır
>> > ve:
>> > > "Ama o kopeğe topu topu uc parca ekmek vermiş;
>> > sense ona koskoca bir
>> > > hurmalığı ve hurriyetini vermişsin" dediklerinde,
>> > şu karşılığı verirdi:
>> > > "Ama o elindeki herşeyi verdi; ben ise elimdekinin
>> > bir kısmını..."
>> > >
>>
>
> NE VERİRSEN ELİNLE O GİDER SENİNLE...

__________________