Gunahlar Yuzunden Gelen Musibetler:
Zaman zaman toplumlar arasında bir takım ÂfÂkî felÂketler zuhura gelir. Butun bunlar fertlerin birer cezası mesabesindedir.
Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yuzundendir. O yine de coğunu affeder.� (ŞûrÂ: 30)
Âyet-i kerime�sinde beyan buyurulduğuna gore, kula isabet eden butun felÂket ve musibetler kendi gunahları sebebiyledir.
İşte bu, ellerinizin yapıp one surduğu işler yuzundendir. Yoksa Allah kullara zulmetmez.� (EnfÂl: 51)
Hic kimseyi gunahsız olarak cezalandırmaz.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif�lerinde buyururlar ki:
Bir kul işlemiş olduğu gunah sebebiyle rızıktan mahrum edilir.� (İbn-i MÂce)
Zamanınızdan şikayetinize sebep olan şeyler, amellerinizin bozukluğundandır.� (Beyhaki)
Nuh AleyhisselÂm�ın kavminin kufurde uzun zaman inat ve ısrar etmeleri uzerine Allah-u TeÂl onları kıtlıkla mubtel kıldı. Cok sıkıntılar cektiler, malları ve hayvanları helÂk oldu, kadınlar kısırlaştı.
Nuh AleyhisselÂm onlara oğutlerde bulundu:
Rabbinizden mağfiret dileyin, cunku O cok bağışlayıcıdır. Mağfiret dileyin ki, uzerinize gokten bol bol yağmur indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı coğaltsın, size bahceler ihsan etsin, sizin icin ırmaklar akıtsın!
Size ne oluyor ki Allah�a buyukluğu yakıştıramıyorsunuz?� (Nuh: 10-11-12-13)
Kudret ve azÂmetinden korkmuyor, makamı karşısında titremiyor, O�ndan sakınmak suretiyle sevabını ummuyorsunuz.
Hûd AleyhisselÂm da kavmini tevbe ve istiğfara dÂvet etmişti:
Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O�na tevbe edin ki uzerinize gokten bol bol yağmur indirsin, kuvvetinize kuvvet katsın. GunahkÂr olarak yuz cevirmeyin.� (Hûd: 52)
Bu Âyet-i kerime�lerde tevbe ve istiğfarın her şeyin husûlune vesile olduğu bildirilmektedir.
Rabbinizden mağfiret dileyiniz ve O�na tevbe ediniz ki, belli bir sureye kadar sizi guzelce gecindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin.� (Hud: 3)
Gunahlarınızdan dolayı Rabbinizin affını ister, samimiyetle tevbe eder, Rabbinize yonelerek ve O�na itaat etmek suretiyle tevbenize dosdoğru devam ederseniz, bu dunyada size geniş rızık ve mureffeh bir hayat sağlar.
Abdullah bin Abbas -radiyallahu anhumÂ- dan rivayete gore, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurmuştur:
Her kim istiğfara devam ederse, Allah-u TeÂl o kimseyi her darlıktan kurtarır, her sıkıntısına bir ferahlık verir ve onu hic ummadığı yerden rızıklandırır.� (Ebu DÂvud)
İnanmayanların dunyadaki gecim sureleri cok azdır. Onun dunyadan faydalanması dunya ile sınırlı kalır, Âhiret azabından kurtulmasına ise imkÂn bulunmaz.
Âyet-i kerime�lerde şoyle buyurulmaktadır:
Onları az bir sure gecindiririz, sonra kendilerini ağır bir azaba surukleriz.� (Lokman: 24)
Dunyadaki şaşkınlık ve sapıklıklarının cezasına oylece uğramış olacaklardır.
İnkÂr edeni de az bir sure gecindirir, sonra onu ateşin azabına (girmeye) zorlarım.
Orası ne kotu varılacak yerdir.� (Bakara: 126)
İnanmayanlar da bu dunyada rızıklanırlar. Allah-u TeÂl onlara muhlet verir. Bu da haklarındaki ilÂhî azabın artmasına sebep olacaktır.
Sakın kendilerini denemek icin dunya hayatının susu olarak bol bol gecimlikler verdiğimiz kimselere gozlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı hem de daha sureklidir.� (TÂhÂ: 131)
Onlar, bu nimetleri kendilerine vermiş olan Allah-u TeÂlÂ�yı bilmez, varlığını, birliğini, kudretini tasdik etmezlerse, bu yuzden ahirette azab gorecekleri şuphesizdir. Cok defa bu nimetler daha dunyada iken ellerinden cıkar.
Allah-u TeÂlÂ�nın ahirette vereceği nimetler ise, kÂfirlere dunyada iken verilmiş olan fani şeyler gibi değildir. Onlar asl zeval bulmayacaktır.
İnkÂr edenlerin refah icinde diyar diyar dolaşması sakın seni aldatmasın!� (Âl-i İmran: 196)
Ondan az bir zaman faydalanırlar, sonra da nimet yok olur gider, ahirette ise buyuk bir felÂketle karşılaşırlar.
Âyet-i kerime�lerde şoyle buyuruluyor:
Eğer butun insanlar (kufre meyledip) tek bir ummet olma durumuna gelmeyecek olsaydı, Rahman olan Allah�ı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, cıkacakları merdivenleri, evlerinin kapılarını, uzerine yaslanacakları koltukları gumuşten yapar ve onları altın ziynetlere boğardık.
Butun bunların hepsi sadece dunya hayatının gecimliğidir. Ahiret ise Rabbinin katında, O�nun azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.� (Zuhruf: 33-34-35)
Allah katında dunya malının hicbir değeri yoktur. Altın ve gumuşun kıymet olarak bilinmesi insanlara goredir.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif�lerinde buyururlar ki:
KÂfir bir iyilik yaptığında bunun karşılığında dunyalık verilir. Mumine gelince, Allah-u TeÂl onun iyiliklerini ahirete saklar, dunyada da taatına gore rızık verir.� (Muslim)
İstiğfara devam edip de ihtiyactan ve sıkıntılardan kurtulmayanlar, istiğfarın şartlarını yerine getirmeyen kimselerdir.
Allah-u TeÂl bir Hadis-i kudsi�de şoyle buyurur:
Eğer kullarım bana hakkıyla itaat etselerdi, onları geceleyin yağmurlarla sular, gunduzleri uzerlerine guneş doğdurur ve onlara gok gurultusu işittirmezdim.� (Ahmed bin Hanbel)
__________________
gunahlar yuzunden gelen musibetler
Dini Bilgiler0 Mesaj
●30 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- gunahlar yuzunden gelen musibetler